Gıdada tağşiş sorunu çözüldü mü, ötelendi mi?

Tarım Bakanlığı gıdada taklit ve tağşişi bitirdi mi? Gıda firmaları artık tağşiş ve taklitten uzak mı duruyor? Taklit ve tağşiş önlenebilir mi? 20 kez tağşişten ceza yiyen kişi veya firma 21. kez tağşiş yapıyorsa bunun anlamı nedir?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 16 Temmuz 2019 15:00, Son Güncelleme : 16 Temmuz 2019 18:35
Gıdada tağşiş sorunu çözüldü mü, ötelendi mi?

Gıda da tağşiş ve taklit

Tağşiş; Gıda maddelerinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin, mevzuata veya izin verilen özelliklerine aykırı olarak üretilmesi olarak tanımlanmaktadır. Taklit ise; Gıda maddesinin ve gıda ile teması olan madde ve malzemelerin şekil, bileşim ve nitelikleri itibariyle kendisinde olmayan özellikleri olmasına rağmen aynısıymış gibi gösterilmesidir.

Kaynaklara göre tağşişin tarihimizde ortaya çıkış şekli, Osmanlı İmparatorluğunda para sıkıntısı çekildiğinde, paranın altından, gümüşten yapıldığı zamanlarda paranın içindeki değerli metal oranını düşürmek suretiyle maliyetini de düşürmek maksadıyla uygulanan bir vakıadır. Tağşişin ticaretteki gerçeği ise, ticarette tüketicinin farkına varamayacağı şekilde, sırf ucuza mal edip daha pahalıya satmak için, daha çok para kazanmak için, bir malın içine daha değersiz ve ucuz madde karıştırılarak müşteriye kaktırma yöntemidir.

Taklit ve tağşiş mi azaldı, takip mi azaldı?

Son yıllarda gıda sektöründe yoğun bir şekilde görülen bu hileli karışım işini en iyi anlatan kelime olan tağşiş, taklit kelimesiyle birlikte mevzuatta geçmekte ve ciddi yaptırımlar öngörmektedir. Ancak yaptırımlar, basit para cezası ve kapatmayla sınırlı kaldığından, tağşiş yoluyla elde edilen kar, verilen cezadan kat kat fazla olunca, inancı ve vicdanı tağşişli zevatlar, gıdada tağşiş yapmaya devam etmektedir. Belki bu alanda en önemli ceza tağşiş ve taklit yapanları kamuoyuna ifşa etmektir, ancak son dönemlerde bu yöntem kanunda geçmesine rağmen sanki terkedilmiş görünüyor. Acaba gerçekten tağşiş ve taklit dile getirilmeyecek ölçüde azaldı da ondan mı, yoksa başka bir gerekçe mi var?

Önleyici yaptırımlar yeterli mi?

En çok satılan ve en fazla gelir getirmesi mümkün olan ürünlerde yapılan bazı tağşişler: zeytinyağına, Ayçiçek yağına daha ucuz yağlar ve başka maddeler katmak, bala glikoz katmak, sığır etine tavuk, hindi, koyun eti karıştırmak, eğer eşek katılırsa tahrip adını alırmış, birinci sınıf una ikinci sınıf un katmak, meyve suyuna farklı ve renkli sıvılar karıştırmak ... gibi çok sayıda tağşiş yöntemi mevcut. Buna ülkemiz insanın öldürücü yaratıcılığı mı desek, yoksa dürüstlükten nasibini almamış bir kısım aç gözlüler mi desek, bilemiyorum. Ancak ne dersek diyelim bunları yapanların "tekdir" ile uslanmadıkları açıktır. Bunun yanında yaptırımların, denetimlerin ve caydırıcılık yöntemlerinin gereği gibi olmadığı, olanlarında gereği gibi uygulanmadığı ortadadır. 20 kez tağşişten ceza yiyen aynı şahıs veya firma 21. kez tekrar tağşiş yapıyorsa caydırıcılık yönteminde hata var demektir. Uygar ve medeni devletler gibi, kural ve kaideleri gereği gibi işletmez isek, uygulamaz isek, adamına göre firmasına göre .... muamelelerden vazgeçmez isek sonuçlarına da, birkısmımız hariç (özel mutfağı, aşçısı, ürün yetiştiricisi ve alıcısı, özel diyet danışmanı ve hazırlayanı olanlar hariç) hep berber katlanırız,.

Teknolojinin gelişmesi iyilikler getirdiği kadar kötülüklerde getirmektedir. Teknoloji desteği ile haksız kazanç sağlamanın yanında insanların sağlığı ve hatta nesilleriyle oynayanmaktadır. Özellikle gıda tağşişçi ve taklitçilerinin artışını önlemek için yaptırımları artırmak ve onları afişe etmeye devam etmekten çekinilmemelidir. Hatta bunun için mevcudundan daha özel ve önemli birim veya birimler kurulmalıdır, öyle ki birbirini denetleyen birkaç birim olmalıdır. Gücü elinde bulunduranlar buralarda görev yapanlara tam destek vermelidirler.

Daha önce tağşiş ve taklit yapanları, bakanlık, ayda bir afişe ederken,bu uygulamadan vazgeçmiş gibi görünüyor, bu uygulamadan vazgeçmemelidir. Denetim ve kontrolleri sürekli ve istikrarlı bir şekilde sürdürmelidir. Şunu untmamalıdır ki; Vatandaşın varlığı ve sağlığı öncelikle sağlıklı beslenmeden geçer, sağlıklı beslenmeyen vatandaş mutlu bir hayat süremez ve sağlıklı tercihler de yapamaz.

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber