İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Nemalarda 'Devlet Katkısı' İstenebilir mi?

Önce bir Danıştay Kararı, sonra idare mahkemesi kararları ve şimdide de medyada haberler.... Bunlara ek olarak bazı sendikaların yayımladığı örnek dava dilekçeleri... Bu haber ve bilgi yoğunluğunun nedeni nema uygulaması esnasında isteğiyle ayrılan memurların Devlet katkısı alıp almayacağına ilişkindir. Şu an dava açılması halinde Devlet katkısının alınıp alınmayacağı yönündeki sorulara cevap içeren dosyaya ulaşmak için tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 23 Eylül 2005 12:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

1- Öncelikle şunu belirtmek gerekmektedir. İdari işlemlerde dava açma süresi 60 gündür.

2- Nemaları dayandığı ilk Kanun olan 3417 sayılı yasanın sadece emeklilik veya ölüm halinde kesintilerin ve devlet katkılarının nemalarıyla ödenmesini öngören 6/1 fıkrası, en az 15 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri taktirde biriken tasarruf kesintileri, Devlet ve işveren katkıları ile nemalarının toplamının 3/5'inin biriken tasarruf kesintilerinin ödeneceği öngören 6/2 fıkrası, en az 6 yıl tasarrufta bulundukları taktirde sadece tasarruf kesintilerinin ödeneceğini öngören 6/3 fıkrası hakkında Anayasa Mahkemesi değişik zamanlarda iptal kararı vermiştir.

3- Mahkeme ilk olarak 16.1.200 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kararıyla 6/3 fıkrasını iptal etmiştir.

4- Mahkeme ikinci olarak 6'ncı maddenin 2, 3 ve 4. fıkraları hakkında iptal kararı vermiştir. Bu karar 28/3/2002 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

5- Bu iptal kararları ile birlikte "28.3.2002 TARİHİ İTİBARİYLE" çalışan payı olarak biriken tasarruf kesintilerinin Devlet/işveren katkısı ve neması ile birlikte ödenmesi konusunda 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin 2. fıkrası ile getirilen en az 15 yıl tasarrufta bulunma ve 3. fıkrası ile getirilen en az 6 yıl tasarrufta bulunma zorunluluğu tamamen ortadan kaldırılmıştır. Dolaysıyla, artık çalışan payı olarak biriken tasarrufu teşvik kesintilerinin Devlet katkısı ve neması ile birlikte çalışanlara iadesinin yalnız emeklilik ve ölüm halinde söz konusu olamayacağı, kapsamında yer alan tüm çalışanların, kesintileri ve devlet katkılarının nemalarıyla birlikte ödenmesi gerekmekteydi.

6- Ancak bu gereklilik, ilgili Anayasa Mahkemesi kararının resmi gazetede yayımının takip eden süre içinde dava açanlar açısından söz konusudur.

7- Aşağıda yer alan davalar süresi içerisinde açılmış olan davalardır. Yani Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararının ardından ortaya çıkan durumdan yararlanmak için 60 gün içinde idarelerine başvurup, olumsuz cevap alan ve bu olumsuz cevabın ardından 60 gün içinde idari yargıda dava açanlardır.

8- 1998 yılında uygulamaya sokulan ve ama bazı memurların geçen zaman içinde sistemden çıktığı nema uygulamasında, yıllar sonra hak talep etmek için dava açmak zaman aşımına takılacaktır. Zira, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunundaki süreler içerisinde (60 gün) başvuruda bulunma şartı gerçekleştirilmeden dava açıldığı için, açılacak davaların, idare mahkemelerince süreden red edilme ihtimali yüksektir.

Yukarıdaki görüşler memurlar.net editörlerine aittir. Konuya ilişkin kararlar da aşağıda yer almaktadır. Bu açıklamalara karşın dava açmak isteyenler yargı yoluna gidebilirler. Başta KESK ve Memur-Sen olmak üzere bir çok sendika sitesinde örnek dilekçe bulmak mümkündür. Ancak, memurlar.net olarak, dava açılması halinde davaların süreden reddedilebileceğini düşünüyoruz. Özetle zamanında hak aramamış memurların şu an hak arama arayışına girişmeleri olumsuz neticelenebilir.

Saygılarımızla

Memurlar.net


NEMALARLA İLGİLİ DANIŞTAY 10. DAİRE KARARI

T.C.
DANIŞTAY
ONUNCU DAİRE

Esas No : 2003/3791
Karar No : 2005/1673

Temyiz Eden (Davalı) : Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı-ANKARA
Karşı taraf (Davacı) : ..

İstemin Özeti : Davacı tarafından; 4447 Sayılı Yasa uyarınca, 3417 sayılı yasa kapsamından çıkarıldığından bahisle, aylığından yapılan tasarruf kesintinin, Devlet katkısı ve nemalarıyla birlikte ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile kesinti, Devlet katkısı ve nema tutarının tamamının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonunda, Ankara 10. İdare mahkemesince verilen 27.3.2003 tarih ve E:2002/1488, K:2003/379 sayılı kararın davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

D. Tetkik Hakimi : Birgül KURT

Düşüncesi : 4853 sayılı Kanunun 7. maddesinde, 3417 sayılı Kanunun mülga 2'inci maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından, bu Kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır hükmü getirilmiş, 4853 sayılı Kanunun 10. maddesi ile de 3417 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının 3417 sayılı Yasanın mülga 2. maddesi kapsamında olduğu ve bu davanın da 4853 sayılı Kanunun kapsamındaki alacaklara ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, 4853 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan düzenlemeler dikkate alınıp, dava hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : Mehmet KARAOĞLU

Düşüncesi : Davacının aylık ücretinden kesilen zorunlu tasarrufun devlet katkısı ve nemalarıyla birlikte ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ve yapılan kesinti, devlet katkısı ve nema tutarının tamamının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin olarak verilen idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

29.4.2003 günlü 25093 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4853 sayılı Çalışanlarının Tasarruflarını Teşvik hesabının tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere dair kanunun 10. maddesi ile 9.3.1988 günlü 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve BU Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair kanunun yürürlükten kaldırıldığı ve 6. maddesinde ?Hak sahiplerine, anapara tutarları 2003 yılı Nisan ayında defaten ödenir?

5. madde uyarınca değerlendirilen tutar Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında olmak üzere 2004 yılında dört taksit ve Mart ve Haziran aylarında olmak üzere 2006 yılında iki taksit olarak toplam on taksitte ödenir.
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan, ödeme tarihlerini bir ay önce veya bir ay sonra olarak belirlemeye yetkilidir.
Emeklilik veya ölüm halinde taksitlendirme devam etmez ve ilgililere veya kanuni mirasçılarına kalan tutar defaten ödenir.
Bu kanun hükümleri gereğince hak sahiplerine yapılacak ödemeler ve bu ödemeler nedeniyle düzenlenecek belgeler hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulamaz. Hükmü getirilmiş 7. maddesinde de; ?3417 sayılı Kanunun mülga 2 inci maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır? hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır.
Bu durumda, anılan yasa hükümleri uyarınca idarece yapılan işlemler araştırılıp, bulunacak sonuca göre idare mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, temyizse konu idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü;

Dava; davacı tarafından 3417 sayılı Yasa hükümleri uyarınca aylığından yapılan tasarruf kesintisinin, Devlet katkısı ve nemalarıyla birlikte ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile kesinti, Devlet katkısı ve nema tutarının tamamının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Ankara 10. İdare Mahkemesince; zabıt katibi olarak çalışan ve aylığından kesinti yapılan davacının , 4447 sayılı yasa uyarınca, 3417 sayılı Yasa kapsamından çıkarıldığı Anayasa Mahkemesinin iptal kararları sonucu, ilgililere kesinti Devlet katkısı ve nemalarının ödenebilmesi için 3417 sayılı Yasada belirlenen sürelerde tasarrufta bulunma zorunluluğunun kaldırıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptalin

Devlet katkısının ve nemasının idareye başvurduğu tarihten itibaren 3095 sayılı Yasa uyarınca yürütülecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare, anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun'un 6. maddesi üçüncü fıkrasında yer alan en az 6 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri takdirde biriken tasarruf kesintilerinin ödenmesine ilişkin kural, anılan Yasanın 2. maddesi kapsamından çıkanlar yönünden, 16.1.2000 günlü, 23935 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 18.11.1998 günlü, E:1997/59, K:1998/71 sayılı kararı ile 6. maddesinin 2. fıkrasında yer alan , en az 15 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri takdirde biriken tasarruf kesintileri , Devlet veya İşveren katkıları ile nemalarının toplamının 3/5'inin ödeneceğine ilişkin kuralı ile, 6. maddesi üçüncü fıkrasının 18.11.1998 günlü, E: 1997/59, K:1998/71 sayılı karar ile iptal edilmeyen kısmı ise 28.3.2002 günlü, 24709 sayılı Resmi gazetede yayımlanan ve 28.12.2002 tarihinde yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 10.12.2001 günlü, E.2000/42, K:2002/361 sayılı kararı ile eşitlik ve mülkiyet hakkına aykırı bulunularak iptal edilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin, hak sahiplerinin; tasarruf kesintisi, Devlet veya işveren katkısı ve nemasını isteyebilmelerini, belirli sürelerde tasarrufta bulunma zorunluluğuna bağlayan yasal düzenlemeleri yürürlükten kaldıran yukarıda anılan kararları sonucu, hak sahiplerinin üzerlerinde mülkiyet hakkına sahip oldukları tasarruf kesintileri, Devlet katkılarını ve nemasını belirli sürelerde tasarruf etme şartına bağlı olmaksızın isteyebilme hakları doğmuştur.

Dosyanın incelenmesinden; zabıt katibi olarak çalışan ve aylığından 3417 sayılı Yasa uyarınca kesinti yapılan davacının, 3417 sayılı Yasa kapsamından 4447 sayılı Yasa ile çıkarıldığından bahisle, tasarruf kesintisi, Devlet katkısı ve nemasının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddi üzerine bu işlemin iptali ile kesinti, Devlet katkısı ve nema tutarının tamamının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır.

Bu davanın açılmasından sonra, 29.4.2003 günlü, 25093 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun 1. maddesinde; Kanunun amacı, 9.3.1988 tarihli ve 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine dair Kanun uyarınca açılmış bulunan Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabında biriken paraların tasfiyesi ve bu hesaptan hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslarını belirlenmesi olarak gösterilmiş 5. maddesinde; hak sahiplerinin hesaplarında bulunan nemaların değerleme yöntemi düzenlenmiş, 6. maddesinde; hak sahiplerine, anapara tutarlarının 2003 yılı Nisan ayında defaten ödeneceği, 5. madde uyarınca değerlendirilen tutarın ise Mart, haziran , eylül ve aralık aylarında olmak üzere 2004 yılında 4 taksit, 2005 yılında dört taksit ve Mart ve Haziran aylarında olmak üzere 2006 yılında iki taksit olarak toplam on taksitte ödeneceği, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın ödeme tarihlerini bir ay önce veya bir ay sonra olarak belirlemeye yetkili olduğu, emeklilik veya ölüm halinde taksitlendirmenin devam etmeyeceği ve ilgililere veya kanuni mirasçılarına kalan tutarın defaten ödeneceği, bu Kanun hükümleri gereğince hak sahiplerine yapılacak ödemler ve bu ödemler nedeniyle düzenlenecek belgelerin hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulamayacağı, hükme bağlanmış Kanunun 7'inci maddesinde, 3417 sayılı Kanunun mürga 2'inci maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı kuralları getirilmiş, 10. maddesinde ise 3417 sayılı Yasanın yürürlükten kaldırıldığı hükme bağlanmıştır.

Bu durumda; 4853 sayılı yasanın 7. maddesi hükmü gereği, 3417 sayılı yasa kapsamında bulunan alacakları için dava açan hak sahiplerine de, hesaplarında bulunan tutar ödenirken, varsa daha önce yapılan ödemeler dikkate alınarak, mükerrer ödemeye neden olunmadan, anılan yasanın 6. maddesinde belirtilen plan dahilinde ödeme yapılması gerekmektedir.

Öte yandan;4447 sayılı Yasanın, 62. maddesinin 3. bendi ile 1.6.2000 tarihinden geçerli olarak 3417 sayılı Yasanın kapsamını belirleyen 2. tasarruf kesintisi, Devlet veya işveren katkısı yapılmasına ilişkin düzenleme yapan 3. maddesi yürürlükten kaldırılmış ise de; diğer maddeleri 4853 sayılı Yasanın yayımı olan 29.4.2003 tarihine kadar yürürlükte kaldığından , temyize konu kararın, davacının 4447 sayılı Yasa ile 3417 sayılı Yasa kapsamından çıkarıldığı yönündeki gerekçesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin reddiyle ile Ankara 10. İdare Mahkemesinin 27.3.2003 günlü, E:2002/1488, K:2003/379 sayılı kararının onanmasına, 13.04.2005 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye

Zafer Ali Mehmet Ahmet Cem
KANTARCIOĞLU GÜVEN ÜNLÜÇAY BAŞPINAR ERBÜK

Z/B 13.5.2005


T.C.
ANKARA
7. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO:2003-1470
KARAR NO:2004-551

DAVACI :Ahmet Necati Saraç
EİE İdaresi Genel Müdürlüğü
Eskişehir Yolu 7. km. ?ANKARA

DAVALI :1-Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı-ANKARA
2-Elektrik işleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü-ANKARA

VEKİLİ :Av. Muhsin Özçelik ? Aynı yerde

DAVANIN ÖZETİ :Davacının, 3417 sayılı Yasa uyarınca hesabında biriken Devlet katkısı ve nemasının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali ve yapılan Devlet/işveren katkısı ve nema tutarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istenmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ :3417 sayılı Yasanın 6. maddesine göre Devlet/işveren katkısı ve nemalarının ödenmesinin hukuken mümkün olmadığı davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 7. İdare Mahkemesince işin gereği görüşüldü;
Dava, Davacının, 3417 sayılı Yasa uyarınca hesabında biriken tasarruf miktarının Devlet katkısı ve nemasının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali ve yapılan Devlet/işveren katkısı ve nema tutarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

29.4.2003 günlü 25093 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun ?Kapsam? başlıklı 2. maddesinde; ?Bu Kanun, 3417 sayılı Kanun hükümleri uyarınca T.C. Ziraat Bankasında adlarına Tasarrufu Teşvik Hesabı açılan ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kendilerine 3417 sayılı Kanunun 6. maddesinin birinci ve iptal edilen üçüncü fıkraları gereği ödeme yapılmamış hak sahiplerini kapsar? hükmü ?Davalar? başlıklı 7. maddesinde; ?3417 sayılı Kanunun mülga 2. maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu Kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır? hükmü yer almıştır.

4853 sayılı Kanunda sözü edilen mülga 3417 sayılı Kanunun 6. maddesinin 1. fıkrasında; ?Emeklilik veya ölüm halinde biriken tasarruf kesintileri ile Devlet ve işveren katkıları, Bağ-Kur kapsamında olanlar bakımından tasarruf tutarları ve Devlet katkıları; ilgililere veya kanuni mirasçılarına neması ile birlikte ödenir? hükmü 3. fıkrasında ise; ?En az 6 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri taktirde sadece tasarruf kesintileri, Bağ-Kur kapsamında olanlar bakımından tasarruf tutarları ödenir? hükmü getirilmiştir.

Uyuşmazlık konusu olayda, 3417 sayılı Yasa uyarınca 6 yıl tasarrufta bulunup bu yasa kapsamından çıkan davacının, durumunun 4853 sayılı Yasanın 2. maddesi kapsamına girmediği ve sözü edilen 7. maddesinin uygulanma imkanının bulunmaması nedeniyle işin esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılarak, dava dosyası incelendi.

Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanunun 2. maddesine; kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinden tasarruf kesintisinin yapılacağı, 3. maddesinde; tasarruf miktarının ilgililerin aylık ve ücretlerinden yapılacak yüzde 2 nispetindeki ?tasarruf kesintileri? ile ilgililerin aylık ve ücretlerinin yüzde 3'ü nispetinde ?Devlet ve işverence sağlanacak katkı? toplamından oluşacağı, 4. maddesinde; kurumların bu Kanun hükümleri çerçevesinde çalışanların aylık ve ücretlerinden yapılacak tasarruf kesintisi ile sağlanacak Devlet katkılarını, aylık ve ücret ödemesinin yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar T.C. Ziraat Bankasında personeli adına açtıracakları, ?Tasarrufu Teşvik hesabına? yatırmaları gerektiği, 6. maddesinin 1. fıkrasında; Emeklilik veya ölüm halinde biriken tasarruf kesintileri ile Devlet ve işveren katkılarının ilgililere veya kanuni mirasçılarına neması ile birlikte ödeneceği, 2. fıkrasında; en az 15 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri taktirde biriken tasarruf kesintileri Devlet ve işveren katkıları ile nemalarının toplamının 3/5'inin biriken tasarruf kesintilerinin ödeneceği, 3. fıkrasında; en az 6 yıl tasarrufta bulundukları taktirde sadece tasarruf kesintilerinin ödeneceği söz konusu yasa maddesinin son fıkrasında ise, en az iki yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri taktirde tasarruf kesintileri, Devlet veya işveren katkıları toplamı üzerinden tahakkuk edecek nemaların 1/3'ünün her yıl ödeneceği hükümleri yer almıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, 3417 sayılı Yasa uyarınca 6 yıldan fazla tasarrufta bulunup bu Yasa kapsamından çıkan davacının, hesabında biriken Devlet katkısı ve nemasının ödenmesini istediği, bu isteğin reddi üzerine bakılmakta olan iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda anılan 3417 sayılı Yasanın hükümleri gereğince, davacıdan yapılan tasarruf kesintilerinin ve Devlet katkılarının ilgilinin hesabına yatırılmasının idarenin sorumluluğunda olduğu ve en az 2 yıl tasarrufta bulunanların, tahakkuk eden nemalarının 1/3'ünün ilgililerinin istemi üzerine ödenmesi gerekeceği tartışmasız olup, her ne kadar nemasının bu kısmının daha önce davacıya verilip verilmediği belli değil ise de, ödemenin yapılmamış olması halide bu tutarın toplam nema içinde yer alacağı açıktır.

Kamu görevlisi iken istifaen görevinden ayrılan, bu nedenle de 3417 sayılı Yasanın kapsamında belirlenen 2. maddesi dışına çıkmakla birlikte tasarruf kesintileri süresi 6 yıldan az olan bir davacının açtığı davanın temyizen incelenmesi aşamasında, Danıştay 10. Dairesince yapılan itiraz üzerine Anayasa Mahkemesinin 18.11.1998 günlü E:1997/59, K:1998/71 sayılı kararı ile 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin 3. fıkrasının ?Yasanın 2. maddesi kapsamından çıkanlar? yönünden Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olup, bu karar 16.1.2000 günlü 23935 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Öte yandan; tasarruf kesintisi süresi 6 yıldan fazla olan ve görevinden istifaen ayrılan bir başka davacının açtığı davanın temyiz incelemesi aşamasında yine Danıştay 10. Dairesince yapılan itiraz üzerine Anayasa Mahkemesinin 10.12.2001 günlü E:2000/361 sayılı kararı ile bu kez, 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının 18.11.1998 günlü, E:1997/59, K:1998/71 sayılı karar ile iptal edilen bölümü dışında kalan kısmının Anayasaya aykırılığı söz konusu maddenin dördüncü fıkrasının ise anılan hükümlerinin iptal edilmesi sonucu uygulanması olanağı kalmadığı nedeniyle iptaline karar verilmiş, bu karar 28.3.2002 tarihli ve 24709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Anayasanın 153. maddesinde yer alan Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların korunmasına yönelik olup, mutlak anlamda uygulanamayacağı görülmektedir. Öte yandan; Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasanın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırı bulunmaktadır.

3417 sayılı Yasanın 2. ve 3. maddeleri, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 62. maddesinin 3 numaraları bendi ile 1.6.2000 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmış ve yukarıda belirtildiği üzere 18.11.1998 gün ve E:1997/59, K:1998/71 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin 3. fıkrasının Yasanın 2. maddesi kapsamından çıkanlar yönünden iptaline ve yine Anayasa Mahkemesi'nin 10.12.2001 gün ve E:2000/23, K:2001/361 sayılı kararı ile de 3417 sayılı Yasanın 2. maddesi kapsamından çıkanlar dışındakilere ilişkin hükümlerinin de Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş ve böylece çalışan payı olarak biriken tasarruf kesintilerinin Devlet/işveren katkısı ve neması ile birlikte ödenmesi konusunda 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin 2. fıkrası ile getirilen en az 15 yıl tasarrufta bulunma ve 3. fıkrası ile getirilen en az 6 yıl tasarrufta bulunma zorunluluğu tamamen ortadan kaldırılmış olduğundan, artık çalışan payı olarak biriken tasarrufu teşvik kesintilerinin Devlet katkısı ve neması ile birlikte çalışanlara iadesinin yalnız emeklilik ve ölüm halinde söz konusu olamayacağı, kapsamında yer alan tüm çalışanların, kesintileri ve devlet katkılarının nemalarıyla birlikte ödenmesi gerektiği ortadadır.

Bu durumda, halen EİE İdaresi Genel Müdürlüğü emrinde mühendis olarak görev yapan davacının ilk defa 1988 yılında başladığı zorunlu tasarruf kesintisi ödemesini 15.7.1994 tarihine kadar ödeyerek anılan tarihte kendi katkı payını alarak ayrıldıktan sonra yaptığı başvuru ile Devlet Katkılarının neması ile birlikte ödenmesini talep ettiği, bu ödemeye engel olan 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin 3. fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 18.12.1998 günlü E:1997/59, K:1998/71 sayılı kararı ile iptal edilmiş olması ve ilgilinin durumunun 29.4.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4853 sayılı Yasa kapsamına girmemesi nedeniyle Devlet katkısı karşılığı miktarın ve nemasının, ?mülkiyet hakkı? kapsamında nitelenerek, davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmakla, isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

Davacının yasal faiz istemine gelince; dava konusu işlemin iptali nedeniyle, 4853 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar, Devlet katkıları için nema hesaplanacağından, bu tarihten sonra ise, 4853 sayılı Yasa ile öngörülen faiz hesaplaması uygulanacağından, bu istem hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline, davacıya ait Devlet katkısının neması ile birlikte davacıya ödenmesine, davacının faiz istemi hakkında karar verilmesine yer almadığına, aşağıda dökümü yer alan toplam 40.050.000 lira yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta avansının isteği halinde davacıya iadesine, iş bu ilamın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içinde Danıştaya temyiz yolu açık olmak üzere 12.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN
Sevgi ATALAY
26572 ÜYE
Çağatay KARAMAN
33838 ÜYE
Fatih ZENCİRCİ
38423

YARGILAMA GİDERLERİ :
Başvuru Harcı : 7.880.000.-
Karar Harcı : 7.880.000.-
Posta Gideri : 24.300.000.-
40.060.000.-TL

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber