Bakan Tunç açıkladı: 1 yılda 10 bin sözleşmeli personel alınacak

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Uluslararası Islah ve Ceza İnfaz Kurumları Birliği Konferansı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Personel alımı hedeflerini de paylaşan Tunç, son 1 yılda sisteme kazandırılacak 20 bin adalet personelinin ilk 5 binlik diliminin 3 bin 500'ünün ceza infaz personelinden oluşacağını ve yaklaşık 10 bin sözleşmeli personelin alınacağını belirtti.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 27 Ekim 2025 22:44, Son Güncelleme : 27 Ekim 2025 22:45
Bakan Tunç açıkladı: 1 yılda 10 bin sözleşmeli personel alınacak

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ev sahipliğinde Uluslararası Islah ve Ceza İnfaz Kurumları Birliği'nin (ICPA) 27. Yıllık Konferansı gerçekleştirildi. Beşiktaş'ta bir otelde düzenlenen konferansa, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Valisi Davut Gül, bakan yardımcıları ve protokol üyeleri katıldı. Programda yaptığı konuşmada, 6 Haziran tarihinin Türkiye'de "Cezaevi Personeli Günü" olarak ilan edildiğini belirten Bakan Yılmaz Tunç, "Ceza infaz sistemimizin temel taşı olan personelimizin özverili emeğini görünür kılmak ve bu alandaki mesleki kimliği kurumsal hafızada daha güçlü biçimde yerleştirmek amacıyla 6 Haziran tarihini ülkemizde "Cezaevi Personeli Günü" olarak ilan ettik. Bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı.

"Yaklaşık 10 bin sözleşmeli personelin 3 bin 500'ünü ceza infaz kurumlarında istihdam edeceğiz"

2002 yılında 25 bin 407 olan Ceza İnfaz Kurumu personel sayısını 84 bin 343'e çıkardıklarını ifade eden Bakan Tunç, "Son yıllarda hem ceza infaz kurumlarımızın fiziki kapasitesini güçlendirdik, hem de bu kurumların ruhunu yaşatan insan kaynağımızı nitelik, eğitim ve liyakat yönünden destekledik. Fiziki koşulları yetersiz 409 cezaevi kurumunu kapattık. Yerlerine insan hakları standartlarına uygun, çağdaş ve rehabilitasyon odaklı infaz kurumları oluşturduk. 2002 yılında 25 bin 407 olan Ceza İnfaz Kurumu personelimizin sayısını, bugün 84 bin 343'e çıkardık. Ayrıca ceza infaz kurumlarımız için insan kaynağımızı güçlendirecek önemli adımlar attık. Son 1 yılda 20 bin adalet personelimizi kademeli olarak adalet sistemine kazandıracağız. İlk 5 bin personelin 3 bin 500'ü ceza infaz personelinden oluşacak. Önümüzdeki 1 yıl içerisinde yaklaşık 10 bin sözleşmeli personeli sisteme kazandırmış olacağız" dedi.

"8 yıl içinde toplam 145 tutuklu ve hükümlü hafız olmuştur"

Ceza İnfaz Kurumlarında okuma yazma, sosyal ve kültürel kurslar, manevi eğitim ve mesleki eğitim alanlarında kurslar düzenlediklerini anlatan Bakan Tunç, "Hükümlülerin psikolojik iyileştirilmesine verdiğimiz önemin sonucu olarak, psiko-sosyal hizmet servislerinin gelişimini destekledik. 2002 yılında 77 olan psiko-servis uzmanı personel sayısını, öğretmen, psikolog, sosyal çalışmacı, sosyolog ve eğitim uzmanı branşlarında geliştirdik. Bu sayıyı bugün 3 binin üzerine çıkardık. Ayrıca personelimize nitelikli eğitim verilebilmesi için 2002 yılında faaliyete geçirdiğimiz ve 5 farklı ilimizde bulunan personel eğitim merkezleri aracılığıyla 2024 yılı sonuna kadar 343 bin personele eğitim verdik. Ceza infaz sisteminin başarısı güçlü personel yapısının yanında, hükümlülerin yeniden topluma kazandırılmasına yönelik politikalarla da anlam kazanır. Bu anlayışla, ıslahın ayrılmaz bir parçası olarak mahkumların eğitimine, meslek edinmelerine ve sağlık hizmetlerine erişimine özel önem veriyoruz. Ceza İnfaz Kurumlarında okuma yazma, sosyal ve kültürel kurslar, manevi eğitim ve mesleki eğitim alanlarında kurslar düzenliyoruz. 2025 yılı içerisinde bin 366 kişi ceza infaz kurumuna girdikten sonra okuryazar hale gelmiştir. İlkokul, ortaokul, lise, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde 81 bin 726 hükümlü ve tutuklu eğitim ve öğrenimlerine devam etmektedir. Ceza ve İnfaz Kurumlarımızda 8 yıl içinde toplam 145 tutuklu ve hükümlü hafız olmuştur. Cezaevleri aynı zamanda sınav merkezleri olarak faaliyet göstermektedir. Cezaevlerindeki kitap okuma faaliyetleri hükümlülerin eğitimi alanında büyük öneme sahip. Mesleki Eğitim Merkezleri ile Adalet Halk Kütüphanelerinin açılışına ağırlık verdik. Bu kapsamda, 58 Mesleki Eğitim Merkezi ve 6 Çok Programlı Anadolu Lisesinde birçok alanda verilen mesleki eğitimler sayesinde, 16 bin hükümlü ve tutuklu kalfalık, ustalık ve usta öğreticilik belgesi almaya hak kazandı. 2025 yılının ilk 9 ayında yaklaşık 4 bin mesleki ve teknik kurs açıldı, bu kurslara 75 binden fazla hükümlü ve tutuklu katılım sağladı" diye konuştu.

"1 buçuk milyondan fazla yükümlüye iyileştirme çalışması gerçekleştirildi"

Madde kullanımını bırakmaya yönelik çalışmalara dikkat çeken Bakan Tunç, "Madde bağımlılığıyla mücadelemizi de etkin bir şekilde sürdürüyoruz. Ceza infaz kurumlarımızda ve denetimli serbestlik birimlerimizde, 1 buçuk milyondan fazla yükümlüye iyileştirme çalışması gerçekleştirildi. Bağımsızlık Köyü projesi adıyla İstanbul'da yenilikçi bir model ortaya konuldu. Bu proje, Türkiye'de tarımla terapi yönteminin resmi kurumlarda kullanıldığı ilk proje olma özelliğini taşımaktadır. Bağımsızlık Köyü projesiyle drama, müzik, beden dili, seramik, yemek yapımı, bahçe bakımı, organik tarım ve meyve-sebze fidesi üretimi konularında eğitim ve atölye çalışmaları yapıldı. Bu çalışmalarla kişilerin madde kullanımını bırakmaya yönelik olarak davranışlarını disipline ettiği görüldü. Bunların yanında sağlık kuruluşları, gençlik, spor il ve ilçe müdürlükleri, Yeşilay, belediyeler, üniversiteler başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği halinde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz" şeklinde konuştu.

"Dünyada bir açık hava hapishanesi var o da Gazze"

İsrail ve Filistin arasındaki ateşkesin kalıcı hale gelmesini temenni eden Bakan Tunç, "Hapishanedeki insan haklarından bahsederken maalesef dünyada bir açık hava hapishanesi var o da Gazze. Maalesef 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana açık hava hapishanesi olan Gazze'de onlar suç işleyenler değil, onlar masum insanlar, onlar kadınlar, onlar çocuklar. Maalesef onların haklarına hep ihlal edildi. Bir soykırıma tabi tutuldular. Son 2 yıldan bu yana Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'nin bütün unsurları ihlal edildi. Gazze'de insancıl hukuk tamamen göz ardı edildi. Uluslararası hukuk hiç görmezden gelindi. 68 binden fazla orada insan can verdi, bombalar altında. Bunun yüzde 80'i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Gazze söz konusu olunca Gazze'nin çocukları, Filistin'in çocukları söz konusu olunca hiç kimsenin aklına, kadın hakları, çocuk hakları gelmedi maalesef. Tabii bu dünyanın insan hakları konusunda nasıl bir çifte standart içerisinde olduğunu bizlere gösteriyor. Temennimiz ateşkesin kalıcı hale gelmesi. Oradaki çocuklar okula gitmeye başlamışlardı. Çantalarını sırtlarına aldılar, videolar çekenler oldu. Kedisini kucağına artık kurtulduk diye sevinen çocuklar oldu. O çocukları ağlatanları, o çocukları öldürenler buradan insan hakları toplantısından bu adalet toplantısından bir kez daha lanetliyoruz" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber