MEB'de mevzuat yapmaya gerek yok

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 25 Ekim 2010 10:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MEB'de son yıllarda yaşadığımız hukuka aykırı uygulamalardan sonra bakanlık koltuğuna oturan Sayın Nimet ÇUBUKÇU'dan sonra mevzuat düzenlemeleri yeni bir boyut kazandı.

Gelinen noktada sayın bakan hukukçu olduğundan mevzuat düzenlemeye gerek yoktur. Çünkü mevzuat ve yargı kararları göz önüne alınmadan her türlü uygulama yapılabiliyor.

Yargı kararlarına uygun düzenleme yapılma ihtiyacı dahi duyulmuyor.

Sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde sosyal devlet olmanın en önemli ayağı olan Eğitim'de dahi bağış parası, okula yardım konusu konuşuluyorsa bu ne kadar sosyal devlet olduğumuzun göstergesidir. Bakanlık tarafından

http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyuruayrinti.asp?ID=8120 linkinde yayımlanan açıklama da; ?Milli Eğitim Bakanlığı olarak kayıt parası ve bağış adı altında velilerden para toplanmasına şiddetle karşı olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak isteriz.? Cümlesi yer almaktadır.

Bu cümleye yürekten katılmakla beraber uygulamada durumun böyle olmadığı açıktır. Bu konuda samimi olmak ve okullara para girişini tümden kesmek, sosyal devletin gereği olarak okulların tüm ihtiyaçlarını devlet eliyle gidermekle mümkündür.

Bakanlık bu açıklamasına rağmen; TEFBİS adında bir sistemi kurmuş ve faaliyete sokacaktır. Bu sistem ne işe yarayacak kendi açıklamalarından bakalım:http://tefbis.meb.gov.tr

Okul bazında harcamaların belirlenmesi ve etkin olarak izlenmesi

Bağış /katkı yapanların yaptıkları bağış ve katkıların kullanımını izleme imkanlarına kavuşturulması ve harcamalarda şeffaflığın sağlanması

Okul Aile Birlikleri, öğrenci velilerinin ve gönüllü bağış sahiplerinin eğitim ile ilk temas noktaları olması nedeniyle eğitim sisteminde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle TEFBİS sisteminde önceliği olan birimlerdendir. Okulların gelir ve giderlerine yapılan destekler, öğrencilere direkt yapılan bağışlar ve yardımlar ile önemi artan birim olmuştur.

Yani bağışlar bitirilmeyecek bakanlıkça denetlenecek. İleride aynı ilçede A okulu çok bağış alırken B okulu neden alamıyor diye sorgulanırsa hiç şaşmamak lazım.

Okullarda bağışın neden alındığını, bunun pedagojik olmadığını http://www.memurlar.net/haber/176787 linkinde detaylı olarak ele almıştık.

Gelelim Hukuk Devleti Boyutuna;

Aynı konu burada da karşımıza çıkmaktadır. Okullar bağışları 2005 yılında çıkarılan Okul Aile Birliği Yönetmeliğine göre alınmaktadır. Daha önce Koruma dernekleri var iken bu dernekler feshedilmiş ve Okul Aile Birlikleri vasıtası ile bu iş yürütülmeye başlanmıştır. Okul Aile Birlikleri, Denekler gibi Tüzel Kişilik olmadıkları halde bağış, yardım almaları ne kadar hukuka uygundur bu da ayrı bir muammadır.

Bakanlık samimi ise öncelikle bu mevzuata bir bakmalı ve parasal işlevlerini kaldırmalıdır. İşte o zaman eğitim kurumu yöneticileri de gerçek anlamda eğitim ve öğretimin yöneticisi, yönlendiricisi olabilirler.

MEB'de mevzuat yapmaya gerek yoktur çünkü her şey iki dudak arasında yürütülmektedir. Normlar hiyerarşisi zaten kalmamıştır. Bilindiği gibi hiçbir kanun anayasaya, hiçbir yönetmelik yasaya, hiçbir genelge ya da emir kanun ve yönetmeliklere aykırı olamaz. Ayrıca yargı kararları geciktirilmeksizin uygulanmak zorundadır. Bu genel ve evrensel bilgiye rağmen;

MEB'de son yıllarda akıl almaz bir şekilde mevzuat değişikliği yapılmaktadır. Örneğin son 7 yılda yönetici atama 6 kez, ders kitapları ve araçları yönetmeliği 12 kez değiştirilmiştir.

Değiştirilmesi bir yana kendi yönetiminde yapılan mevzuatlara uymama, uygulamama da sık sık rastlanan bir hal almıştır.

Düşünün ki bakanlık Mevzuat değiştiriyor ama kendi sitesinde dahi güncelleme yapmıyor. Kafalar karma karışık. Neyin nerede doğru olduğu dahi belli değil. Genelge, emir yayımlanıyor ama ulaşılabilecek bir site yok. Özellikle kanun, tüzük ve yönetmeliklerin en günceline www.mevzuat.gov.tr den ulaşmak mümkün. Diğer mevzuatlar ise tamamen şansa bağlı.

Öğretmenlerin atama ve yer değiştirmelerine ilişkin yönetmelik 13 Mayıs2010 da yayımlandı ama uygulanmadan bir basın açıklaması ile rötuş yapıldı. Bu rötuşlar dahi mevzuata işlenmedi. Şu anda basın açıklamasına mı tabiiyiz, yönetmeliğe mi bilen yok. Hukuk devleti ilkesine göre tabii ki yönetmeliğe tabi olmamız lazım.

Yönetici atamada illerarası yer değiştirmeler Eylül Ekim aylarında yapılabilir diyor şu ana kadar tık yok. Burada denecektir ki yapılabilir diyor yönetmelik yani yapılamaya da bilir. Evet haklısınız fakat bakanlık yetkilileri ile yönetmeliğin çıkış aşamasında yapılan görüşmelerde bu işin muallakta bırakılmaması gerektiği ifade edildiğinde bakanlık yetkilileri ?yok biz yapacağız ama hani ileride boş hiç kadro kalmazsa yapmaya gerek kalmayacak ondan böyle yazdık? demişlerdir.

Yani bir kandırmaca vardır bu konuda da. Zaten çok az kadro boş kaldı en azından bunların duyurulup ilk kez bu işin gerçekleştirilmesi gerekirdi.

Başka bir konu 30 günden fazla rapor alan 4B sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmelerinin feshedilmesi konusu. Bu konuda yargı kararı da var ama uygulamada bunu mevzuata işleyen, genel bir uygulama yapan yok?

Başka bir konu her yıl lise öğrencilerine yeni bir sınav hakkı ve tek ders sınav hakkı verilir. Ama bu husus yönetmeliğe bir türlü işlenmez. Ya yapılmaması gerekir bu sınavların ya da her yıl rutin olarak yapılıyorsa yönetmeliğe işlenmesi gerekir bu hususun?

Kariyer düzenlemesi yıllardır yok, 4B'lilerin kadroya alınması düzenlemesi sözlere rağmen yok, ek ders düzenlemesi halen muamma?

Bu tür uygulamaları sıralamakla bitmez.

Yani MEB'de mevzuat yapmaya gerek yok geceden sabaha her şey değişebilir. Değişen de uygulanmayabilir. Bu nedenle mevzuat yapmaya da gerek yoktur. Sayın ÇUBUKÇU'dan önce düzenleme yapılır ama uygulamada sorun yaşanırdı. Şimdi ise mevzuat değişikliğine dahi gerek duyulmamaktadır.

Maksut BALMUK

Eğitim İş Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber