MEB'de Rotasyon Uygulamaları

MEB hummalı bir şekilde Rotasyon uygulamaları yapmaktadır. MEB Okul Müdürleri ile başlattığı Rotasyon Uygulamalarını müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarına yaymayı düşünüyor. Uygulamaya bazı illerimizde İlçe Milli Eğitim Müdürleri ve Şube müdürleri de katılmıştır. Örneğin İstanbul'da İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin yerleri değiştirilmiş şube müdürlerinin yer değişikliği çalışmaları ise başlatılmıştır. Devamı için tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 03 Nisan 2011 23:16, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Okullardaki yöneticilerin rotasyona tabi tutulmaları bir çok kesim tarafından olumlu karşılanmakta ise de bazı kesimlerin rahatsız olduğu açıktır. Bu rahatsızlıklar okuldan yada müdüründen memnun olan kurumlar, görev yeri değişikliği nedeniyle okulda ailevi ve yerleşim yeri yönünden yaşanan mağduriyetlerden kaynaklanmaktadır.

MEB'in 13.08.2009 tarihinde yayımladığı yönetmelikte öngörülen rotasyon uygulamasının yapılması noktasında defaten yazı kaleme alınmıştır. Bu bakanlığın bir sınavı idi ve bu sınavı vermesi gerekiyordu. Yönetmelik hazırlanma çalışmalarında yapılan bilgi alışverişi toplantılarında bu konu gündeme dahi gelmemişti. Fakat yönetmelikte bu hüküm yer aldı.

Bakanlık eğrisiyle doğrusuyla uygulamaya koydu.

Rotasyonla amaçlanan daha doğrusu gerekçe olarak sunulan husus işletme körlüğü, yeni görev yerinde yeni bir şeyler yapması gerektiği şeklinde olmuştur. Oysak ki asıl gerekçe yetkililerce dile getirilmese de yıllarca aynı kurumda kalan yöneticilerin kurumu çiftlik gibi kullandıkları, çalışma arkadaşlarının sorunlar yaşadığı noktasında idi.

İşin Türkçesi bakanlığın denetim mekanizmasını sağlıklı yürütememesinin bir ürünüdür rotasyon. Başarılı bir kişi orada mutlu ise öğrenci ve çalışanlar da mutlu ise bu kişinin yerini neden oynatırsınız.

Ha kişi başarısızsa bu işi beceremiyorsa ona da gereğini yapmalısınız. Ama yapılamadığı için kurunun yanında yaş da yakılmaktadır.

Eğitim süreç ister üstelik uzun soluklu bir süreç. Bir okul müdürünün başarılı olup olmadığını bir sınavla, kıdemle yada iki ödülle belirlemek mümkün değildir. Okullarımızdaki yönetici değişikliği o kurum kültürünün oluşmasındaki en büyük engeldir. Bu değişimlerin yaratacağı sorunlar ileride daha iyi görülecektir. İstikrar olmayan kurumlar yaratmakla karşı karşıya kalacağımıza eminim.

21.yüzyılda bu kadar basit yöntemlerle insanların ya da kurumların geleceği ile oynamak yerine daha akılcı çözümler üretmek gerekmez mi?

Çözüm önerisi;

Eğitimcilerin rotasyonu tartışmak yerine özellikle 30 dan fazla kadrosu olan okullarımızda demokratik yöntemlerle yönetici tayinini tartışmalıdırlar.

Rotasyon gibi uygulamalardan vazgeçelim ve okul yöneticilerini çalışanlar belirlesin. 3 ya da 5 yıllığına. Bu daha mantıklı değil mi? Bu çalışanların yanına Okul Meclis başkanları ve Okul Aile Birliği başkanlarına da oy hakkı verirsek daha demokratik olmaz mı?

Örneğin 5 yılda bir Haziran ayında okullar kapandıktan sonraki ilk haftada seçim yapalım. ? kriterlerine sahip (aday öğretmen olmasın, ücretli öğretmen olmasın?) kişilerin adaya olacağı bir sistemi getirelim.Seçimin adı da ?. Okulu Yönetim Kurulu Seçimi olsun. Müdür'de Müdür yardımcıları da böyle seçilsin. En çok oya alan müdür olsun.En çok oya alan müdür olmak istemezse yönetim kurulu kendi arasından birini müdür olarak belirlesin.

Haa bunu yaparken her yıl Mayıs ayı sonu ya da Haziran ayı başında yapılacak Öğretmenler Kurulu toplantılarında yönetimdeki isimleri veto etme hakkı da bulunsun. Örneğin oy kullanacak olan çalışanların 2/3'ünün kararıyla yönetim kurulu üyeleri ya da bir üyesi düşürülebilsin.

Sizce rotasyondan daha akıllıca değil mi? En azından eğitimcilerin kararı ortaya konulmuş olur. Ve onlar karar verir gitmesine.

Mevcut durumda ya sınav sonucuna bakıyoruz, yada Ek-2 denen zımbırtıya. Bu kriterler mi daha sağlıklı seçim yapar yoksa öğretmenler ortak aklı mı?

Bakarsınız ki memnundur çalışanlar ve emekli oluncaya kadar seçer aynı kişiyi.

Böylece sınav kazandı ama iki kelimeyi bir araya getiremeyen müdür oldu, öğretmenliği çok iyi ama yöneticilik ona göre değilmiş serzenişlerini bitirmiş olmaz mıyız?

Bir kurumun çalışanları müdüründen şikayetçi olduğu için huzurlu ve mutlu değilse bu kurumda verim sağlanamaz. Bu gerçekten hareketle MEB'i bu noktada tartışmaya davet ediyorum.

Denilecek ki sendikal yada başka türlü ayrışmalar olur? Okul bölünür vs vs?Onlara da iki soru:

1- Şimdi olmuyor mu acaba?

2- Öğretmenlerimize güvenmiyor muyuz?

Ve bakanlık soracak mevcut müdür seçimi kazanamazsa ne olacak? Ne olacağı var mı yöneticilik ikinci görev değil midir eğitim kurumlarında? Aslolan öğretmenlik ise öğretmen olacak tabii ki?

Katılımcı yönetim anlayışının gereğinin kamuoyuyla tartışılması dileklerimle?

Saygılarımla?

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber