Doç. Dr. Emir Kaya: Yargıtay'ın tepkisi bir patlamadır

Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Doçent Emir Kaya, Yargıtay'ın tepkisinin, Anayasa Mahkemesinin süregelen keyfi kararlarına karşı bir patlama olduğunu belirtti. Emir Kaya "Şİmdi, AYM BB kulvarında bu gibi onlarca kurnazlık yapmış. Her şeyi kendine yontmuş. İşin ehli olanlar da 11 yıldır bundan bezmiş.Yargıtay'ın tepkisi bir patlamadır. Dışarıdan bakanlar darbe falan diye uçuyor. Hayır. Darbe yok. Bıkkınlık var." dedi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 09 Kasım 2023 13:21, Son Güncelleme : 09 Kasım 2023 13:24
Doç. Dr. Emir Kaya: Yargıtay'ın tepkisi bir patlamadır

Anayasa Mahkemesinin, Anayasa'nın 14. maddesine aykırı olacak şekilde verdiği Can Atalay kararı sonrasında, Yargıtay 3. Ceza Dairesi kendisini görevi ihmal ile suçlayan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiştir.

Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Doçent Emir Kaya, Yargıtay kararına dair görüşlerini paylaştı:

1) Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Yargıtay arasındaki kavganın özü, bireysel başvuru (BB) denilen uygulamanın doğasındaki belirsizlik.

Belirsizliğin de iki nedeni var:

İlki: AYM'nin yetkilerine ilişkin hükümlerin çoğunun 1982 tarihli, BB'ninse 2010 tarihli olması. Yani sisteme sonradan eklenen bir uygulama AYM'nin eski çerçevesiyle uyumsuz. Bu ciddi sorunlar doğuruyor. Sorunların çoğunu bizzat AYM yaratıyor.

Mesela 2011 yılında AYM norm denetiminde Medeni Kanun'daki "Kadın kocanın soyadını alır" hükmünün iptali talebini reddetti. 2013'te BB'de tam aksi yönde karar verdi. Hem Medeni Kanun'u çiğnedi hem de Anayasa'nın (AY) 152. maddesindeki on yıl yasağını dolandı. Çiğnemek, dolanmak zorunda hissetti kendisini. Zira AY'nin 90. maddesi sebebiyle AİHM'i de karşısına alamıyordu.

Velhasıl, Anayasa o kadar ahenksiz ki

AYM ne yaparsa yapsın AY'nin bir kısmını göz ardı etmekten, hükümsüz kılmaktan kurtulamıyordu.

AYM eski çerçevenin BB'ye uyumsuzluğunu fırsata (BB'yi bir keyfilik alanına) dönüştürdü. Bunda en büyük desteği AİHM idi. Çünkü AİHM de öyle yapıyordu.

Mesela AİHS m.12'deki 5) "Evlilik kadın ile erkek arasındadır" hükmüne rağmen AİHM m.8 ile bu açık ilkeyi dolanıp eşcinsellik lehine kararlar veriyordu.

AİHM, AİHS'in yaşayan metin olması bahanesiyle keyfi davranıyordu. AYM de yasal çerçevenin belirsizliğinden istifadeyle keyfi davranıyordu.

Belirsizliğin ikinci nedeni, 2010 AY değişikliklerini dizayn eden aklın BB'yi direkt manivela olarak kurgulamasıydı. O zaman AYM'ye egemen olanlar, BB'nin kendi işlerine yaramasını yeterli görmüştü.

BB'nin AYM'nin geleneksel yapısıyla ve işleriyle uyumu hiç düşünülmemiş, hükme bağlanmamıştı.

Bu konuyu dert edinen ilk makale bana ait. Bir ikincisi de yazıldı mı, bilmiyorum. Başlık: Bireysel Başvurunun Anayasa Yargısına Etkisi

Velhasıl AYM pek çok Anayasa hükmünü "bireysel başvuruya ilişkin değil" gerekçesiyle göz ardı ediyor, uygulamıyor. Bunun vahim örnekleri var. Onlarca.

Bir örnek daha vereyim: Mesela AY m.36'ya göre "herkes" hak arama hürriyetine sahipken AYM "BB'de herkes hak arayamaz. Ceza yargılamasında mağdur kişi başvuru yapamaz. Ancak sanık yapabilir" yönünde şekillendirildi. Bahane de AİHS. Halbuki AİHS asgari koruma sağlama iddiasındadır. Fazlasına engel değildir.

İmdi, AYM BB kulvarında bu gibi onlarca kurnazlık yapmış. Her şeyi kendine yontmuş. İşin ehli olanlar da 11 yıldır bundan bezmiş.

Yargıtay'ın tepkisi bir patlamadır.

Dışarıdan bakanlar darbe falan diye uçuyor. Hayır. Darbe yok. Bıkkınlık var.

Sen önemsemediğin on binlerce başvuruda "Temyiz mercii değilim" diye hava at. Politik bir başvuruda da temyiz merciini geç, hiçbir mercide olmayan yetkiler kullanmaya kalk.

Bu isyan geç bile kalmıştır. Çok haklıdır. Anayasa değişmedikçe, BB'nin doğası netleştirilmedikçe, AYM'nin diğer işleriyle irtibatı düzeltilmedikçe bu gibi krizlerin çıkmamasına şaşırmak gerek.

Önceki paylaşımımı tekrar edeyim:

BB kapsamında halen pek çok hükmü göz ardı edilen AY m.153'ün bağlayıcılık hükmünü işine geliyor diye mutlaklaştırmazsın. BB kapsamında madde ya hep geçerlidir ya da geçerli değildir.

AYM ilkeli, tutarlı bir profil çizmiyor. Kendisi AY'nin pek çok kuralını, hatta kendi kararlarını çeşitli bahanelerle göz ardı ediyor.

Saçma sapan savrulmalar yaşıyor.

Sonra da bir başka yargı/kamu organı buna itiraz edince adı "Darbe" oluyor.

AYM yönetimi + Anayasa değişmedikçe bu gerilimler çok doğaldır ve devam edecektir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber