Tarımda Birlikler adım adım makamlara da sızdı!

Son dönemlerdeki konu dışı atamaların bu birlikleri iştahlandıracağı belliydi. Bakanlığın yüzeyselleşmiş yapısını fırsat bilen birlik müdavimleri, Hans'ın yabancı tohumunu Hasan'ın yerli tohumuna tercih edenler son düzlükte galip çıktı!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 08 Şubat 2019 12:54, Son Güncelleme : 08 Şubat 2019 12:56
Tarımda Birlikler adım adım makamlara da sızdı!

Dünden bugüne Tarım Gemisi su alıyor!

Aldıkları iri iri, yüklü miktarda Islahçı hakkı parasına rağmen, tüm enstitülerde baş rol verilmesine, bir dedikleri iki edilmemesine rağmen elin Esperya'sını, Bezosta'sını kendi ülkemizde krallık koltuğundan indiremeyenler, yerli tohuma yabancı zihniyetler, adım adım makamlara sinsice tırmanıyorlar.

Hafızası olanlar bilir...

Muhaliftiler! Yeni simalara, yeni Türkiye'ye muhaliftiler. Tüm imkanlara, tüm yetkilere, tüm hoşgörülere rağmen paylaşıma yanaşmadılar. "Dediğim dedik çaldığım düdük" misali tek tip konuşlanmayı seçtiler. Ülkenin en büyük yüzdesini, kendilerine yetki vermiş gücün kitlesini hep engellediler. Hizipsel davrandılar ve oluşumlarını hiziplerinin zihniyetine göre gerçekleştirdiler. İstedikleri projeyi geçirdiler, istemediklerini engellediler. Sorumluluğun peşinden değil, sorumluluğu peşlerinden sürüklediler. Şahsi davrandılar. Kendilerindensen menfaatlenirdin, puzzle'da yerini alırdın, değilsen dışlanırdın. Her gelen resmi veya gayri resmi güçle iş tuttular. Hep kazanan ata oynadılar ve halende oynuyorlar.

Yetki ellerinde iken istedikleri akademisyenleri toplantıya çağırıp istemediklerini çağırmayan, yurt dışı ve yurt içi görev ve eğitimlerde kendi anlayışına uyanları tercih eden, eşitlik ve adalet anlayışına ters düşen zihniyet sahipleri, şahsi oluşumlarına uygun kanunu, yönetmeliği hatta yönergeyi de çıkardılar/çıkarttırdılar. Görevde iken ülke tohumculuğunun geleceği için değilde kendi şahsi gelecekleri için kanun çıkarttıran ve emekli olunca sadece kendi gibi düşünenlerden oluşan bir yapı oluşturan ve bugünlerde bürokrasisinin zaaflarından faydalanarak, hiç beğenmedikleri her fırsatta eleştirdikleri gücün imkanlarıyla adım adım bakanlık bürokrasisine, yerleşme peşine düşen bu oluşumun farkına varamayan bakanlık, Tarım Gemisi'nin zemininin aşındırıldığının da farkına varamadı.

Yeni Türkiye deryasında demir aldığı günden beri Tarım Gemisi'nin zeminini aşındıran bu yapı, ithalatı körükleyerek, yabancı tohum çeşitlerinin akın akın ülkeye girişini her yönüyle destekleyerek hatta yabancı firmalara dispritörlük ve kılavuzluk yaparak yerli tohum çeşitlerinin ve yerli firmaların güçlenmesi yönünde ciddi bir çaba sarf etmeyerek, çiftçiliği her yönüyle kuşatıp sektörel tohumculuğu hep güçlünün kazanacağı şekilde dizayn eden bir sistem kurarak/kurdurarak, böylece de çiftçileri çağdaş köleler haline getirerek, bakanlıktaki uzantıları sayesinde bakanlığı yönlendirerek geminin su almasına sebep olmaktadırlar.

Başarısızlığın ödüllendirildiği yeni bir sistem mi var?

Aldıkları iri iri, yüklü miktarda Islahçı hakkı parasına rağmen, tüm enstitülerde baş rol verilmesine, bir dedikleri iki edilmemesine rağmen elin Esperya'sını, Bezosta'sını kendi ülkemizde krallık koltuğundan indiremeyenler, yerli tohuma yabancı zihniyetler, adım adım makamlara sinsice tırmanıyorlar. Ülkemizde üretilen buğdayın %50'den fazlası yabancı çeşitlerden üretilirken ve bu alanda çalışanların neden bu sorunu aşamadıklarının sorgulanması gerekirken ve bu alanda çalışanların büyük çoğunluğu yabancı çeşidin ülkeye girmesine ön ayak olan birliklerin üyeleri ve savunucuları iken hangi anlayış bunları üst makamlara taşımaktadır. Yerli buğday ıslahı için tüm imkanların seferber edildiği, parasal olarak desteklendiği hatta diğer konularda çalışanların çok çok önünde imkanlar verildiği halde kendi alanında yerli tohumun hakimyetini sağlayamamış görevlilerin üst makamlara terfi ettirilmesinin anlamı nedir? Başarısızlığın ödüllendirildiği yeni bir sistem mi vardır?

Bugünden yarına Tarım Gemisi deniz fenerini es geçiyor!

Her kritik dönemde sinsice fırsat kollayan, meydanlarda, tarlalarda değilde kulislerde, beş yıldızlı otellerde yuvalanan, her yeni atanan yetkiliye sahte güzellik maskeli yüzünü gösteren, en kaygan iltifatları sunan, izzeti ikramda kusur etmeyen, küçük memurların küçüklüğünü kanka doğaçlamasıyla yansıda büyük gösteren ve böylece sürüsüne katan sonrada yetkisini emen, çiftçinin emeğinin ortakçısı ve 13 yıldır yerliden çok yabancının hizmetinde olan bu oluşumlar tarımsal STK'larla meşrulaşmaya çalışmakta ve bu kanalla da bürokrasiye sızmaktadırlar.

20-30 yıl ıslahta çalışıp kayda değer bir çeşit ıslah etmemiş ama emekli olur olmaz tarımsal birliğe katılıp firma kurup veya ortak olup "bu ne sihirdir ne keramet" misali çok sayıda yeni çeşitle tescile başvuran zevatlar artık büyük oynuyor. Meşru güce karşı, dünün çatık kaşlıları, agresifleri, kendini beğenmişleri, bugün çıkarın ve makamın kokusunu alınca güzellemeler yapıyor, sahiplenme şovları düzenliyor, eksik ve hatalarını örtmek, kamufule etmek, dikkatleri başka taraflara yöneltmek için öneriler getiriyor, projeleri yarıştırıyor, şirinlikler yapıyorlar. Yerli tohumculuğun köküne kibrit suyu döken, kurdukları birlikler sayesinde ülkeyi, çok uluslu tarımsal şirketlerin yol geçen hanı yapan, ülkesel çiftçiliği yozlaştıran, münferitlik üreten tarımsal sistemsizliğin öncüleri olan ve böylece tarımın hammaddesi durumundaki tohumun teminindeki, fiyatlarındaki ve maliyetlerindeki istikrarsızlığı sürekli kılan bu tarımsal STK kılıklı yapılar dişlerini tarımın en hassas mevkilerine geçirmiş bulunuyorlar.

Son dönemlerdeki konu dışı atamaların bu birlikleri iştahlandıracağı belliydi. Bakanlığın yüzeyselleşmiş yapısını fırsat bilen birlik müdavimleri, Hans'ın yabancı tohumunu Hasan'ın yerli tohumuna tercih edenler son düzlükte galip çıktı!

Ülkesel beka sorunu tarımda da vardır. Tarım Gemisi, suni olarak çıkarılan sis perdesi nedeniyle deniz fenerini görememektedir.

Tarım Gemisi bu sisli, bu puslu bölgeyi, tehlikeli adacıkları deniz feneri olmadan geçemez. Deniz fenerini takip etmeyince olacaklar bellidir.

Paye'yi kendi alıp, faturayı çiftçiye ve devlete çıkartıp, makamları mevkileri yönlendiren, yerliyi geliştirmekten çok yabancının öncülüğünü yapan, devletin elindeki karlı ve getirisi yüksek yetkilerin peşinden koşan, çiftçi ve üreticileri sağmal inek gibi gören zihniyeti alkışlayacak kaç çiftçi vardır acaba? Nüfüsünün % 40'ı tarımla haşırneşir olan ülkemizde çiftçinin alkışı her zaman belirleyicidir, bunuda mı göremiyorlar?

Uyumak dinlenmek içindir. Eğer bunun dışında uyku halindeyseniz, ya hastasınız ya da birileri bedeninize müdahele etmiş demektir.

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber