Avrupa'ya diplomat gibi imam gidecek

Haber Giriş : 18 Mart 2005 03:19, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Diyanet İşleri Başkanlığı yurtdışına göndereceği din görevlilerine diplomat eğitimi veriyor. Yabancı dillerin de içinde bulunuğu 400 saatlik eğitime tabi tutulan din adamlarında fakülte mezunu olma ve 5 yıl iş deneyimi şartı aranıyor.

11 Eylül sonrasında dünyada oluşan Müslüman imajını değiştirmenin amaçlandığı proje ile yurt-dışında yaşayan 3. kuşak Türklerin milli kimliklerinin korunması da planlanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları arasından imtihanla seçilen din görevlileri, Uludağ Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından eğitime tabi tutuluyor.

Toplam 5 buçuk ay süren eğitimle, AB süreci öncesinde Avrupa'nın Türkiye'ye ve İslam'a bakışını değiştirecek din adamı profilinin çizilmesi hedefleniyor.

Bursa Müftüsü Ahmet Zeki Elturan, Zaman'a yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, AB süreci öncesinde Avrupa'da görev yapacak din görevlilerinin vizyon ve vitrinini değiştirmek için çalışma başlattığını söyledi. Elturan, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Bursa Eğitim Merkezi'nde din görevlilerine yönelik eğitim verildiğini ifade ederken, ?Avrupa'da görev yapacak arkadaşlarımızın bütün yönleriyle örnek bir kişilik olmasını istiyoruz. 4 yıllık fakülte mezunu ve meslekte 5 yılını tamamlamış din görevlileri arasından, Kurumlararası Kültür Komisyonu ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaptığı mesleki değerlendirme sınavlarından en az 70 alanlar Bursa'da eğitime tabi tutulma şansını yakalıyor. Uludağ Üniversitesi ile yapılan işbirliği çerçevesinde 5 buçuk ay süren toplam 400 saatlik bir eğitim söz konusu. Din görevlileri gidecekleri ülkenin yabancı dilinin yanında, mesleki bilgileri hatırlama adına Kur'an-ı Kerim, dinî musiki, Arapça, tefsir, hadis ve fıkıh dersleri alıyor. Ayrıca uluslararası ilişkiler, halkla ilişkiler, gidecekleri bölgenin siyasi, coğrafi, etnik, kültürel ve dinî yapılarıyla ilgili özel bir eğitimden geçiriliyor.? dedi.

Din görevlilerinde yabancı dil eğitiminin ön planda olduğunun altını çizeen Elturan şunları söyledi: ?Avrupa'daki 3. kuşak Türklerin önemli bir bölümünün Türkçeyi tam konuşamadığının farkındayız. Bunun için dil eğitimine önem veriyoruz. Arkadaşlarımızın gittikleri ülkede, dertlerini anlatabilecek kadar yabancı dil öğrenmeleri için gayret gösteriyoruz. Uydu yayınları ile birlikte, yabancı filmleri ve CD'leri de bu eğitimde yoğun bir şekilde kullanıyoruz. Uludağ Üniversitesi'ndeki öğretim üyesi arkadaşlarımız, din görevlilerinin ilerlemiş yaşlarına rağmen derslere olan ilgi ve kavramalarına hayran.?

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan çalışmaların kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde şekillendiğini anlatan Elturan, sözlerini şöyle sürdürdü: ?Yabancı dil eğitimi çalışmaları 1 yıl önce başladı. İlk hizmet içi eğitim 4 ay sürmüş ve bu eğitime 137 kişi katılmıştı. Şu anda süren 5 buçuk aylık eğitime toplam 102 kişi katılıyor. Arkadaşlarımıza normal derslerin haricinde; vücut dili, dinî hizmetlerde iletişim, dinî rehberlik, yaygın din eğitimi, çağdaş din ve fikrî akımlar konularında da seminerler veriliyor. Bu eğitimle, Türkiye'nin ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın en iyi şekilde temsil edilmesi ve eğitimi tamamlayanların, gerektiğinde yurtdışında DİB ataşesi ya da müşavirliğine vekalet edebilecek bilgi birikimine sahip olması hedefleniyor.?

Avrupa'daki Türk vatandaşlarının yeni nesle İslam'ı anlatacak uzman kişileri Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan talep ettiğini hatırlatan Elturan, ?Avrupa'daki 1 ve 2. kuşak Türkler kendi benliklerini korumuşlardı. Fakat, Avrupa'da doğup büyüyen yeni neslin benliklerini korumaları adına dinî, milli, tarihî konularda bilgilendirilmeye ihtiyacı var. İslam'ın yeni nesle en doğru şekliyle anlatılması gerekiyor. Bu görevi de, arkadaşlarımız en iyi şekilde yerine getireceklerdir.? ifadelerini kullandı.

?Yabancı dil öğrenmek, yurtdışında büyük fayda sağlıyor'

Bursa'nın Nilüfer ilçesi Akçalar kasabası Kur'an kursu hocası Veyis Öncü, 23 yıldan beri Diyanet'te görev yapıyor. Daha önce Almanya'da 1 yıl görev yapan Öncü, verilen yabancı dil eğitimi nedeniyle emeği geçenlere minnettar olduğunu vurguluyor. Öncü, "İnsanlarla tercüman aracılığı ile görüşmekle direkt görüşmek arasında büyük bir fark var. Daha önce yurtdışına dil eğitimi almadan gitmiştim. Türklerle iç içe olmama rağmen zorlanmıştım. Şimdi ise rahatım." şeklinde konuşuyor. Sivas'ın Koyulhisar ilçesi Müftüsü Fatih Okumuş ise Avrupa'da görev alacak olmasının 9 yıllık meslek hayatında dönüm noktası olduğunu anlatıyor. Okumuş, "Ben Flemenkçe eğitimi alıyorum. Türkiye'de bu dili konuşan insan sayısı az olduğu için kaynak ve materyal bulma noktasında çok zorlandım. Yine de hayatımdan şikayetçi değilim. Biz gittiğimiz ülkede sadece din görevlisi olarak görev yapmayacağız, toplumla yakınlaşma ve irtibatı kurma adına biçki-dikiş kursları açmaya varana dek bir dizi çalışma da yapacağız. Görevimiz sadece namaz kıldırmak, çocukları okutmak değil. İnsanımıza yalnız olmadıklarını da hissettireceğiz." diyor. Bursa'nın Nilüfer ilçesi Beşevler Camii müezzini Hamdi Cansever de 11 yıllık meslek yaşamında Avrupa görevinin zirve anlamı taşıdığını düşünüyor. Cansever, şunları söylüyor: "Dil eğitiminin süresi keşke daha uzun olsaydı. Arkadaşlarımızın tamamı kendisini dil öğrenimine şartlandırmış durumda. Mesleki bilgilerin yanında verilen diğer bilgiler, bizi din adamı sıfatımızın ötesine taşıyor."

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber