Derse girmeyene ek ders ödenmemelidir

Son günlerde eğitim camiasındaki İl-İlçe Müdürleri, İl MEM yardımcıları, şube müdürleri ile şeflerin en çok konuştuğu konu ek ders ücretinin arttırılması konusudur. Eğitime herkes kendi cephesinden bakmaktadır. Herkes doğal olarak yeterli olmayan gelirlerinin arttırılması için çaba sarfetmektedir. İl ve İlçe yöneticileri, bakanlığın ek ders taslağında yer aldığı gibi 40 saat ek ders verilmesi için mücadele ederken bu işin asıl mağdurları olan, şefler de aynı taleple karşımıza çıkmaktadırlar.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 22 Şubat 2011 12:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Özellikle şefler mağdurdurlar çünkü haftada sadece 15 saat ek ders ücreti almaktadırlar, fakat ek ödemeden yararlanamamakta ve özel hizmet tazminatlarını, aynı işi yapan diğer kamu görevlilerine oranla düşük almaktadırlar.

Şeflerin talebi; yeri geldiğinde emrindeki bir memura göre daha düşük gelirle karşı karşıya kalmalarından kaynaklanmaktadır. Bu tabii ki bu talep haklı bir taleptir.

MEB her şeyden önce konu ile ilgili temel yaklaşımını değiştirmelidir.

Bu işin çözümü Şeflere yada Şube müdürlerine 40 saat ek ders ödeyerek çözümlenemez. Siz eğitim öğretim hizmetleri sınıfında olmayan şeflere 40 saat ek ders ücreti öderseniz bu kez de eğitim öğretim hizmetleri sınıfının en üst makamında bulunan okul müdürlerinin ek dersini 20 saatte tutamazsınız. Bu yaklaşımla daha büyük bir adaletsizliği getirmiş olursunuz.

Konuya gerçek anlamda mantıklı yaklaşma zamanı gelmiştir. Adı üstünde bu işin özü DERS ücreti ile adlandırılıyorsa Ders'in kelime anlamını Türk Dil Kurumunun sözlüklerinde yer aldığı gibi;

1- Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi:

2- Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre:

olarak ele almalı ve bu tanımlardan hareketle de Ek ders: Öğretmenin maaş karşılığı girdiği derslerin dışındaki dersler olarak ele alınmalıdır.

Bir branş öğretmeni 30 saat derse girdiğinde bunun 15 saatini maaş karşılığı sayıp kalan 15 saatini de ek ders olarak ödüyorsak yani girilen DERS için ücret ödüyorsak okul müdürü, okul müdür yardımcısı, şef, şube müdürü, milli eğitim müdürü ya da yardımcısı? gibi ek ders ücreti alan çalışanları Ders ücreti noktasında ayrı değerlendirmemiz gerekir.

Yani hiç derse girmeyen bir İlçe müdürü ya da şube müdürüne 25 saat, Şef'e 15 saat ek ders ücreti ödemek doğru değildir.

Aynı şekilde sadece 6 saat maaş karşılığı derse giren ve bunun 1 saate düşürülmesini talep eden okul müdür ve yardımcılarına 18-20 ya da 30 saat ek ders ücreti ödemek de doğru değildir.

Ortada ders yok ama ders ücreti ödüyoruz.

Bu cümleleri ele alırken bu çalışanlarımız yeterince maaş alıyorlar bunları mağdur edelim demek istemediğimizi belirtmeye dahi gerek yoktur.

İş tanımları yeniden yapılmalı ve adaletsizlikleri giderecek bir şekilde yeniden düzenleme yapılmalıdır.

Bu çalışanlarımıza ek ders ücreti yerine bulundukları makamlara göre makam tazminatı verilmeli, verilenlerin ki de göreve göre yeniden düzenlenmelidir.

Bakanlık konuyu bu çerçevede değerlendirmeli ve yapılan işe, bulunulan göreve göre bir düzenleme yapılmalıdır. Bu düzenlemeye göre yeni işe başlayan memurun Şef'ten fazla ücret alması da, dersle ilgisi dahi olmayan personelin Ders ücreti adı altında ücret alması da önlenmelidir.

Aynı şekilde girdiği ders saati sayısı 6'yı geçmeyen okul yöneticilerine de 18, 20 yada 30 saat ek ders ücreti ödenmemelidir. En azından kaç saat derse giriyorsun diye sorulan okul müdürünün cevabı 6 olduğunda, kaç saat ek ders ücreti alıyorsun sorusunun cevabı çelişki oluşturmamalıdır.

Aksi halde bu konular çokça tartışılacaktır. Tartışmanın sonu da gelmeyecektir. En çok mağduriyet yaşayan Şeflerin ek ders ücretini arttırıp okul müdürünün üstüne çıkardığınızda bu kez de onlar duruma karşı çıkacaklardır. MEB şunu düşünmelidir bir okul müdürünün mü iş yükü, sorumluluğu daha fazladır? İlçede çalışan Şef'in mi? Bu noktadan hareketle değerlendirme yapmalı ve ücretlerini buna göre düzenlemelidir. Bu düzenlemedeki denge de asla ve asla Ek Ders adı altında sağlanmamalıdır.

Eğitim Öğretim hizmetleri diğer hizmet kollarına göre daha öncelikli ise devlet politikamızda; diğer kurumlarda çalışan aynı kadrodaki personeller ile Eğitim hizmet kolunda çalışan personellerin de farklı değerlendirilmesi gerekir.

Saygılarımla?

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber