'Körler mahallesinin aynacısı'

ODTÜ'deki eğitimini yarıda bıraktıktan sonra, birkaç farklı girişimin ardından çocuklukta başlayan kitap merakını iş edinen görme engelli Devrim Tarım, Samatya'da sahaflık yapıyor.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 10 Ocak 2018 21:54, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Körler mahallesinin aynacısı'

ETEM GEYLAN

Orta Doğu Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü'ndeki eğitimini yarıda bırakan ve birkaç farklı girişimin ardından çocuklukta başlayan kitap merakını iş edinip sahaf dükkanı açan görme engelli Devrim Tarım, "körler mahallesinde ayna satmaya benzettiği işini" Samatya'da sürdürüyor.

Devrim Tarım, Surp Kevork Ermeni Kilisesi'nin karşısında bulunan küçücük dükkanına sığdırdığı "dünya kadar" ikinci el kitabı meraklısıyla buluşturuyor.

Samatya'da kitaplarla dolu 15 metrekarelik dükkanda gelenleri güler yüzle karşılayan görme engelli sahaf Devrim Tarım, hayat hikayesini, AA muhabirine anlattı.

Küçük yaştan itibaren öğrenmeye olan merakının kendisini kitaplara yönelttiğini ve ablasına kitaplar okuttuğunu dile getiren Tarım, kitaplara olan tutkusunun, Ankara'daki Körler Okulu'nda Braille alfabesini öğrenmesiyle iyice arttığını söylüyor.

Devrim Tarım, okuduğu ilk kitabın bir sokak kedisiyle ev kedisini anlatan çocuk öyküsü olduğunu dile getirerek, "Kendimi bildim bileli hayatımda hep kitaplar ve kediler oldu. En çok sevdiğim şey annem, kitaplar ve kediler. Bu yüzden dükkanımın mottosunu da Bilge Karasu'nun kitabının adını yaptım, 'Ne kitapsız, ne kedisiz." dedi.

"Küçük ama zengin bir dükkan burası"

Tabelaya Türkçe, İngilizce, Kürtçe, Ermenice ve Rumca "Samatya Sahaf" yazdırmasına ilişkin Tarım, "Yaşamak için Samatya'yı seçtim. Çünkü çok kültürlü bir yer. Farklılıkların bir arada birbiriyle örselemeden yaşadıkları bir yer. Ben de kitapçı dükkanımı bu mahallede yaşayan halkların dillerinde kitapçı yazdım. Dünyanın bütün dillerinde bütün kitap toplamak istiyorum. Bunlar dükkanı zenginleştiren şeyler. Rafta durmaları bile buraya anlam katıyor." dedi.

Okuma alışkanlığının düşüklüğü karşısında kitapçıların ayakta kalmasının zor olduğunu belirten Tarım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Elime bir istatistik geçti, Türkiye'nin okuma haritasını çıkartmışlar. Oran binde 8. Korkunç. Daha da fecaat olan durum ilkokul çocuklarının okuma ödevleri bu ortalamayı yükseltiyor. Böyle bir şey de bu şartlarda kitapçılık yapmak hem de mahalle kitapçısı olarak ayakta kalmak, büyük şirketlere karşı internete rağmen, büyük şirketlerin az kar marjlarıyla satmalarına rağmen hem bir bakıma Don Kişot'luk hem de körler mahallesinde ayna satmak gibi bir şey."

Dükkanında çok çeşitli kitaplar bulundurduğunu ifade eden Tarım, "Küçük ama büyük zengin bir dükkan burası. Buradaki kitap çeşidi eminim en büyük kitap marketlerde bile yoktur. İddialıyım bu konuda." diye konuştu.

"Self servis kitapçı"

Tarım, mahalle sakinleri ve müşterileriyle kurduğu ilişkiyi "Mahallelilerle burada organik bir ilişki var. Yüzeysel veya samimiyetsiz bir nezaket değil. İçeriye girdiği zaman bana kitabı sorup şu kitap var mı dendiğinde -kitapların yüzde 99'unu bilirim- varsa ilgili rafı gösteriyorum, 'Bakın burası self servis kitapçı, şu rafta bulabilirsiniz' diyorum. Yüzde 1 olduğu zaman; unutup da yok dediğim zaman da canım sıkılıyor." sözleriyle anlattı.

Dükkanına hemen herkesin gelebildiğini ancak bazı kişilerin kitabı raftan almak zor geldiği için dükkandan alışveriş yapmadan ayrıldığını da aktaran Tarım, şöyle devam etti:

"Burada okurlar dediğim müşterilerle ilişki tamamen güvene dayalı. Kitabın fiyatı ilk sayfada yazıyor. Müşteri kendisi okuyup söylüyor. Tabii ben aşağı yukarı tahmin ediyorum fiyatı ama bu bir ahlak testi oluyor onlar için. Bu hoşuma gidiyor. Aslına bakarsanız kör bir insanın kitapçı açması demek, tamamen güvene dayalı bir şey. Buradan kitap çok kolay çalınabilir, para alınabilir, bilgisayar çalınabilir. Bunlar çok başıma gelmiyor değil oluyor ama ilişki güven ilişkisine dayalı. Ben gözetim toplumuna karşı birisi olarak buraya kamera koymayı kendime yakıştıramam. Bu benim yapacağım bir şey değil. Kitap çalacak olan birisi okur değil okur olan da kitap çalmaz diyorum ama aileler çocuklarını o kadar harçlıksız bırakıyorlar ki buradan çaldığı kitabı getirip satmaya çalışan arsız çocuklar da oluyor."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber