MEB Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğine açılan bir dava sonuçlandı
Danıştay İDARİ Dava Daireleri Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe ilişkin davayı karara bağladı.

Dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin başlığında ve içeriğinde psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi yönündeki eksik düzenlemenin iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA, 56. maddesinin 10. fıkrasının "kınama yaptırımı" yönünden iptaline ilişkin kısmının BOZULMASINA karar verdi.
Takdir ve teşekkür belgesi verilemeden önce öğrencinin tutum ve davranışlarının da dikkate alınması HUKUKA UYGUNDUR
Buna göre, yöneticilere, öğretmenlere, görevlilere ve arkadaşlarına kaba ve saygısız davranmak, okulun kurallarını dikkate almayarak kuralları ve ders ortamını bozmak, ders ve ders dışı etkinliklerin yapılmasını engellemek, okul yönetimini yanlış bilgilendirmek, yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmek, okulda bulunduğu halde törenlere özürsüz olarak katılmamak ve törenlerde uygun olmayan davranışlarda bulunmak, okulda ya da okul dışında sigara içmek, resmi evrakta değişiklik yapmak, okulda kavga etmek, bilişim araçları ya da sosyal medya kanalıyla kişilik haklarını ihlal edecek şekilde izinsiz ses ya da görüntü kaydetmek veya yayınlamak, başkasının malını haberi olmadan almak, okulun ve öğrencilerin eşya, araç ve gerecine kasıtlı olarak zarar vermek, kılık ve kıyafetle ilgili kurallara uymamakta ısrar etmek, okul ile ilgili mekan ve malzemeyi izinsiz ve eğitimin amaçları dışında kullanmak, yatılı bölge ortaokullarında, izinsiz olarak okulu terk etmek ve gece dışarıda kalmak, sınavda kopya çekmek veya kopya vermek, kınama yaptırımını gerektiren davranışlar olarak belirlenmiştir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu uyarınca, Türk Milli Eğitiminin genel amaçlarından biri de, Türk Milletinin bütün fertlerini, beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmektir.
Bu itibarla; teşekkür ve takdir belgesi verilmesinde, öğrencinin akademik başarısının yanı sıra dava konusu düzenleme ile yaptırıma tabi tutulan olumsuz tutum ve davranışların da değerlendirmeye tabi tutulması, bu amacın gerçekleştirilmesi bakımından önem arz edecektir.
Ancak; okul sınırları içinde veya eğitim öğretim faaliyeti çerçevesinde öğrencilerden beklenen insani ve sosyal kazanımlar bağlamında, yaptırıma bağlanan fiillerin ağırlığı ve niteliğinin irdelenmesi gerekmektedir.
Hukuk devletinin unsurlarından olan "ölçülülük ilkesi" uyarınca Devlet, kural ihlali nedeniyle öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir denge kurmak zorundadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, okul sınırları içinde veya eğitim öğretim faaliyeti çerçevesinde öğrencilerden beklenen insani ve sosyal kazanımlar bağlamında, "kınama cezası" gerektiren fiil ve davranışların niteliği ve ağırlığı dikkate alındığında, amaç ve araç arasındaki makul dengenin kurulduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Bu durumda, takdir ve teşekkür belgelerinin, öğrencilerin eğitim-öğretim dönemi içinde gerek akademik gerekse sosyal yönden gösterdikleri üstün başarı ve gayretin ödüllendirilmesi amacıyla verildiği göz önünde bulundurulduğunda, bir öğrencinin kınama yaptırımı almasının ve dolayısıyla bu yaptırıma sebep olan fiil ve davranışları sergilemiş olmasının, takdir ve teşekkür belgesi verilmesinin önünde bir engel olarak belirlenmesine ilişkin dava konusu düzenlemede, üst hukuk normlarına, ölçülülük ilkesine, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2023/1796
Karar No: 2024/3479
İSTEMİN KONUSU:
Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 29/11/2022 tarih ve E:2020/1666, K:2022/6910 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
10/07/2019 tarih ve 30827 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesiyle değişik 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendini değiştiren düzenlemede yer alan; "tam zamanlı" ibaresinin, 4. maddesiyle değişik "Etkinlik, ders, etüt ve dinlenme süreleri" başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan; "ellişer ve aralıksız" ibarelerinin, 6. maddesiyle değişik 9. maddesinin başlığında ve içeriğinde psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi şeklindeki eksik düzenlemenin, 10. maddesiyle değişik "Devam, devamsızlığın izlenmesi, izin verme" başlıklı 18. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde yer alan; "ders öğretmeni" ibaresinin, 21. maddesiyle değişik "Öğretmenlerin nöbet görevi" başlıklı 44. maddesine eklenen on ikinci fıkranın, 23. maddesiyle değişik "Belletici ve nöbetçi belletici öğretmen görevlendirmesi" başlıklı 46. maddesinin birinci fıkrasının, 29. maddesiyle değişik "Yaptırım takdirinde dikkat edilecek hususlar" başlıklı 56. maddesinin onuncu fıkrasının, 31. maddesiyle 60. maddesini değiştiren düzenlemede yer alan; "öğretmen" ibaresinin, 39. maddesiyle değişik "Okul öncesi eğitimde eğitime erişim modelleri" başlıklı 82. maddesinin birinci fıkrasında yer alan; "yaz eğitimi ve benzeri esnek" ibaresi ile aynı fıkrada yer alan "yaz aylarında" ibaresinin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti:
Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 29/11/2022 tarih ve E:2020/1666, K:2022/6910 sayılı kararıyla;
10/07/2019 tarih ve 30827 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 9. maddesinin başlığında ve içeriğinde psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi yönündeki eksik düzenleme yönünden;
Davalı idarece, 10/11/2017 tarih ve 30236 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde "rehberlik servisi" tanımında "psikolojik danışma" ibaresine yer verilmediği, anılan Yönetmelik ile uyumlu hale getirmek amacıyla dava konusu düzenlemenin yapıldığının savunulduğu; ancak, 10/11/2017 tarih ve 30236 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 14/08/2020 tarih ve 31213 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 26. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı, 14/08/2020 tarih ve 31213 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği'nde gerek başlığı gerek içeriği itibarıyla "psikolojik danışma" ibaresinin yer aldığı, dolayısıyla dava konusu düzenlemenin sebep unsuru yönünden dayanağının kalmadığının anlaşıldığı, 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 9. maddesinin başlığında ve içeriğinde psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi yolundaki eksik düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı;
10/07/2019 tarih ve 30827 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Yaptırım takdirinde dikkat edilecek hususlar" başlıklı 56. maddesinin 10. fıkrasının kınama yaptırımı yönünden incelenmesi;
Okul sınırları içinde veya eğitim öğretim faaliyeti çerçevesinde öğrencilerden beklenen insani ve sosyal kazanımlar bağlamında, yaptırıma bağlanan fiillerin ağırlığı ve niteliği dikkate alındığında; "kınama cezası" gerektiren fiil ve davranışların, öğrencilerin eğitim öğretim dönemi içerisinde gerek akademik gerekse sosyal yönden gösterdikleri üstün başarı ve gayretin ödüllendirilmesi mahiyetindeki takdir ve teşekkür belgesi almalarının engellemesine ilişkin düzenlemenin, öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir denge gözetmediği, bu haliyle ölçülü ve orantılı olmadığı; ancak, okul değiştirme cezasını gerektiren fiil ve davranışların niteliği ve ağırlığı dikkate alındığında, amaç ve araç arasındaki makul dengenin kurulduğu kanaatine ulaşıldığı, bu itibarla; fertlerin, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilecekleri, Milli eğitim sisteminin, her bakımdan, bu yöneltmeyi gerçekleştirecek biçimde düzenleneceği, yöneltmede ve başarının ölçülmesinde rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve değerlendirme metotlarından yararlanılacağı kuralı karşısında; "kınama yaptırımı" alan öğrenciye o eğitim ve öğretim yılı içinde teşekkür ve takdir belgesi verilmeyeceği yolundaki dava konusu Yönetmeliğin "Yaptırım takdirinde dikkat edilecek hususlar" başlıklı 56. maddesinin 10. fıkrasının "Kınama" yaptırımı yönünden ölçülülük ilkesine aykırı olduğu,
10/07/2019 tarih ve 30827 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer alan "tam zamanlı" ibaresi, "Etkinlik, ders, etüt ve dinlenme süreleri" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "ellişer ve aralıksız" ibareleri, "Devam, devamsızlığın izlenmesi, izin verme" başlıklı 18. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "ders öğretmeni" ibaresi, "Öğretmenlerin nöbet görevi" başlıklı 44. maddesine eklenen 12. fıkrası, "Belletici ve nöbetçi belletici öğretmen görevlendirmesi" başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrası, "Okul öncesi eğitimde eğitime erişim modelleri" başlıklı 82. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "yaz eğitimi ve benzeri esnek" ibaresi ile aynı fıkrada yer alan "yaz aylarında" ibaresi, "İfadelerin alınması, kanıtların toplanması ve kararların yazılması başlıklı 60. maddesinin 1. fıkrası yönünden;
Anılan düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı, gerekçesiyle 10/07/2019 tarih ve 30827 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Rehberlik hizmetleri ve sosyal etkinlikler" başlıklı 9. maddesinin başlığında ve içeriğinde psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi yönündeki eksik düzenlemenin ve "Yaptırım takdirinde dikkat edilecek hususlar" başlıklı 56. maddesinin 10. fıkrasının "kınama yaptırımı" yönünden iptaline, diğer kısımların iptali istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, idari işlemlerin tesis edildikleri tarihteki hukuki duruma göre yargılama yapılması gerektiği belirtilerek eksik düzenleme yönünden verilen iptal kararının ve "takdir/teşekkür" belgelerinin içeriklerinden okul içinde ve dışındaki davranışların da dikkate alınması gerektiğinin anlaşıldığı, bu belgeler birer yaptırım olmadığından ölçülülük ilkesinin uygulanmasının mümkün olmadığı belirtilerek 56. maddenin 10.fıkrasının "kınama yaptırımı" yönünden iptaline ilişkin kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .'NUN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Üyeler ., . ve .'in, "dava konusu düzenlemeye karşı, ... Sendikasının, ancak, tüzel kişiliğinden kaynaklanan genel hak ve fiil ehliyetine dayanarak menfaatinin ihlal edilmesi, üyelerinin ortak çıkarlarının etkilemesi ya da dava konusu düzenlemeye dayanılarak üyelerinden birinin menfaatini ihlal eden bir işlem tesisi ve hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyesini temsil ederek dava açmasının mümkün olduğu, bu koşulların bakılan davada gerçekleşmediği, dava konusu düzenlemenin davacı Sendikanın menfaatini etkilemediği, bu nedenle somut uyuşmazlık yönünden davacının ehliyetinin bulunmadığı" yolundaki oylarına karşılık, davacı Sendikanın dava açma ehliyetinin bulunduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esasına geçildi;
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 2. maddesinde,
"Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini,
1. Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;
2. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;
3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;
Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır." düzenlemesine,
6. maddesinde,
"Fertler, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilirler.
Milli eğitim sistemi, her bakımdan, bu yöneltmeyi gerçekleştirecek biçimde düzenlenir. Bu amaçla, ortaöğretim kurumlarına, eğitim programlarının hedeflerine uygun düşecek şekilde hazırlık sınıfları konulabilir.
Yöneltmede ve başarının ölçülmesinde rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve değerlendirme metotlarından yararlanılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Ölçme ve değerlendirmenin genel esasları" başlıklı 20. maddesinde; "(1) İlköğretim kurumlarında öğrenci başarısının ölçme ve değerlendirilmesinde aşağıdaki esaslar gözetilir;
a) Ders yılı, ölçme ve değerlendirme bakımından birbirini tamamlayan iki dönemden oluşur.
b) Başarının ölçülmesi ve değerlendirilmesinde öğretim programlarında belirtilen amaçlar ile kazanımlar esas alınır. Ölçülecek kazanımın özelliğine göre ilgili dersin öğretim programında yer alan ölçme ve değerlendirme esaslarına uyulur.
c) (Değişik ibare:RG-10/7/2019-30827) Kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitimlerine devam eden öğrenciler için; Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı Geliştirme Birimi tarafından bireyselleştirilmiş eğitim programı (BEP) hazırlanır ve bu öğrencilerin başarıları, bu programda yer alan amaçlara göre değerlendirilir.
(2) İlkokul 1, 2 ve 3 üncü sınıflarda öğrencilerin başarısı; gelişim düzeyleri dikkate alınarak öğretmen rehberliğinde gerçekleştirilen ders etkinliklerine katılımları ile öğretim programlarında belirtilen ölçme ve değerlendirme ilkelerine göre tespit edilir. Karnede "çok iyi", "iyi" ve "geliştirilmeli" şeklinde gösterilir.
(3) İlkokul 4 üncü sınıfta öğrenci başarısı; sınavlar ile ders etkinliklerine katılım çalışmalarından alınan puanlara göre değerlendirilir.
(4) Ortaokul ve imam-hatip ortaokullarında öğrencilerin başarısı; sınavlar, ders etkinliklerine katılım ve varsa proje çalışmalarından alınan puanlara göre değerlendirilir." hükmü; "Ödüller ve ödüllerin verilmesi" başlıklı 53. maddesinde; "(1) İlkokul 4 üncü sınıf ile ortaokul ve imam-hatip ortaokullarının bütün sınıflarında puan ortalaması Türkçe dersinden 55.00, diğer derslerin her birinden 45.00 puandan aşağı olmamak şartı ile tüm derslerin dönem ağırlıklı puan ortalaması 70.00-84.99 olanlar "Teşekkür" EK-6, 85.00 puan ve yukarı olanlar "Takdir" EK-7 belgesi ile ödüllendirilir.
(2) İlköğretim kurumlarının tüm sınıflarında derslerindeki başarı durumuna bakılmaksızın;
a) Ulusal ve uluslararası yarışmalara katılarak ilk beş dereceye giren,
b) (Değişik:RG-10/7/2019-30827) Sosyal etkinlikler kapsamında üstün başarı gösteren öğrenciler 8/6/2017 tarihli ve 30090 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliğinin ilgili hükümlerine göre değerlendirilir.
c) (Mülga:RG-10/7/2019-30827)
ç) (Mülga:RG-10/7/2019-30827)
(3)(Değişik:RG-10/7/2019-30827) Teşekkür ve Takdir Belgesiyle ödüllendirilenlerin belgeleri, sınıf veya şube rehber öğretmeni tarafından karne ile birlikte öğrencilere verilir." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulu kararının, dava konusu Yönetmeliğin "Rehberlik hizmetleri ve sosyal etkinlikler" başlıklı 9. maddesinin başlığında ve içeriğinde psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi yönündeki eksik düzenlemenin iptaline ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup davalı idarece temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulu kararının, dava konusu Yönetmeliğin 56. maddesinin 10. fıkrasının "kınama yaptırımı" yönünden iptaline ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin temyiz istemine gelince;
Dava konusu Yönetmeliğin "Yaptırım takdirinde dikkat edilecek hususlar" başlıklı 56. maddesinin 10. fıkrasında; "Kınama ve okul değiştirme yaptırımlarından birini alan öğrenciye o eğitim ve öğretim yılı içinde teşekkür ve takdir belgesi verilmez." düzenlemesi yer almaktadır.
Yönetmelik eki takdir ve teşekkür belgeleri içeriğinde; bu belgelerin, öğrencinin okul içinde ve dışında, arkadaşlarına ve çevresine örnek olacak davranışları ile derslerindeki gayret ve başarısından dolayı verilecekleri ibarelerine yer verilmiş, "Yaptırım gerektiren davranışlar" başlıklı 55. maddesinde ise öğrencinin başarısının belgelendirilmesine yönelik olarak düzenlenen takdir ve teşekkür belgelerinin verilmesine engel teşkil eden "kınama yaptırımını gerektiren davranışları" tahdidi olarak düzenlenmiştir.
Buna göre, yöneticilere, öğretmenlere, görevlilere ve arkadaşlarına kaba ve saygısız davranmak, okulun kurallarını dikkate almayarak kuralları ve ders ortamını bozmak, ders ve ders dışı etkinliklerin yapılmasını engellemek, okul yönetimini yanlış bilgilendirmek, yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmek, okulda bulunduğu halde törenlere özürsüz olarak katılmamak ve törenlerde uygun olmayan davranışlarda bulunmak, okulda ya da okul dışında sigara içmek, resmi evrakta değişiklik yapmak, okulda kavga etmek, bilişim araçları ya da sosyal medya kanalıyla kişilik haklarını ihlal edecek şekilde izinsiz ses ya da görüntü kaydetmek veya yayınlamak, başkasının malını haberi olmadan almak, okulun ve öğrencilerin eşya, araç ve gerecine kasıtlı olarak zarar vermek, kılık ve kıyafetle ilgili kurallara uymamakta ısrar etmek, okul ile ilgili mekan ve malzemeyi izinsiz ve eğitimin amaçları dışında kullanmak, yatılı bölge ortaokullarında, izinsiz olarak okulu terk etmek ve gece dışarıda kalmak, sınavda kopya çekmek veya kopya vermek, kınama yaptırımını gerektiren davranışlar olarak belirlenmiştir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu uyarınca, Türk Milli Eğitiminin genel amaçlarından biri de, Türk Milletinin bütün fertlerini, beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmektir.
Bu itibarla; teşekkür ve takdir belgesi verilmesinde, öğrencinin akademik başarısının yanı sıra dava konusu düzenleme ile yaptırıma tabi tutulan olumsuz tutum ve davranışların da değerlendirmeye tabi tutulması, bu amacın gerçekleştirilmesi bakımından önem arz edecektir.
Ancak; okul sınırları içinde veya eğitim öğretim faaliyeti çerçevesinde öğrencilerden beklenen insani ve sosyal kazanımlar bağlamında, yaptırıma bağlanan fiillerin ağırlığı ve niteliğinin irdelenmesi gerekmektedir.
Hukuk devletinin unsurlarından olan "ölçülülük ilkesi" uyarınca Devlet, kural ihlali nedeniyle öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir denge kurmak zorundadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, okul sınırları içinde veya eğitim öğretim faaliyeti çerçevesinde öğrencilerden beklenen insani ve sosyal kazanımlar bağlamında, "kınama cezası" gerektiren fiil ve davranışların niteliği ve ağırlığı dikkate alındığında, amaç ve araç arasındaki makul dengenin kurulduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Bu durumda, takdir ve teşekkür belgelerinin, öğrencilerin eğitim-öğretim dönemi içinde gerek akademik gerekse sosyal yönden gösterdikleri üstün başarı ve gayretin ödüllendirilmesi amacıyla verildiği göz önünde bulundurulduğunda, bir öğrencinin kınama yaptırımı almasının ve dolayısıyla bu yaptırıma sebep olan fiil ve davranışları sergilemiş olmasının, takdir ve teşekkür belgesi verilmesinin önünde bir engel olarak belirlenmesine ilişkin dava konusu düzenlemede, üst hukuk normlarına, ölçülülük ilkesine, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun temyize konu 29/11/2022 tarih ve E:2020/1666, K:2022/6910 sayılı kararının, dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin başlığında ve içeriğinde psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi yönündeki eksik düzenlemenin iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA, 56. maddesinin 10. fıkrasının "kınama yaptırımı" yönünden iptaline ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Sekizinci Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 23/12/2024 tarihinde usulde ve esasta oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 10/07/2019 tarih ve 30827 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 9. maddesinin başlığında ve içeriğinde psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi yönündeki eksik düzenleme yönünden;
Davalı idarece dava konusu düzenlemenin sebep unsuru olarak gösterilen; 10/11/2017 tarih ve 30236 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği'nin, karar tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırıldığı görülmekte ise de; dava konusu değişiklik tarihi itibarıyla anılan Yönetmeliğin yürürlükte olduğu, dava devam ederken Yönetmeliğin yürürlükten kaldırılmış olmasının, dava konusu işlemi sebep unsuru yönünden sakatlamayacağı; nitekim, düzenleyici işlemlerin yürürlüğe girdiği tarihten sonra hukuki sonuç doğuracağı açıktır.
Bu itibarla; Milli Eğitim mevzuatının uyumlulaştırılması kapsamında tesis edilen dava konusu düzenleyici işlemin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla dayandığı sebep unsurunun yürürlükte olduğu, bu haliyle işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenle, dava konusu düzenlemenin iptali yolundaki Müşterek Kurul kararının bozulması gerektiği oyu ile onama kararına katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX- 10/07/2019 tarih ve 30827 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Yaptırım takdirinde dikkat edilecek hususlar" başlıklı 56. maddesinin 10. fıkrası yönünden;
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın, dava konusu Yönetmeliğin 56. maddesinin 10. fıkrasının "kınama yaptırımı" yönünden iptaline ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin anılan kısma yönelik temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın bu kısmının onanması gerektiği oyuyla, bozma kararına katılmıyoruz.