Kendi yönlendirdiği doktora öğrencisinin tezini reddetti

Haber Giriş : 24 Mart 2005 01:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

DOKTORA SAVUNMASINDA OYBIRLIĞI ILE REDDEDILDIM.

1997 yılında başlamış olduğum doktora eğitimimden Kasım 2003 tarihinde savunma sınavında (5-0) oybirliği ile reddedilerek atıldım. Bu aşamaya gelene kadar tez izleme komitelerinden başarılı bulundum. Danışmanımın kendi el yazısı ile yapmış olduğu düzeltmeleri aynen uyguladım. Bu şekilde tezimi bitirdim ve danışmanım Doç. Dr. Yüksel Kocadoru (şimdi Profesör) "tez bitmiştir" üst yazısıyla enstitüye teslim etmiş olamasına rağmen tez izleme komitesinde yer alan Doç. Dr. Nevzat Kaya ve Yrd. Doç. Dr. Ayhan Bayrak beyin oylarıyla birlikte (oybirliğiyle) reddedildim. Dava açma süresini geçirmem için bilinçli olarak öğrenciliğimin sona erdiğini bildiren yazı tarafıma verilmedi VE hala da elime geçmedi. Ayrıca reddedilme gerekçelerini öğrenebilmek için sayısız dilekçe (iadeli tahahütlü) göndermeme rağmen üyelerin raporları bir türlü tebliğ edilmedi. (Raporları Mahkemeden alabildim).

Sonunda Yürütmenin durdurulması ve davanın iptali için İdare Mahkemesine gittim. İdare Mahkemesi bilirkişi için dava dosyamı ne yazık ki İstanbul'a gönderdi. Tez savunmasına gelen bir üye zaten bu ilden savunmama üye olarak gelmişti. Ayrıca İstanbul'dan bilirkişi olarak atanan bir üyenin geri çekilip bu üyenin yerine danışmanımın yakın arkadaşı ve de Anadolu Üniversitesinde görevli birinin atanması ve bilirkişiliği zaman zarfında danışmanımla Eskişehir'de görüşmeleri tesadüf olsa gerek.

Bilirkişilerin raporları, kaynakçada sıralama hatası yapılmış, tırnak açılmış ancak kapanmamış, noktalar unutulmuş gibi büyük kusurlar tespit edilebilirken, bir danışmanın kendi yönlendirdiği öğrencisine nasıl red verebildiğini, tez izleme komitelerinin zamanında toplanmadığını (yazılı evrak ile delilli) bazılarının hiç toplanmadığını, yeterlik sınavının usule aykırı olarak 75 gün geç yapıldığını özellikle dava dilekçemizde belirtmiş olmamıza rağmen tespit edememiştir. Bu husus sanırım dikkate değerdir. Bu bahsi geçen yönetmeliklerin uygulanmaması veya geç uygulanması aslında yürütmenin durdurulması için gereken usul hatalarıdır. Ancak bunlar gözden her nasılsa gözden kaçmıştır.

Ben ve ailem bu konuda gerek maddi gerekse manevi yönden çok mağdur edildik. Umarım bir gün bu haksız uygulamalar bir son bulur ve bu mağdur edilen kişilerin de çocuklarının olduğu ve bu çocukların da çikulata, muz, gibi gıdaları istedikleri de unutulmamalıdır.

Bu konuda %100 haklı olmama rağmen bindebir kazanma şansımın olmadığını da bile bile hakımı aramaya devam edeceğim.

Haklı olduğum davada haksızlığa da uğrasam sonuna kadar mücadeleyi çocuklarıma miras bırakıyorum.

Haberi yazan: Babacık

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber