Adalet Bakanlığının 'Fazla Çalışma Ücreti' düzenlemesine açılan dava sonuçlandı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün "Fazla Çalışma Ücretleri" konulu Genel Yazısının Ek-1'nolu çizelgede yer alan "Fazla Çalışmaya Esas İş Kriterleri"nin uygulanmasında dikkate alınması gereken hususların belirlendiği maddelerinin iptali için açılan davayı sonuçlandırdı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 30 Ocak 2023 00:10, Son Güncelleme : 30 Ocak 2023 02:18
Adalet Bakanlığının 'Fazla Çalışma Ücreti' düzenlemesine açılan dava sonuçlandı

Davanın kısmen reddine, kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin 02/07/2020 tarih ve E:2018/3566, K:2020/2688 sayılı kararının ONANMASINA karar verildi.

2019 yılından itibaren yeni bir sisteme geçilmiştir.

2019 yılı için adli ve idari yargı teşkilatındaki tüm birimlerin iş yoğunluğunun fazla olarak belirlendiği ve fazla çalışma ücreti ödenebilmesi için daha önceki yıllarda belirlenen personel başına düşen dosya sayısı kriteri uygulamasına son verildiği, merkez ve mülhakat adliyelerde görev yapan tüm personel (icra müdürlükleri hariç)in mesai saatleri dışında fiilen yapılmış çalışmalara karşılık fazla çalışma ücretinin ödeneceğinin düzenlediği

Bu konuda Genel Yazı çıkarılabilmesi için usul ve esasların daha önceden belirlenmiş olması lazımdır

Uyuşmazlığın görüm ve çözümü için gerekli görüldüğünden, Dairelerinin 21/10/2019 tarih ve E:2018/3566 sayılı ara kararı ile davalı Adalet Bakanlığından; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek-17. maddesinin "... İş yoğunluğu fazla olan mahkemeleri belirlemeye ve toplam fazla çalışma saat süresini ilgili mahkemelere dağıtmaya ve bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Adalet Bakanlığı yetkilidir." hükmünde belirtilen "usul ve esaslarla" ilgili bir düzenlemenin yapılıp yapılmadığı; söz konusu usul ve esaslara ilişkin düzenleme yapılmamış ise, uygulamanın sadece dava konusu Genel Yazı ile yürütülüp yürütülmediğinin sorulması ve konuya ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesi üzerine; Davalı Adalet Bakanlığınca ara kararına cevaben gönderilen yazıda, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek-17. maddesi uyarınca fazla çalışmaya ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça belirlenerek her yıl Genel Yazı ile teşkilata duyurulduğu, dava konusu Genel Yazı ile belirlenen kriterlerden Genel Yazı ile kaldırıldığı, dava konusu Genel Yazıdaki 6. maddenin ise, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek-17. maddesinde açıkça düzenlenmiş olması nedeniyle uygulamasına devam edildiğinin belirtilmiştir.


T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2021/619
Karar No: 2022/1608

TEMYİZ EDENLER: I- (DAVACI): ... Sendikası
VEKİLİ: Av. ...
II- (DAVALI): ... Bakanlığı
VEKİLİ: Av. ...

İSTEMİN KONUSU:
Danıştay Onikinci Dairesinin 02/07/2020 tarih ve E:2018/3566, K:2020/2688 sayılı kararının, davacı tarafından davanın reddine ilişkin kısım yönünden, davalı idare tarafından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının yargılama giderleri yönünden karşılıklı olarak temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün "Fazla Çalışma Ücretleri" konulu ... tarih ve ... sayılı Genel Yazısının Ek-1'nolu çizelgede yer alan "Fazla Çalışmaya Esas İş Kriterleri"nin uygulanmasında dikkate alınması gereken hususların belirlendiği 1.,2.,3.,4.,5.,6. ve 7. maddelerinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onikinci Dairesinin 02/07/2020 tarih ve E:2018/3566, K:2020/2688 sayılı kararıyla;

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye 10/09/2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun'un 71. maddesiyle eklenen Ek 17. madde ile "6/1/1982 tarihli ve 2576 sayılı Kanunla 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Kanun uyarınca kurulmuş olan ve iş yoğunluğu diğer mahkemelere göre fazla olan mahkemelerde görev yapan memurlar ile sözleşmeli personele ayda 50 ve her bir personel için yılda 300 saati geçmemek üzere yılı merkezi yönetim bütçe kanununda belirlenen fazla çalışma saat ücretinin üç katını aşmamak kaydıyla fazla çalışma ücreti ödenebilir. Bu fıkraya göre fazla çalışma ücreti ödenebilecek personel sayısı, mahkemelerde görev yapan toplam personel sayısının %10'unu geçemez. Bu kapsamda yıllık olarak yapılacak toplam fazla çalışma süresi Adalet Bakanlığının talebi üzerine Maliye Bakanlığınca belirlenir. İş yoğunluğu fazla olan mahkemeleri belirlemeye ve toplam fazla çalışma saat süresini ilgili mahkemelere dağıtmaya ve bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Adalet Bakanlığı yetkilidir. Bu ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz. Diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde yaptıkları fazla çalışma karşılığında herhangi bir ad altında ödeme yapılan personele bu madde uyarınca ayrıca fazla çalışma ücreti ödenmez." hükmüne yer verildiği,

Yukarıda değinilen mevzuat hükmüne dayanılarak dava konusu Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün "Fazla Çalışma Ücretleri" konulu ... tarih ve ... sayılı Genel Yazısı ile iş yoğunluğu fazla olan mahkemelerin dosya sayısı kriter olarak alınmak suretiyle belirlendiği, sulh ceza hakimliklerinde iş yoğunluğu tespit edilirken değişik iş sayısı; Cumhuriyet başsavcılıklarında ise soruşturma ve ilamat evrakı toplamının dikkate alındığının anlaşıldığı,

Uyuşmazlığın görüm ve çözümü için gerekli görüldüğünden, Dairelerinin 21/10/2019 tarih ve E:2018/3566 sayılı ara kararı ile davalı Adalet Bakanlığından; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek-17. maddesinin "... İş yoğunluğu fazla olan mahkemeleri belirlemeye ve toplam fazla çalışma saat süresini ilgili mahkemelere dağıtmaya ve bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Adalet Bakanlığı yetkilidir." hükmünde belirtilen "usul ve esaslarla" ilgili bir düzenlemenin yapılıp yapılmadığı; söz konusu usul ve esaslara ilişkin düzenleme yapılmamış ise, uygulamanın sadece dava konusu Genel Yazı ile yürütülüp yürütülmediğinin sorulması ve konuya ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesi üzerine; Davalı Adalet Bakanlığınca ara kararına cevaben gönderilen ... tarih ve ... sayılı yazı eki Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün... tarih ve ... sayılı yazısında, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek-17. maddesi uyarınca fazla çalışmaya ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça belirlenerek her yıl Genel Yazı ile teşkilata duyurulduğu, dava konusu Genel Yazı ile belirlenen kriterlerden 1.,2.,3.,4.,5., ve 7. maddelerin ... tarih ve ... sayılı Genel Yazı ile kaldırıldığı, dava konusu Genel Yazıdaki 6. maddenin ise, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek-17. maddesinde açıkça düzenlenmiş olması nedeniyle uygulamasına devam edildiğinin belirtildiği,

Davaya konu "Fazla Çalışma Ücretleri" konulu ... tarih ve ... sayılı Genel Yazının 1.,2.,3.,4.,5. ve 7. maddelerini yürürlükten kaldıran ... tarih ve ... sayılı Genel Yazı incelendiğinde, 2019 yılı için adli ve idari yargı teşkilatındaki tüm birimlerin iş yoğunluğunun fazla olarak belirlendiği ve fazla çalışma ücreti ödenebilmesi için daha önceki yıllarda belirlenen Personel başına düşen dosya sayısı kriteri uygulamasına son verildiği, merkez ve mülhakat adliyelerde görev yapan tüm personel (icra müdürlükleri hariç)in mesai saatleri dışında fiilen yapılmış çalışmalara karşılık fazla çalışma ücretinin ödeneceğinin düzenlediği, bu Genel Yazıda dava konusu Genel Yazının 6. maddesi dışında diğer maddelerin yer almadığı,

Bu durumda; dava konusu Genel Yazının 1.,2.,3.,4.,5. ve 7. maddeleri "Fazla Çalışma Ücretleri" konulu ... tarih ve ... sayılı Genel Yazı ile yürürlükten kaldırıldığından davanın bu kısmının konusunun kalmadığı,

Dava konusu Genel Yazının 6. maddesine ilişkin olarak; bu maddedeki "Diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde yaptıkları fazla çalışma karşılığında herhangi bir ad altında ödeme yapılan (örnek: keşif, otopsi vb. işler) personele ayrıca fazla çalışma ücreti adı altında ödeme yapılmayacağı" şeklindeki düzenlemenin, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 17. maddesi hükmünde yer aldığı, dolayısıyla üst hukuk normuna aykırı olmadığı gerekçesiyle,

Dava konusu Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün "Fazla Çalışma Ücretleri" konulu ... tarih ve ... sayılı Genel Yazısının 1.,2.,3.,4.,5. ve 7. maddeleri yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, anılan Genel Yazı'nın 6.maddesi yönünden davanın reddine, toplam 259,20-TL yargılama giderinin yarısı olan 129,60- TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, yargılama giderinin diğer yarısı olan 129,60-TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek-17. maddesi ile fazla çalışma ücretine ilişkin düzenlemeler yapıldığı, söz konusu yasal düzenlemenin kapsamının davalı idarece çıkarılan Genel Yazı ile daraltıldığı, anılan düzenleme ile Adalet Bakanlığı personeli arasında farklı belirlemeler yapıldığı, bazı personele aylık 50,00-TL ile 200,00-TL arasında fazla çalışma ücreti ödeneceği, bazı personele 50 saat ödeme yapılacağı, aynı birimde görev yapan bazı personele daha fazla saat üzerinden ödeme yapılacağı düzenlenirken bazı personelin ise kapsam dışında bırakıldığı, bu haliyle dava konusu düzenlemenin Anayasa'nın angarya yasağı ile hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağı ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

Davalı idare tarafından, Daire kararının karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmı nedeniyle aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği, dava konusu Yönetmelik hükümlerinin hukuka uygunluk karinesinden ötürü hukuka uygun sayılması ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI:

Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın davanın reddine ve yargılama giderlerine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın temyize konu bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,

2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddine, kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin 02/07/2020 tarih ve E:2018/3566, K:2020/2688 sayılı kararının temyize konu davanın reddine ilişkin kısmı ile yargılama giderlerine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 21/04/2022 tarihinde, davacının temyiz istemi yönünden oybirliği, davalı idarenin temyiz istemi yönünden oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X-2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, bu Kanun'da hüküm bulunmayan ve madde metninde sayılan hallerde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun uygulanacağı belirtilmiş, sözü edilen haller arasında "yargılama giderlerine" de yer verilmiş, 04/02/2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesiyle 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlükten kaldırılmış, aynı Kanun'un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise; "Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarih ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır." hükmüne yer verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yargılama giderinin kapsamı" başlıklı 331. maddesinde yargılama giderlerini oluşturan unsurlar sayılmış, maddenin 1/ğ bendinde; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında olduğu belirtilmiş, Kanun'un "Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri" başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında da; "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder." kuralına yer verilmiştir.
Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu "Fazla Çalışma Ücretleri" konulu ... tarih ve ... sayılı Genel Yazının 1.,2.,3.,4.,5. ve 7. maddelerinin değiştirilerek yürürlükten kaldırıldığından söz edilerek anılan maddeler yönünden davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, işin esasına girilerek haklılık/haksızlık değerlendirmesi yapılmaksızın karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen, davalı idare aleyhine yargılama giderlerine hükmedildiği görülmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde yer alan atıf hükmü uyarınca yargılama giderleri konusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 331. maddesinin 1. fıkrasında, davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde yargılama giderlerinin ne şekilde takdir edileceği hususu düzenlenmiştir. Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu düzenlemenin belirtilen maddelerinin daha sonra yürürlükten kaldırıldığından bahisle uyuşmazlığın esası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiş olması nedeniyle, başvuruya konu kararın hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine 6100 sayılı Kanun'un metnine yer verilen 331. maddesinin 1. fıkrasındaki kural çerçevesinde hükmedilmesi gerekir.

Bu durumda; konusu kalmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararıyla neticelenen kısmı yönünden, tarafların davanın açıldığı tarihteki haklılık durumları belirlenip buna göre yargılama giderleri konusunda hüküm kurulması gerekirken, böyle bir değerlendirme yapılmaksızın, davanın açılmasına davalı idarenin sebebiyet verdiği gerekçesine dayalı olarak yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesine hükmedilmiş olduğundan, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyiz başvurusuna konu kararın bu yönlerden bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber