Diyanet, hak ve adalet kavramlarının yerleşmesine öncülük etmeli!

Memurlar.net olarak bir ziyaretçimizden whatsapp hattına gelen ve Diyanet'in hak ve adalet kavramlarının yerleşmesine önderlik etmesini isteyen görüşlerini yayımlıyoruz.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 07 Mart 2018 15:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Diyanet, hak ve adalet kavramlarının yerleşmesine öncülük etmeli!

Memurlar.net olarak bir ziyaretçimizden whatsapp hattına gelen ve Diyanet'in hak ve adalet kavramlarının yerleşmesine önderlik etmesini isteyen görüşlerini yayımlıyoruz.

Merhabalar,

Öncelikle Memurlar.net olarak Diyanet İşleri Başkanlığının son mülakatları hususunda yaptığınız cesur haberler için teşekkür ederiz.

Mülakat sonuçlarının açıklanmasının akabinde ulaştığımız Diyanet görevlilileri dahi büyük bir hak kaybının olduğunu ve bunun sistemden kaynaklı olduğunu dile getirdiler. Son günlerde Sayın DİB Başkanı Ali ERBAŞ'ın suskun kalma sebebide budur. Konuşması halinde haksızlık olduğunu dile getireceği açıktır ve bu durumda Mülakatları iptal etmek yoluna gitmek zorunda kalacaktır. Ortada çok büyük bir sorun olduğu herkes ve her kesim tarafından bilindiğinden suskunluk hüküm sürmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı suskun kalmamalıdır. Bütün kurumlara ve insanlara örnek olması gereken bu kurum çıkıp sistemden kaynaklı bir haksızlık olduğunu ve kimsenin kul hakkına girmenin doğru olmadığını belirterek, mülakatları iptal etmelidir. Eğer bu ülkede mülakatlar konusunda bir şeyler değişecekse bu Diyanet gibi, Hak ve Adalet kavramlarının yerleşik olduğu bir kurumun örnek davranışıyla ancak mümkündür.

Bunların yanında Diyanet Mülakatlara girmiş biri olarak, yaşanan haksızlıkları madde madde özetleyecek olursam;

Mülakatlar kamera ile kayıt altına alınmamıştır. İdare mahkemesinin mahkeme sürecinde itirazların sağlıklı değerlendirebilmesi için bu konudaki tavsiyesine rağmen, Diyanet gibi bir kurum 50 komisyona kamera sistemi kurmamış/kuramamıştır. Oysa ÖSYM gibi bir kurum aynı anda binlerce sınıfta bu sistemi kurabilmekte ise 50 noktada kamera sistemi kurmak ve itirazların sağlıklı biçimde değerlendirebilmesini sağlamak çok zor olmamalıdır.

Soru sayısı belirli olmalıydı. Mülakatlara giren adaylar zaten DHBT gibi Din Hizmetleri konusunda ölçüm yapan bir sınavdan ÖSYM tarafından geçirilmiştir. Bu mülakatlara sadece bu sınavdan kendi bölümünde iyi bir puan alan adaylar katılabilmiştir. Buna rağmen Diyanet ısrarla mülakatlarda din bilgisini test etmeye kalkışmıştır. Ve bu testi haksız ve adaletsiz biçimde herhangi bir soru sayısı belirtmeden yapmıştır. Örneğin kimi adaylara 7 soru sorulurken kimi adaylara bir soru sorulmuştur. Bellidir ki 7 soru sorulan adayın hata yapma ve puanın düşme ihtimali daha yüksektir.

Sorular zarf usulu seçilmemiştir. Mülakat usullerinden olan herhangi bir zarf çekerek kendine çıkan sorulara cevap vermek mülakatlarda işletilmemiştir. Bu durumda komisyon üyelerinin hangi adaya nasıl sorular soracakları kendilerine kalmıştır. Kimilerine çok zor sorular sorulurken, kimilerine sıradan vatandaşların bileceği sorular sorulmuştur.

Komisyonların değerlendirmeleri aşamasında çok büyük farklılıklar mevcuttur. A komisyonu çok iyi bulduğu bir adaya 100 verirken, B komisyonu çok iyi bulduğu bir adaya 80 puan vermiştir. Bu durum sistemin asıl problemi olmakla birlikte, bütün adaylar yerleşme aşamasında birbirleriyle kıyaslandığından hakkaniyetli bir yerleşim olmamıştır.

Komisyonların kimileri yüksek sayıda 100 ve 99 puanları vermiştir. Bu tür puanlar mükemmeliyet göstergesidir. Mükemmellik iddialı bir değerlendirme olmakla birlikte, bu mükemmel olarak değerlendirilen adaylar genel olarak aynı komisyonlardan çıkmıştır. Sırf bu istatistiklerin ortaya konulması bile haksızlık olduğunu açık biçimde ortaya koyacaktır.

Sizin nezdinizde, Diyanet'in örnek bir kurum olması için çağrıda bulunuyoruz.

Sistemde problemlerin olduğunu kabul edip mülakatları iptal etmelidirler.

Daha önceki sistemde olduğu gibi mülakatlarda sadece yeterlilik ölçülmeli, ve yerleşmeler DHBT puanıyla yapılmalıdır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber