Sağlık Bakanlığında görevden alınan daire başkanının araştırmacı yapılması hukuka aykırı bulundu
Danıştay 2. Dairesi, Sağlık Bakanlığında Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, bu görevinden alınarak araştırmacı kadrosuna atanmasına ilişkin işlemi hukuka aykırı buldu.

İlk derece: İşlem hukuka aykırıdır
Davaya konu işlemin idareye tanınan takdir yetkisi uyarınca tesis edildiğinin belirtildiği, idareye tanınan takdir yetkisinin bu yönde kullanımını gerektirecek nitelikte davacının görevinde başarısızlığına, disiplinsizliğine veya liyakaten yetersiz olduğuna ilişkin hukuken kabul edilebilir herhangi bir durumun işleme sebep olarak sunulmadığı, bir göreve (kadroya) sınava tabi tutulmaksızın atama yapılabilmesinin, o kadroda görev yapan memurların bir koşula ve sebebe dayanılmadan görevden alınabileceği ya da yargısal denetime tabi tutulamayacağı sonucunu doğurmadığı, etkin bir yargısal denetimden bahsedebilmesi için idari işlemin tüm unsurları bakımından hukuka uygunluk denetimi yapılması gerektiği, takdir yetkisine dayalı tesis edilen atama işlemlerinde kariyer ve liyakat ilkelerine uygun hareket edilip edilmediğine bakılmak suretiyle işlemin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağının yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edildiği, bu itibarla; dava konusu atama işleminde takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanıldığına dair somut ve hukuken geçerli bilgi ve belge sunulmamıştır.
İstinaf: İşlem hukuka uygundur
, davalı idarenin, davacıyı daire başkanlığı kadrosuna 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesinde ifadesini bulan takdir yetkisi kapsamında atadığı, davalı idarenin atama konusunda sahip olduğu bu yetkinin davacıyı görevden alma konusunda da mevcut olduğu, bu durumda, idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullandığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmamaktadır.
Danıştay: Takdir yetkisi hukuka aykırı kullanılmıştır.
Olayda, davacının daire başkanlığı görevinden alınarak araştırmacı kadrosuna atanmasını gerektirecek şekilde hizmeti aksattığı veya başarısız olduğu ya da görevde kalmasında, hizmetin yürütülmesi açısından sakınca bulunduğu yönünde hukuken geçerli somut bilgi-belge ve görevden alınmasını gerektirir bir disiplin soruşturması veya idari teklif bulunmadığından, geçmiş hizmetlerindeki görevleri ve süreleri de dikkate alındığında salt takdir yetkisine dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2024/627
Karar No : 2024/5675
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem:
Dava; Sağlık Bakanlığı... Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, bu görevinden alınarak araştırmacı kadrosuna atanmasına dair ... günlü, ... sayılı işlemin iptali ile özlük haklarında meydana gelen tüm kayıpların yasal faiziyle tazmini istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin... günlü, E:..., K:... sayılı kararıyla; davalı idare tarafından, davaya konu işlemin idareye tanınan takdir yetkisi uyarınca tesis edildiğinin belirtildiği, idareye tanınan takdir yetkisinin bu yönde kullanımını gerektirecek nitelikte davacının görevinde başarısızlığına, disiplinsizliğine veya liyakaten yetersiz olduğuna ilişkin hukuken kabul edilebilir herhangi bir durumun işleme sebep olarak sunulmadığı, bir göreve (kadroya) sınava tabi tutulmaksızın atama yapılabilmesinin, o kadroda görev yapan memurların bir koşula ve sebebe dayanılmadan görevden alınabileceği ya da yargısal denetime tabi tutulamayacağı sonucunu doğurmadığı, etkin bir yargısal denetimden bahsedebilmesi için idari işlemin tüm unsurları bakımından hukuka uygunluk denetimi yapılması gerektiği, takdir yetkisine dayalı tesis edilen atama işlemlerinde kariyer ve liyakat ilkelerine uygun hareket edilip edilmediğine bakılmak suretiyle işlemin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağının yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edildiği, bu itibarla; dava konusu atama işleminde takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanıldığına dair somut ve hukuken geçerli bilgi ve belge sunulmadığından, takdir yetkisinin hukuka uygun kullanılmadığı ve bu yönden dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve işlemin tesis edildiği tarihten itibaren özlük haklarında meydana gelen tüm kayıpların tahakkuk tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faizi ile tazminini talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesince verilen... günlü, E:..., K:... sayılı temyize konu kararıyla; memurların sınıfları da değiştirilmek suretiyle atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceğinin yargı içtihatlarıyla kabul edildiği, olayda, davalı idarenin, davacıyı daire başkanlığı kadrosuna 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesinde ifadesini bulan takdir yetkisi kapsamında atadığı, davalı idarenin atama konusunda sahip olduğu bu yetkinin davacıyı görevden alma konusunda da mevcut olduğu, bu durumda, idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullandığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, dava konusu işlemin, davacının geçmiş hizmetleri ve görevin niteliği göz önünde bulundurularak, hizmetin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla kamu yararı ile hizmet gereklerine uygun olarak tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına; davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacı tarafından; geçmiş hizmetleri değerlendirildiğinde kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak daire başkanlığı görevine atandığının görüleceği, davalı idarenin görevden alınmasını gerektiren somut bir neden ileri sürmediği, takdir yetkisinin kamu yararına, hizmet gereklerine dolayısıyla hukuka aykırı kullanıldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI:
Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı tarafından, Sağlık Bakanlığı... Daire Başkanı olarak görev yapmakta iken bu görevinden alınarak araştırmacı kadrosuna atanmasına dair ... günlü, ... sayılı işlemin iptali ile özlük haklarında meydana gelen tüm kayıpların yasal faiziyle tazmini istemiyle temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesinde, "Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler. Memurlar istekleri ile, kurumlarında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler. Aşağı dereceye atananların 68. maddede yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine tekrar atanmaları mümkündür..." düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesinde yer alan düzenleme ile memurların yer ve görev bakımından naklen atanmaları konusunda idarelere takdir yetkisi tanındığı; bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek kullanılabileceği; belirtilen unsurlara uyulmaksızın kullanıldığının kanıtlanması ya da yargı yerlerince saptanması halinde ise, idari işlemin sebep ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalinin gerekeceği yerleşik yargısal içtihatlardandır.
İdare hukukunda benimsenmiş bu prensiple idarenin işlemlerinde keyfiliğin, sübjektifliğin önlenmesinin ve bu suretle memurların daha rahat, güvenli bir statüde hizmet vermelerinin amaçlandığı şüphesizdir. Bu bakımdan, atama işlemine dayanak olan gerekçenin de yukarıda anılan hususlar dahilinde değerlendirilmesi; yapılacak değerlendirmede ilgilinin durumu, kamu yararı, hizmet gerekleri gibi kriterlerin dikkate alınması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olduğu, 1988 yılında Sakarya Geyve Sağlık Ocağı'nda sağlık memuru olarak göreve başladığı, bir süre sağlık memuru olarak görev yaptıktan sonra 2002 yılında hukuk müşaviri olarak atandığı, hukuk müşaviri olarak görev yaparken 24/02/2022 tarihinde Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne daire başkanı olarak atandığı, dava konusu işlem ile daire başkanlığı kadrosundan araştırmacı kadrosuna atanması üzerine... günlü, ... sayılı işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının daire başkanlığı görevinden alınarak araştırmacı kadrosuna atanmasını gerektirecek şekilde hizmeti aksattığı veya başarısız olduğu ya da görevde kalmasında, hizmetin yürütülmesi açısından sakınca bulunduğu yönünde hukuken geçerli somut bilgi-belge ve görevden alınmasını gerektirir bir disiplin soruşturması veya idari teklif bulunmadığından, geçmiş hizmetlerindeki görevleri ve süreleri de dikkate alındığında salt takdir yetkisine dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uyarlık; dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararına yönelik davalının istinaf başvurusunun kabulü, kararın kaldırılması ve davanın reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kullanılmayan ... TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na 6545 sayılı Kanun'un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/11/2024 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY : Dava, davacı tarafından, Sağlık Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Daire Başkanı olarak görev yapmakta iken bu görevinden alınarak araştırmacı kadrosuna atanmasına dair 19.08.2022 günlü, 17379 sayılı işlemin iptali ile özlük haklarında meydana gelen tüm kayıpların yasal faiziyle tazmini istemiyle açılmıştır.
657 sayılı Kanun'un 71 ve 76. maddesi ile memurların, sınıfları da değiştirilmek suretiyle naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun, dava konusu idari işlemin, neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği hususu, yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; 2002 yılında hukuk müşaviri kadrosuna atanan davacının, 24/02/2022 tarihinde Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne daire başkanı olarak atandığı, bu görevi yürütmekte iken ... günlü, ... sayılı işlemle daire başkanlığı görevinden alınarak araştırmacı kadrosuna atandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davalı idarenin, davacıya daire başkanlığı kadrosuna 657 sayılı Kanun'un 76. maddesinde ifadesi bulunan takdir yetkisi kapsamında atadığı görülmekte olup, davalı idarenin atama konusunda sahip olduğu bu yetkinin davacıyı görevden alma konusunda da mevcut olduğunun kabulü noktasında tereddüt bulunmamaktadır. İdarenin sahip olduğu takdir yetkisinin, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullanıldığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacının atandığı usule uygun olarak takdir yetkisi çerçevesinde görevden alındığı sonucuna varıldığından işlemin davacının daire başkanlığından alınmasına ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmemiştir. Bununla birlikte davacının daire başkanlığı görevine atanmadan önce hukuk müşaviri olarak çalışması karşısında daire başkanlığından alınarak araştırmacı kadrosuna atanmasında kamu yararı ve hizmet gereklerine uygunluk bulunmamaktadır.
Bu sebeple davacının daire başkanlığından alındıktan sonra hizmet geçmişine uygun bir kadroya atanması gerekirken araştırmacı kadrosuna atanmasında hukuka uyarlık bulunmadığından temyize konu kararın belirtilen nedenle bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.