İstisnai memuriyet kadrosuyla ilgili ince detaylar
Devlet kadroları arasında yer alan ve istisnai kadrolar olarak bilinen kadrolar bulunmaktadır.

Hangi kadrolar istisnai kadrolardır?
Hangi kadroların istisnai kadro olduğu 657 sayılı Kanunun 59'uncu maddesinde yer almaktadır. İşte bu maddeye göre sınav şartı aranmayan kadrolar:
"Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ile ...,
Başbakan Başmüşaviri,
Savunma Sanayii Müsteşarlığına ait Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, I.Hukuk
Müşaviri, Daire Başkanı ve Müşavir Avukat kadroları,
Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ait Başkan, Başkan Yardımcısı, Hukuk Müşaviri,
Daire Başkanı, Uzman, Uzman Yardımcısı, Müşavir Avukat ve Şube Müdürleri (Uzman),
Başbakan Müşavirlikleri,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığında Başkan, Başkan Yardımcısı, Başkanlık Müşaviri,
Daire Başkanı, Proje Grup Başkanı ve Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
Başbakanlık ve Bakanlık Müşavirlikleriyle Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliklerine,
Başbakanlık Basın Müşavirliği,
Türkiye İstatistik Kurumu Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği,
Gelir İdaresi Başkanlığında Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği,
Bakanlar Kurulu Sekreterliği,
Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında veya kadro
açıklamalar bölümünde özel nitelikli olarak gösterilen görev yerleri,
Özel Kalem Müdürlükleri,
Valilikler,
Büyükelçilikler,
Elçilikler,
Daimi Temsilciliklere, dış kuruluşlarda çalışma müşavirlikleri nezdinde görevlendirilecek
sendika uzmanlıkları,
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyelikleri,
Milli İstihbarat Teşkilatı memurlukları,
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Müşavirlikleri,
Hukuk Müşavirliğine ve Genel Sekreter Sekreterliği,"
Uygulamada ne yapılmaktadır?
Uygulamada siyasi iktidara yakın kişiler, 657 sayılı Kanunun bu maddesinde belirtilen sınırlı sayıdaki kadroya atanmakta, kısa bir süre sonrada sınavsız olarak diğer normal memuriyetlere geçirilmektedir. Örneğin hiç KPSS girmeyen bir kişi müşavirlik kadrosuna atanmakta, burada bir ay çalıştıktan sonra da öğrenim durumuna göre örneğin mühendis kadrosuna atanmaktadır.
İstisnai kadrolara atanmada sınav yoktur
657 sayılı Kanunun 59 uncu maddesinde istisnai kadrolar belirtilmiş olup, bunlar arasında da Valilere yer verilmiştir. Yine bu Kanunun İstisnai Memurluklara Atanmada Aranacak Şartlar başlıklı 60 ıncı maddesinde; İstisnai Devlet memurluklarına 48 inci maddede yazılı genel şartları taşıyan kimselerden atanmalar yapılabileceği ve kuruluş kanunlarındaki özel hükümlerin saklı olduğu hükmüne yer verilmiştir. 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde ise memur olmanın genel ve özel şartlarından bahsedilmiştir. Yine bu Kanunun İstisnai Memurluklara Atananlara Bu Kanunun Uygulanacak Hükümlerini düzenleyen 61 inci maddesinde; istisnai memurluklara atananlar hakkında bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında kalan bütün hükümleri uygulanacağı belirtilerek istisnai kadrolara sınavsız atama yapılacağı belirtilmiştir.
İstisnai kadrolarla ilgili özel durumlar
İstisnai kadrolara sınavsız olarak atama yapıldığı için öncelikle istisnai kadroların amaç dışı kullanımından bahsetmemiz gerekmektedir. Özellikle kısa aralıklarla bu kadrolara atama yapılıp, daha sonra başka memuriyet kadrolarına naklen atamalar kamu vicdanını yaralayacak seviyelere gelmiştir. Bir çok insanın atanmak için sınav beklediği bir ortamda bu kadrolar vasıtasıyla memuriyete başlatılmaları ve daha sonra da başka kadrolara atanmaları vakayı adiyeden olmuştur.
Bu açıklamalardan sonra, 657 sayılı Kanunun adaylığa kabul edilme başlıklı 54 üncü maddesinde; Aday olarak atanmış Devlet memurunun adaylık süresi bir yıldan az iki yıldan çok olamayacağından ve bu süre içinde aday memurun başka kurumlara naklinin yapılamayacağından bahsedilmektedir.
Diğer yandan, bu Kanunun 59 uncu maddesinde istisnai kadrolara unvan bazında yer verilmiştir. Yine bu Kanunun istisnai memurluklara atanmada aranacak şartlar başlıklı 60 ıncı maddesinde; İstisnai Devlet memurluklarına 48 inci maddede yazılı genel şartları taşıyan kimselerden atanmalar yapılabileceği ifade edilmiştir.
Ayrıca, bu Kanunun İstisnai memurluklara atananlara bu Kanunun uygulanacak hükümleri başlıklı 61 inci maddesinde; 60 ıncı madde gereğince istisnai memurluklara atananlar hakkında bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında kalan bütün hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak yukarıda yer verilen hükümler ve 657 sayılı Kanunun diğer hükümleri çerçevesinde istisnai kadrolarla ilgili olarak şunları söyleyebiliriz;
1- İstisnai kadrolardan diğer memuriyet kadrolarına çok kısa zaman sonra atama yapılması mümkündür.
2- Bu şekilde yapılan atamalarda adaylık hükümlerinin uygulanmayacağı yönünde hem Danıştay kararları hem de Devlet Personel Başkanlığı görüşleri bulunmaktadır. Ayrıca, naklen atanılacak kadro istisnai kadro da olsa naklen geçişte muvafakat şarttır.
3- Aynı hususlar aday memur olarak görev yapanların istisnai kadrolara atanmasında da geçerlidir. Çünkü, istisnai kadrolara atanma halinde 657 sayılı Kanunun uygulanmayacak hükümleri arasında atanma hükümleri yer almaktadır ve bu atamanın içerisine naklen atama da girmektedir. Dolayısıyla 657 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde yer alan kısıt sizin için uygulanmayacaktır. Ayrıca, istisnai kadroya atanmanız halinde hakkınızda yarım kalan adaylık eğitimi de uygulanmayacaktır.
4- Herhangi bir nedenle istifa eden bir memur bekleme süresine tabi olmadan istisnai kadroya atanamaz. Bu görüşümüzün aksine, Devlet Personel Başkanlığının vermiş olduğu bir mütalaada şu ifadelere yer verilmiştir; '...Bu itibarla, yukarıda sözü edilen bekleme sürelerinin istisnai memuriyetlere atanmada söz konusu olmadığı, istisnai memuriyetlerden başka kadrolara naklen atamalarda da aynı esasların geçerli olduğu ancak istisnai memuriyet kadrolarında çalışmakta iken çekilen veya çekilmiş sayılanların diğer kadrolara atanmaları halinde ise bekleme sürelerine tabi olduğu mütalaa edilmektedir.'
5- İstisnai memuriyet kadrosunda görev yapmakta iken istifa eden bir personelin 657 sayılı Kanununun 97 nci maddesinde belirtilen 6 aylık süreyi doldurmadan Devlet memuriyetine dönmesi de mümkün değildir. Devlet Personel Başkanlığının görüşü de bu yöndedir.
6- İstisnai kadrolarla ilgili kamu vicdanını yaralayan bir durum olduğu dikkate alındığında mutlaka bu konuda yasal düzenleme yapılmalıdır.
7- İstisnai memuriyet kadrolarına atandıktan sonra 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli personel pozisyonlarına atanma talebinde bulunanların sınava tabi olmaksızın sözleşmeli personel olarak açıktan atanılması mümkündür.
8- Lise mezunu bir kişinin 1 inci dereceli özel kalem müdürlüğü kadrosuna istisnai memur olarak atanması bize göre mümkün değildir. Ancak, Devlet Personel Başkanlığı vermiş olduğu bir mütalaada şu ifadelere yer vermiştir; '657 sayılı Kanunun istisnai memurluklara ilişkin 59 uncu maddesi kapsamı içinde Özel Kalem Müdürlüklerine yer verilmiş olup, mezkur Kanunun istisnai memurluklara atanmada aranacak şartlara ilişkin 60 nci maddesinde 'İstisnai Devlet memurluklarına 48 inci maddede yazılı şartları taşıyan kimselerden atanmalar yapılabilir.' hükmü yer almaktadır.
Bu hükümler çerçevesinde, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde yazılı genel şartları taşıyan kimselerden özel kalem müdürü kadrosuna atama yapılabileceği mütalaa edilmektedir.'
Doğrusu bu görüşe katılmamız mümkün değildir. Çünkü, 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde hangi öğrenim düzeyinde bulunanların hangi derecedeki kadrolara atanacağına yer verilmiştir ve lise mezunları en fazla 3 üncü dereceli bir kadroya atanabilmektedir. Dolayısıyla 1 inci derecedeki özel kalem müdürlüğü kadrosuna lise mezunu bir kişinin atanması mümkün değildir. Ancak, cari olan ise bu görüştür.
İstisnai kadrolarla ilgili Sayıştay ne dedi?
Sayıştay denetçileri yaptıkları incelemede uygulamanın Hazineyi zarara uğratıcı
nitelikte olduğunu belirtti. Denetçiler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında
tespit ettikleri bu uygulamayı Sayıştay Birinci Başkanlığına bildirdi. Sayıştay
Birinci Başkanlığı da görüşülmesi için konuyu Sayıştay Genel Kuruluna havale
etti. Sayıştay Genel Kurulu geçen yıl aldığı kararda uygulamanın genel bir
nitelik taşıyıp taşımadığının araştırılmasına, daha sonra yaygın olduğunun
tespit edilmesi durumunda söz konusu hususun Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunulmasına karar verdi.
İŞTE SAYIŞTAY'IN KARARI
Sayıştay Genel Kurul Kararı
Karar No : 5119/1
Karar Tarihi : 04.04.2005
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Merkez Saymanlığı 2002 yılı hesabının
merkezde incelenmesi sırasında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik
59'uncu maddesi hükmü uyarınca istisnai memuriyet kadrosuna atananların, Kamu
Personeli Seçme Sınavına katılmadıkları halde, bu atamadan bir süre sonra sınavla
girilebilecek memur kadrolarına atandıklarının tespit edilmesi üzerine, söz
konusu Kanun hükmünün uygulama ve sonuçları bakımından Hazine menfaatlerini
zarara uğratıcı nitelikte görüldüğünden bahisle, 832 sayılı Kanunun 25'inci
maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca yazılan müzekkere hakkında 5. Dairece
verilen 21.2.2005 tarih ve 2005-13/Müzekkere 8140 sayılı karar okunarak,
Gereği Görüşüldü :
Öncelikle söz konusu 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 59'uncu maddesi
hükmünün uygulama ve sonuçları bakımından Hazine menfaatlerini zarara uğratıcı
bir mevzuat hükmü olarak değerlendirilip Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmasının
gerekip gerekmediği hususu üzerinde duruldu.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 59'uncu maddesinin birinci fıkrasında,
bu fıkrada unvanı sayılan kadrolara, 657 sayılı Kanunun atanma, sınavlar, kademe
ilerlemesi ve derece yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis
edilmiş derece aylığı ile memur atanabileceği, ikinci fıkrasında ise, birinci
fıkrada sayılan memurların bulundukları bu kadroların emeklilik aylığı hesabında
ve diğer memurluklara naklen atanmalarında herhangi bir sınıf için kazanılmış
hak sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 60'ıncı maddesi hükmüne göre, istisnai Devlet memurluklarına bu
Kanunun 48'inci maddesinde yazılı genel şartları taşıyan kimselerden atama yapılabilmekte,
Kanunun 61'inci maddesi hükmüne göre de, istisnai memurluklara atananlar hakkında
bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında
kalan bütün hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
657 sayılı Kanunun istisnai memurluklardan ayrılanların durumunu düzenleyen
163'üncü maddesinin (a) fıkrasında, istisnai memuriyetlere, bu Kanuna tabi kurumlardan
atanmış olanların, ayrıldıkları sınıfa dönmek istedikleri takdirde, istisnai
memuriyette geçirilmiş olan sürenin, bu Kanunda derece terfisi için belirtilen
esaslara göre girebilecekleri yeni derecenin tayininde normal derece ve kademe
terfi sürelerine karşılık sayılacağı, bu gibilerin aynı şartlardan faydalanarak
bu Kanunun 71'inci madde hükümlerine uyulmak kaydıyla, başka bir sınıfa da girebilecekleri;
maddenin (b) fıkrasında da, bu Kanuna tabi olmayan kurumlardan istisnai memuriyetlere
atananların ise, bu Kanuna tabi kurumlarda bir göreve atanmayı istedikleri takdirde,
istisnai memuriyette geçirilen sürenin, (a) fıkrasındaki esaslara göre ve girilecek
derecenin sınav veya seçmesini başarmak kaydıyla, derece ve kademe ilerlemesinde
sayılacağı ve bu gibiler için adaylık hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Ancak, istisnai memuriyete açıktan atandıktan sonra, diğer memur kadrolarına
atanmak isteyenlerin durumuna ilişkin olarak, 657 sayılı Kanunda açık olarak
bir düzenleme yapılmadığı görülmektedir.
657 sayılı Kanunun anılan 59'uncu maddesinin gerekçesinde, istisnai memurlukların
bu tasarı ile de muhafaza edildiği, ancak tasarıda bu kadronun çok daraltılmış
olduğundan ve bir taraftan zaruretler kabul edilirken, öte yandan zaruretlerin
zorlanması yoluyla normal bir meslek sınıfının imtiyazlı statüye sokulmaması
için dikkat gösterildiği, bu memurluklara atama yapılırken tasarıdaki atanma,
sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi gibi hükümlerle bağlı kalınmayacağı,
buna karşılık bu memurlar arasında kendi sınıflarından yükselerek gelmeyenlerin
memurluktan ayrılışlarında almakta oldukları aylıkların veya bulundukları derece
ve kademelerin kazanılmış hak sayılmayacağı, yalnızca bu görevlerde geçirdikleri
sürenin emeklilik sürelerine ekleneceği; bu hükümle istisnai memuriyet kadrolarına
genel görünüşü ile atanmada kolaylık sağlanmasına karşılık, bu atamayla kazanılan
memuriyet statüsünün garantisiz bir statü olduğu, çünkü istisnai memurluk usulünün,
tasarının sistemi içinde teşvik edilecek bir usul olarak görülmediği ifade edilmiştir.
Esasen, Kanunun ilk yürürlüğe girişinde bu maddede belirtilen kadrolar çok sınırlı
tutulmuşken, sonradan yapılan ilavelerle, sözü edilen 59'uncu maddenin kapsamına
yeni unvanlar eklenerek bu şekilde atanabilecek kadroların sayısı artırılmıştır.
Buna karşılık, Devlet memurluğuna alınma hususu, 657 sayılı Kanunun 46-57'inci
maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, 46'ncı maddede kurumların atama yapılacak
boş kadrolarını Devlet Personel Başkanlığına bildirecekleri, 47'nci maddede
bu kadrolar için yapılacak sınav dahil olmak üzere kadrolarla ilgili bilgilerin
duyurulacağı, 48'inci maddede Devlet memurluğuna alınacaklarda bulunması gereken
genel ve özel şartların neler olduğu, 49'uncu maddede sınavlara katılma hususu,
50'nci maddede Devlet kamu hizmet ve görevlerine Devlet memuru olarak atanacakların
açılacak Devlet memurluğu sınavlarına girmeleri ve sınavı kazanmalarının şart
olduğu, 51'inci maddede sınav sonuçlarının ilan edileceği, 52'nci maddede kurumların
memur ihtiyaçlarının yayımlanan sınav sonuçlarında belirlenen başarı sırasına
göre ilgili kurumlarca atama yapılmak suretiyle karşılanacağı, müteakip maddelerde
ise, sakatların Devlet memurluğuna alınması ile yukarıda bahsedilen prosedürlere
uygun biçimde Devlet memurluğuna alınanların adaylıkları düzenlenmiştir. Dolayısıyla,
bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, asli Devlet memurluğuna atanabilmek
için, atanacakların bunun için açılmış olan sınava girmesi ve bu sınavı başarmasının
öncelikli şart olduğu anlaşılmaktadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Merkez Saymanlığı 2002 yılı hesabının merkezde
incelenmesi sırasında, bazı kişilerin anılan 657 sayılı Kanunun 59'uncu maddesi
hükmüne istinaden Devlet memurluğuna atanmalarından kısa bir süre sonra, Devlet
memurluklarına atanacak olanlar için yapılmış bulunan sınavlara katılmadıkları
ve dolayısıyla bu sınavlarda başarılı olmadıkları halde, diğer memurluklara
naklen atandıkları anlaşılmaktadır. Ancak, açıktan istisnai memurluklara atananların
diğer memur kadrolarına naklen atanabilecekleri kabul edilse bile, bu konuda
açılmış olan sınavlara girmiş ve başarılı olmuş kişilerin atanmayı bekledikleri
bir durumda, bu sınavlara girmediği halde bazı kişilerin istisnai memurluklar
kullanılarak diğer memurluk kadrolarına atanmaları, Devlet memurluğu alımı için
duyurulan sınava katılarak başarılı olmuş ve atanmayı bekleyen kişiler aleyhine
haksız bir durum yaratmaktadır. Ayrıca, sınavlarda başarılı olarak atanmayı
bekleyenler varken, istisnai memurluk kadrolarının sınavsız Devlet memuru teminine
yönelik bir uygulamaya dönüştürülmesi, bu memuriyete atanmada tanınan kolaylığın
istismarı anlamına da gelmektedir. Bu da, Anayasanın kişilerin kanun önünde
eşitlik ve kamu hizmetine girmede eşitlik ilkelerini ihlal edici nitelikte bulunmaktadır.
Öte yandan, 657 sayılı Kanunun temel ilkelerinden birisi de, liyakat ilkesidir.
Anılan Kanun, Devlet kamu hizmetlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve
yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmış ve bu sistemin
eşit imkanlarla uygulanmasında, Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmıştır.
Açıktan istisnai memurluk kadrolarına atananların daha sonra diğer memurluk
kadrolarına, Devlet memurluğuna alınma için açılmış bulunan sınava girmeden
veya başarmadan naklen atanmaları durumu, naklen atandıkları görevlerin gerektirdiği
niteliklere sahip olmamaları durumuna neden olabileceğinden, yukarıda ifade
edilen liyakat ilkesinin ihlali anlamına da gelmektedir. Bu durumda, Devlet
memurluğuna giriş için açılmış olan sınavlara girmemiş ve dolayısıyla bu sınavlarda
başarılı olmamış kişilerin asli memurluk kadrolarının gerektirdiği niteliklere
sahip olmadan naklen atanmış olmaları, kamu kaynaklarının etkili, verimli ve
tutumlu kullanılmaması sonucunu yol açabilecektir. Dolayısıyla bu şekildeki
atamaların Hazine menfaatlerini zarara uğratıcı niteliği bulunmaktadır.
832 sayılı Sayıştay Kanununun 25'inci maddesinin ikinci fıkrasında, denetçilerin
anlam, uygulama veya sonuçları bakımından Hazine menfaatlerini zarara uğratıcı
nitelikte gördükleri kanun, tüzük, yönetmelik, kararname ve sair mevzuat hükümlerini,
inceleme sırasında tespit ederek bunları gerekçesiyle birlikte ve yazılı olarak
Birinci Başkanlığa bildirecekleri, Birinci Başkanın bu bildirileri derhal Genel
Kurula havale edeceği, bunlardan Genel Kurul kararıyla kabule değer görülenlerin
Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulacağı hüküm altına alınmıştır. Bazı kişilerin,
657 sayılı Kanunun 59'uncu maddesi hükümleri uyarınca açıktan istisnai memuriyet
kadrolarına atandıktan bir müddet sonra, Devlet memurluğuna alınma için açılmış
bulunan sınavlara girmeden ve dolayısıyla bu sınavlarda başarılı olmadan diğer
memurluk kadrolarına atanmaları hususu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Merkez Saymanlığı 2002 yılı hesabının incelenmesi sırasında, hesabı inceleyen
denetçi tarafından tespit edilerek, durum Birinci Başkanlığa bildirilmiş, Birinci
Başkanlık da görüşülmesi için Genel Kurula havale etmiştir.
Bu itibarla, sadece hizmetin gereği olarak kullanılması gereken istisnai memurluk
kadrolarının, Devlet memurluğuna girmede esas olan sınav sistemini aşmaya yönelik
olarak diğer memur kadrolarına naklen atanma amacıyla kullanılması, Anayasa
ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile getirilmiş bulunan kanun önünde eşitlik
ve kamu görevi hizmetine girmede eşitlik ile liyakat ilkesinin ihlali anlamına
geldiğinden, bu yolla Devlet memurluğu kadrolarının liyakat esasına uymayan
ve bu kadroların gerektirdiği niteliklere sahip bulunmayan kişilerin atanmasına
imkan sağlayabileceğinden, 657 sayılı Kanunun anılan 59'uncu maddesi hükümleri
uyarınca açıktan istisnai memurluk kadrolarına atananların bir müddet sonra
Devlet memurluğuna alınma için açılmış bulunan sınavlara katılmadan ve dolayısıyla
bu sınavlarda başarılı olmadan diğer memurluk kadrolarına atanmaları hususu,
uygulama ve sonuçları bakımından Hazine menfaatlerini zarara uğratıcı nitelikte
bulunduğundan, söz konusu hususun 832 sayılı Kanunun 25'inci maddesi hükümleri
uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulması gerektiğine çoğunlukla karar
verildi.
Konunun Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmasına karar verildikten sonra,
657 sayılı Kanunun 59'uncu maddesi hükümleri uyarınca açıktan istisnai memurluk
kadrolarına atandıktan bir müddet sonra, Devlet memurluğuna alınma için açılmış
bulunan sınavlara girmeden diğer memurluk kadrolarına naklen atama uygulamasının
genellik arz edip etmediği yönünden bir araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği
hususu üzerinde duruldu.
Bu konu ile ilgili müzekkerenin yazılması ve konunun Genel Kurul gündemine gelmesi,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Merkez Saymanlığı 2002 yılı hesabının incelenmesi
sırasında yapılan tespitlere dayanmaktadır. Ancak, burada yapılan tespitler,
birkaç kişi ile sınırlı bulunmaktadır. Söz konusu hususun Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulmasından önce, bu tür uygulamaların yaygın olup olmadığının tespit
edilmesi bakımından, konunun daha detaylı incelenerek genellik arz eden bir
uygulama olup olmadığı araştırılmalıdır.
Bu itibarla, söz konusu hususun Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmasından
önce, 657 sayılı Kanunun değişik 59'uncu maddesi hükümleri uyarınca istisnai
memuriyet kadrolarına atananların, bu atamadan bir müddet sonra, Devlet memurluğu
alımı için açılmış bulunan sınavlara girmeden diğer memur kadrolarına naklen
atama uygulamasının genellik arz edip etmediği yönünden detaylı bir şekilde
araştırılması gerektiğine çoğunlukla karar verildi.