Araştırma üniversitesinden kişiye özel öğretim görevlisi ilanı!

İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından farklı akademik birimlerde istihdam edilmek üzere çok sayıda öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi kadrosu ilan edilmiştir

İlgili üniversitenin idari birimi olan Bilgi İşlem Daire Başkanlığında çalıştırmak üzere ilan ettiği Öğretim Görevlisi kadrosunda "Mühendislik alanında lisans mezunu olup, Makine Mühendisliği alanında doktora mezunu olmak. Varlık yönetimi, risk yönetimi, kalite yönetimi ve proje yönetimi alanlarında çalışmaları olmak." şartı aranmıştır.

Üniversitenin bilgi işlem alt yapısını yazılım ve donanım süreçleriyle desteklemek ve geliştirmek temel görevi olan Bilgi İşlem Daire Başkanlıklarında esas itibarıyla Bilgisayar Mühendisliği veya Yazılım Mühendisliği bölümü mezunları istihdam edilmektedir. İstanbul Teknik Üniversitenin ilanında Makine Mühendisliği alanında doktora yapmış ve Varlık yönetimi, risk yönetimi, kalite yönetimi ve proje yönetimi gibi doğrudan Bilgi İşlem Daire Başkanlıklarının görevi olmayan alanlarda çalışması olan bir aday tarif edilmiştir. Zaten ilan şartlarından lisans mezuniyetinin gölgede bırakılması durumun en bariz kanıtıdır.

Netice itibarıyla belirli bir adayı tarif edecek özel şartlarla ilan edilen öğretim görevlisi kadrosunun ön değerlendirme sonuçlarına bakıldığında mucize olmamış ve sadece bir kişi başvurabilmiştir.

Ancak ön değerlendirme sonuçlarına olayın diğer tarafından baktığımızda ise sınava girecek adayın bilgilerini Kişisel Verilerin Korunması mevzuatı çerçevesinde İTÜ maskeli ilan etmesi gerekirken bu hassasiyete uymadan açık bir şekilde duyurmuştur. Hal böyle olunca sınava girecek adayı araştırdığımızda ise ilginin İTÜ Vakfında Genel Sekreterlik görevini yürüttüğü göze çarpmaktadır.

İTÜ tarafından ilan edilen bir öğretim görevlisi kadrosuna adayın tarif edildiği bir ilanla İTÜ Vakfı Genel Sekterinin kendi kendisiyle rekabet ederek atanmasının ne derece hukuki ve etik olarak doğru olduğunu ya da Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının önemle "LİYAKAT" furyası başlattığı bu dönemlerde durumun YÖK nezdinde kabul edilebilirliğini gerçekten merak ediyoruz.

Ülkemizin bilimsel yönde kalkınmasında öncü olan ve yakın dönemde YÖK tarafından Araştırma Üniversitesi olarak seçilen ayrıca her anlamda yaptığı çalışmalarla tüm bileşenleriyle diğer üniversitelerimize örnek olması gereken İstanbul Teknik Üniversitesinin öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi istihdamında geniş bir katılıma imkan veren, rekabeti önceleyen ve yaptığı sınavlarla iyiyi değil en iyiyi kadrosuna katması beklenirken, kendi ismini taşıyan vakfın Genel Sekreterine kişiye özel kadro açması bizleri derinden üzmüştür.