4. yargı paketi kabul edildi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 11 Nisan 2013 20:04, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:58

İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (4. yargı paketi) kabul edildi.


GENEL KURUL'DAN NOTLAR

Genel Kurul'da,daha sonra "4. Yargı Paketi" olarak bilinen, İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde görüşmelere geçildi.

"Temel kanun" olarak ele alınan tasarının görüşmeleri, birinci bölüm içinde 10. maddeden başladı. Verdikleri değişiklik önergesi üzerinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, daha önce yaptığı açıklamalarda tarafsız, bağımsız ve hızlı bir yargı oluşturacaklarını söylediğini, ancak şimdi 4. Yargı Paketi ile karşı karşıya olduklarını ifade etti.

"Sizin, yargının sorunlarını çözmek, etkin, tarafsız, bağımsız yargı oluşturmak gibi bir derdiniz yok" diyen İnce, şöyle devam etti:

''22 Şubat 2013 tarihinde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 4. Yargı Paketi konusunun kesinleştiğini, Bakanların imzaları attığını, her şeyin hazır olduğunu söylüyor. Ama tasarının Meclis'e gelmesi 10 gün sürüyor. Bu süre içinde yargı paketine kim icazet verdi? Kim inceledi, kime gönderdiniz bunu? Acaba mektuplaşmaların içinde bu da var mıydı? Adalet Bakanı açıklama yapıyor, kamu görevlilerine garanti veriyor, PKK'lılara müdahale edilmeyeceğine, güvenlik güçlerine dava açılmayacağına dair güvence veriyor. Hani yargı bağımsızdı, tarafsızdı? Siz böyle bir garantiyi nereden alıyorsunuz?''

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, tasarıda terörü cesaretlendirici düzenlemeler yapıldığını savunarak, iktidarın millete anlatamadığı bir pazarlık içinde olduğu şüphesini taşıdıklarını söyledi.

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, muhalefetin "düşünce özgürlüğünü daha baskılayan talep içerdiğini" belirterek, "Dünyanın hiçbir yerinde böyle muhalefet görülmemiş. Öyleyse teklif verin, ' Anasından Kürt, Boşnak, Arnavut doğana peşinen 15 yıl ceza verilir' deyin. Özgürlük ve demokrasi mücadelesi vermeyen muhalefetin hiçbir geleceği olmaz. CHP'li Rıza Türmen daha önce AİHM'de yargıçtı, ben de avukattım. Kendisi gelsin size düşünce özgürlüğünü anlatsın'' diye konuştu.

CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Kaplan'ın eleştirilerine yanıt verirken, ''Suç işlemek için örgüt kuruluyorsa, ama cebir ve şiddet içermiyorsa suç olmayacak. Bunun hukuken uygulanabilirliği yok. Biz özgürlüklerin ve demokrasinin sonuna kadar uygulanması gerektiğini savunuyoruz ama şiddeti kendisine yöntem edinmiş PKK gibi örgütlerin meşrulaştırılmasına hayır diyoruz'' dedi.

Kaplan, sataşma gerekçesiyle söz alarak, CHP'nin Adalet Komisyonu üyelerinin tasarıyla ilgili muhalefet şerhini okuyarak, ''Muhalefet özgürlük ister. Siz takoz koyuyorsunuz. Çözümü süreci yaşıyoruz. Toplum barış görsün istiyoruz, demokrasi içinde fikirler anlatılsın. Yanlış yoldasınız, şaşı yoldasınız, otobanda ters yola girmişsiniz'' görüşünü ifade etti.

CHP'li Yılmaz da sataşma gerekçesiyle söz alarak sonuna kadar barışın yanında olduklarını kaydederek, ancak barış diye diye savaş çığlıkları atıldığını söyledi. ''İnsanlar Ortadoğu'da savaşa sürükleniyor. Silahlar her zaman üzerimizde tutulacaksa bunun neresi barış- Bizim insanımızı Ortadoğu'daki savaşa süreklemenin neyi barış?'' diyen Yılmaz, akil adamlar sayesinde insanların gözleri kapatılarak sürecin sürdürülmek istendiğini savundu.

MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu, ''AKP'ye tavsiyem, İmralı'dan mektup beklemek yerine bebek katilini AKP grup başkanvekili yapın'' dedi. AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın ise bunların, siyasi tükenmişliğin örneği, siyasi acziyetin ifadeleri olduğunu söyledi.

TBMM Genel Kurulu'nda, kamuoyunda "4. Yargı paketi" olarak bilinen İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın görüşmeleri sürüyor.

Değişiklik önergesi üzerine söz alan MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu, ''Terör örgütünün yargısal taleplerini dayatması nedeniyle her yeni güne yargısal sorunla uyanıyoruz. İmralı ziyaretlerinin ardından yeni tasarılar geliyor. İmralı neyi emrederse o yerine getiriliyor. AKP'ye tavsiyem, İmralı'dan mektup beklemek yerine bebek katilini getirin AKP grup başkanvekili yapın. Bazı PKK'lıları hakim, savcı, yargıtay üyesi yapabilirsiniz. Murat Karayılanı da güvenlik güçlerinin başına getirirseniz sorun çözülmüş olur'' diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın ise Türkoğlu'nun konuşmasına tepki göstererek, bunların, söylenecek sözü olmayanların ifadeleri olduğunu belirtti. Aydın, şöyle devam etti:

''Bu çözüm sürecinin neresinde olduğunuzu millet biliyor. Bunlar siyasi tükenmişliğin örneği, siyasi acziyetin ifadeleridir. Sorunları çözme yerine kendilerinin çözüldüğünün göstergesidir.

Sizin bu sorunu çözmeye zaten gücünüz yetmez. Milliyetçilik, bu millete hizmet etmekle olur. Siz bu millete ne verdiniz- Siz elinden oyuncağı alınan çocuğun hırçınlığı ile hareket ediyorsunuz. Siyaset üretin. Sizin kafanızda böldüğünüz ülkeyi biz birleştiriyoruz.''

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da ''Çözüm süreci dediğiniz hadisenin içeriğini bir anlatın da anlasın millet neyi çözüyorsunuz- Bugüne kadar niye çözmediniz, 11 yıl oldu. Siz kendinizi kandırıyorsunuz. Daha bundan 4 ay önce 'idamı getirelim' diyen sizsiniz. Ne değişti de şimdi PKK'nın insafına sığınıyorsunuz. Neyi çözüyorsunuz- Bu süreç bundan önce 8 defa yaşandı. Eylemsizlik, silah bırakma... Ama PKK terörü bıraktı mı-'' diye konuştu.

Yeniden söz alan Türkoğlu, ''Sözlerimi düzeltiyorum. İmralı'daki bebek katilini getirmenize gerek yok. Burada Ahmet Aydın var, o da yeter'' dedi.

Bunun üzerine iki her iki partinin milletvekilleri arasında tartışma çıktı. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, birleşime ara verdi. Tartışma arada da devam etti.

Aranın ardından değişiklik önergesi üzerine söz alan BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, tasarıda ''Her Türk asker doğar''ın korunmaya çalıştığını söyledi. Baluken, zorunlu askerliğin söz konusu olduğu ülkelerde toplumun ve bireyin özgürlüğünden bahsedilemeyeceğini ileri sürdü.

MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz, iktidarın, ''eli kanlı terör örgütünün sorunlarını çözmeye çalıştığını'' iddia etti. Korkmaz, ''BDP'li sayın milletvekillerinin ağzı kulaklarında olmasından da bellidir bu. Terör örgütü adına dağa çıkmış, suç işlemiş katillerin, güvenlik güçlerinin gözünün içine baka baka yurt dışına çıkışlarına hangi hukukla müsaade edilecektir- Sayın Başbakan sen kral mısın padişah mısın- Yaptığını izah et. PKK şerefsizleri dururken Türk milliyetçilerini hedef alıyorsunuz'' diye konuştu.

TBMM Genel Kurulu'nda, kamuoyunda "4. Yargı paketi" olarak bilinen İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 1-14 maddelerini içeren birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Tasarıda, AK Parti'nin kabul edilen değişiklik önergesiyle, TCK'da değişiklik yapıldı. Buna göre, "Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılması ve örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek cezanın yarısına kadar indirilebilmesi" hükmü, sadece silahlı örgütler hakkında uygulanacak. Böylece silahlı olmayan örgütler hakkında söz konusu hüküm uygulanmayacak.

Tasarının ihaleye fesat karıştırma suçu ile ilgili maddesinde de değişiklik yapıldı. Buna göre, kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

İhaleye fesat karıştırma suçunun cebir veya tehdit kullanmak suretiyle işlenmesi halinde temel cezanın alt sının 5 yıldan az olamayacak. Ancak, kasten yaralama ya da tehdit suçundan veya tehdit suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca bu suçlar dolayısıyla cezaya hükmolunacak.

İhaleye fesat karıştırma suçu işlenmesi sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmemişse fail hakkında bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, milletvekillerinin duruşmaları izlemesinin suç değil, bir hak olduğunu belirterek, ''Milletvekillerinin o duruşmaların yapılamaz hale getirilmesi hakları yoktur. Böyle olup olmadığı inceleme ve soruşturmalarda belli olacak'' dedi.

Ergin, TBMM Genel Kurulu'nda, kamuoyunda ''4. Yargı Paketi'' olarak bilinen İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın ikinci bölümü üzerinde milletvekillerinin sorularını cevaplandırdı. 2009 yılında yapılan çalışmalarla ceza yargılamalarının tamamen sivil yargıya aktarıldığını hatırlatan Ergin, bundan sonra savaş dönemi hariç hiçbir sivilin askeri mahkemelerde yargılanmayacağını, bu açıdan herhangi bir sorun olmadığını kaydetti.

Milli Savunma Bakanlığı'nın, disiplin hukukundan kaynaklı ve ihtilaflı olarak idari yargıya giden konulara ilişkin aynı olayla ilgili farklı mahkemelerde farklı sonuçlar çıkabileceğine yönelik endişesi bulunduğunu ifade eden Ergin, ''İdari yargı açısından bu konuda ayrıma şu aşamada ihtiyaç yok. Ancak AK Parti'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu sunduğu önerisinde yüksek mahkemelerin tek çatıda toplanmasıyla askeri yüksek idare mahkemelerinin yüksek mahkemeler içerisinde yeni pozisyon olarak korunması düşünülmüyor. Bu konuda şu anda yeni çalışma düşünülmüyor'' dedi.

Ergin, ''Başbakan Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Arınç'ın Eski Genelkurmay Başkanı'nın tutuksuz yargılanmasına ilişkin'' sözlerinin hatırlatılması üzerine, 2012 yılı Temmuz ayında Genel Kurul'da bir yasa çıkarıldığını hatırlatarak, orada adli kontrolle ilgili üst sınırı kaldırdıklarını, iddianamelerde talep edilen ceza miktarı ile adli kontrol tedbiri arasındaki bağını koparttıklarını, mahkemelerin dosyaya bakarak adli kontrolle ilgili takdirlerini uygulayabileceklerini söyledi. Ergin, ''Bunun yolunu açtık, açmaya çalıştık. Ancak o dosyalarda yargılanan sanıklar sadece bahsedilen iki-üç kişiden ibaret değil. Aynı dosyalarda çok sayıda sanık var. İkisini, üçünü o dosyadan ayrıştıracak yasal düzenlemeyi buraya dahil edilmesi Hükümet tarafından uygun görülmemiştir'' diye konuştu.

Silivri'de yaşanan olayla ilgili olarak ''Mahkeme Başkanı'nın görevden alınmasının düşünülüp düşünülmediği'' sorusuna Ergin, ''Anayasaya açıp bakarsanız Adalet Bakanı'nın böyle bir görev ve yetkisi yok. HSYK'yı kastediyorsanız....HSYK'nın ilgili dairelerinin görevleri içerisindedir. Adalet Bakanı, o dairelerin çalışma yaptığı toplantılara katılamaz. Anayasa ve HSYK kanununa bakın. Adalet Bakanı, sadece genel kurul çalışmalarına katılabilir. Orada da hakim ve savcıların özlük işlerine ilişkin görüşmelerde bulunmazlar. Adalet Bakanı olarak böyle bir yetkim yok'' dedi.

Ergin, mahkemede yaşanan hadiselerin niteliğinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Milletvekillerinin duruşmaları izlemesi suç değil, bir haktır. Ancak duruşmaları izlemeleri bir haktır. O duruşmaların yapılamaz hale getirilmesinde bir dahli varsa milletvekillerinin....Milletvekillerinin böyle bir hakkı yoktur. Ben şart cümlesi kurdum. Milletvekillerinin yargılamanın yapılamayışına dahli varsa, böyle bir hakları yoktur. Onun böyle olup olmadığı inceleme ve soruşturmalarda belli olacak. Benim engellemişlerdir, engellememişlerdir gibi tespit yapma konumum yok. Çünkü oradaki kayıtlar, görüntüler henüz deşifre edilme aşamasında. İnceleme bittikten sonra böyle bir şey var mıdır, yok mudur ortaya çıkacaktır.''

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, bölüm üzerinde yaptığı konuşmada, ''Hiçbir savaş sonsuza kadar sürmez, er geç bu coğrafyada barış ve kardeşlik yeşerecek. 21 Mart 2013'te Diyarbakır'daki nevruz kutlaması bir milattır; birlik, kardeşlik, ortak vatan adına bir milattır. Diyarbakırda manifestoyu herkesin ayakta alkışlaması lazım'' dedi.

Türkiye'de son 6 aydan beri kimsenin ölmediğini, silahların sustuğunu, bunu sağlayan aktöre kamuoyu adına teşekkür ettiklerini ifade eden Sakık, 'Tüm anne ve babalara sesleniyorum; siyasetçiler sizin çocuklarınızın kanı üzerinden siyaset yapmak istiyor, çünkü başka projeleri yoktur. Bunlar çocuklarını hiçbir dönem savaşa değil, polis, asker, memur olarak da Kürt coğrafyasına göndermezler. Ama yoksul Anadolu çocukları üzerinden siyaset yapma dönemi bitmiştir. 4 Nisan'da Başbakan'ın akil insanlarla toplantısında özeleştiri vardı, onu da milat kabul ediyoruz'' diye konuştu.

Sakık, isim vermeden MHP'li bazı milletvekillerinin kendisini bayrak direğine asacaklarını, idam edeceklerini söylediklerini belirterek, MHP'lilerin ''sen başlattın'' diye laf atması üzerine, ''Ben başlatmadım, kimseye hakaret etmedim. Bir ülkenin ortak değerlerini, bayrak direklerini idam sehpasına çevirirseniz, üniversitede muhaliflerinizi bayrak sopalarıyla döverseniz, siz o bayrağa saygısızlık ederseniz'' karşılığını verdi.

Sakık'ın, CHP'lilerin İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'na baskı uygulayarak önergesinden imzasını geri aldırdıklarını ve Amerikan ajanlığıyla suçladıklarını sözlemesi, tartışma yarattı. CHP'liler ile BDP'li milletvekilleri, oturdukları yerden kalkarak birbirlerine laf attı.

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, sataşma gerekçesiyle söz alarak, ''Silah ortada duruyorsa süreci ne Öcalan belirler, ne de Hükümet belirler, süreci o zaman silah tüccarları belirler. Yüzde 80 destek sağlamak gerekir, bu yok ortada. Süreci 7 kişi biliyor. PKK silah bıraktıktan sonra görüşme yapılabilir. Demokratik yöntemler o zaman gündeme gelir. Kürt sorununu çözmek için Türk kavramını ötelemek çözüm değildir. T.C'yi silmek, andımızı, marşı, Türk bayrağını tartışmak çözüm değildir, bunlar gaflettir'' diye konuştu.

Bu sırada BDP'liler ile CHP'liler arasında ant tartışması yaşandı. BDP'li Hasip Kaplan'ın ''bu andı kabul etmiyorum'' demesine İnce, dünyanın bütün ülkelerinde benzer andlar olduğunu söyledi.

CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan da yaptığı konuşmada, ''Yargı bugün TBMM'yi adam yerine koymamaktadır. Meclis'in çıkardığı yasaları saymıyor. Bu külhanbeyliğe dur demek Parlamento'nun görevi olmalı'' dedi.

Tasarının görüşmeleri sırasında CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ile birleşimi yöneten Başkanvekili Sadık Yakut arasında tartışma yaşandı. Genç'in söz talebinde ısrar etmesi üzerine Yakut, ''Konuşmaya devam edin mahkemede hesaplaşacağız'' karşılığını verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber