Okul müdürleri için yeni mevzuat: Bakanın açıklamaları

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 17 Eylül 2012 00:47, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MEB'de Kafa Karışıklıkları Artarak Devam Ediyor

Bugün okullar açılıyor. Öğrencilerde var olan heyecanın tüm eğitim camiasında var olduğunu söylemek pek de mümkün değil.

Çünkü; kafaları karıştıran moralleri bozan bir çok konu ve belirsizliklerle karşı karşıyayız. Son bir hafta içerisinde cereyan eden ve halen çözümlenemeyen bazı sorunları ele alacak olursak;

Yeni uygulama ile 4.sınıflarda Görsel Sanatlar, Müzik ve Beden Eğitimi Derslerine branş öğretmeni girebilir mi, giremez mi?

Bu konuda bazı yorumcular girer diyor benim de içinde bulunduğum bazıları ise giremez. Bizim dayanağımız: İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 21/7/2012-28360 tarihli değişikliğinde;

?Dersler ilkokullarda sınıf, ortaokul ve imam-hatip ortaokulunda alan öğretmenleri tarafından okutulur.

?

İlkokullarda yabancı dil dersi ile din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin alan öğretmenlerince okutulması esastır. Ancak, ihtiyacın alan öğretmenlerince karşılanamaması durumunda bu dersler, yüksek öğrenimlerini söz konusu alanlarda yapan sınıf öğretmenleri veya sınıf öğretmeni olup bu alanda hizmet içi eğitim sertifikası almış öğretmenler tarafından ders değişimi yolu ile okutulabilir. Bunun da mümkün olmadığı durumlarda bu dersler sınıf öğretmenince okutulmaya devam edilir.?

Hükmü vardır. Bu hükme göre branş öğretmenleri ilkokullarda sadece yabancı dil ve din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine girebilir.

Konu bu kadar net ise kafalar neden karışık?

Kafası karışan bir okul müdürü arkadaşlarıyla tartışıp konu hakkında ikna olmayınca ALO147'yi arar. Burada karşısına çıkan kişi biraz bekleteceğini söyledikten sonra 4.sınıflarda Görsel Sanatlar, Müzik ve Beden Eğitimi Derslerine de branş öğretmenlerinin girebileceğini söyler. Yönetmeliğe rağmen verilen cevap karşısında bir kez daha arar ve dayanağını sorar. Kişi yine beklemeye alır ve Talim Terbiye Kurulunun 05.07.2012 tarih ve 54 sayılı kararı olduğunu bunun da 2658 sayılı Tebliğler dergisinde yer aldığını söyler. Bu Tebliğler Dergisine bakıldığında haftalık ders çizelgelerinin yer aldığı bunun da 1.ve 5.sınıflardan başlayarak kademeli uygulanacağını görüyoruz. Karar no 54 değil, 79 karar tarihi de 05.07 değil, 25,06. Bunlar da önemli değil. Bu karardan sonra 21.07.2012 de yayımlanmış bir yönetmelik var ortada.

Buradaki sorunun en önemlisi ise varsa böyle bir karar bu karar neden okullara gönderilmez?

ALO147 deyince yaşanan başka bir konuyu daha paylaşalım.

Bir eğitimci ALO147'yi arar ve İstanbul Beşiktaş'ta bir okulda yüksek lisans yapmak isteyen bir okul öncesi öğretmeninin müdürden yardım istediğini fakat müdürün mevzuata rağmen devresini ayarlamadığını bunu ihbar etmek istediğini söyler. Karşıdaki kişi bu tür şikayetlerin kişi tarafından yapılması gerektiğini kabul edilmeyeceğini belirtir.

(?Not:Ne kadar ilginçtir ki isimsiz olarak yapılan öğretmen çocuğumun psikolojisini bozdu, müdür para istedi,? gibi asılsız ihbarlarda bile anında işlem başlatılırken bir öğretmenin uğradığı mağduriyette aynı hassasiyet gösterilmemektedir. )

Konuya devam edecek olursak; İhbar kabul edilmiyorsa yüksek lisans yapan öğretmenin derslerinin ayarlanması konusunda mevzuat bulunduğu ve sabahçı olmak isteyen bu öğretmenin bulunduğu okulda henüz boş bulunan bir sabahçı sınıfın bulunduğu ve burada ücretli öğretmen çalışacağı halde müdürün devreyi ayarlamamak gibi bir lüksü var mıdır? Bu konuda bilgi istiyorum. Yani ihbardan vazgeçiyorum ama bilgi isteme hakkımı kullanıyorum deyince karşı taraf biraz bekleteceğim der ve bir süre sonra döner.

Cevap şöyle: ?öğretmenlerin devrelerini İl Milli Eğitim Müdürlüğünde bulunan Özlük-Kadro bölümleri yapmaktadır oraya başvurulması gerekir.? Cevap çok şaşırtıcı olunca bu söylediğiniz doğru değil bahsettiğiniz bölümler öğretmenlerin sabahçı-öğlenci durumunu ayarlamaz bu bölümler öğretmenlerin kadro derece ve diğer özlük işlemleri ile ilgilenirler diyince bize verilen bilgi bu yönde bu bölüme başvurun cümlelerinde ısrar edilince, o zaman bunu siz bana yazılı olarak gönderir misiniz sorusuna hayır öyle bir sistemimiz yok cevabı veriliyor. O zaman bunu bir kez daha sorup dayanağıyla bana bilgi vermenizi istiyorum denilince karşı taraf beklemeye alıyor ve döndüğünde talebinizi yazılı olarak alacağım üç gün içinde size dönülecek deniliyor. Kısaca konuşma bu şekilde geçiyor.

Bunları neden anlattığımıza gelince; o kadar çok bilgi kirliliği, kafa karışıklığı var ki her konuda adeta herkes kafasına göre takılıyor.

Yukarıda bahsettiğimiz Görsel Sanatlar-Müzik-Beden Eğitimi derslerinde bir yazılı bir mevzuat olmadığı gibi yine son bir haftada liselerde yaşanan bir başka durumu örnek verelim.

Haftalık ders çizelgelerine ilişkin iki hafta önce yayımlanan açıklamalarda; http://www.memurlar.net/haber/280667/ ?Genel Müdürlüğümüze bağlı okulların tüm sınıflarında şubeler seçmeli derslere göre değil ortak derslere göre oluşturulacaktır. Ortak derslerde şube bütünlüğü bozulmayacaktır.?

Yer almaktadır. Bu aslında daha önce sınıf değil derslik uygulaması yapılsın diye değiştirilen ve liselerde (Fen, Sosyal Bilimler, Dil? gibi) alanları kaldıran haftalık ders çizelgelerinin mantığına da bu yöndeki emirlere de aykırı.

Burası bir yana, haftalık ders çizelgelerinde Görsel Sanatlar/Müzik zorunlu dersi bulunmaktadır Bir çok okulda da öğretmen ve mekan varsa bu derslerde sınıf bütünlüğü bozulmaktadır. Örneğin 40 kişilik bir sınıfta Görsel Sanatlar dersini 24, Müzik Dersini de 16 kişi seçmişse iki ayrı öğretmen aynı saatte iki ayrı mekanda ders işlemektedirler. Bu konuda bir okulumuz sözlü olarak bilgi sorduğunda sakın bölmeyin bölerseniz devleti zarara uğratmaktan iki öğretmen istihdam etmekten soruşturma yer zimmet çıkar deyince okul normu düşürdü ve iki öğretmen fazlalığa düştü. Bir de sınıf bütünlüğü yönündeki bu talimat çıkınca kafalar iyice karıştı. İlden norm bölümünden F hayır bölemezsiniz, ilçeden A olur mu bölünecek, bakanlıktan TTKB'de N bölünemez, bakanlıktan A ise bazılarına bölebilirsiniz bazılarına bölemezsiniz cevaplarını verince ortalık karıştı. Bugün okullar açılıyor kim ne yapacağını bilmiyor.

Emirlerin sözlülüğüne bir örnek verelim: Açık öğretim liseleri ile ilgili bir açıklama yapmıştık. http://www.memurlar.net/haber/280669 ?bakanlık açıklamalarında her ortaokul mezunu gider yazıyor, bakan TV'de hayır herkes gidemez dedi? diye. Ve sonunda başbakan herkes gidecek dedi ve herkes kabul ediliyor şimdi?

Bu hafta sonu İstanbul'da belki de Türkiye'de bütün okullar teyakkuzdaydılar. Bakanlık müfettişleri gezecekler diye okullar tüm idareci ve okul aile birliği başkanlarının katılımıyla hazır bulundurulacaktı. Bundan da öte bazı şeylerin yeni netleşmesi nedeniyle yapılması gereken çalışmalar için de okulda olunmalıydı. Tüm idarecisiyle okulda çalışılırken okula gelen müfettiş, müdür yardımcısı kravatsız diye tabir caizse fırçalamış, tehditler savurmuş. Her kim olursa olsun hafta sonu gelmek zorunda dahi olmayan bir yönetici okula hafta sonu gelip çalışıyorsa buna teşekkür mü etmeli yoksa eften püften sebepler nedeniyle fırça mı atmalı? Kaldı ki varsa bir hata sen gereğini yaparsın kimseye fırça atamazsın yani haddini aşamazsın. Karşındakinin öğretmen olduğunu, eğitimci olduğunu unutamazsın.

Bir başka konu Cumartesi günü bir başka okula da bakanlık müfettişi (denetmeni) gitmiş, yanında ilçe müdürü. Okul müdürüne soruyor ?birinci sınıfları 60-66, 66-72 ve daha büyükler diye ayırdınız mı? müdür bu konuda bir talimat olmadığı için ayırmadığını 16 şube açtığını ve her sınıfa 5'er kişi olmak üzere dağıttığını söylüyor. Müfettiş hayır olmaz ayıracaksınız en küçüklere iki dönem oyunla eğitim yapacağız diğerlerine ise bir dönem diyor.

Şimdi bu nerede yazıyor çok merak ediyoruz. Bu bir tek yerde yazıyor o da sayın bakanın açıklamalarını yazan gazetelerde. Şimdiye kadar bakanlık bürokratları ile il müdürleri bakanın ne söyleyeceğini takip ediyordu şimdi de okul müdürleri takip edecekler ve kural olarak bakanın sözlerini uygulayacaklar. Yani yazılı mevzuat, kural, kaide yok? Bu bir yana okul müdürü diyor ki; ?Ben şimdi nasıl değiştireyim?. Çocuklar bir haftadır oryantasyon eğitiminde; öğretmene, sınıfa ve arkadaşlarına alıştı nasıl ayırayım çocukları sınıflarından. Buna öğretmen de veli de öğrenci de tepki gösterecek. Varsa böyle bir şey neden oryantasyon başlamadan haber verilmedi??

Sizce müdür haksız mı?

Bir başka konu: liselerde ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları yapıldıktan sonra veli sınav sonucuna itiraz etmek istiyor. Bugüne kadar yapılan uygulamalar doğrultusunda veli idari mahkemeye yönlendiriliyor. Çünkü mevzuatta açık ve net bir hüküm yok. Bunu doğru bulmasak da kural böyle gelmiş böyle gidiyor. Geçenlerde bir mahkemede Hakimlik yapan bir veli okula gider ve sınava itiraz eder. Okul müdürü de idari yargıya gitmesi gerektiğini söyler. Veli ?hayır İYUK ve sizin mevzuatınıza göre böyle bir şey mümkün değil öncelikle idarede çözümlenmesi lazım eğer çözümlenmezse yargıya giderim? diyor. Bir türlü ikna olmuyor çünkü mevzuatta açık hüküm yok. Bakanlık aranıyor yetkili bir kişi evet idari yargıya gidecek diyor ve ekliyor mevzuatta o konuda bir eksiklik var.

Evet eksiklikler var ve düzelten yok.

Bunları neden yazdık?

MEB'de kuralsızlık hakim. Herkes nasıl yorumlarsa öyle hareket ediyor. En yetkili diyip aradıklarımız bile net cevap veremiyor. Yada verdiği cevapların dayanağı olmuyor. Böyle bir sistemsizliğin içerisinde bir de moral bozukluğu eklenince gerisini siz düşünün.

İşte bu ve benzeri moral bozukluğu, kuralsızlık, belirsizlik, daha geçen hafta bile bazı okulların dönüştürülmesi gibi yanlış planlamalar, norm fazlaları, özür grupları, bazı okullarda sıra yok bazı sınıflarda akıllı tahta var, aklı yok (yükleme yapılmadı, eğitim verilmedi, internet bağlanmadı?) derken bu ortamda eğitim öğretime başlanacaktır.

Tüm bunlara rağmen eğitimin tüm paydaşları öğrencilere kavuşmanın heyecanı içerisindedirler ve süreçteki tüm problemlere rağmen bunu öğrenciye yansıtmadan en verimli bir şekilde çalışacaklardır.

Biz de tüm eğitim çalışanlarına görevlerinde başarılar diliyoruz?

Saygılarımla?

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber