İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Ziraat Odalarına gerek var mı?

Ziraat Odaları, her yıl bir A4 kağıdı karşılığında çiftçiden arazi miktarına göre topladıkları paraları çiftçiye mi harcıyor? Çiftçilerden yüklü miktarda aidat topladığı halde, 81 il ve bağlı ilçelerde teşkilatlandığı halde mevzuatta yazan görevlerinin kaçta kaçını yerine getiriyor? Bu teşkilatın niye alternatifi yok?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 24 Ekim 2019 10:44, Son Güncelleme : 24 Ekim 2019 10:49
Ziraat Odalarına gerek var mı?

Ziraat Odaları gerekli mi?

Basit bir soruyla başlayalım; Ziraat Odaları olmazsa çiftçi ne kaybeder? Ülke tarımı ne kaybeder? İnanın şu haliyle hiçbir şey kaybetmez! Hatta kazanır. Çiftçinin sofrasından bir kepçe eksilir. Ve çiftçi kesinlikle mutlu olur. Tabi bu arada Ziraat Odalarının binlerce çalışanı var, çoğu da Ziraat Mühendisi. Ama be kardeşim, dört yıl ziraatı, senede bir ay A4 kağıdı basmak için mi okudun?

Ziraat Odaları olmamalı mı? Bu şekilde olmamalı! Bu şekilde olacaksa çiftçiden para almamalı. En azından mevzuatta görevleri bölümünde yazan vazifelerini, çiftçi için bir değer ve destek oluşturacak boyutta yerine getirmeli. Bunun içinde çiftçiden sadece masrafları kadar ücret almalı. Hatta bütün yan tarımsal kuruluşlar tek çatıda toplanmalı ve çiftçi onlarca yere değil, tek yere makul bir aidat ödemeli. Bu çatının altında faaliyet gösteren tarımdaki tüm yan kuruluşlar, birlikler ve diğerleri hizmetine göre bu aidattan faydalanmalı. Ama ortada yüz bine yakın çalışanıyla Tarım Bakanlığı olduğu halde, tarımda bu kadar yan kuruluşa, birliğe ne gerek var diyorsanız; yüzde yüz haklısınız. Ama maalesef son dönemlerde tarımdaki sistemsizlikten dolayı, bir şekilde kafayı mevzuata sokan, karşılığında bir değer üretmeden, çiftçiden, üreticiden aidat alma peşinde. Devlet elini çabuk tutmazsa Dronlarla ekinleri kontrol etme birliği yolda! Gerçi bu biraz masraflı olur, kimse buna yanaşmaz.

Tarım bakanlığını parça parça götürenlerinde çoğu, işte bu yan kuruluşların, birliklerin içine gizlenmiş durumda.

Ziraat Odaları ve Suriyelilere yönelik proje

Ziraat Odaları son dönemlerde Suriyelilere tarımsal eğitim vermek için FAO'dan emir bekliyormuş! Demek ki Tarımın bürokratlarını, Suriyelilere tarımsal eğitim verme konusunda aşabildi! Ya da onlarla istişare etmeye gerek bile duymadı. Bu durumda FAO niye kabul etmesin? Hem parasal hem, teşkilatsal potansiyeli niye değerlendirmesin. Hem ne gerek var FAO'dan karar beklemeye. Suriyeliler bu ülkede 8 yıldır var, tam giderayak eğitim vermek hatırlanmış! Yoksa gözünü FAO'dan geleceğini düşündüğü kaynağa mı dikti? FAO da işi biliyor, hazır çiftçilerden toplanmış paraları ve 81 il ve bağlı ilçelerde teşkilatlanmış yapısı olan bir teşkilatı niye kullanmasın.

Çiftçinin sırtından Ülke çapında teşkilatlanmış, birkaç istisnayı saymazsak, ortada boş boş dolaşan, sende bir kere çiftçilik belgesi vererek bir yıllık hasılayı bir ayda toplayan ve bunun için; bir ofis, birkaç çalışan ve A4 kağıdından başka masrafı olmayan, arada bir demeç, bol sözlü açıklama ve çiftçiye sahip çıkıyormuş gibi manevraları ile puan toplamaya çalışan bu kuruluşa birazda iyimser açıdan bakmak isteriz, ama elimizde sadece "eh sonunda manşetlere çıkacak bir projeye niyetlenme" var diyebiliyoruz. İnşaallah niyetine göre amelini gerçekleştirebilir.

Ziraat Odalarının görevleri ne?

Ziraat Odalarının mevzuatta maddelerce görevleri yazılmış, çizilmiş. Bu maddelerden sadece en kapsamlı olan birini ele alalım ve bu maddeyi okuduktan sonra; öncelikle 81 ilde ve bağlı ilçelerde, çoğu teknik personelden oluşan ve ciddi bir potansiyel teşkil eden teşkilat yapısını ve bu ciddi potansiyelle yaptığı en büyük iş olan, her yıl çiftçiden bir A4 kağıdı karşılığında dönümüne göre topladıkları paraları düşünelim, ardından da sadece bu maddede geçenlerden kaçta kaçını yaptıklarını düşünelim. Bu arada, göstermelik harcamaları ve çiftçiye faydası olmayan çalışmaları kimse öne sürmesin!

Madde11. "(21.9.2004 tarihli ve 5234 sayılı kanunun 28. maddesi ile değiştirilmiştir.) Bütçe imkanlarına bağlı olarak, ziraat ile ilgili laboratuvarlar, müzeler, kulüpler, kitaplıklar, seyyar sinemalar, bitki hastalıklarıyla mücadele, ilaçlama yerleri kurmak ve zirai ilaç, veteriner ilaçları, gübre, tohum gibi girdi satış yerleri, her türlü ziraat ve zirai sanayi tesisleri, fidanlık ve ağaçlıklar, damızlık ve örnek ahır ve ağılları, aşım durakları, ziraat işletmeleri, çiftçi danışmanlığı merkezleri açmak ve işletmek, hayvan hastalıkları teşhis ve tedavi hizmetlerinde bulunmak, sulama, kurutma, ağaçlandırma, toprak koruma ve verimliliği muhafaza konularında çalışmak, uygulama, tesis inşası ve benzeri faaliyetlerde bulunmak, çiftçilerin üretim ve meslekleriyle ilgili her türlü ihtiyaçlarını karşılamak, bu hizmetleri yerine getirmek için gerekli teknik personel ve sağlık personeli istihdam etmek. Veya kiralamak." Bütün bunları yapsa Tarım Bakanlığına ihtiyaç kalır mı? Büyük ölçüde kalmaz. Pe ki bunların ne kadarını yapıyor? Dediğimiz gibi, göstermelik harcamaları ve çiftçiye faydası olmayan çalışmaları kimse öne sürmesin! Görünen o ki bunları yaparsa, bunlardan da ciddi paralar kazanacak. Çünkü ilgili maddede hizmetten çok ticari iş yapma bilgisi olarak yazılmış.

Velhasıl, çiftçimiz diyor ki! 100 dönüm arazim var. Ama bu araziye zorla üleşenleri dahil edersek, çiftçiye, kendinin sandığı bu 100 dönümden 10 dönüm kalmaz gibi görünüyor.

Bir zamanlar Mehdi Eker, bakanlığının ilk yıllarında, Ziraat Odalarından, Çiftçi belgesi verme ve karşılığında para alma işini kaldırmaya yeltendi de, kıyamet koptu! Zira rant elden gidiyordu! Yapabilseydi Tarım Tarihine geçecekti. Yapabilseydi çiftçilerin kahramanı olacaktı. Yapabilseydi ne büyük dualar alacaktı. Bence yeni dönemin en flaş bakanları ve bürokratları, bu mantar gibi çoğalan ve mevzuata rağmen başına buyruk hareket etmekten çekinmeyen, bakanlığa rağmen kendi başlarına ülkesel tarım politikası ve stratejisi belirlemeye kalkışanların, ülke tarımı açısından somut bir değer üretmediği halde, çiftçi açısından hiçbir anlam ifade etmeyen bol reklamlı ve coşkun söylemli, mevzuatla meşrulaştırılmış irili ufaklı birliklerin ve tarımsal yan kuruluşların dizayn edilmesini başaranlar olacaktır. Onlara teslim olanlar değil. Ve ülke o zaman tarımda düze çıkabilecektir. Ama bu bal yapmayan arı kovanına çomak sokmaya kim cesaret edebilir?

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber