Torba kadro (68/B), süresi tutan her memura verilmeli mi?

Hali hazırdaki uygulamada, torba kadro süreci, Kanunun yürürlüğe konuluş yıllarındaki bağlamından kopmuştur. Ancak hali hazırdaki uygulamaya devam edilecekse sınırlı sayıdaki kadronun objektif kriterlere göre tahsis edilmesi gerekmektedir. Aksi halde bir kısım memurlar memnun edilirken bir kısmı ise küstürülmektedir.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 06 Mayıs 2020 14:05, Son Güncelleme : 30 Nisan 2020 12:38
Torba kadro (68/B), süresi tutan her memura verilmeli mi?

Soru: Öncelikle merhaba, ben ..... Valiliğinde Bilgisayar İşletmeni olarak görev yapıyorum, memuriyette bu sene 8. yılıma girdim herhangi bir disiplin cezam yok, Torba Kadro kapsamında benimle aynı özelliğe sahip 8 arkadaşımdan sadece 3' üne Torba Kadro geldi ve ben dahil diğer arkadaşlarıma gelmedi ve gelenler V.H.K.İ. kadrosunda sahip acaba ortada bir haksızlık mı var? Sizce bunu örnek göstererek dilekçe ile Torba Kadroyu talep edebilir miyim?

Cevap: Devlet Memurları Kanununun 68/B maddesinde, "B)Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı ile Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı hariç, sınıfların 1, 2, 3 ve 4 üncü derecelerindeki kadrolarına, derece yükselmesindeki süre kaydı aranmaksızın, atanmasındaki usule göre daha aşağıdaki derecelerden atama yapılabilir.
Ancak, bu şekilde bir atamanın yapılabilmesi için ilgilinin;
a) 1 inci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300 ve daha yukarıda olanlar için en az 12 yıl,
b) 1 inci ve 2 nci dereceli kadrolardan ek göstergesi 5300'den az olanlar için en az 10 yıl,
c) 3 üncü ve 4 üncü dereceli kadrolar için en az 8 yıl,
hizmetinin bulunması ve yükseköğrenim görmüş olması şarttır. Dört yıldan az süreli yükseköğrenim görenler için bu sürelere iki yıl ilave edilir..." denilmiş, akabinde ise bu sürelerin hesabına dahil edilecek haller sayılmıştır. Maddenin üçüncü paragrafında ise, bu kapsamda atananların atandıkları kadronun aylık (Ek gösterge dahil) ve diğer haklarından yararlanacakları, ancak atandıkları kadro aylıklarının, başka görevlere atanma halinde kazanılmış hak sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

68/B maddesi kapsamında üst dereceli kadrolara atama yapılması hem idareler hem de personel bakımından sorunlu bir alandır. İdareler elindeki sınırlı kadroyu şartları uyan daha fazla sayıdaki personele dağıtmaya çalışırken elinde herhangi bir kriter olmadığı için bir kısım memurlarını küstürmekte, memurlar ise söz konusu hükmün kendilerine uygulanmasını istemektedir. Sonuçta iki taraf da yapılan uygulamadan memnun değildir.

Bir kere derece yükselmesinde genel kural üç yılda bir terfidir. 68/B maddesi istisnai bir düzenlemedir. Ancak mali ve sosyal haklarda derece yükselmesiyle ilave kazanımlar sözkonusu olduğu için 68/B uygulamasının cezbedici yönü bulunmaktadır. Özel hizmet tazminatı ve ek ödeme tutarlarında artış, yeşil pasaport alma hakkı, kariyer meslek personeli için ilave maaş artışı derece yükselmesiyle elde edilen ilave haklardan bazılarıdır. Hal böyle olunca istisnai bir durum olan 68/B uygulaması genel bir hak gibi algılanmaktadır.

Devlet memurlarının yarısına yakını Kanun maddesindeki istisna sebebiyle bu hakkın kapsamı dışındadır. Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı ile Sağlık ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfına dahil personel 68/B maddesinden yararlanamamaktadır.

Bu genel girişten sonra 68/B maddesinin mevzuata girmesi ve gerekçesine bakmak yerinde olacaktır. 657 sayılı Kanunun ilk halinde yer almayan bu uygulama, ilk defa 1327 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında Kanuna dercedilmiştir.

1327 sayılı Kanunla gerçekleştirilen değişikliğin madde gerekçesinde; "Maddeye eklenen yeni hükümlerle derece yükselmesinde süre kaydı aranmaksızın yönetici kadrolara atanabilme olanağı getirilmektedir. Bilindiği üzere Türk kamu idaresi statik bir bünye göstermekte ve derece yükselmesinde belli derecelere yükselebilme kanunla belirtilmiş sürelerin geçirilmesine bağlı kalmaktadır. Tasarının genel prensiplerine göre kamu kesiminde görev alan bir yüksek okul mezununun 3 ncı derecedeki bir genel müdür yardımcılığı kadrosuna yükselebilmesi için 24, 2 nci derecedeki bir genel müdürlük kadrosuna yükselebilmesi için 27 sene hizmet etmesi ve bu arada hiçbir engelle karşılaşmaksızın her 3 senede bir terfi etmesi gerekmektedir.

Bu durumun Devlet hizmetlerinin gerektiğinde iyi yetişmiş genç personele gördürülebilmesini imkansız kılacağı açıktır. Bu sakıncaları ortadan kaldırmak üzere belli şartlar içinde daha kısa sürede üst derecelere tahsis edilmiş görevlere yükselebilme olanağı sağlanarak en az 10 yıl Devlet hizmeti yapmış olanların işgal ettikleri derecelere bakılmaksızın üst yönetici kadrolara atanabilme esası kabul edilmiştir. Bu şekilde atanan kimselerin yeni görevlerinde alacakları aylıklar emeklilikte ve başka görevlere atanmada kazanılmış hak sayılmayacaktır." ifadeleri yer almaktadır.

Kadro sistemi ilk kurgulandığında ilk dört derece kadro sayısı çok sınırlı tutulmuş olup, bunlar da büyük ölçüde yöneticilere tahsis edilmişti. Bir örnek verecek olursak, 15 Ağustos 1970 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 1322 sayılı Genel Kadro Kanunu eki cetvel incelendiğinde örneğin Başbakanlıkta Genel İdare Hizmetleri Sınıfında 1. dereceden 1, 2. dereceden 4, 3. dereceden 12, 4. dereceden ise 7 kadro bulunduğu görülmektedir.

Madde gerekçesi ve o dönem yürürlükte olan kadro rejimi dikkate alındığında çok akılcı bir uygulama olan 68/B maddesi günümüzde bağlamından kopmuş bir halde uygulanmaktadır. Memur unvanlarından büyük çoğunluğu için ilk dört derecede kadro ihdas edilmektedir. Memurların yarısı için söz konusu madde hükmü uygulanamamaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişimizle birlikte üst kademe yöneticileri için unvana göre niteliği değişmekle birlikte 5 yıl hizmet süresi (kamu, özel, serbest) yeterli hale gelmiştir. Şu anki uygulama, maddenin ihdas gerekçesinden neredeyse bütünüyle kopmuştur. (Mevcut derece sisteminin ne kadar sağlıklı olduğu ise bütünüyle ayrı bir çalışma konusu)

Konunun tarihsel süreci hakkında yukarıda verilen özet bilgilerden sonra konuya bir çözüm önerisi getirilmesi yerinde olacaktır. Bir kere idarelerin elindeki ilk dört dereceli boş kadro sayısı sınırlıdır. İkincisi mükteseben yapılacak derece terfileri önceliklidir. Yani derece yükselmesindeki genel kural uyarınca bulundukları derecede üç yılını tamamlayan memurlar bir üst dereceye yükseleceği için öncelikle bu durumdaki memurların ihtiyaçları için mevcut boş kadrolar rezerve edilmelidir. Artan kadro olması durumunda ise idare bu kadro sayısını personele bildirip objektif bir kriter belirleyerek atama işlemini gerçekleştirmelidir. Örneğin kıdemi yüksek olana, disiplin cezası almamış olana, başarı belgesi olana öncelik vermek gibi.

Mevcut koşullar altında en adil ve tatmin edici çözümün bu olacağını değerlendirmekteyiz. Aksi takdirde sınırlı sayıdaki memur tatmin olurken, büyük çoğunluk küstürülecek, torpil, kayırmacılık iddiaları başını alıp gitmeye devam edecektir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber