Bir aday aynı KPSS puanıyla beş üniversiteye yerleşti

Bildiğiniz gibi, ülkemizde kamu personel yönetiminde ciddi bir koordinasyon sorunu olduğunu ve bunun giderek büyüdüğünü bu mecrada yazdığımız yazılarla sürekli gündeme getiriyoruz.

Özellikle, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş süreciyle birlikte kamu personel yönetimine uzun yıllar yön veren Devlet Personel Başkanlığının kapatılması, hiçbir hazırlık yapılmadan görevlerinin birçok kuruma dağıtılması ve kurum hafızasının boşaltılması bunun en büyük sebeplerinden birisi oldu.

Geldiğimiz noktada, kamu personeli konusunda tüm görevleri üstlenen Cumhurbaşkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün kamu personel politikasını ne yönde ve ne şekilde sürdüreceğine dair henüz ortaya koyulmuş bir çalışma göremedik.

Bu belirsizlik içerisinde, taşerondan geçiş sürecindeki büyük hatanın toplu iş sözleşmesi süreçlerinde fark edilmesi sonrası sürekli işçi alımının azaltılması ve sözleşmeli personel istihdamının yaygınlaştırılmasıyla birlikte kamudaki sorunlar daha da büyümeye devam etmektedir. Aynı nizamiyede yan yana nöbet tutan memur, sözleşmeli personel ve sürekli işçi statüsündeki koruma ve güvenlik görevlilerine farklı maaş, farklı sosyal haklar ve farklı disiplin işlemleri uygulanmaya devam ettirilmektedir. Sürekli işçi olan güvenlik görevlisi resmi bayramlarda nöbet tuttuğu için iki katı yevmiye alırken, sözleşmeli personele ilave hiçbir ödeme yapılamamaktadır.

Diğer yandan, kamuya girişte farklı statülerin getirdiği farklı mevzuat düzenlemeleri kamu kurumlarını adayların keyfine ve insafına bırakmış, az sayıdaki atama izinleri verimli bir şekilde kullanılamaz hale getirilmiştir. Bunun en somut örnekleri de üniversitelerde yaşanmaktadır.

Önceki yıllarda üniversitelerde sözleşmeli alımların merkezi bir şekilde ÖSYM tarafından yapılmasını, bunun koordinasyonunu YÖK'ün çok basit bir sistemle yapabileceğini aşağıdaki yazılarımızda dile getirmiştik. Arzu edenler göz gezdirebilir.

"KAMU PERSONEL YÖNETİMİNDE KOORDİNASYON SORUNU VAR" başlıklı 15 Nisan 2020 tarihli yazımız.

"YENİ YÖK'E YAKIŞAN KOORDİNASYON OLMALI" başlıklı 20 Mayıs 2020 tarihli yazımız.

"ÜNİVERSİTELERDE SÖZLEŞMELİ PERSONEL İLANLARINA KOORDİNASYON ŞART" başlıklı 27 Ekim 2021 tarihli yazımız.

Geçtiğimiz günlerde Memurlar.Net forum sayfamıza bir takipçimiz kendi alanındaki bir adayın altı üniversiteye birden (birisine yedekten) yerleşmesine isyan etmiştir.

Arkadaşımızın mesajını aynen paylaşıyoruz:

TARSUS ÜNİVERSİTESİ

Maliye alanında büro personeli alım ilan metni için TIKLAYINIZ.

Yerleştirme sonuçları için TIKLAYINIZ.

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ

Maliye alanında büro personeli alım ilan metni için TIKLAYINIZ.
Yerleştirme sonuçları için TIKLAYINIZ

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ

Maliye alanında büro personeli alım ilan metni için TIKLAYINIZ.
Yerleştirme sonuçları için TIKLAYINIZ.

ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ

Maliye alanında büro personeli alım ilan metni için TIKLAYINIZ.
Yerleştirme sonuçları için TIKLAYINIZ.

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ

Maliye alanında büro personeli alım ilan metni için TIKLAYINIZ.
Yerleştirme sonuçları için TIKLAYINIZ.

Bir aday aynı puanla beş üniversiteye birden nasıl yerleşmektedir?

Konuya uzak olanlar için kısa bir özet geçelim.

Arkadaşımızın yerleştiği;

-Tarsus Üniversitesi 20 Mayıs 2022 tarihinde,

-İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 27 Mayıs 2022 tarihinde,

-İstanbul Medeniyet Üniversitesi 31 Mayıs 2022 tarihinde,

-Afyon Kocatepe Üniversitesi 1 Haziran 2022 tarihinde,

-Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi 8 Haziran 2022 tarihinde,

Kadrolarını Resmi Gazete'de ilan etmişlerdir.

Görüldüğü üzere ortalama 15 günlük süre içerisinde aynı şartlarla beş üniversite büro personeli almak için ilana çıkmıştır. Örnek durumdaki adayımızda tüm üniversitelerde şansını denemek amacıyla başvurusunu yapmış, yüksek puanının avantajıyla tamamında sıralamaya girmiştir.

Esasen yerleşen arkadaşımız en nihayetinde bir kadrodan yana tercihini kullanacak, diğerlerine gidemeyeceği için sıralama yedeğe geçecektir. Ancak, beş üniversite çok acil bir şekilde personel ihtiyacı olmasına rağmen adayın hangi üniversiteyi seçsem yönündeki "keyfini" demek yanlış olur ama "tercihini" beklemek durumda kalacaktır.

Halbuki, bu konu özelinde şunun çok net bir ihtiyaç olduğu gün gibi ortadadır. Bu kadrolarda istenilen şartlar üniversiteler tarafından ÖSYM'ye bildirilir, ÖSYM tarafından hazırlanan kılavuzla adaylardan tercihleri alınır ve en yüksek puanlının ilk tercihine göre yerleştirmeler yapılarak süreç çok kısa sürede başarıyla tamamlanır.

Bunun neticesinde az sayıdaki atama izinleri oldukça verimli bir şekilde kullanılmış olur. Hem adayların hem de idarelerin önündeki belirsiz süreç çok basit bir şekilde sonlandırılır. Bir diğer avantajı ise bazı üniversiteler adayları ŞAHSEN başvuruya zorlamaktadır. Bu durumda merkezi alımla kökten kalkacaktır.

İşin diğer bir traji/komik tarafı ise bu kadar kurum uğraştıktan sonra, aynı aday bu KPSS puanıyla ÖSYM tarafından ilan edilen KPSS-2022/1 puanıyla merkezi memur alımlarına da başvurabilecek ve çok yüksek ihtimalle oradan da ataması gerçekleşecektir.

Sonuç itibarıyla, siz iyi bir sistem kurgulamazsanız; sistemden ya en çok en iyiler faydalanacak ya da liyakatın arka plana atıldığı sık sık gündeme getirdiğimiz kişiye özel ilanlarla daha çok torpilliler faydalanacaktır.

Sözün özü; kamu personel politikamız "Saldım çayıra Mevlam kayıra" yönünde ilerledikçe bu sorunları daha çok yazar, daha çok konuşuruz!