KHK çıkarma yetkisi var iken, uzmanlık tasarısı unutulmasın!

2010 yılı içerisinde, Bakanlar Kurulunca Meclise sevk edilen ancak Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeyerek kadük kalan "uzman tasarısı", hala ilgili personel arasında büyük bir heyecanla beklenmektedir. 3 mayıs 2011 tarihli Resmi Gazetd yayımlanan 6223 sayılı yetki kanunu, Bakanlar Kuruluna 6 ay boyunca KHK çıkarma yetkisi tanımıştır. Buna göre KHK çıkarma yetkisi 3 Kasım 2011'de, sona erecektir. Kamu kurumlarında uzman olarak çalışanlar, denetim hizmetlerinin birleştirildiği Maliye Bakanlığında yapılan reform kadar etkili olacak bu düzenlemenin bir an önce çıkarılmasını istemektedir.Tasarının önemine dair, memurlar.net üyelerince hazırlanan bir açıklama için başlığa tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 25 Eylül 2011 21:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

KAMUDA UZMAN MAAŞLARININ EŞİTLENMESİ SÜRECİ

2 Kasım 2009 tarihinde yapılan Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrası Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil ÇİÇEK tarafından yapılan basın toplantısında, personel rejimi konusuyla ilgili olarak hayata geçirilmesi planlanan düzenlemeler kamuoyuyla paylaşmıştı. Yapılan açıklamada, çalışmanın üç önemli ayağından biri olduğu belirtilen ?uzman istihdamının yeniden düzenlenmesi? konusu, muhatabı olmamız hasebiyle biz Bakanlıkların Merkez teşkilatında görev yapan kariyer uzmanlarınca büyük bir memnuniyet ve heyecanla karşılanmıştı.

Söz konusu düzenleme kanun tasarısı haline getirilerek 2010 yılı Haziran ayı başında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna gönderilmiş, TBMM'nin tatile girmesi nedeniyle görüşülmesi yeni yasama dönemine kalmıştı. Yine bu süreç içinde hükümet temsilcilerinden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Hayati YAZICI ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer DİNÇER, yapılması düşünülen düzenlemelerin gerekliliğini yazılı ve görsel basın aracılığıyla defalarca kamuoyuna açıklamış ve olumlu tepkiler almışlardır. Hükümet, yeni yasama döneminde yaklaşan seçim takvimini de dikkate alarak, söz konusu düzenlemeyi kamuoyunda torba kanun olarak bilinen ?Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı?na dahil ederek, bu konudaki kararlılığını bir kez daha ortaya koymuş ve tasarıyı 29 Kasım 2010 tarihinde TBMM'ye sevk etmiştir.

Kısaca özetlenen bu bir yılı aşkın süre çok kolay geçmemiştir. Zira bu düzenleme ile sadece Merkez teşkilatlarında çalışan uzmanlara ilişkin salt bir özlük iyileştirmesi yapılmamakta, bunu kapsayan ancak bunun da ötesinde kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması ve her iktidarın şikayet konusu ettiği bürokratik oligarşinin kırılmasına yönelik önemli bir adım atılmaktadır. Bu nedenle, mevzii kaybetmeye razı olmayan imtiyazlı sınıflar, sahip oldukları her türlü gücü kullanmış, kamuoyunu ve siyaseti etkilemeye çalışarak bahse konu düzenlemeyi engellemeye matuf her şeyi yapmışlardır. Bunu yaparken en önemli argümanları ise bu düzenlemeyle dengelerin altüst olacağı ve bürokratik yapının zarar göreceği savıdır. Oysa ki, mevcut haliyle sadece küçük bir imtiyazlı sınıfa tanınan bu ?tahsisli? hakların dengeleri bozmadığı, bu hakların genele yayılması halinde bürokratik düzenin bozacağı savı anlaşılabilir değildir. Bu sav, özünde bu sınıfların ayrıcalıklarının devamına yönelik bir araçtır.

Nitekim benzer tespitler 2003 yılında Başbakanlık bünyesinde hazırlanan ?Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma Raporu?nda da aşağıdaki şekilde yer almıştır :

?Yeniden yapılanma bir denge durumundan yeni bir denge durumuna sıçramayı, bu sıçrama yapılırken geçici olarak dengenin bozulmasını gerektiren bir değişim sürecini ifade etmektedir. Bütün değişim çabalarına benzer şekilde; sancılı boyutları olabilecek ve muhalefet üreten bu geçiş dönemi, uzun vadeli bir perspektifi, liderliği ve sürekli desteği gerektirmektedir. Dünyadaki uygulamalardan da gözlendiği üzere, kararlı olmayan bir siyasi iradenin ve toplumun, yeniden yapılanmayı başlatması mümkün olsa bile, sürdürmesi mümkün değildir. ?

?Siyaset kurumu, değişime liderlik yaptığı ölçüde bugünkü neslin ve gelecek nesillerin ortak çıkarlarını koruyacaktır. Kısa dönemli ve dar çıkarları olan bazı kesimlerin muhalefetine karşın, gerekli riskleri ve maliyetleri üstlenen siyasetçiler, insani ve gerekli bir kurum olan siyasete de hak ettiği saygınlığı kazandıracaklardır. ?

Nitekim hükümetimizin sayın üyeleri, bu doğrultuda başta Çalışma Bakanımız Sayın Ömer DİNÇER ve Devlet Bakanımız Sayın Hayati YAZICI olmak üzere düzenlemeyi her platformda savunmuş ve sahiplenmişlerdir.

Söz konusu düzenlemenin yasalaşma süreci beklenenden uzun sürse de bizler Kamu Uzmanları Platformu üyeleri olarak bu tespitleri yapan Hükümetimizin, imtiyazlı kesimlerin tazyikine ve kafa bulandırmalarına aldırış etmeyeceğine, iradesinin zaafa uğratılmasına izin vermeyeceğine ve bu adaletsizliği gidereceğine olan inancımızı sürdürdük.

Ancak, 07 Aralık 2010 tarihinde Plan ve Bütçe Alt Komisyonunda Maliye Müsteşarınca yapılan açıklamada; yaptıkları değerlendirme sonucunda yaklaşık 2000 uzman personelin bir yıldır heyecanla beklediği uzmanlara ilişkin maddelerin tasarıdan çıkarılmasının uygun olacağının düşünüldüğü belirtilmiştir.

Hükümetimizin, kamu yönetiminde reform niteliği taşıyan ve üzerinde büyük bir titizlikle çalışarak hazırlamış olduğu bu düzenlemelerin herhangi bir gerekçe gösterilmeden, bürokratların isteği doğrultusunda tasarıdan çıkarılmasını anlamak mümkün değildir. Sayın Bakanlarımızın açıklamalarına, uzmanların bütün beklentilerine ve Hükümetin kararlılığına rağmen, bu oligarşik bürokrasi nasıl bir güce sahiptir ki, siyasi irade bir kez daha fesada uğratılmıştır.

Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen, Hükümetimizin oligarşik yapıları ve imtiyazlı sınıfları tasfiye etmekteki kararlılığı ve mahareti, adalet duygusu incinmiş biz merkez teşkilatı uzmanlarının sesine duyarsız kalmayacağınıza olan inancımız, bahse konu tasarının halen alt komisyonda görüşülüyor olması, konunun bir kez daha değerlendirilerek bu haksızlığın giderileceği hususundaki beklentimizi muhafaza etmemizi sağlamaktadır.

Bilgilerinize arz ederiz.

Kamu Uzmanları Platformu





MALİYE BAKANLIĞI MERKEZ UZMANLARI (Tasada Maliye Uzmanları)

MERKEZ UZMANLARI Maliye Bakanlığının merkez teşkilatındaki Devlet Bütçe Uzmanlığı, Devlet Muhasebe Uzmanlığı, Devlet Gelir Uzmanlığı, Devlet Malları Uzmanlığı, Maliye Uzmanlığı ve Mali Suçları Araştırma Uzmanlığı kadrolarını ifade eder. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36/A?11 maddesinde sayılan kariyer uzmanlıklardandır. 178 sayılı Maliye Bakanlığın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki KHK'nın 43 üncü maddesinde bu meslek gruplarına ilişkin çalışma usul ve esasları da belirlenmiştir.

Kamu çalışanlarının maaş, ücret ve özlük hakları temel kanun olan 657 sayılı yasada belirlenmiştir. Çalışanlar, kariyer ve liyakat ilkeleri bağlamında ve hiyerarşik yapıya göre unvanlar bazında sınıflandırılarak meslek grupları oluşturulmuştur. Bağlayıcı hukuksal metinlerden açıkça anlaşılacağı üzere, idarenin yapısı (merkez ve taşra) ve kadrolar temelinde, devlet memurlarının sınıflandırıldığı görülmektedir.

Sorumluluk ve iş yükü açısından Maliye Bakanlığı merkez teşkilatında çalışan uzmanların ön planda olduğu, ancak başlangıçta hukuksal eşiti olan Hazine ve Dış Ticaret Uzmanları ile aynı özlük haklarına sahip olan Maliye Merkez Uzmanlarının, zaman içinde mali haklar yönünden çok gerilerde bırakıldığı görülmektedir.

Anayasa'nın "Kanun Önünde Eşitlik" başlıklı 10 uncu maddesinin anlamı ve kapsamı Anayasa Mahkemesinin birçok kararında vurgulanmıştır. Anayasa Mahkemesine göre, Anayasa'nın 10 uncu maddesi, aynı hukuksal durumda bulunan kişiler arasında haklı bir nedene dayanmayan ayrımı önlemeyi amaçlamaktadır. Bu madde, eylemli eşitliği değil, hukuksal eşitliği öngörmekte, aynı durumda olanların ayrı kurallara bağlı tutulmasını sakıncalı bulmaktadır. Eşitlik ile güdülen esas amaç, aynı koşullar içinde özdeş nitelikli olanların yasalarca aynı işleme tabi tutulması, başka bir deyişle eşitler arasında eşitliğin sağlanmasıdır. Görüldüğü üzere, Anayasa Mahkemesi aynı hukuksal durumda bulunan kişiler arasında hukuken geçerli, haklı bir nedene dayanmayan ayrımların Anayasa'nın 10 uncu maddesinde öngörülen ve Anayasa'da yer alan en önemli kavramlardan biri olan kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı düşeceğini kabul etmektedir. Örneğin atama, görev, yetki ve sorumluluk açısından aralarında fark bulunmayan bir Hazine Uzmanı ile Başbakanlık Uzmanı ve Maliye Bakanlığı merkezinde çalışan uzman, hukuksal olarak eşittirler. Hukuksal olarak eşit olmamaları için bu sayılan kıstaslarda haklı bir nedene dayanan ciddi bir farklılık olması gerekmektedir.

Diğer yandan, eşdeğer kadrolarda çalışan personelin özlük hakları arasında da bir fark olmamalıdır. Maalesef uzmanlar için hukuksal eşitlik gözetilmemiş, maaş ve ücret dengesizliği oluşturulmuştur. 657 sayılı kanuna zaman içinde hukuksal olarak eşit olan meslek gruplarının arasında KHK'lar ile bazı meslek gruplarının lehine bazılarının da aleyhine olacak şekilde düzenlemeler yapılarak, mali haklar kısmında farklılık oluşturulmuştur. Bu farklılığın en çarpıcı örneği Maliye Bakanlığı Merkez Uzmanlarının durumudur.

Başlangıçta hukuksal eşiti olan Hazine ve Dış Ticaret Uzmanları ile aynı özlük haklarına sahip olan Maliye Merkez Uzmanları, zaman içinde mali haklar yönünden çok gerilerde kalmıştır. Bu süreçte ek gösterge ve özel hizmet tazminatı yönünden oluşturulan farklılıklara neden olan yasal düzenlemelere sırasıyla bakacak olursak;

TABLO?1

Tarih Mevzuat Ek Gösterge Özel Hizmet Tazminatı
30.06.1989 375 s. KHK
Devlet Personel Uzmanları 2200 % 22
Devlet Bütçe Uzmanları 2200 % 22
Bakanlık ve bağlı kuruluşların A.T. Uzmanları, 2200 % 22
Hazine ve Dış Ticaret Uzmanları 2200 % 22

TABLO?2

Tarih Mevzuat Ek Gösterge Özel Hizmet Tazminatı
11.04.1990 418 s. KHK
Devlet Personel Uzmanları 2200 % 22
Devlet Bütçe Uzmanları, 2200 % 22
Bakanlık ve bağlı kuruluşların A.T. Uzmanları, 2200 % 22
Hazine ve Dış Ticaret Uzmanları 2200 % 22

Tablo-1 ve Tablo-2'den de görüleceği üzere, 375 ve 418 sayılı KHK'larla kariyer meslek grupları arasında ?Ek Gösterge? ve ?Özel Hizmet Tazminatı? bakımından herhangi bir farklılaştırma yapılmayarak var olan hukuksal eşitlik bu kalemler açısından korunmuştur.

TABLO?3

Tarih Mevzuat Ek Gösterge Özel Hizmet Tazminatı
20.05.1994 527 s. KHK
Devlet Personel Uzmanları 2200 % 22
Devlet Bütçe Uzmanları, Devlet Gelir Uzmanları, Devlet Malları Uzmanları, Devlet Muhasebe Uzmanları? 2200 % 22
Bakanlık ve bağlı kuruluşların A.T. Uzmanları, 2200 % 22
Hazine ve Dış Ticaret Uzmanları 3600 % 22

1994 yılından yürürlüğe konan 527 sayılı KHK ile bozulmaya başlayan eşitlik ilk olarak ek gösterge rakamında ortaya çıkmıştır. Tablo-3'de de görüleceği üzere bu KHK ile Hazine ve Dış Ticaret Uzmanların lehine 1400 puanlık artış sağlanarak farklılaştırma yapılmıştır.

TABLO?4

Tarih Mevzuat Ek Gösterge Özel Hizmet Tazminatı
09.03.1995 547 s. KHK
Devlet Personel Uzmanları 2200 % 80
Devlet Bütçe Uzmanları, Devlet Gelir Uzmanları, Devlet Malları Uzmanları, Devlet Muhasebe Uzmanları 2200 % 80
Bakanlık ve bağlı kuruluşların A.T. Uzmanları, 2200 % 80
Hazine ve Dış Ticaret Uzmanları 3600 % 80

1994 yılında ek göstergede yaratılan eşitsizliğe rağmen, 1995 yılında 547 sayılı KHK ile Özel Hizmet Tazminatı oranlarındaki iyileştirmede hukuksal eşitlik gözetilerek kariyer meslek grupları arasında özel hizmet tazminatı açısından bir farklılaştırma yapılmamıştır.

TABLO?5

Tarih Mevzuat Ek Gösterge Özel Hizmet Tazminatı Makam Tazminatı
03.04.1997 570 s. KHK
Devlet Personel Uzmanları 2200 % 130 ---
Devlet Bütçe Uzmanları, 2200 % 130 ---
Devlet Gelir Uzmanları, Devlet Malları Uzmanları, Devlet Muhasebe Uzmanları 2200 % 120 ---
Bakanlık ve bağlı kuruluşların A.T. Uzmanları, 2200 % 120 ---
Hazine ve Dış Ticaret Uzmanları 3600 % 130 2000

1997 yılında yürürlüğe giren 570 sayılı KHK ile Ek Gösterge rakamlarındaki eşitsizlik devam etmiştir. Tablo 5'ten de anlaşılacağı üzere, bu son düzenleme ile hem daha önce Özel Hizmet Tazminatında dikkate alınan eşitlik bozulmuş hem de bazı uzman kadrolara Makam Tazminatı verilmiştir.

Sonuç olarak, hukuksal açıdan eşit olan kariyer uzmanlıklar arasında, başlangıçta özlük hakları yönünden de mevcut olan eşitlik, zaman içinde yürürlüğe konan bir dizi KHK ile çok açık bir şekilde bozulmuştur.

Özel yarışma sınavları ile seçilip, uzun ve zorlu bir yetişme sürecinden geçerek kurumlarında önemli görevler ifa eden bu uzman personelin, sadece ve sadece özlük haklarındaki farklılıklar nedeniyle, çalıştıkları kurumlardan ayrılmak istemeleri veya ayrılmaları pek çok açıdan üzerinde düşünülmesi gereken bir sorun haline gelmiştir.

Bu itibarla, mesleğe alınmada, yetişmede ve uzmanlığa atanmada aynı veya benzer kriterlerin uygulandığı kadroların, ihdas edildiği zamanlarda eşit veya aynı olan özlük haklarının, zaman içerisinde çeşitli yasal düzenlemelerle değiştirilerek var edilmiş mevcut dengesizliklerin bu çalışma ile düzeltilmesini doğru bir karar olarak değerlendiriyor ve birçok açıdan önemsiyoruz.

Kamunun sahip olunan kıt kaynaklar dikkate alındığında, idari yapının her alanında ihtiyaç duyulan beşeri sermayenin önemi tartışılmazdır. Dolayısıyla, bozulan yapısıyla mevcut durumun devam etmesi halinde hem söz konusu personelin kurumlarında edindiği bilgi ve tecrübelerden idarenin beklediği fayda ve verim tam anlamıyla sağlanamamış olacak, hem de çalışanların iş tatmininin ve işe konsantrasyonunun azalmasının önüne geçilemeyeceğinden, bu grupta yer alan personelin arzulanan nicelik ve niteliğe ulaşmaları mümkün olmayacaktır. Bu personele kurumlarında geçirdikleri zaman zarfında harcanan emek ve mali kaynağın yükü ise üzerinde ayrıca düşünülmesi gereken bir başka konudur.

Yukarıdaki tablolardan da açıkça görüleceği üzere, sıkıntının en çok yaşandığı kurumların başında gelen Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan kariyer meslek mensuplarının özlük haklarının, idari yapımıza uygun şekilde, adalet ve hakkaniyet ölçüleri çerçevesinde, kalıcı bir şekilde yeniden tasarlamaya yönelik bir iradenin ortaya konulmuş olmasından duyulan heyecan ve memnuniyeti tekrar ifade ederiz.

MALİYE MERKEZ UZMANI BAŞBAKANLIK UZMANI
Giriş sınavı
- KPSS Barajı + +
- Dil Barajı - -
- Yazılı sınav + -
- Sözlü sınav + +
Eğitim
- Süresi 6 ay 4 ay
- Staj + -
- Eğitim Sınavları Başarı sınırı + (70 Puan) -
Yardımcılık / Yetişme
- Süresi 3 yıl 3 yıl
- Uzmanlık Tezi + +
Yeterlik Yazılı Sınavı + -
Sicil Amiri Daire Başkanı Daire Başkanı
Maaş 2.300 TL. 3.300 TL.
Emekli İkramiyesi 40.500 TL. 52.500 TL.
Emekli Maaşı 1.120 TL. 1.450 TL.

 

KARİYER MESLEK UZMANLARI MAAŞLARI
UNVANI MAAŞ (1/4'ü) EK AÇIKLAMA
SPK Uzmanı 5.000,00
BDDK Uzmanı 4.980,00
Bilgi Teknolojileri Kurumu Uzmanı 4.850,00
TBMM Uzmanı 4.400,00 Yılda 4 İkramiye ve 2 Teşvik ile Ortalama
TAPDK Uzmanı 3.850,00
EPDK Uzmanı 3.800,00
Başbakanlık Uzmanı 3.300,00 Yılda 4 İkramiye ve 2 Teşvik ile Ortalama
Hazine Uzmanı 3.300,00 Yılda 4 İkramiye ve 2 Teşvik ile Ortalama
DPT Uzmanı 3.300,00 Yılda 4 İkramiye ve 2 Teşvik ile Ortalama
Dış Ticaret Uzmanı 3.300,00 Yılda 4 İkramiye ve 2 Teşvik ile Ortalama
Devlet Personel Uzmanı 3.300,00 Yılda 4 İkramiye ve 2 Teşvik ile Ortalama
Dernek Denetçisi 2.745,00
Devlet Bütçe Uzmanı 2.428,00 Maliye Bakanlığı Merkez Uzmanları
Devlet Malları Uzmanı 2.375,00
Devlet Muhasebe Uzmanı 2.375,00
Devlet Gelir Uzmanı 2.375,00

---

2006 - 2007 - 2008 Yıllarında Maliye Bakanlığından Ayrılanların Atananlara Oranı
BİRİMLER Atanan Ayrılan %
Devlet Muhasebe Uzmanı / MUH 30 32 107 AYRILMA ORANI
Devlet Bütçe Uzmanı / BÜMKO 57 19 33 52%
Devlet Malları Uzmanı / MİLE 45 17 38
Devlet Gelir Uzmanı / GİB (*) 280 154 55
Mali Suçları Araştırma Uzm./MASAK 19 9 47
Maliye Uzmanı / SGB 27 7 26
TOPLAM 458 238 52

 

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber