Kadrolu öğretmenliğin köküne kibrit suyu!
Geçici sözleşmelilikten daimi sözleşmeliliğe geçişe değil 'kadrolu öğretmenliğe' EVET
Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu,
öğretmen alımlarında uygulanan geçici süreli sözleşmeli öğretmen alımlarına
yönelik çeşitli açıklamalarda bulundu.
Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen alımlarında uygulanan geçici süreli sözleşmeli
öğretmen alımlarının sürekli sözleşmeli hale getirilmesine çalışıyor. Bu yanlış
teşebbüs, sosyal devlet anlayışından uzak, iş güvencesini ortadan kaldıran,
öğretmenlik mesleğini tanımaz bir tutumun ve çalışma barışını tehdit edici bir
anlayışın ürünüdür.
İlk bakışta geçicilikten sürekliliğe geçiş, olumlu bir adımmış gibi görünse
de, Anayasada ifadesini bulan "sosyal devlet" anlayışına tümüyle ters
bir yaklaşımdır. Kadrolu öğretmenlik, taşıyacağı nitelikler kanunlarla belirlenmiş
olan "öğretmenlik mesleği" için istihdam edilebilir tüm eğitim çalışanlarının
hakkıdır.
2000'li yıllarda kamu çalışanları, daha demokratik, katılımcı, özgür, daha
insanca bir yaşama ve çalışma düzeni için sendikalaşmışken, tüm bu amaçları
gerçekleştirmek için önümüzdeki süreçte grev ve toplu sözleşme hakkı için hazırlanmışken,
şimdi öğretmenlikte sözleşmeliliği bir "kural" haline getirme yönündeki
bu girişim, hem çalışma hayatının gelişim seyrinde bir geri adım, hem de kamu
çalışanlarının elindeki tek güvenceyi ortadan kaldırmaktan başka bir anlam ifade
etmemektedir.
Öğretmenlik mesleği tabiatı gereği, geçici veya daimi sözleşmelilikle, vekaletle,
ücretlilikle yürütülecek bir meslek değildir. Devlet, "sosyal devlet"
olduğunu unutarak, adeta nasıl daha ucuza çalıştırırım, nasıl daha kolay işten
atarım, mantığıyla hareket edemez. IMF ya da Dünya Bankası olsun, uluslararası
emperyalizmin baskı kurma unsuru gibi çalışan kuruluşlar, tarihimizin acı sayfalarındaki
"Düyun-u Umumiye" gibi milletimizin kaynaklarını kendi kasalarına
akıtmanın hesabı içinde olabilirler. Ancak varlığımızın ve geleceğimizin teminatı
çocuklarımızın eğitimi gibi hayati ve bir o kadar mukaddes bir görevi yürüten
eğitim çalışanlarının "kadrolu" olma hakları, böylesi "canavarlara"
kurban verilmemelidir.
Geçici sözleşmelilikten daimi sözleşmeliliğe geçiş, deyimin tam anlamıyla ölümü gösterip sıtmaya razı etmektir. Biz ise ölüme ve sıtmaya kıyasla hayat demek olan, sağlık demek olan, var olmak demek olan "kadrolu öğretmenliği" istiyoruz. Mesleğin gerektirdiği yeterliliklere sahip, yasal şartları yerine getirmiş, kaynaktan yetişmiş, formasyonu olan tüm kişilerin en temel ve tabii hakkı budur.