İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

MEB Bakanı Ziya SELÇUK'u Bekleyen Sorunlar-1

Bu yazıda, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'u bekleyen sorunlara yer verilecektir.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 18 Temmuz 2018 00:02, Son Güncelleme : 18 Temmuz 2018 08:23
MEB Bakanı Ziya SELÇUK'u Bekleyen Sorunlar-1

Eğitim; son 16 yılda hükümetin hatta Cumhurbaşkanının da ifade ettiği gibi en başarısız olunan alanların başında geliyor.

Kaldı ki bir ülkenin en başarılı olması gerek alandır eğitim.

Ve yıllarca; MEB'e eğitimci bakan talebi olduğu halde hukukçuların ya da başka alan uzmanlarının MEB'e yön vermelerinin yarattığı sorunlar söz konusu.

Her gelen bakan gideni arattı desek yalan olmaz.

Bu süreçte mali olarak, derslik olarak, fiziki alt yapı, öğretmen atama ya da donanım olarak çok şeyler yapılmış olabilir ama eğitim sadece bu şekildeki yatırımlarla başarılı olunabilecek bir alan değil.

Eğitime Ziya SELÇUK'un atanması bir şans olabilir. En azından alanında ve akademik çevrede kendini ispatlamış ve Talim ve Terbiye Kurulunun en güçlü olduğu dönemlerde başkanlık ederek MEB'de çalışmış bir isim.

Başarıdaki iki önemli başlıca engel;

1- Siyasetin, derneklerin, vakıfların ya da kişilerin müdahaleleri.

Eğer iş bilimsel olarak sürdürülür ve sayın bakana bu konuda tam yetki verilirse yani müdahale edilmezse sorunlar daha kolay çözülebilir ve eğitimde beklenen muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma amacına daha kolay ulaşılabilir.

2- MEB bakanı evet alanında uzman ya diğer kadrolar? Örneğin bakan yardımcıları kim olacak? Cumhurbaşkanlığında kurulacak "Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu" nun başında kim olacak? Kadrolar kimlerden oluşacak? Bu kadrolar bakanla ne kadar istişare edecek ya da ne kadar müdahil olacaklar? Yani en kötü şey olan çift başlılık yaşanacak mı? Sorusunun cevabı önemli.

Bunun yanında bakanlıkta kaldırılan müsteşarlık makamının yerini dolduracak bakan yardımcısı sayısı ve bu kadrolarda görev alacaklarda bakanın rolü ne olacak? rahat çalışabilmesi için bakanlıkta kadro kurmasına müsaade edilecek mi?

Tabii ki bütün bunları zaman gösterecek ama sayın bakanın Özel Kalem Müdürlüğüne dışarıdan atama yerine MEB içinden, bakanlığı iyi bilen ve gerçekten bakanlıkta karşılığı olan Daire Başkanı Ömer İNAN'ı getirmesi iyi bir işaret gibi duruyor. Devamı gelecek mi zaman gösterecek.

Sayın bakanı bekleyen sorunlara geçecek olursak.

Biz konuları bugünlerde yapılması gerekli olan elzem konulardan başlayarak ele almak istiyoruz. Bu konularla ilgili süreç başladı başlayacak ya da bugünlerde tamamlanacak.

En önemli sorunlardan biri istikrar sorunu. Çünkü MEB'deki uygulamalar günü kurtarmaya yönelik uygulamalar. Bunun en bariz örneği de yeni getirilen ve kimsenin memnun olmadığı ( tasarlayan bürokratların dahi memnun olduğunu sanmıyoruz) liseye geçiş sistemi.

Liseye Geçiş Sistemi:

Bakanlığın öğrenci ve velileri rahatlatacak adımlar atması gerekir. Tercihler alınmış olsa da henüz sonuçlar açıklanmamışken bu konu masaya yatırılmalıdır.

Bu aşamada ne yapılabilir diye sesli düşünecek olursak çok büyük bir formül yok gibi ama en azından;

- Sınavla öğrenci alan kurumlar için tercihler de değerlendirilerek kontenjan artırımına gidilebilir.

- Yerel yerleştirme sistemi yeniden gözden geçirilerek adeta doğum tarihine endeksli yöntem revize edilebilir. Bu konuyu daha önce ele almıştık. https://www.memurlar.net/haber/760487/liselere-yerlestirmede-dogum-tarihi-donemi.html

Yönetici Görevlendirmeleri:

Sözlü sınav sonuçları açıklanmış olup, görevlendirmeye esas puanların açıklanma dönemindeyiz ve tercih döneminin başlayacağı bir süreç söz konusu.

Buradaki beklentiler şöyle;

Sözlü sınavla ilgili itirazlar söz konusu.

Bu itirazların yanı sıra yıllar ilerledikçe şeffaflıktan uzaklaşıldı ve sözlü sınav puanları kamuoyunun bilgisine açılmadı. Açıldığı yıllarda bariz kayırma emareleri görülmesi bunun en önemli sebebi. Öyle ise tartışma yaratmayacak bir sistem ve şeffaflık şart.

Kaldı ki MEB 21 Haziran 2018 tarihinde yeni yönetmelik yayımladı ama yürürlüğü seneye bıraktı. Bu da başka bir muamma. Madem bir yönetmelik yürürlüğe koydunuz neden uygulamazsınız? Ya da uygulamayacağınız (bir yıl sonra uygulayacağınız) bir yönetmeliği neden şimdi yürürlüğe koyarsınız? Bu yönetmelikte yazılı sınav öngörülse de sözlü sınavın yüzde 40'lık etkisi sözlü sınavı en etkin unsur olarak ön plana çıkarıyor.

Sayın bakana hatırlatalım ki 2002 yılından bugüne yönetici atama/görevlendirmeye ilişkin olarak 20'ye yakın mevzuat değişikliği söz konusu. Çoğu da yargı kararları gerekçeli. 2009 yılında dönemin bakanının çağrısı üzerine sendikalarla ortaklaşa hazırlanan yönetmelik yargı tarafından iptale uğramayan eğitim camiasında da genel kabul gören bir yönetmelik idi. Ama birilerinin işine gelmediği için yürürlükten kaldırıldı. O yönetmeliğe göre yazılı sınav ve yönetici değerlendirme formu etkisi söz konusu idi.

Yani 16 yıldır sorunlu gidiyor yönetici görevlendirmeleri ve mevcut sistem doğru bir sistem değil.

Sözleşmeli Öğretmen Atamaları ve Sözlü Sınav:

Yine acil olarak bekleyen bir sorun da bu. Çünkü sözlü sınav puanları Sayın bakanın atanması ile açıklandı. Puanlarda bakanın (İsmet YILMAZ) KPSS puanının +3, -3 aralığında puan verilmesi talimatına uyulmuş mudur belirsiz. Bu uygulamanın istenmesi de başlı başına sorundur. Örneğin her soruya doğru cevap vereceksiniz sözlü sınavda ölçülecek kriterleri tamamlayacaksınız ama size KPSS de 70 aldınız diye en çok 73 verilecek. Oysa ki bu sınav adil yapılmışsa 100 alması gerekmez mi? Ya da hiçbir soruya cevap veremeyeceksiniz, kriterlerden de geçemeyeceksiniz KPSS niz 70 ise en az 67 puan verilecek.

Bu yapılan sözlünün anlamsızlığını, yanlışlığını ispatlar niteliktedir. Kökten kaldırılması gereken bir uygulama olup aslında şube müdürü, okul yöneticileri derken öğretmenliğe kadar sirayet eden sözlü sınav gibi objektif olmayan uygulamaya son verilmelidir.

Elzem alanlarda ise kamera kaydı vs... gibi tedbirlerle objektif ve yargı denetimine açık bir hale getirilebilir.

Lafı çok uzatmadan acil bekleyen bu konularda bakanlığı uyarmak istiyoruz.

Sayın bakanın başarısı ülkemiz geleceği için çok önemli olup bunu yürekten istiyor ve başarı diliyoruz. Başta da söylediğimiz gibi bunun için en önemli husus; "gölge etme başka ihsan istemem" sözünün karşılık bulmasıdır.

Maksut BALMUK

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber