Yenişafak: Zenginden bir defaya mahsus 'aktif vergisi' alınsın
Pandemi, 6 Şubat 2023 depremleri ve savaşın tetiklediği küresel krizin ekonomiye etkilerini azaltmak için zenginden bir defaya mahsus "aktif vergisi" alınsın. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın önünde duran 2023 beyannameleri üzerinden alınacak vergilere ek olarak tahsil edilecek yüzde 0,5-1'lik bir vergi hem asrın felaketinin yükünü önemli miktarda hafifletir hem de Hazine'yi daha fazla borçlanmaktan kurtarır.

Türkiye 6 Şubat 2023 tarihinde büyük bir yıkıma neden olan asrın felaketini yaşadı. Maliyeti 100 milyar doları aşan bu yükün altından kalkmak için alınan önemler yetersiz kalıyor. Devletin borçlanarak altından kalkmaya çalıştığı deprem yükünün, Hazine'de büyük bir açığa neden olmaması için varlıklı insanların elini taşın altına koymasına ihtiyaç var. Deprem yükünün kamu maliyesini sarsmaması için varlıklı kesimden tek defaya mahsus vergi alınsın.
2023 BEYANNAMELERİ HAZIR BEKLİYOR
Geçen yıl 1 trilyon lirayı bulan ve bu yıl daha fazla kaynak aktarılması gereken
deprem harcamalarının karşılanması için 2023 vergi beyannameleri üzerinden ek
vergi alınabilir. Mevcut düzenlemelere göre Kurumlar Vergisi oranı; reel sektör
için yüzde 25, banka ve finans kurumlarında yüzde 30, ihracat yapan firmalarda
yüzde 20, halka açık şirketlerde yüzde 23, imalatçılarda yüzde 24 olarak uygulanıyor.
Bu yılın ilk çeyreğinde Gelir İdaresi Başkanlığı'na sunulan beyannameler üzerinden
tahsil edilecek bu oranlara ek olarak alınacak yüzde 0,5-1'lik 'aktif vergisi'
asrın felaketinin yükünü önemli miktarda hafifletir.
ZENGİNLERİN SERVETİ ŞİRKETLERİNE KAYITLI
Zenginlerin servetleri çoğunlukla şirketlerinin üzerinde kayıtlı bulunuyor.
Bina, arsa, ev, araba, gemi, yat gibi somut varlıklarını şirketler adına kayıtlı
tutan zengin kesimin sahip olduğu alacaklar, hisse senetleri, altın, döviz gibi
kıymetler de şirketler adına kasalarda tutulur. Şirket bilançolarının aktif
kısmı üzerinden alınacak bir vergi ile Hazine'nin elini güçlendirecek önemli
bir kaynağın tahsil edilmesi mümkün.
KÜÇÜK MÜKELLEF KAPSAM DIŞI OLMALI
Yapılacak düzenlemeden küçük esnafın etkilenmemesi için beyanname verme zorunluluğu
olmayan mükellefler kapsam dışında tutulabilir. Düzenlemenin; bilanço esasına
göre defter tutan mükellefleri kapsaması yeterli.
BU NOKTAYA DİKKAT!
Böyle bir düzenlemede dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta daha var. Şirket
aktif listesinde yer alan gayrimenkulların bilançoda gösterilen değeri ile gerçek
değeri arasında büyük bir fark var. Gerçekçi bir hesaplama için şirketler üzerinde
kayıtlı bulunan gayrimenkullarin gerçek değerlerinin tespiti için de çalışma
yapılması gerekiyor.
SON OLARAK 1994'TE ALINDI
Buna benzer bir adım geçmişti atıldı. 1994 yılında Ekonomik Denge Vergisi çıkarıldı.
Tansu Çiller'in Başbakan, Murat Karayalçın'ın da Başbakan Yardımcısı olduğu
DYP-SHP Koalisyon Hükümeti'nin (1.Çiller Hükümeti) çıkardığı 3986 Sayılı Ekonomik
Denge Vergisi, 4 Mayıs 1994 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandı.
ÖZ KAYNAKLARIYLA YATIRIM YAPAN CEZALANDIRILMASIN
Ancak o düzenleme, "net aktif" üzerinden vergi tahsilatı yolunu açtığı için
kendi öz kaynaklarıyla yatırım yapan işletmeler cezalandırılmış oldu. Çünkü;
şirket bilançolarının net aktif kısmı, aktiflerden borçlar da çıkarıldıktan
sonra elde edilen kısım olduğu için, o yıllarda borçlanarak yatarım yapan şirketler,
1994'teki düzenlemeden neredeyse hiç etkilenmediler. Yapılacak bir düzenlemede,
şirketlerin "net aktif"i üzerinden değil de; "aktif"i üzerinden vergilendirme
yapılması halinde, 1994'tekinde yaşanan haksızlığın önüne geçilmiş olur.
Depremin faturası sanılandan daha büyük
Depremin Türkiye ekonomisine maliyeti şimdilik 104 milyar dolar olarak hesaplansa
da, gerçek faturanın bu rakamın çok üzerinde olduğu bir gerçek. 11 ili derinden
sarsan Kahramanmaraş merkezli 7,6 ve 7,5 büyüklüğündeki depremlerden 14 milyon
vatandaşımız doğrudan etkilindi. 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti ve 100
binden fazla kişi yaralandı. Depremin vurduğu 11 ilde 680 bini konut, 170 bini
iş yeri olmak üzere toplam 850 bin bağımsız bölüm ağır hasar alarak kullanılamaz
hale geldi. İş yerleri, tarım alanları, ticarethaneler, fabrikalar büyük zarar
gördü.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından halen bölgede yürütülen imar ve inşa çalışmaları kapsamında, 11 şehirdeki 940 şantiyede 110 binden fazla personel görev alıyor. Bu kapsamda rezerv alanlarda 207 bin, şehir merkezlerinde 50 bin ve hafif çelikten 50 bin olmak üzere toplam 307 bin bağımsız bölümün büyük kısmının ihalesi yapıldı. İhalesi tamamlanan konut ve köy evlerinin inşa süreci hızla devam ediyor.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından bugüne kadar 390 bin konut, 40 bin iş yeri ve 11 bin 500 ahır olmak üzere toplam 441 bini aşkın bağımsız bölüm için hak sahipliği tespiti yapıldı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı 76 bini aştı. Yıl sonuna kadar 200 bin evin teslim edilmesi hedefleniyor.
AĞIR YÜKE OMUZ VERME ZAMANI
Depremin yaralarını sarmak için milletçe verdiğimiz büyük çabayla acil olan
ihtiyaçları karşılandı. Yüz binlerce depremzede çadırlardan alınarak konteyner
kentlere yerleştirildi.
Ancak konteyner kentler geçici, asıl büyük maliyet kalıcı konutların inşasıyla ortaya çıktı. Bölgede hayatın normale dönmesi için yoğun gayret var. Enkazın tamamı kaldırıldı. Deprem riski olmayan alanlarda kalıcı konutların inşası sürüyor. Hükümet, 319 bin konutun inşasını bir yılda tamamlayıp hak sahiplerine teslim etmek istiyor. Toplamda ise deprem bölgesinde 650 bin konut inşa edilecek.
Türkiye bu kaynağa sahip
Depremin vurduğu bölgede iş dünyasının yeniden güçlendirilmesi ve zarar gören
işletmelerin hızlıca ayağa kaldırılması için de büyük bir yardımlaşmaya ihtiyaç
var. Hem yeni ve sağlam konutların hem de depreme dayanıklı iş yerlerinin inşa
edilmesi için ihtiyaç duyulan kaynak Türkiye'de var. Türkiye'de yüzlerce holding
var. Bu holdinglere bağlı iştirakler ile yönetimindeki şahıslara ait yüksek
varlıklar dikkat çekiyor. Kişi ve kurumların belli bir seviyenin üzerinde varlığından
vereceği yüzde 1'lik katkıyla Türkiye, depremin ağır yükünü kolayca omuzlayabilir.
Dolar milyoneri 44 bin kişi var
İstanbul Sanayi Odası'nın bu hafta açıkladığı Türkiye'nin en büyük 500 Sanayi
Kuruluşu'nun 2023'te üretimden satışları 6,4 trilyon lira, karları ise 937 milyar
lira oldu. ABD iş dünyası dergisi Forbes'in geçtiğimiz nisanda açıkladığı 2023
Milyarderler Listesi'nde ise bu yıl Türkiye'den 26 isim yer aldı. Türkiye'de
1 milyon dolar ve üzerinde serveti bulunan kişi sayısı 44 binden fazla. Geçen
ay açıklanan "Özel Servet Göçü Raporu 2023"sonuçlarına göre Türkiye'de 44 bin
500 kişi dolar milyoneri, 145 centi milyoner (100 milyon dolar servete sahip)
ve 18 de dolar milyarderi var. Rapor, Türkiye'ye 2022 yılında 300 milyonerin
taşındığını da gösteriyor.
1942'de Varlık Vergisi alındı
Türkiye; İkinci Dünya Savaşı'na katılmadığı halde, savaşın neden olduğu ekonomik
sıkıntılardan etkilendiği için Varlık Vergisi çıkardı. Türkiye Büyük Millet
Meclisi, 11 Kasım 1942 tarihinde "4305 sayılı Varlık Vergisi Hakkında Kanun"u
kabul etti. 17 maddeden oluşan Varlık Vergisi ile 114 bin 368 kişi vergilendirildi.
Tahakkuk ettirilen 424 milyon 906 bin 421 liralık vergiden 314 milyon 920 bin
940 lirası tahsil edildi. Bu düzenleme, 11 aylık uygulamadan sonra 17 Eylül
1943 tarihinde yürürlükten kaldırıldı.
Dünyada da örnekleri mevcut
Tarihte örneklerine rastlanılan bu uygulamanın bir benzerini Türkiye; Birinci
Dünya Savaşı sırasında uyguladı. 19. Yüzyılda iki büyük savaş gören dünyada,
birçok ülke dönemsel olarak vergi artışları yaptı. Özellikle İkinci Dünya Savaşı
sırasında birçok ülke, olağanüstü dönemin zorluklarıyla baş edebilmek için radikal
yöntemlerle daha fazla vergi almanın yoluna gitti. Alınan önlemlerin başında
kazançlardan alınan vergilerin artırılması dikkat çekiyor. Yunanistan, Bulgaristan
ve İsviçre, geçici olarak "servet vergisi" uygulamasına gitti. Almanya, İngiltere,
ABD ise kazancın neredeyse tamamına el koyduğu dönemler yaşadı.