Devletin Sözü Nasıl Yerde Kaldı?

Haber Giriş : 18 Haziran 2003 05:29, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı iki hafta önce Fen Edebiyat mezunları ile ilgili olarak basına verdiği açıklamalarda devletin sözünün yerde kalmayacağını belirtmişti. Ne yapılacağını görmek için yerleştirme kılavuzunu bekledik. Ancak sonuç, söylenilen her şeyin sadece kuru laftan ibaret olduğunu gösterdi. Olayın garip tarafı, bazı yayın organlarının bu gelişmeleri "Müjde" şeklinde algılaması oldu.

Mlli Eğitim Bakanımız sayın Prof. Dr. Necdet Tekin 10 Ağustos 2002 tarihinde İstanbul Valisi Erol Çakır'ı ziyaret eder. Daha yeni bakan olmuştur. Öğretmen atamalarında da hangi sorunların oluştuğu kendisine bir çok yerden aktarılmıştır. Bunun üzerine bir açıklama yapar ve der ki: ?devletin 10 bin 700 fen?edebiyat fakültesi mezununa söz vermiştir, bu nedenle bu sözü yerde bırakmayacağız.? Sonra devam eder ve ?Diyelim ki Türk dili ve edebiyatı öğretmeni olarak bin ihtiyacım var. Döneceğim eğitim fakültelerine 700 mezun var, geri kalan 300'ü fen edebiyat fakültesi mezunlarından alınacak.? örneğini verir.

Yine bugün, sayın Bakanımız bir açıklamada bulunmuş ve bir çok yayın organı bunu Müjde diye sunmuştur. Ancak haber incelendiğinde aslında hiç bir değeri olmayan bir açıklamanın daha yapılmış olduğu görülmektedir. Çünkü sayın bakan yine boşluk kalırsa fen-edebiyat mezunlarından atama yapacağız demektedir. Burada çok ilginç bir durum daha vardır. Devletin Milli Eğitim Bakanı, Fen-Edebiyat mezunu sayısını bilmesine olmasına rağmen açıklanan kadrolara Eğitim Fakültesinden kaç kişinin başvurabileceği yönünde yaklaşıkta olsa hiç bir şey söyleyememesidir.

Bu açıklamalar aslında dikkate alınacak açıklamalar değildi. Çünkü tamamen tribünlere oynamak amacıyla yapılmış açıklamalardı. Oysaki sorun hukukiydi. Çözüm yolu da belliydi. O da 2001 yılında mezun olmuş ancak sertifika almış fen edebiyat mezunlarının Eğitim Fakültesi mezunları ile eşit şartlarda sınıf öğretmenliğine atanmaya hak kazanmalarını sağlamaktı.

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunun 01/06/2000 tarih 340 sayılı kararı ile getirilen ve nitelikli öğretmenlerin atanmalarına imkan sağlayan yeni düzenlemleri olumlu karşılıyoruz. Ancak, yapılan yeni düzenlemeler yapıldığı tarihten sonra geçerli olmalı ve geçmişe yürütülmemeliydi. Ancak böyle yapılmamıştır. Düzenlemeden sonra, fen edebiyat mezunlarından sertifika sahibi olanlara atamalarda 2. öncelik sırası verilmiştir.

Şimdi 19 Ağustos tarihinde yeni yerleştirmeler için başvurular başlayacak. Bu kez ne olacak diye kılavuzu incelediğimizde hiçbir yeni şeyin olmadığını görüyoruz.

Yeni kılavuzda ?Yükseköğretim kurumlarının sınıf öğretmenliği dışında kalan programlardan mezun olup ?İlköğretim sınıf öğretmenliği sertifikası? bulunanlar 2002 yılında sınıf öğretmenliğine başvuramayacaklardır.
Ancak, 33 kredilik sınıf öğretmenliği sertifika programı, 21 kredilik pedagojik formasyon programının kapsar nitelikte olduğundan, sınıf öğretmenliği sertifikasına sahip bulunanlar Ek-1 çizelgede belirtilen alanlardan öğrenimlerine uygun olanlar için bu sertifika ile başvuruda bulunabileceklerdir.?

Bu ifadeler, Fen-Edebiyat mezunlarından sertifika sahibi olanların sınıf öğretmenliğine başvuruda bulunamayacağını ancak mezun oldukları öğrenimlerine uygun alanlara başvurabileceğini göstermektedir. Yani Kimya mezunu birisi eğer sınıf öğretmenliği sertifikası var ise sınıf öğretmenliğine değil ama Kimya öğretmenliğine başvurabilecektir.

Ancak bize göre bu tür çözümler, çözüm olmaktan uzaktır. Herkes biliyorki Türkiye'de bir yada iki alan dışında tüm alanlarda ihtiyaç fazlası Eğitim Fakültesi mezunu vardır. Şimdi Fen Edebiyat mezunlarına kendi branşlarında başvuruda bulunma hakkı tanınması hiçbir sonuç getirmeyecektir. Çünkü öncelik sırası uygulamasından dolayı değişen bir şey olmayacaktır.

Bir kez daha, elinde sınıf öğretmenliği sertifikası bulunan fen-edebiyat mezunlarının sınıf öğretmenliğine hak kazandığını ve bunlar arasında bir öncelik sırası uygulamasının olmamasını gerektiğini vurguluyor ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Necdet Tekin'den hamasi nutuklar yerine çözüm üretmesi gerektiğini belirtiyoruz.
Selam ve saygılarımazla

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber