152'si asker, 155 sanık hakim karşısına çıktı

FETÖ'nün darbe girişiminde Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Aralık 2017 19:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
152'si asker, 155 sanık hakim karşısına çıktı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada savunma yapan eski üsteğmen Soner Gökçe, olay günü mesaisinin ardından arkadaşlarıyla yemek yediği esnada WhatsApp grubundan bir terör saldırısı ihtimali üzerine yazışmalar gördüğünü anlattı.

Gökçe, saat 23.00 sıralarında iş arkadaşı Ömer Derelioğlu'nun aradığını ve kendisine tabur komutanının ""seferberlik" ilan edildiğini ve birlik komutanlarına karargaha acil gelmesini emrettiğini söylediğini iddia etti. Birliğe girdiği sırada nizamiye bölgesinde ellerinde uzun namlulu silah bulunan askerler gördüğünü aktaran Gökçe, birliğe saldırı tehdidi olabileceğinden önlem alındığını düşündüğünü ifade etti.

Tabur komutanı Murat Bolat'ın emriyle UH-1 helikoptere binerek Güvercinlik Meydanı'ndan kalkıs yaptıklarını, binbaşı Ersel Ersoy'un yonlendirmesi ile Etimesgut Lojmanları'nın olduğu alana indiklerini anlatan Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ersel Ersoy binbaşıma 'Burada ne işimiz var' diye sorduğumda, bana 'Etimesgut Lojmanları'nın arka tarafından muhimmat tasıyacakmısız' dedi. Alanda beklerken sınıfını bilmedigim bir ustegmen ve 5- 6 asker yaklasık 8 kutu mühimmat yükledi. Mühimmatı alıp Guvercinlik Meydanı'na getirdik. Dönüş esnasında telsizden Ozcan Karacan'ın atısları yonlendirmesini duyduk. 'Tomalara atın. Genelkurmayın etrafına atın' diye emir veriyordu. Sonrasında 'Genelkurmayın yanındaki sivillerin etrafına da atın, 'Genelkurmay kritik, oranın dusmemesi lazım, oradaki kalabalıgı dagıtın' dedi. Bunların hepsini telsizden duydum."

Etimesgut'tan döndükten sonra Kara Havacılık Komutanlığında hiçbir olaya karışmadan sabaha kadar beklediğini öne süren Gökçe, tahliye talebinde bulundu.

Sanık eski yarbay Murat Karakaş da Kara Kuvvetleri Personel Başkanlığında proje subayı olarak görev yaptığını, olay günü rutin mesaisini tamamladıktan sonra eve giderken Uğur albayın Kara Havacılıkta teröristle mücadele toplantısı olduğunu söylemesi üzerine Güvercinlik'e gittiğini anlattı.

Nizamiyede bir astsubayın kendisini karsıladığı ifade eden Karakaş, "Bana 'Komutanım size gorevinizi teblig ediyorum. Genelkurmay Baskanı'nın da bilgisi ve emri dogrultusunda sıkıyonetim ilan edildi. Bu kapsamda goreviniz Kara Kuvvetleri Komutanlıgı Kara Havacılık Komutanlıgının dıs guvenligini saglamak' dedi." ifadelerini kullandı.

Karakaş, 21.00 sıralarında sıkıyonetim ilan edildigi emrini aldıktan sonra sabaha kadar Kara Havacılık Komutanlığı karargah binasının agaclık kısmında oturduğunu, sabaha karşı da Güvercinlik'ten kalkan helikoptere binip Akıncı Üssü'ne gittiğini ileri sürdü.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, "Telsiz konuşmaların hakkında ne diyeceksin? Senin Kobra helikopter pilotu olduğunu söylüyorlar. Sen uçmadın mı?" sorusuna sanık Karakaş, "Uçuş telsiz kayıtları hukuki bir delil değildir. Bana ait olduğu ileri sürülen telsiz kayıtlarını da kabul etmiyorum." diye cevap verdi.

Darbe girişiminin yaşandığı gece AH-1P Kobra tipi helikopterin pilotu oldugu tespit edilen Karakaş, olay gecesi helikopterle MİT yerleskesine, Ankara Emniyet Mudurlugu, Genelkurmay Baskanlıgı bolgesine ve Gölbaşı TÜRKSAT yerleskesine ucus gerceklestirdiğine yönelik iddiaları da reddetti.

Karakaş, Akıncı Üssü'ndeki görüntülerine ilişkin şunları öne sürdü:

"Bahsi gecen kamera kaydındaki kisi benim. Bu goruntude koridordaki kucuk kitaplıgın ust gozundeki dergilerin arasına elimde bulunan kucuk kitabı koyuyorum. Bu kitabı karargah girisinde cam kenarında buldum. Kitabın uzerinde ne yazdıgını hatırlamıyorum. Kitabı buradan alıp koridordaki kitaplıktaki dergilerin arasına koydum. Bu kitabın "Sabah Aksam Irsat Duaları, M.Fetullah Gulen" isimli kitap oldugunu bilmiyordum."

Duruşmada, olay tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Temin Merkezinde şube müdürü olarak görev yapan eski yarbay Ümran Taş, verilen emirle Kara Havacılık Komutanlığına gittiğini anlattı.

Kışlaya girdiği esnada alarm verildiğini ve kışlaya terörist saldırı olacağının söylendiğini öne süren Taş, o saatten sonra hiçbir emre uymadığını, sabah saatlerinde ise helikoptere binip Akıncı Üssü'ne gittiğini iddia etti.

Ümran Taş, iddianamede yer alan telsiz ve telefon kayıtlarını da reddetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber