250 bin enerji uzmanı aranıyor

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 17 Şubat 2008 13:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Jeotermal Enerji Vakfı'na göre 2013 yılına kadar yeşil enerji yatırımları katlanarak artacak. Kalifiye enerji mühendisi ihtiyacı 250 bine çıkacak.

Enerji Bakanlığı, Bandırma santrali kapasitesinin 90 katına tekabül edecek bir rüzgar enerjisi santrali için yapılan müracaatların değerlendirme aşamasında olduğunu açıkladı. 12 milyar dolarlık hidroelektrik kaynaklarının enerjiye dönüştürülmesi projesi gündemde. Hattat Holding'in Batı Karadeniz'de 2 milyar dolarlık dört yatırım yaparak bölgeyi enerji üssü yapma planları büyük destek buldu. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) Trakya'da açtığı 11 kuyudan sekizinde doğalgaz bulunması ümit verici bir gelişme olarak nitelendiriliyor. Ve son olarak Konya'nın Seydişehir ilçesinde bir Alman firmasının yılda 2-3 milyon kilovatsaat elektrik üretecek rüzgar santrali kurma projesi ve Alman enerji devi e.on`a bağlı e.on Enerji'nin sektöre yapacağı 5.9 milyar euro'luk yatırım için bölgede Türkiye'ye göz kırpması sektörün geleceğine dair önemli ipuçları. Fakat Türkiye, şu anda yatırımlar için çok cazip bir saha sunsa da yeterli enerji uzmanı ve mühendisi açığı nedeniyle bu stratejik yarışı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Çünkü alternatif enerji mühendisi yetiştirme konusunda eğitim sistemi ciddi açıklar barındırıyor. Her türlü enerjinin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde üretilmesinden, tüketiciye sunulmasına hatta ekonomik olarak kullanılmasına kadar bütün süreçleri planlayan, projelendiren, uygulayan ve bu konularda strateji geliştiren enerji mühendisleri şu an neredeyse enerji piyasasında karaborsaya düştü. Uzmanlar Türkiye'nin en iyimser tahminle yılda ortalama bin kadar alternatif enerji uzmanına ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Türkiye Jeotermal Enerji Vakfı'nın bu yıl yapılan yatırımlar göz önüne alınarak hazırladığı bir araştırmaya göre 2013 yılına kadar kalifiye uzman ihtiyacı 250 bine çıkacak. Ancak ne şu anki kalifiye uzman ne de yetişen mühendis sayısı, bu talebi karşılayacak düzeyde değil. Halbuki enerji uzmanları ve akademisyenler, bu alanın geleceğin en parlak sektörleri içinde yer aldığını ve genç adaylar için mezuniyet sonrasında iş bulmanın neredeyse garanti olduğunu iddia ediyor.

Eğitim veren kurumlar

Türkiye'de alternatif enerji alanında yüksek lisans ve doktora eğitimi veren okullar mevcut olsa da sayıları iki elin parmaklarını geçmiyor. Bu alanda lisans eğitimi veren tek bölüm ise 2007'de ikinci kez öğrenci kabul etti: 2006 yılında Bahçeşehir Üniversitesinde açılan Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü'nde şu an bir ve ikinci sınıfta okuyan toplam 70 öğrenci var. Bölümde, ilk iki yılda genel eğitim alan öğrenciler üçüncü sınıfta nükleer, güneş, rüzgar ve biokütle gibi branşlara ayrılıyor. "Enerji sistemleri mühendisliğinin, özellikle Avrupa Birliği'ne uyum süreci çerçevesinde hem yurtiçinde hem de yurtdışında ihtiyaç duyulacak en önemli mühendislik alanlarından biri olduğu tartışılmaz bir gerçek" diyen enerji uzmanı- Bahçeşehir Üniversitesi Enerji Sistemleri Bölümü Kurucusu ve İdari İşlerden Sorumlu Rektör Yardımcısı Şenay Yalçın, bu bölüme ihtiyacın çok altında öğrencinin devam ettiğini ancak tanınırlığı arttıkça gençlerin bu alana ilgisinin de yoğunlaştığını belirtiyor. Enerji sistemleri mühendislerinin, enerji üretimi, iletimi, dağıtımı ve kullanılması konusunda çok geniş iş imkanları olduğunu belirten Yalçın, diğer üniversitelerin bu bölümü açmak istemesi durumunda onlara içerik konusunda yardımcı olacaklarına dair bir çağrı yapıyor. Türkiye'de enerji alanında lisans eğitim veren ikinci bölüm ise Hacettepe Üniversitesi'nde bulunuyor. Nükleer enerji alanında eğitim veren okulda öğrenciler genel enerji, kontrol, ısı, bilgisayar, sayısal yöntemler, modelleme, simülasyon ve malzeme gibi konularda nitelikli mühendis olarak yetişiyor. Bunların yanı sıra nükleer reaktör kor tasarımı, termal-hidrolik analizi, yakıt yönetimi, yakıt ve malzemeler, radyasyon güvenliği ve mühendisliği, zırhlama, enerji - çevre etkileşimi gibi alanlarda da uzmanlık eğitimi veriliyor.

Yüksek lisans ve doktora

İstanbul Teknik Üniversitesi'nde bulunan ve 1961 yılında kurulan Enerji Enstitüsü de enerji mühendisi yetiştirme konusundaki iddialı kurumlar arasında. Eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini daha geniş bir alana yaymak isteyen enstitü, 2003 yılında nükleer enerjiye ek olarak diğer alanları da faaliyetlerine ekledi. Akademik yapısı nükleer araştırmalar, yenilenebilir enerji, konvansiyonel enerji, enerji planlaması ve yönetimi gibi branşlardan oluşan bölümde, nötron aktivasyon analizi, nükleer kimya, radyoizotop ve radyografi, radyoaktif izleme tekniği, radyasyon ölçümleri ve termofiziksel özelliklerin ölçümü laboratuarları yer alıyor. Yakın gelecekte ise bu laboratuarlara ek olarak yenilenebilir enerji teknolojileri ve aydınlatma laboratuarı gibi faaliyet alanları da eklenecek. Türkiye'de yüksek lisans ve doktora alanında eğitim veren diğer bir iddialı kurum ise Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rüzgar Enerjisi Araştırma Merkezi. Rüzgar enerjisi, rüzgar türbinleri ve teknolojileri üzerine çalışmalar yürüten okul, rüzgar enerjisinin gelişimi, üstünlükleri ve diğer enerji dalları ile kıyaslanması, rüzgar potansiyelinin belirlenmesi, uygulama sahaları ve metodolojisiyle ilgili eğitimler veriyor. Rüzgar enerjisiyle ilgili projelerin de yürütüldüğü okulda, üç katlı rüzgar türbini tasarımı ve imalatı, rüzgar ölçüm direği dikilmesi gibi projeler sürdürülüyor. Ancak halen Türkiye'de jeotermal enerji alanında eğitim veren bir kurum yok. İhtiyacın bu denli büyük olmasına karşın şimdiye kadar bu bölümün açılmamış olmamasını talihsizlik olarak nitelendiren Jeotermal Enerji Vakfı Başkanı Orhan Mertoğlu, 2005 yılında Türkiye'de 40 bin olan mühendis açığının 2013 yılında 250 bin kişiye ulaşacağının altını çiziyor. Mertoğlu, "Türkiye jeotermal enerji açısından önemli bir potansiyele sahip. Yapılan ve yapılacak olan yatırım miktarı da göz önüne alındığında 2013 yılında 4 milyar kilovatsaat enerji üretilebilecek duruma geleceğiz. Mühendis açığı da buna paralel olarak artacaktır" diyor. Şimdiye kadar YÖK'e bölüm açılması için yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını da anlatan Mertoğlu, yeni YÖK yönetiminin konuya ilgi göstereceği konusunda umutlu. Fakat hükümetin enerji politikaları geliştirme konusundaki yavaşlığı ve bölüm açılmaması, bazı uzmanları da sektöre sitem ettirmiyor değil. Rüzgar Enerjisi ve Su Santralleri İşadamları Derneği eski başkanı Prof. Özcan Ültanır, bu alandaki eksiklikler nedeniyle hükümete ateş püskürüyor: "Hükümet, bu konuda çok yavaş davranıyor. Yatırımlar ve bu alandaki eğitim veren kurum sayısı artırılmalı" diyor.

Mühendis fabrikası

Nitekim ABD ve Avrupa'daki okullara bakıldığında alternatif enerji mühendisliği alanında eğitim veren kurum sayısı oldukça fazla. Dünyada bu konudaki en üst düzeyde çalışma Amerika ve Japonya'da yapılıyor. Güneş enerjisi alanında akademik çalışmalara en çok ağırlık veren ülke ise Avrupa'da Almanya. Fransa ikinci sırada. MIT, University of Michigan, Penn State University, North Carolina State University gibi mühendislik alanında öncü üniversiteler, enerji konusunda kaliteli lisans ve lisans üstü eğitim veriyor. Hatta bu okullarda, çok sayıda Türk öğrenciye de yüksek lisans ve doktora için burs olanakları tanıyor. Jeotermal enerji eğitimi konusunda ise dünyada Finlandiya başı çekiyor. Dünyada jeotermal elektrik üretiminde ilk beş ülkenin sırasıyla ABD, Meksika, Endonezya ve İtalya olduğu düşünüldüğünde eğitim veren kurumların kalitesi tartışma götürmüyor. Yeni Zelanda'daki Auckland Üniversitesi ve Japonya'daki Kyushu Üniversitesi de dünyada enerji mühendisliği alanında eğitim veren önemli okullar arasında.

Apek ALPKÖKİN


Kimler alternatif enerji mühendisi olabilir?

Enerji sistemleri mühendisliği her türlü enerjinin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde üretilmesinden, tüketiciye sunulması ve ekonomik olarak kullanılmasına kadar bütün süreçleri planlayan, projelendiren, uygulayan ve bu konularda strateji geliştiren bir mühendislik disiplini olarak tanımlanıyor. Alternatif enerji kaynakları konusunda sürekli bir arayış içinde bulunan bilim dünyasına adım atmak isteyen genç enerji mühendisi adaylarında sistemli çalışma alışkanlığı, yaratıcılık, akademik yetenek gibi özellikler aranıyor. Japon üniversiteli gençlerin geçtiğimiz aylarda güneş enerjisiyle çalışan otomobil yapmayı başarması, bu alanın neden geleceğin meslekleri arasında yer aldığının en iyi kanıtı. (Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Kaynakları Yönetim Ofisi tarafından hazırlanan "Geleceğin Meslekleri" isimli kitaptan alınmıştır.)


Türkiye'nin enerji haritası

Hidrolik: Türkiye'nin hidrolik enerji potansiyeli 216 milyar kilovatsaat. Bu potansiyelin yüzde 35'i değerlendiriliyor. 2020 yılında hidrolik enerjinin yüzde 90'dan fazlasının değerlendirilmesi bekleniyor.

Linyit: Türkiye, 7 bin 339 milyon tonu görünür olmak üzere, toplam 8 bin 375 milyon ton linyit rezervine sahip.

Ham petrol ve doğal gaz: Son yıllarda, yeni petrol sahalarının keşfedilememesi ve mevcut petrol sahalarının da eski olması nedeniyle, ham petrol üretimi sürekli olarak düşüyor.

Taşkömürü: Türkiye taşkömürü rezervi, 560 milyon tonu görünür olmak üzere, toplam 1.35 milyar ton civarında.

Jeotermal: Türkiye dünyadaki jeotermal ısı kullanımı ve kaplıca uygulamalarında, Çin, Japonya, ABD ve İzlanda'nın ardından beşinci sırada geliyor. İspatlanmış termal kapasitesi 3bin 173 megavat, muhtemel potansiyeli ise 31bin 500 megavat dolayında.

Rüzgar: Türkiye'nin rüzgenerjisi açısından yaklaşık 400 milyar kilovatsaat/yıl brüt ve 120 milyar kilovatsaat/yıl teknik potansiyele sahip olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu rakamların kesinleşmesi için ayrıntılı rüzgar haritalarının tamamlanması gerekiyor. Halen, Çeşme, Çeşme-Alaçatı ve Çanakkale-Bozcaada'da kurulu toplam 19 megavat gücünde üç adet rüzgtürbini çiftliği bulunuyor.

Kaynak: Devlet Planlama Teşkilatı Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Elektrik Enerjisi Özel İhtisas Komisyonu Raporu

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber