Uyarıcı ilaçlar gençleri bağımlı yapıyor
Türkiye'de reçeteli ilaç kullanımı son yıllarda rekor seviyeye ulaştı. Özellikle gençler arasında sentetik ve hormon içerikli ilaçlara yönelim artıyor. Dijital takip ve aile desteği şart!

Reçeteli ilaçların doktor kontrolü dışında kullanımı giderek büyüyen bir halk sağlığı sorunu haline geliyor. Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Karakükçü, özellikle gençler arasında sınav kaygısı, uykusuzluk ve performans baskısı nedeniyle reçeteli ilaçlara yönelimin arttığını belirterek, "İlaçlar, doktor önerisi dışında kullanıldığında bağımlılığa giden yolu açıyor" dedi.
DOZ GİDEREK YÜKSELİYOR
Gençler arasında yaygınlaşan ilaç bağımlılığına dikkat çeken Karakükçü,
"Kişiler çoğu zaman ağrı kesicilerin, bazı antidepresan ve uyarıcı ilaçların ya da hormon içeren ilaçların etkisini daha güçlü hissetmek için dozunu yükseltebiliyor. Bazen de 'Biraz daha iyi hissederim' diyerek başkasının ilacını deniyorlar. Bu noktada bağımlılık süreci başlıyor" dedi.
Sentetik ilaçlar konusunda da uyarıda bulunan Karakükçü, şunları söyledi:
"Sentetik maddeler genellikle 'bitkisel', 'tütsü', 'zararsız' gibi isimlerle piyasaya sürülüyor. İçeriği belirsiz olduğundan ne aldıkları bile net değil. Her biri farklı kimyasallar içerdiğinden ciddi zehirlenmelere, psikiyatrik bozukluklara, ani davranış değişikliklerine ve öfke nöbetlerine neden olabiliyor. Gençler bu maddelere merakla yaklaşıyor. Vücut hızla yüksek dozlara alışıyor ve kullanıcı aynı etkiyi hissetmek için dozajı yükseltiyor. Sonuçta madde hayatın merkezine yerleşiyor ve psikolojik, sosyal, ekonomik, fizyolojik birçok probleme yol açıyor."
Türkiye'de son beş yılda özellikle güçlü ağrı kesici gruplarında reçeteli ilaç kullanımının belirgin şekilde arttığını belirten Karakükçü, pandemi dönemi sonrası psikolojik ilaç reçetelerinin yüzde 10-20 arttığına dikkat çekti. Karakükçü, "Ayrıca bu ilaçlar kronik ağrı, uyku ve anksiyete sorunları için yaygın şekilde yazılmaya devam ediyor" diye konuştu.
STRESLE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMİ OLDU
Gençler arasında kullanım artışına da dikkat çeken Karakükçü, bunun arkasında dijital kanallara kolay erişim, sınav ve başarı baskısı, uykusuzlukla başa çıkma arzusu gibi faktörlerin olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Performans artırma beklentisi ve arkadaş çevresinin normalleştirici etkisi öne çıkanlardan. Lise ve üniversite gençlerinde merak, risk alma eğilimi ve karar verme yetisinin tam gelişmemesi ilaçları 'deneme' motivasyonunu artırıyor. Sınav kaygısıyla uyarıcılara, stresle başa çıkmak için sakinleştiricilere yönelim yaygın. Sporcular ve beden imajı kaygısı taşıyan gençler hormon içerikli veya iştah baskılayıcı reçeteli ilaçlara yönelebiliyor."
REÇETE TAKİBİ SIKLAŞTIRILMALI
Karakükçü, dijital reçete takibi ve yasal düzenlemelerin hala yeterli olmadığını vurgulayarak, şu çağrıyı yaptı:
"ABD, Kanada, Avustralya ve Avrupa ülkelerinde ilaç kullanımı dijital sistemlerle takip ediliyor. Türkiye'de de e-Nabız alt yapısıyla benzer bir sistem oluşturuldu. Ancak sadece dijital takip yeterli değil. Aile içi iletişim güçlendirilmeli, okullarda seminerler ve toplum sağlığı merkezleri ile sivil toplum kuruluşlarının bilinçlendirme kampanyalarıyla önleme stratejileri desteklenmeli. Bağımlılar AMATEM ve YEDAM gibi merkezlerden yardım alarak yalnız olmadıklarını görmeli."