'Hakimler, ivedi yargılama kanununa uymuyor'
Bakan Avcı, Ülke TV'ye konuk oldu

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ülke TV'de canlı olarak yayımlanan "Akşam Baskısı"
programına konuk oldu.
"TEOG saldırıya uğramış olsa da oturdu"
" (TEOG) Bizce sağdan-soldan çok saldırıya uğramış olmasına rağmen oturdu. Şimdi
saldırı derken neyi kastettiğimi söyleyeyim; bakın bu sınavlarla ilgili her
dönem mahkemelerde davalar açılıyor, bunlar çok sistematik, yani zaman zaman
tabii bazı veliler iyi niyetle bu soru yanlıştı, öyle olmasa böyle olsa falan
diye düşünerek iyi niyetli velilerin açtıkları davaları kastetmiyorum. Ama özellikle
dershane soygununa son verdikten sonra bu kesimden bu sınavlara yönelik ciddi
taciz atışları var.
Evet, paralel yapıdan kaynaklanan ciddi tacizler var, her dönemde birkaç sorumuzla
ilgili dava açılıyor. Niye açılıyor? Dava sonuçlanana kadar biz sınav sonuçlarını
açıklayamıyoruz veya biz sınav sonuçlarını açıkladıktan sonra bir mahkeme -eskiden
bahsediyorum - karar verirse ki öyle yapıyorlardı genellikle, 1 milyon 300 bin
çocuk ve aileleri bir anda terörize ediliyorlar, şimdi ne olacak; bunun için
yapılıyor zaten bu iş. Bakın ilk yaşadığımız örnek, SBS sınavının iptaliyledir,
yani benden önce son defa yapılan SBS sınavına ilişkin bir iptal davası açıldı,
ilgili mahkeme yürütmeyi durdurma talebi olmasına rağmen... Yürütmeyi durdurma
talebi ne demek? Yani gecikirse sıkıntı olacak, bunu bir an önce yürütmeyi durduralım,
sonra esastan görüşelim demesi gerekirken, yürütmeyi durdurma talebini reddedip,
yani yürütmeyi durdurmaya gerek yok diye o sorunun iptal edilmeyeceğine dair
bir ön mesaj verdikten sonra Temmuz'da açılan davayı Temmuz, Ağustos, Eylül,
Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, 7,5 ay sonra, yani çocuklar karne alma, işte bugünlerdeki
gibi tam karne alacakları sırada geçen yılsonunda yapılmış olan bir sınavın
iptal edilmesi kararını verdi.
Çocukların hepsi okullara yerleştiler, sınavlarına girdiler, birinci yarı bitmek
üzere, karne alacaklar bir hafta sonra iptal ediliyor.
Halbuki biz o soruyu mahkemeye güvenemediğimiz için açıkçası, mahkeme iptal
ederse ne yapmamız gerekiyor idiyse onu yaptığımız için, mahkeme de ondan haberdar
olmadan hala iptal ediyorum diye, biz onu yapmışız zaten, düzeltmişiz, puanlamaları
da ona göre yapmışız, o soruyu iptal etmişiz, puanlamaları ona göre yapmışız
ve çocukları da ona göre okula yerleştirmişiz. Mahkeme, bunu da söylediğimiz
halde, buna rağmen, şimdi insanlar unutuyorlar, iki sene önce böyle kaos havası
oluşturuldu. Geçen yıl bu nedenle Meclis'ten bir yasal düzenleme yaptık ivedi
yargılama usullerine ilişkin kanunda, yani ivedi demek ne demek? Gecikmeksizin
yargılamanın sonuçlandırılması. Orada diyoruz ki; oybirliğiyle, Bütçe Plan Komisyonunda
oybirliğiyle, bütün partilere izah ettik biz bunu ve o arkadaşlar da sağ olsunlar,
anlayış gösterdiler, Meclis'ten de bu böyle geçti. Ne diyor yasa? Milli Eğitim
Bakanlığının ve ÖSYM'nin yaptığı sınavlara itiraz 10 gün içinde yapılır, süreler
belirlemişiz. 10 gün içinde itiraz edecek itiraz edenler, mahkeme bir hafta
içerisinde askıya çıkacak, idare 3 gün içerisinde savunmasını verecek, hadi
yetiştiremedi üç gün daha... Sonra mahkeme işte 15 gün içinde karar verecek filan...
Dolayısıyla biz de takvimimizi ona göre yapalım, çünkü biz sene başında bütün
takvimimizi ilan ediyoruz."
"TEOG sonuçlarını açıkladık, bundan sonra mahkemenin herhangi bir karar uygulanma
kabiliyeti yoktur"
"Şimdi ne yapıyoruz? Mesela şu anda bu süre bitti, o süreye kadar yapılmış olan
itirazları dikkate aldık. Yasal süre bittikten 1 gün sonra da, hatta fazlasını
verdik, biz TEOG sonuçlarını açıkladık. Şimdi bu saatten sonra herhangi bir
mahkemeden herhangi bir başka karar gelirse onun uygulanma kabiliyeti yoktur,
hukuken de doğru değildir. Yani mahkemenin şimdi bu süreyi geçirmiş olmaktan
ötürü artık görevsizlik kararı vermesi gerekir. Ama buna rağmen ben eminim taşradaki
bazı mahkemelerden böyle kararlar istihsal edebilirler birileri. Onları şimdiden
uyarıyorum, yasayı açıp okusunlar, ivedi yargılama usulü madde 20/b galiba.
Orada süreler belli, o sürelere riayet etmek, kanun herkesi bağlar, mahkemeleri
de bağlar, dolayısıyla o kanunu okuyarak kararlarını versinler. Ama veliler
rahat olsunlar, biz yasal süre içerisinde yapılması gereken her şeyi, iş ve
işlemleri tamamladık...
Şimdi karne vereceğiz ya, tam karneyi verdiğimiz gün bir mahkemeden öyle bir
karar çıkartıp kafa bulandırmak isteyebilirler; onların hiç önemi yok, yani
yaptırım kabiliyeti yok, uygulanabilirlik yok. Yasa belli bir süre koymuş, o
süre içerisinde verilen kararlara Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz uyarız,
uyduk, bundan sonra da uyarız, mahkemelerin de aynı kanuna uymalarını bekliyoruz."