Eklem hastalığına yakalanmamak için ne yapılmalı?

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 06 Eylül 2007 20:47, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

EKLEM HASTALIKLARINDA "ERKEN TANI" SAKATLIĞI ÖNLÜYOR

- EKLEMLERİNİZİ AŞIRI BÜKMEYİN VE KESİNLİKLE ZORLAMAYIN

- KAPIYI ELİNİZLE DEĞİL KOLUNUZLA, KAVANOZU PARMAKLARINIZLA DEĞİL ELİNİZLE AÇIN

- HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. ERTENLİ:

- "TÜRKİYE'DE HER 200 KİŞİDEN BİRİ EKLEM HASTASI"

YUSUF ZİYA ERARSLAN

ANKARA (İHA) - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Romatoloji Ünitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Ertenli, Türkiye'de her 200 kişiden birinde halk arasında eklem hastalığı olarak bilinen 'Romatoid Artrit' hastalığı görüldüğünü belirterek, erken tanı ile kalıcı sakatlığın önlenebileceğini söyledi.

Muğla'nın Fethiye ilçesine bağlı Ölüdeniz'de düzenlenen Romatoloji Kongresi'nde konuşan Prof. Dr. Ertenli, eklem hastalığı olan kişilerin bir romatolog tarafından takip edilmesi halinde, uzun dönemde tedavi sonuçlarının çok iyi olacağını ifade ederek, "Bu gerçekleşirse hastaların yaşam kaliteleri düzeliyor, sakatlıkları azalıyor, ölüm oranları azalıyor" değerlendirmesinde bulundu. Ertenli, 'Romatoid Artrit' (RA) hastalığının aslında iltihaplı eklem romatizmalarının en sık görüleni olduğunu vurguladı.

Vücudun bağışıklık sisteminin yaptığı romatizmalara 'iltihaplı romatizmalar' adı verildiğinin altını çizen Prof. Dr. Ertenli, "Romatoid Artrit eklemlerde şişlik ve ağrı yapan bir hastalıktır. El ve ayağın küçük eklemleri başta olmak üzere, eller, dizler ve dirsekler gibi orta boy eklemleri de tutabilen bir hastalık çeşididir. Genel sıklığı dünyada hep yüzde 1 gibi ama ülkemizde yapılan çalışmalarda her 200 kişiden birinde bu hastalık görülüyor. Sabah kalktığında elde tutukluk olması çok önemli bir şey.

Romatizmal hastalıklara bağlı sakatlıkların büyük bir kısmını oluşturan hastalıktır. Hem sıklığı nedeniyle, hem de tedavideki sonuçları yüz güldürücü olmaması nedeniyle. Son 10 yılda Romatoid Artritin tedavisinde çok büyük değişiklikler oldu. Bizim kliniğin de içinde bulunduğu bazı kliniklerin bunda büyük katkıları oldu" dedi.

Hastalığın erken tanısının çok büyük önemi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ertenli, tedaviye ne kadar erken başlanırsa başarı oranının o kadar yüksek olduğunu kaydetti. Ertenli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Erken tanıyla birçok hastalığın sakatlığa gitmediği görüldü. Son yıllarda geliştirilmiş biyolojik ilaçlarla da bu hastaların klasik tedavilere cevap vermeyenlerin bir kısmında önemli yararlar sağladı. Bu kadar ilerlemeye rağmen her şey çok da ideal değil. Herhangi bir kliniğin izlediği Romatoid Artrit popülasyonuna bakıldığı zaman hastalarımızın üçte ikisi iyi durumda olmasına rağmen, belki bir yüzde onluk kısmı da hala tüm tedavilere cevap vermeyip kötüye gidebiliyor. Gene son yıllarda şu görüldü ki; hastalar eğer sık görülürse, aylık-iki aylık aralarla görülürse, tedavileri de aktif olarak bir romatolog tarafından takip edilirse uzun dönemde bunların tedavilerinin sonuçları çok iyi oluyor. Yaşam kaliteleri düzeliyor, sakatlıkları azalıyor, ölüm oranları azalıyor, burada erken tanının ve romatolog tarafından düzenli izlenmenin çok önemi var. Hastaya ilaç verip, 6 ayda, 1 senede görmekle olmuyor. Hastanın düzenli görmek, aktif olarak izlemek gerekiyor. Bunlar yapılırsa ve hastanın tam kontrolü amaçlanırsa, buna yönelik aktif bir girişimde bulunulursa hastalarda yüz güldürücü sonuçlar alabiliyoruz. Hastaların bir romatoloğa başvurmasını ve yakın takipte olmasını öneriyoruz."

EKLEM HASTALIKLARI BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DE BOZUYOR

Romatoid Artrit, en sık görülen iltihabi eklem hastalığıdır. Eklemlerin iç yüzünü döşeyen "Sinovyum" adlı dokunun (zarın) iltihabı ile başlar ve kıkırdak, kemik, tenden (kiriş) ve bağlarda harabiyet yapabilir. Giderek ilerleyen hastalık, eklemlerin yanında iç organları da etkileyebilir. Genellikle birden fazla eklemi tutar, uzun sürelidir (kronik), ancak ataklar arasında uzun süreli sessiz dönemler de görülebilir. Nedeni tam olarak bilinmeyen bu hastalık, kişiden kişiye de büyük farklılıklar gösterebilmektedir.

Genellikle genç-orta yaşlı erişkinlerin hastalığıdır ve kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha fazla görülür. RA diğer eklem romatizmalarından ayıran en önemli özellik, bazı laboratuvar testleri ve hangi eklemleri tuttuğudur. RA genellikle el bileği ve elin bir çok eklemini tutar, ancak tırnaklara yakın uçtaki eklemler (baş parmak hariç) çok etkilenmez. Osteoartritte (kireçlenme) ve sedef hastalığına bağlı gelişen iltihaplı romatizmada ise, tam tersine tırnağa yakın bu eklemler hastalanır. RA'da dirsek, omuz, boyun, çene, kalça, diz, ayak bileği ve ayak eklemleri de tutulabilir. Boyun dışında omurganın diğer bölgelerinde tutulum nadirdir.

Genellikle, vücudun her iki yanındaki eklemler birlikte hastalanır. Yani, sağ elde birkaç eklem şişerse, büyük olasılıkla sol el eklemlerinde de şişlik ve hareket kısıtlılığı olacak demektir. RA'da bağışıklık sistemi bozulmuştur. Vücudumuz kendi dokusunu yabana gibi algılayıp buna karşı savaş başlatır. Eklemlerde iltihap hücreleri toplanır ve bu hücrelerden dokulara zarar verecek maddeler (enzim, antikor, sitokin) salgılanır. RA kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebilir. Hemen hemen hastaların tümünde, eklem bulguları dalgalanmalar göstermekle beraber, kronik bir şekilde devam eder. Bazı kişilerde hastalık daha hafif seyreder; sadece zaman zaman ataklar olur. Bazılarında ise daha ağır seyrederek zaman içinde ilerleyici harabiyet yapar.

EKLEM HASTALIĞINA YAKALANMAMAK İÇİN NE YAPMALI?

Eğer RA hastalığınız varsa, tutulan eklemlerinizde ısı artışı, şişlik, duyarlılık, kızarıklık ve ağrınız olacaktır. Özellikle sabah saatlerinde belirgin olan eklem hareketlerinizde güçlük, tutukluk hissedebilirsiniz, uzmanlar bu duruma 'sabah tutukluğu' adını veriyor.

Süresinin uzun oluşu hastalığınızın aktif olduğunu göstermektedir. Gün içinde genelde daha iyi olduğunuzu göreceksiniz. Hastalığınızın uzun sürmesi durumunda eklemlerinizde şekil bozuklukları oluşabilir. RA özellikle ataklar sırasında genel bir halsizlik yapabilir. İştah azalması, kilo kaybı, bazen hafif ateş, enerjide azalma, kansızlık görülebilir. Hastaların yaklaşık yüzde 20'sinde, vücudun basınç gören bölgelerinde, cilt alteında, 'Nodul' adı verilen sertlikler gelişebilir. Sıklıkla dirsekte olabilirse de vücudun diğer bölgelerinde, hatta iç organlarda da görülebilir.

RA tanısının erken dönemde konulabilmesi çok önemlidir, Çünkü, bu dönemde tedaviye başlanması, kalıcı eklem hasarını en azda tutar. RA tanısı için, hekim tarafından ayrıntılı öykünüzün alınması ve fizik muayenenizin yapılması gereklidir. Belirli laboratuvar testleri ve röntgen incelemeleri istenebilir. "Romatoid faktör" adı verilen testin pozitifliği tanıyı destekler. Yüksek eritrosit sedimantasyon hızı, düşük hemoglobin (kansızlık) diğer laboratuvar bulguları arasındadır. Unutulmaması gereken, bu testlerin yalnızca yol gösterici olduklarıdır. Kesin tanı, hastanın hekim tarafından bir bütün olarak değerlendirilmesiyle konur.

Halen RA'nın kesin tedavisi yoktur. Kullanılan yöntemler ağrıyı gidermeye, iltihabı ve eklem hasarını azaltmaya ya da durdurmaya ve hastanın fonksiyonları ile yaşam kalitesini artırmaya yöneliktir. Bazı kuralları uygulayarak deformiteleri önlemeye yardımcı olabilirsiniz:

" - İş yaparken küçük eklemlerden çok büyük eklemlerinizi kullanmaya dikkat edin. Örneğin kapı açarken elinizle değil kolunuzla itin, ya da kavanoz açarken parmaklarınızla değil elinizle açın.

- Yükü tek bir eklem yerine birden fazla ekleme dağıtmaya çalışın. Örneğin bir kitabı kaldırırken bir değil iki elinizle tutup kaldırın.

- Eklemlerinizi en doğal pozisyonunda kullanmaya çalışın. Aşırı bükme ve zorlanmalardan kaçının. Bazı hastalarda deformiteleri düzeltmek, ağrıyı azaltmak ya da eklemleri kullanabilir duruma getirmek için cerrahi gerekebilir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber