Kurtulmuş: Hedef Özgürlükçü ve yeni bir anayasa
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, ziyaret ettiği partilerde yeni anayasaya "önyargısız destek" gördüğünü belirterek, "12 Eylül'ün karanlık yükünü milletin sırtından indirmekte kararlıyız. Sivil, demokratik, kuşatıcı, özgürlükçü bir yeni anayasa olsun istiyoruz" dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sürecin sağlıklı işlemesinin temel koşulunun
"samimiyet" olduğunu, kendisinin de bu prensip ile hareket ettiğini
vurguladı. Kurtulmuş, SABAH Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu ve
Parlamento Büro Şefi Zübeyde Yalçın'ın sorularını şöyle yanıtladı:
Siyasi partilerle yaptığınız görüşmelerde genel hava nasıldı, umutlu musunuz?
Ziyaret ettiğim partilerin hepsini sürece destek olmaya, katkıda bulunmaya hazır
buldum. Türkiye'nin,12 Eylül Anayasası'ndan kurtulmasına ve yeni bir anayasa
yapılması çalışmasına önyargısız olarak destek vereceklerini kendilerinde gördüm.
Yeni anayasanın ruhu nasıl olmalı?
12 Eylül darbesinin ağır ve karanlık yükünü, yani 1982 Anayasası'nı TBMM olarak,
Cumhuriyetimizin yeni asrında, milletimizin sırtından hep birlikte indirmeye
kararlıyız. Türkiye'mizin temel kuruluş felsefesine, medeniyet değerlerine ve
halkımızın güçlü ve güvenli bir gelecek inşa etme idealine yaraşır, vatandaş
ve millet odaklı yeni bir anayasayı hedefliyoruz. Sivil, demokratik, kuşatıcı,
özgürlükçü bir yeni anayasa olsun istiyoruz.
Sürece ilişkin kurallarınız nedir?
Doğru zemin ve doğru yöntem belirlemeliyiz. Doğru zemin, TBMM'dir. Bütün yetki
ve sorumluluk TBMM'nindir. Doğru yöntem de partilerin büyük çoğunluğunun uzlaştığı
yöntem olacaktır.
Yeni anayasa ilişkin partilerin bazı koşulları var...
Şu anda bizim elimizde, gündemimizde, dosyamızda belirlenmiş bir tek madde yok.
Burada titizlikle üzerinde durduğumuz husus şeffaf, açık ve iyi niyetle süreci
götürmektir.
Görüş isteyeceğiniz partilere ve kurumlara çağrınız ne olacak?
Bir kelimeyle özetlemek gerekirse bu işin esası "samimiyet." Samimi
olan insan en aykırı fikri dahi söylese, problem yoktur. Ama masayı dağıtmak
için 'ben konuşmayacağım, görüşmeyeceğim' diyen adama hangi imkanı sunarsanız
sunun, görüşünü almanız mümkün değildir. Dolayısıyla, samimiyetle bu süreci
yürütebilmeyi ümit ediyorum. Ben, kendi adıma buna gayret edeceğim.
Başlangıç kriteriniz samimiyet. Peki, risk nedir?
Bu sürecin en büyük tehlikesi, süreci dışarıdan zehirlemek isteyen unsurların
olabileceğidir. Onun için de siyaset iyi niyetle el sıkışırsa süreçleri dışarıdan
zehirlemek isteyenlere fırsat kalmaz. Niyet okuyanların olduğu, kast edilmeyen,
söylenmeyen şeylerin, söylenmiş veya kast edilmiş gibi ortaya konulduğu ortamların,
iyi niyetli, samimi, şeffaf bir süreci zehirleme ihtimalleri vardır.
Kimleri kast ediyorsunuz?
Kimseyi kast etmiyorum ama 'Kim böyle davranıyorsa...' diyorum. Siyaset içi,
siyaset dışı unsurlar olabilir. Meclis Başkanı olarak ben çok dikkat ediyorum.
Siyasi partilerin de buna büyük bir hassasiyet göstermesi lazım. Türkiye'nin
parlamentoda temsil edilen partileri bir masa etrafında fikirlerini söylerler.
Ama 'Siz anayasa yapamazsınız, anayasayı konuşamazsınız ya da sizin böyle bir
yetkiniz yoktur' gibi söylemlere prim vermeyiz, asla tartışmayacağımız tek başlık
budur.
"Bugünkü TBMM, Kurucu Meclis vasfında değil, anayasa yapamaz"
görüşü savunuluyor...
Anayasa konusunda her türlü fikri tartışırız, otururuz konuşuruz ama tartışmayacağımız
tek konu şu anda TBMM'nin anayasa yapma gücü ve yetkisine sahip olmadığıdır.
Bu Parlamento millet tarafından seçilmiş, yüzde 95 temsil gücü olan, 15 siyasi
partinin, halkın birebir temsil edildiği bir kurumdur... Toplumsal bir mutabakat
metni olması gereken anayasa sürecinin, toplumsal bir ayrışma sürecine dönüştürülmemesi
gerekir. Bunun için de Parlamento'da ümit ederiz ki 400'ün üstünde bir mutabakat
bulunsun.
Anayasa'yı yine de referanduma sunacak mısınız?
Mevcut anayasaya göre Meclis'teki destek 400'ü aşarsa referanduma gidilmesine
gerek yok. Ama bunlar zaman içerisinde tartışılacaktır.
"Hazır bir anayasa paketi var, görüntüde görüşmeler yapılsın, sonra
gündeme getirilecek" iddiaları var. Böyle bir arka plan çalışmasıyla mı
yürüyorsunuz?
Kesinlikle hayır. Değil bir anayasa hazırlamak, belirlenmiş bir madde bile yok
şu anda. Sürecin açık, şeffaf bir şekilde yürütülmesini arzu ediyoruz.
"Türkiye'nin bir anayasa gündemi yok ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın
bir daha seçilmesi için yeni anayasa gündeme taşınıyor" yorumlarına ne
diyorsunuz?
Bu, külliyen bir hezeyandır. Partilerin hemen tamamının yeni bir anayasadan
bahsettiği ortamda, en geniş katılımla ve önerilerle yeni anayasa iradesi ortaya
konulursa zaten bu konu siyasetin gündemi olur.
Anayasa'nın ilk 4 maddesi ve vatandaşlık tanımına dokunulmaması yönünde
net duruşlar söz konusu...
Siyasi partilerin kahir ekseriyetinin bu maddelerin değişmemesiyle ilgili fikirleri
ortadadır. Dolayısıyla böyle bir teklifin masaya gelip kabul edilmesi bugünkü
siyasi aritmetik bakımından beklenemez.
AK Parti ve MHP'yle görüşmelerin sonraya kalması birtakım söylentilere neden
oldu...
Bir program içerisinde randevular talep ettik, randevular geldi. AK Parti ve
MHP ile de görüşeceğiz. Her partinin ve genel başkanının kendi gündemi, siyasi
görüşmeleri, önceden belirlenmiş randevuları olabiliyor. Bu ve benzeri konular
üzerinden birilerinin niyet okumasını doğru bulmam.
ZÜBEYDE YALÇIN