Sayın Çubukçu, Şubat atamasının yapılmaması kararını tekrar düşünmelidir

Katıldığı bir TV Programında açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı sayın Nimet Çubukçu 2010 yılı şubat ayında atama yapılmayabileceğini belirtmiştir. Sayın Çubukçu'ya daha önce yazdığımız "Tebrikler sayın Çubukçu" başlıklı yazıda acil ihtiyaç olan 10 bin öğretmen ataması için gösterdiği çabadan dolayı kutlamıştık. Çünkü sayın Çubukçu geçmiş yıllarda olmadığı bir şekilde eğitim adına hareket ederek atamaları başarmıştı.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 20 Aralık 2009 00:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Daha önce de defalarca söyledik yine söylüyoruz eğitim ciddi bir iştir. Eğitim ciddiyet ister. Ondan öteye oturulan koltuklar devletin makamları olup bu makamlarda bulunanlar kamunun temsilcileridir. Bu temsil kamu yararına göre hareket, dirayet ve kararlılık gerektirir.

Açıklamada kullanılan ? Maliye Bakanlığının, bakanlığımıza verilen kadrolar bölüm bölüm, kısmi kısmi verildiği için, yılın üç dört döneminde bu atamalar gerçekleştiği için. Eğitim öğretim yılı başladıktan sonra yapılan atamalar her açıdan zorluyor, bakanlıkları da atanan öğretmenleri de zorluyor, şöyle ki bir öğretmenin Şubat ayı atamasında, Şubat Mart ayı gibi görev yerine gitmesi zaten eğitim öğretim yılı bitmek üzere iki üç ay kalmış, rapor alıyor taşınıyor vesaire, bu açıdan da doğru bir yöntem değil, atamalar okullar açıldıktan sonra, yıl sonunda, bu bütün bir yıla yayılıyor ve eğitim öğretimin doğru bir şekilde planlanmasına engel oluyor.? cümleleri, eğitim adına söylenen cümleler olmadığı gibi eğitim bakanlığı makamına uygun cümleler de değildir.

Memurlar.net'i takip edenler bilirler ki; eğitimde parçalama yaratmanın, eğitim öğretimi bölmenin doğru olmadığını her defasında ele almışızdır.

Hatta ve hatta Aralık 2009 ataması sürecinde ele aldığımız Tebrikler sayın Çubukçu başlıklı yazıda da bu konuyu

?Önceki yıllarda defalarca ele alıp Kasım, Aralık aylarında öğretmen alımı yapılmasının eğitime zarar verdiğini, bu atamaların dönem arası ya da dönem başında planlanarak yapılması gerektiğine olan vurgularım halen geçerli olup Sayın Çubukçu'nun ilk tecrübesi olması nedeniyle hoşgörüyle karşılanması gerektiğini düşünüyorum.?

cümleleri ile ifade etmiştik. Evet eğitimde planlama sayın bakanın söylediği gibi önceden yapılmalı, sağlıklı yapılmalı, eğitim öğretim kesintiye uğratılmamalıdır. Buna bizim de itirazımız yok yalnız:

Eğitim öğretimi kesintiye uğratan öğretmen ataması ya da öğretmenler değildir.

Eğitim öğretimi aksatan;

- Ücretli öğretmenlik mekanizması ile sistemi ucuz yolla kapatmaya devam etme kararlığında olanlardır.
- Öğretmenleri kadrolu sözleşmeli diye ayıranlardır.
- Şubat ayında karne tatilinde uyuyup (ya da 15 gün az maaş ödemesi hesabı yapıp) atamaları Mart ayına sarkıtanlardır.
- Ve eğitim öğretimi aksatanlar yıllardır öğretmenlik mesleğini çile çekilen meslek haline getirenlerdir.
- Öğretmenleri eş ve çocuklarından ayırıp bir türlü birleştirmeyi başaramayanlardır.
- Gazi ve şehit yakınlarına dahi açılım gerçekleştiremeyip onların ailelerinin yanında çalışmalarını sağlayamayanlardır.
- Okullarımızı kadrolaşma alanı olarak belirleyip yıllardır bu yolda adım atanlardır.
- Yıllardır kasten yönetici atamayıp bir ayda 76.madde kılıfı altında ülkenin en gözde okullarına yönetici atayarak hak yiyen, hukuk dinlemeyen, okullarda çalışma barışını bozanlardır.
- Kadrolu atama yapacağız, artık sözleşmeli almayacağız deyip her defasında bu sözün arkasında duramayanlardır.

Eğitim küçük hesaplara alet edilmeyecek kadar önemli iştir.

Tekrar söylüyoruz eğitim ciddiyet ister.

Eğitime yön verenlerin yanında eğitimciler olduğu gibi onları eleştirenler de, yargılayanlar da eğitimciler olacaktır.

Sayın bakan bu kararı bir kez daha gözden geçirmeli ve sayın Başbakanı ikna ederek Şubat ataması için düğmeye basmalıdır.

Sayın bakan aynı şekilde verdiği sözün arkasında durarak Sözleşmeli öğretmenleri koşulsuz olarak kadroya geçirmenin gereklerini yerine getirmelidir.

Evet sizin de dediğiniz Sayın bakan ; ?sözleşmeli sorunu ücret sorunu değildir.?... Onların sorunu kadrolu öğretmenler gibi bir fiil icra ettikleri mesleklerinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeleri sorunudur.

Sayın bakan kararınızı gözden geçiriniz. Atamalar için çalışmaları bir an önce başlatınız ve tatil döneminde gerçekleştiriniz.

Eğitim öğretimin aksadığını söylüyorsunuz. Size soruyoruz: Şubat ayında göreve başlayan kadrolu bir öğretmen mi daha yararlı olur sisteme, yoksa 300-600TL ücretle çalışan büyük bir kısmının alanı öğretmenlik dahi olmayan Ücretli öğretmenler mi?

Sayın bakan olmayan bir kadroya atama yapmayacaksınız. Siz sadece Ücretli öğretmen olarak çalıştırılan kadrolara atama yapsanız bile bu sayı 50 bin'in üstündedir.

Sayın bakanın gerçekten kaygısı ve bahanesi; ?öğretmenin taşınması ve göreve başlamasında yaşanan zaman kaybı ise? açık ve net söylüyoruz: Atamaları hemen gerçekleştirin öğretmenlerin fakat görevlerine 8 Şubat 2010'da başlasınlar. Bu sürede planlamasını yapar öğretmen ve okullar başladığında öğrencisinin başında olur ve zaman kaybı da olmaz.

Ve sayın bakan Maliye kadroyu kısmi veriyor cümlesini lüften kullanmayın bahsettiğiniz bakanlık sizin içinde bulunduğunuz kabinenin bakanlığı. Tek başına iktidarsınız bu bahaneler komik oluyor. Kaldı ki bu kabinenin başında her platformda biz en çok eğitime önem veriyoruz diyen bir başbakan var. Önem vermek lafla olmaz icraat ister. Siz binalar yapsanız da, teknoloji ile donatsanız da, programları yenileseniz de yeterli öğretmeniniz yoksa bu yatırımlar atıl yatırımlar olacaktır.

Birileri kendilerini nasıl kandırdığını bilemeyiz ama biz eğitimcilerin kanmasını beklemeleri hayal dünyalarının en büyük kandırmacası olacaktır.

Kaldı ki bakanı haklı görmeye çalışsak bile; öğretmen adayının 78 puanı var. Branşı İngilizce Aralık atamasında sadece İstanbul tercihinde bulunmuş. İstanbul 78,057 ile kapattığından atanamamış. Diğer illeri tercih etmezken Şubat 2010'da mutlaka atanacağını en azından o dönemde İstanbul dışında da okul yazacağını düşünen bu öğretmenin bu hesabı yanlış mıdır? Bu öğretmenin bu hesabını hiç hesapta yokken bozmaya kimin hakkı var. Bu öğretmen bu saatten sonra oturup KPSS'ye mi hazırlanacaktır. Bu insanlarla dalga geçmek değil midir? Böyle kararlar bir anda verilmez verilse bile bir anda uygulanmaz. Bu nedenle de karar gözden geçirilmelidir.

Biz eğitimciler dün de vardık bugün de varız yarın da var olacağız. Yapılan güzel şeyleri, eğitime en küçük katkı sağlayanları baş tacı ederek alkışlamaya, küçük hesaplar içinde olanları ise her platformda yanlışlıklarını yüzlerine vurmaya gerçeklerle yüzleştirmeye devam edeceğiz.

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber