Mesleki eğitime yeni boyut: Meslek liseleri üretimin taşıyıcı sütunu olacak!

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde tanıtılan "Dijital İkiz Atölyeleri Projesi"nin, Sanayi 4.0'ın gerektirdiği yeni üretim evrelerine geçiş için kurgulandığını açıkladı. Bakan Tekin, projenin üretim planlamasından AR-GE'ye kadar pek çok alanda işletmelerle ortak çalışma zemini kurmayı hedeflediğini söyledi. Pilot okullarda hayata geçirilen bu altyapı sayesinde, normalde 4 yıla yayılan mesleki beceri kazanımlarının yoğunlaştırılmış programla 4-6 ayda pekiştirilebildiği tespit edildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Aralık 2025 18:50, Son Güncelleme : 12 Aralık 2025 18:50
Mesleki eğitime yeni boyut: Meslek liseleri üretimin taşıyıcı sütunu olacak!

Milli Eğitim Bakanlığınca mesleki liselerde uygulamaya konulacak Dijital İkiz Atölyeleri Projesi için Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde tanıtım programı düzenlendi.

Saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı'nın okunması ve projenin tanıtım filminin gösterilmesiyle başlayan programda konuşan Bakan Tekin, mesleki ve teknik eğitim alanında attıkları her adımda himayesini ve desteğini yanlarında gördükleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a teşekkür etti.

Tekin, kalkınma planlarında ve temel politika metinlerinde mesleki eğitime dair kayda geçen her hedefin, ayrılan her imkanın, gençlerin hangi mesleki kimlikle, hangi zihinsel ve teknik donanımla ve hangi özgüven ikliminde hayata katılacağını tayin eden Türkiye Yüzyılı iradesinin ifadesi olduğunu belirtti.

Bu iradenin, devletin insan ve toplum tasavvurunu, üretim ekonomisine bakışını, adalet ve fırsat eşitliği anlayışını aynı çizgide buluşturan kurucu bir tercihe işaret ettiğini dile getiren Tekin, "Merkezinde Cumhurbaşkanımızın liderliği, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın yakın takibi, kabinemizin müşterek kararlılığı ve sahada büyük bir sadakatle görev yapan öğretmenlerimizin emeği bulunuyor." diye konuştu.

Tekin, içinde bulundukları dönemde dijital teknolojilerin, yapay zeka ve otomasyonun, üretimden gündelik hayata kadar pek çok alanı yeniden düzenlediğine dikkati çekerek şöyle devam etti:

"Bilgiye erişimin bu kadar hızlandığı bir zeminde, bilginin hakikatle, hikmetle ve ahlakla bağını korumak her zamankinden daha güç hale geldi. Veri artık iktisadi dengeleri, siyasal süreçleri ve toplumsal ilişkileri etkileyen bir güç unsuru. Bu şartlar altında gençlerimizin 'Ben kimim, neye emek veriyorum, bu emek aileme, ülkeme ve insanlığa nasıl bir karşılık üretiyor?' sorularına dağılmadan, tutarlı cevaplar verebilmesi, vaktini, emeğini ve kabiliyetlerini sağlam bir zeminde konumlandırabilmesi, maarif anlayışımız açısından merkezi bir meseledir. Türkiye Yüzyılı perspektifi, bu tablo karşısında benimsediğimiz siyasi ve zihni çerçeveyi ifade ediyor. İnsanı merkeze alan, emeği yücelten, merhamet ve adalet ölçülerini önceleyen bir maarif anlayışını devletin uzun vadeli planlamasıyla buluşturuyor."

- "28 Şubat'taki düzenlemelerle mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretimdeki payı yüzde 17 bandına geriledi"

Mesleki ve teknik eğitimin, ülkenin beşeri birikimini güçlendiren temel alanlardan biri olduğunu kaydeden Tekin, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 26. maddesinin, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 28. maddesinin ve Anayasa'nın 42. maddesinin eğitimi, kişiliğin gelişmesiyle, eşit imkanlarla erişimle ve insan onuruna yakışır bir hayatla irtibatlandırdığını anlattı.

Tekin, "1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu yöneltme ilkesi ve mesleki eğitim merkezlerini ortaöğretim sisteminin yapısal bir unsuru olarak tanımlayan hükümleriyle, mesleki ve teknik eğitimin genci hem üretken bir yurttaşlığa hem de onurlu bir meslek sahibi olmaya hazırlayan stratejik mahiyetini açık biçimde ortaya koyuyor." değerlendirmesini yaptı.

Uluslararası tablonun da bu gerçeği teyit ettiğini kaydeden Tekin, "Almanya'da mesleki eğitimin ortaöğretim içindeki payı yaklaşık yüzde 47, İsviçre'de yüzde 61, Polonya'da yüzde 53 seviyesinde, Avrupa Birliği ortalaması yüzde 51, OECD ortalaması ise yüzde 44 civarında. Ülkemizde mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretim içindeki payının bugün yüzde 40'lara yaklaşmış olması, yöneldiğimiz istikamet bakımından önemli bir eşiğe geldiğimizi gösteriyor. Aynı zamanda bu alanda yeni bir hamle dönemine girme sorumluluğunu da hatırlatıyor." ifadelerini kullandı.

Yakın tarihe bakıldığında, bu eşiklere hangi bedellerin ödenerek gelindiğini unutmadıklarını ifade eden Tekin, şöyle devam etti:

"28 Şubat sürecinde yürürlüğe konulan düzenlemelerle mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretim içindeki payının yüzde 17 bandına kadar gerilediğini, meslek liselerinin hem yapısal hem de psikolojik olarak hedef haline getirildiğini hepimiz hatırlıyoruz. Ortaya çıkan tablo, okul türlerinin dağılımını bozmakla kalmadı, Türkiye'nin üretim gücünü, genç istihdamını ve sosyal hareketlilik kanallarını daraltan uzun vadeli bir tahribat üretti. Son 23 yılda atılan adımlar, bu oranı yeniden yüzde 40 seviyelerine taşıyarak mesleki eğitimi ayağa kaldırdı. Sisteme güveni tazeleyen, meslek liselerinin itibarını onaran bir çerçeve kurdu. Buna rağmen mesleki eğitimi değersizleştiren, mesleki eğitim merkezlerimizi tartışırken emek veren çocuklarımızın hukukunu görmezden gelen her söz, evvela o çocukların alın terine karşı ağır bir haksızlık ve hadsizlik, aynı zamanda Türkiye'nin üretim kapasitesine, toplumsal refahına ve kalkınma iddiasına karşı sergilenen ciddi bir basiretsizliktir."

- "Çocuklarımızı ortaokuldan itibaren üretim ortamıyla tanıştırıyoruz"

Bakan Tekin, 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla 3 bin 408 mesleki ve teknik ortaöğretim kurumunda 1 milyon 625 bin 673 öğrencinin eğitim gördüğünü, bu öğrencilerin, mesleki ve teknik Anadolu liselerinde 56 alanda, 119 dalda, mesleki eğitim merkezlerinde ise 39 alanda, 193 dalda yollarına devam ettiğini aktardı.

Mesleki eğitim merkezlerinin, 2016'dan itibaren örgün sistemin bir parçası haline geldiğini anımsatan Tekin, şunları kaydetti:

"Çıraklık eğitimi gençlerimizin hem iş gücü piyasasına hem de sosyal güvenlik sistemine dahil olduğu güvenli bir zemine kavuştu. Öğrencilerimiz iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigorta kapsamına alındı. Fark derslerini tamamladıklarında meslek lisesi diplomasına ulaşabilecekleri bir yapıya kavuştu. İşletmeler, iş sağlığı ve güvenliği ölçütleri bakımından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız ile Bakanlığımızın ilgili birimleri tarafından düzenli biçimde denetleniyor. Uygun bulunmayan on binlerce işletmeyle sözleşmeler feshediliyor. Güvenli okul-güvenli atölye-güvenli işletme zinciri adım adım tahkim ediliyor."

Tekin, Türkiye Yüzyılı'nda mesleki eğitim için çizdikleri istikameti Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi ile somutlaştırdıklarını, "Herkesin bir mesleği olmalı" yaklaşımıyla eğitim, istihdam ve üretimi baştan sona gözden geçirdiklerini, eğitim-istihdam-üretim hattını birlikte düşünerek daha esnek, erişilebilir ve sektörle daha iç içe bir yapı kurmaya gayret ettiklerini belirtti.

Organize sanayi bölgelerinin içinde ve dışında açtıkları mesleki ve teknik Anadolu liselerinin, bölge okullarının, sektör içi ve sektöre entegre modellerin ve ihtisas okullarının bu gayretin sahadaki karşılığı olduğuna dikkati çeken Tekin, "Meslek liseleri bünyesindeki meslek ortaokulları ve bütün illerimize yaydığımız zanaat atölyeleriyle çocuklarımızı ortaokuldan itibaren gerçek üretim ortamıyla tanıştırıyoruz. Mesleki Eğilim Belirleme Beceri Ölçme Bataryası sayesinde de 8. ve 9. sınıfta her bir çocuğumuzun kabiliyetini daha iyi okuyup onu kendi mizacına ve potansiyeline uygun alana yönlendirmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

Tekin, bu emeğin karşılığını gördüklerini belirterek 2025 LGS verilerinin, başarı sıralamasında ilk yüzde 5'lik dilimde yer alan öğrencilerin mesleki eğitime ilgisinin belirgin biçimde arttığını gösterdiğini, yerel yerleştirme oranının 2023'te yüzde 39,40 iken 2025'te yüzde 43,91'e yükselmesinin ise hem ailelerin hem de çocukların meslek liselerine duyduğu güvenin güçlendiğini ortaya koyduğunu söyledi.

Üretim dünyasında yaşanan köklü değişimin meselenin bir diğer boyutu olduğunu belirten Tekin, şöyle konuştu:

"Çok kısa sayılabilecek bir zaman dilimi içinde klasik tezgah düzeninden sensörlerle izlenen, anlık verilerle yönetilen, bütün süreçleri dijital ağlarla birbirine bağlanan bir sanayi yapısına geçildi. Tasarım, üretim, bakım, lojistik ve kalite kontrol eskiden olduğu gibi birbirinden kopuk safhalar değil, tek bir veri akışının içinde birbirine eklemlenen halkalar halinde işliyor. Böyle bir manzara karşısında mesleki eğitimi alışageldiğimiz yöntemlerle sürdürme imkanımız kalmadı. Gençlerimizi, Sanayi 4.0 tartışmalarının merkezinde yer alan ve her gün yeni boyutlar kazanan bu yeni üretim evrelerine hazırlayacak güncel, sahadan beslenen ve hakikate yaslanan bir bakışa ihtiyaç var. Dijital İkiz Atölyeleri Projesi'ni tam da bu ihtiyacın somut bir cevabı olarak kurguladık."

- Dijital İkiz Atölyeleri Projesi

Bakan Tekin, 10 pilot okulda hayata geçirdikleri dijital ikiz altyapısı sayesinde her bir makineyi, tezgahı ve iş sürecini bire bir dijital ortama taşıdıklarını, öğrencilere gerçek bir makinede yapabilecekleri bütün işlemleri tamamen güvenli bir zeminde tecrübe etme imkanı sunduklarını söyledi.

Normal şartlarda 4 yıla yayılan mesleki beceri kazanımlarının, yoğunlaştırılmış bir programla 4-6 ay içinde pekiştirilebildiğini kaydeden Tekin, "Pilot uygulamalarda CNC, elektrik-elektronik ve motorlu araçlar alanlarında öğrencilerimizin ilk bir haftada, klasik uygulama düzeninde 2-3 ayda ulaşılan beceri seviyesine erişebildiğini tespit ettik. Hata yapma endişesi azaldığı için uygulama iştahı belirgin biçimde artıyor, öğretmenlerimiz de sınıf içi uygulamayı çok daha etkin biçimde yönetebiliyor." diye konuştu.

Tekin, dijital ikiz altyapısının, her bir öğrencinin hangi beceriyi hangi düzeyde gerçekleştirdiğini, hangi aşamada zorlandığını, hangi senaryoda gelişme gösterdiğini anlık olarak kaydedebildiğini, böylece öğrencilerin mesleki yeterliliklerinin kanıta dayalı biçimde takip edilerek, geri bildirim üretme imkanı verdiğini anlattı.

Bu altyapıyı okul çağındaki gençlerin yanı sıra halk eğitim merkezleri ve belediyeler üzerinden yürütülecek yetişkin eğitimlerinde yeniden beceri kazandırma ve beceri geliştirme süreçlerinde de kullanmayı planladıklarını belirten Tekin, "Dijital ikiz atölyelerinin, üretim planlamasından bakım süreçlerine, AR-GE çalışmalarından kalite kontrole kadar pek çok alanda işletmelerle ortak dil kurabilen güçlü bir ortak çalışma zemini haline gelmesini hedefliyoruz. Böylece mesleki ve teknik eğitim, hem Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin hem de ülkemizin üretim hikayesinin taşıyıcı sütunlarından biri olarak yerini daha da sağlamlaştırmış oluyor." dedi.

Tekin, projede emeği geçen tüm paydaşlara teşekkür ederek projenin hayırlı olmasını diledi.

Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Valisi Davut Gül ve İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür ile öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber