Kanal İstanbul'a Montrö formülü
Kanal İstanbul'la ilgili ikili formül gündemde! Ticaret gemileri Kanal'dan, savaş gemileri Boğaz'dan geçecek.

Mililyet'ten Mithat Yurdakul 'un haberine göre: Son günlerde Montrö Boğazlar
Sözleşmesi ve Karadeniz'deki gerginlikle yeniden tartışma konusu olan Kanal
İstanbul ile ilgili, ikili geçiş formülünün gündeme geldiği ortaya çıktı.
Kanal İstanbul çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporunda, "Kanal İstanbul'un,
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nde ticaret gemisi olarak tanımlanan gemilerin geçişlerine
açık tutulması...
Savaş gemisi geçişlerinin 81 yıldır uygulandığı şekliyle Boğazlar yoluyla yapılmasının
en uygun hal tarzı olacağı değerlendirilmektedir" denildi.
81 YILDIR OLDUĞU GİBİ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nca hazırlatılan ve geçtiğimiz ocak ayında onaylanan bin 600 sayfayı aşkın Kanal İstanbul ÇED raporunda dikkat çeken tespitlere yer verildi.
Türkiye'nin, Montrö Sözleşmesi'nin ruhuna zarar vermeden Kanal İstanbul geçişlerini
dilediği gibi düzenleyebileceği belirtilerek, savaş gemilerinin durumuna da
değinildi.
Raporda, Montrö Sözleşmesi'nde ticaret gemilerinin açık bir tanımının yapılmadığı,
"savaş gemileri" kapsamına girmeyen bütün gemilerin ticaret gemisi olarak kabul
edildiği belirtilerek, şöyle devam edildi:
"Kanal İstanbul geçişleri sebebiyle, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin tartışmalardan
uzak tutulması ve yaşanması muhtemel bölgesel ve küresel istikrarsızlık ve belirsizliklerin
önlenmesi amacıyla...
Kanal İstanbul'un, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nde ticaret gemisi olarak tanımlanan
gemilerin geçişlerine açık tutulması, savaş gemisi geçişlerinin 81 yıldır uygulandığı
şekliyle boğazlar yoluyla yapılmasının en uygun hal tarzı olacağı değerlendirilmektedir."
HUKUKİ STATÜ UYARISI
Raporda, savaş gemilerinin Kanal İstanbul'dan geçirilmesi durumuna ilişkin
de bir öneri yer aldı. Bu çerçevede, gemilerde sınıf, tonaj ve süre sınırlamasına
yönelik kayıtlara Kanal İstanbul yoluyla Karadeniz'e giriş çıkış yapan savaş
gemilerinin de dahil edilmesi gerektiği vurgulandı.
İlgili devletlerin Ankara'daki temsilciliklerine de bu bilgilerin verilmesi
ve Kanal İstanbul'un Karadeniz'in hukuki statüsünde değişiklik yaratmaması gerektiği
kaydedildi.
Boğazların "doğal su yolu" özelliği ile insan yapımı olan kanallardan ayrıldığına
dikkat çekilen raporda, kanallardan geçişlerin, aksine bir uluslararası düzenleme
yoksa, özel hukuksal rejimler çerçevesinde ve kanala egemen olan devletin yetkilerine
herhangi bir sınırlama getirmeden yapılabildiği vurgulandı.
Raporda, "Kanal İstanbul üzerinde Türkiye'nin yasama, yürütme ve yargı yetkileri
tam olup, Kanal İstanbul geçişlerinin Türk ulusal hukukuna göre düzenleneceği
konusunda bir tereddüt yoktur" denildi.
DANİMARKA VE CEBELİTARIK ÖRNEĞİ?
Coğrafi konumu, fiziki yapısı ve "sui generis" (kendine özgü) özellikleri çerçevesinde
değerlendirildiğinde, Türk boğazlarının uluslararası bir boğaz olmadığının görüleceği
ifade edilen raporda, şu tespitte bulunuldu:
"Uluslararası boğazlardan genel geçiş rejimi geçiş özgürlüğü üzerine inşa edilmiştir.
Türk Boğazları, Danimarka Boğazları ve Cebelitarık Boğazı gibi hukuki statüleri
özel sözleşmelerle belirlenmiş boğazlardan geçiş kendi özel statülerine tabidir."