Bakandan polise sert yanıt

Haber Giriş : 28 Şubat 2005 09:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

1 Nisan'da yürürlüğe girecek yasanın polisin elini kolunu bağlayacağı eleştirilerine cevap veren Adalet Bakanı Çiçek, 'mazeret üretmeyin, hırsızı yakalayın' dedi.
28 Şubat 2005 09:26

?Polisten şunu duyuyoruz: ?Biz yakalıyoruz, savcı serbest bırakıyor.' Bu temizlik işçisinin, ?Ben her gün temizliyorum, sokak yeniden kirleniyor' demesine benziyor. Böyle anlayış olmaz.'

HÜKÜMET Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, polisten yükselen "1 Nisan yasaları elimizi kolumuzu bağlıyor" itirazına "Sanıktan delile gitme dönemi kapandı. Suç oluşmadan önlemeye yönelik yeni konsepte göre çalışın" diye sert yanıt verdi. Bir grup gazeteciye dün konuşan Çiçek, 1 Nisan'da, CMUK ve yeni TCK'nın yürürlüğe girmesiyle polisin yetkilerinin azalmayacağını, Polis Vazife ve Selahiyet Yasası'nın da sayılan suçu önlemeye ilişkin yetkilerinin aynen süreceğine dikkat çekti. Çiçek, polislere şöyle dedi:

YARGI DEĞİŞİYOR

"Babadan kalma usulle çiftçilik yapamadığımız gibi eskiden kalma usulle soruşturma yapamayız. Bunu yargı kabul ediyor, kendi üzerine yapmaya çalışıyor. Güvenlik güçlerimiz meseleyi böyle kabul edip suçla mücadelede babadan kalma usülle değil, yeni konsepte uygun olarak çalışma yöntemlerini geliştirmek mecburiyetindedir.

YASA ÇIKMADI Kİ

Şimdi, 1 Nisan'da çıkacak yasa mı, Ocak'taki suç artışının sebebidir? Suç artışına bu yasaların mazeret gösterilmesi yanlış. 1 Nisan yasaları yürürlüğe girmedi, polis, jandarma eskiden hangi usul, yöntem, anlayışla çalışıyorsa, savcı hangi yasaya göre yargılıyorsa, buna göredir. Ama buna rağmen İstanbul, Adana, Antalya gibi büyük şehirlerde suçlarda artış var.

YETKİLERİ AYNI

Biz Polis Yasası'nı yürürlükten kaldırmadık. Önleyici güvenlik hizmetleri açısından polis o yasadaki yetkilerini sonuna kadar kullanabilir, kullanması da gerekir. Polisin sağda solda kalktı diye yakındığı yetkileri devam ediyor. Biz suç işlendikten sonra adliyeye intikal eden olayla ilgili kısmını düzenledik.

REVİZYON ŞART

AB süreci ile birlikte her kurum kendini gözden geçirmeli. Anayasa'nın hak ve özgürlüklerin temel kriterlerini ortaya koyan 20. maddesi ile Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmeleri herkesin iyi okuması lazım. Bu yasalar Avrupa'da düzeni ve güvenliği sağlıyor da Türkiye'de niye sağlamasın. Eksiklik varsa, kendi içimizde oturur konuşuruz, eksiklik varsa oturur konuşuruz. Artık bütün dünyada sanıktan delile değil, delilden sanığa gidiliyor. Sanıktan delile gitmek en kolaydır.

POLİS DE UYACAK

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargı yetkisi kabul edilmiştir. Türk yargısının kararları bu mahkemeye gitmekte adil yargılama ilkesiyle bağdaşmayan kararlar tazminata mahkum olmaktadır. Bu ise suçlunun takibinde, ortaya çıkarılmasında, yargılama sürecinde, 'adil yargılama ilkesine uymak mecburiyeti' getiriyor. Onun için buna hem yargı hem güvenlik güçleri uyacak.

İŞÇİ BENZETMESİ

Zaman zaman polisten şunu duyuyoruz: 'Biz yakalıyoruz, savcı serbest bırakıyor. O halde ne diye yakalayacağız?' Bu neye benziyor biliyor musunuz? Diyelim ki, belediye temizlik işçisi, 'Ben her gün temizliyorum, sokak yeniden kirleniyor, o zaman bu temizliği hiç yapmamak lazım. Yarın biri izmarit, boş teneke atacak, sokak kirlenecek' diye temizlik yapmamasına. Böyle bir sorumluluk anlayışı uygun olmaz."

Hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber