Beslenme sarı nokta hastalığına çare olabilir mi?

Sarı Nokta Hastalığı, diğer adıyla diğer adı ile Maküla Dejenerasyonu (MD) katarakttan sonra en çok görme kaybına neden olan hastalıktır.

Haber Giriş : 21 Haziran 2014 23:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Beslenme sarı nokta hastalığına çare olabilir mi?

Dünyada en az 30 milyon insanda sarı nokta hastalığı olduğu sanılmaktadır. Klasik tıbbı yöntemler ise ancak hastalık hızını yavaşlatmanın ötesine gidememektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar başta Göz sağlığını destekleyen başlıca beslenme destekleri kuş üzümü, yaban mersini, lütein, zeaksantin, omega-3 , D vitamini gibi beslenme desteklerinin maküla dejererasyonunun gidişini yavaşlattığı hatta kısmen de olsa geriye döndürdüğünü göstermektedir. Prof. Dr. Ahmet Aydın beslenme ve sarı nokta hastalığı arasındaki ilişkileri irdeliyor.

Beslenme Sarı Nokta Hastalığına (Makula Dejenerasyonu ) çare olabilir mi?

Sarı Nokta Hastalığı, diğer adıyla diğer adı ile Makula Dejenerasyonu (MD) katarakttan sonra en çok görme kaybına neden olan hastalıktır. Dünyada en az 30 milyon insanda sarı nokta hastalığı olduğu sanılmaktadır.

Bildiğiniz gibi retina ışığı alıp beyine gönderen ve gözün arkasında bulunan bir tabakadır. Makula gözün arkasında retinanın merkezinde yer alan, gözün ayrıntılı ve merkezi görmeden, dolayısıyla okuma, araba kullanma, yüzleri tanıma gibi görevlerinden sorumlu bölümüdür. Maküla'nın etrafında bulunan retina bölümleri ise çevresel görmeden sorumludur. MD'da retinanın ilgili bölümü zarar görmediği için çevresel görme normaldir. Yaşla birlikte maküla dejenere olabilir, yani yozlaşabilir. MD en çok 60 yaş üzeri kişilerde görülür.

İki çeşit MD vardır; 1. Kuru MD ve 2. Yaş MD

Kuru MD yaşlılıkla ve maküla çevresindeki dokuların zayıflamasıyla ilişkilidir. Bu tür yavaş gelişir ve görme kaybı ağır değildir. Kuru MD'de makülada 'drusen' denilen sarı renkli birikintiler olur. Birkaç küçük drusen görmeyi fazla etkilemez. Ama Bunların sayısı ve boyutları artıkça şekiller bozulur. En ileri aşamada maküla körelir ve orta bölgede siyah (kör) noktalar oluşur. En sonunda merkezi görme tamamen kaybolur.

Yaş MD'de makülanın gerisinde bulunan koroid tabakada normalden farklı damarlanma olur (koroid neovaskülarizazyonu). Bu damarlardan retinaya sızan sıvı ve kan görmeyi bozar.

Bu durum görmenin tam ortasında geniş bir kör nokta oluşumuna yol açar. Vakaların %20sinde görülen yaş MD'da görme kaybı ağırdır. Kuru tip MD hastalarının yaklaşık %10'unda yaş tip MD gelişebilir.

MD tek gözde ya da iki gözde birden oluşabilir. Eğer bir gözünüzde MD varsa, tedbir almaz iseniz %50 oranında 5 yıl içinde diğer gözünüzde MD gelişir.

Klinik belirtiler

Kuru MD görülen başlıca belirtiler şunlardır;
Yazıların bulanık görünmesi
Renklerin daha az parlak görünmesi
Puslu görme

Yaş tip YBMD'nin ilk belirtisi çarpık görmedir. Düzgün çizgileri mesela kapı ve pencere çerçevelerini düz değilmiş gibi görürsünüz. Diğer belirtiler şunlardır;
Renkleri daha soluk görme
Okuma sırasında yazıları bulanık görme
Görme alanının merkezinde karanlık bölgeler ya da boş alanlar oluşur. Mesela baktığımız bir cismin bulanık bir alan veya karanlık bir leke görürsünüz.

Sarı nokta hastalığında Amslergrid testi

Bu testi uygulayarak kendinizde MD olup olmadığını anlayabilirsiniz. Uzmanlar tarafından 40 yaş üzeri herkesin bu testi uygulaması tavsiye edilmektedir (2).

Amsler grid testinin uygulama şekli
Normalde okumak için kullandığınız gözlük ya da kontakt lens varsa takınız.
Yukarıda görülen şemayı iyi aydınlatılmış bir odada, yüzünüzden yaklaşık 30 - 40 cm ileride sabit şekilde tutunuz.
Bir gözünüzü elinizle kapatınız ve açık olan gözünüz ile ortadaki noktaya odaklanınız. Şemada yer alan büyük karenin her 4 köşesini de görüp görmediğinize dikkat ediniz.
Diğer gözünüzü de aynı şekilde test ediniz.
Çizgilerde dalgalanma, kırılma, bulanıklık görüyorsanız ya da köşeleri göremiyorsanız sizde sarı nokta hastalığı belirtileri olabilir.

Klasik tedavi

Göz içi ilaç uygulaması: Damarlanma oluşumunu durdurmak veya engellemek amacı ile anti-VEGF antikorları göz içine enjekte edilir.
Fotodinamik tedavi: Bu tedavi yeni damarların tıkanmasını önlemek ve retinadaki kan sızıntısının durdurmak amacı ile yapılır.
Lazer tedavisi

Bu tedaviler hastalığın ilerlemesini biraz yavaşlatsa da körlük engellenemiyor. Beslenme destekleri ise hastalığı geriletebiliyor.

BESLENME

Görme azalması genellikle yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak kabul edilse de aslında çoğu kez modern yaşantımızın sonucunda gelişir. MD'un temel nedeninin makülada serbest radikallerin oluşturduğu yozlaşma olduğu sanılmaktadır.

Göz sağlığını destekleyen başlıca beslenme destekleri kuş üzümü, lütein, zeaksantin, omega-3 , D vitamini ve yaban mersinidir.

En önemli antioksidanların başında antosiyaninler gelir (3). Antosiyaninlerden en zengin yiyecekler kuş üzümü ve yaban mersinidir. Ama bu konuda kuş üzümü yaban mersininden çok daha fazla antosiyanin içerir. 100 gram kuş üzümünde 190-270mg antosiyanin vardır. Kuş üzümü ayrıca esansiyel yağ asitlerinden de zengindir. Bu özelliği ile MD olan iltihabı da azaltır.

Kuş üzümü yağı da tüketilebilir ama meyvenin kendisinin yenmesi daha uygun olur.

Antosiyaninlerin başlıca etkileri

- DNA hasarının engeller

- Bağışıklık sistemini güçlendirir.

- Kılcal damarların geçirgenliğini ve kırılganlığını azaltır.

- Zar yapısını güçlendirir

- Yağ oksidasyonunu azaltır.

Rusyada fareler üzerinde yapılan bir araştırmada yaban mersininin katarakt ve MD'Yi önlediği gösterilmiştir(4).

Yeşil yapraklı sebzeler

Lutein ve zeaksantin ksantofil grubundan karotenoidlerdir, sebzelere sarı kavuniçi rengi verirler. Lütein Latincede sarı demektir. Her iki besin maddesi de makülada yüksek oranlarda bulunur. Lütein daha çok makülada yoğun iken zeaksantin retinanın diğer kısımlarında daha fazla bulunur (5).

Genellikle önerilen dozlar lütein için günde 10-20 mg, zeaksantin için 2 mg'dır.

Kale (kıvırcık kara lahana) ve ıspanak her ikisi de Lutein ve zeaksantinden zengindir. Yumurta sarısı da Lutein ve zeaksantinden zengindir. Zeaksantinden en zengin bitki kırmızı biberdir (6).

Yumurta sarısı mümkün olduğunca çiğ tüketilmelidir aksi halde lütein ve zeaksantin hasara uğrayabilir. Yumurtadaki lütein ve zeaksantin miktarı düşüktür (0.25mg/1 sarı) ama bağırsaktan emilimi idealdir.

Çeşitli yiyeceklerin lütein içeriği (7)

Omega-3 yağ asiti- Maküler dejenerasyon

Bir omega-3 yağ asiti olan DHA konsantre olmuştur. DHA hem retinanın yapısını hem de fonksiyonlarını destekler.

Omega-3 tüketen kişilerde yaşlanmaya bağlı maküler dejenerasyon %60 oranında daha az görülmüştür. Başka bir çalışmada bu oran %30 olarak bulunmuştur (8). 2009'da yapılan başka bir araştırmada da benzer sonuçlar elde edilmiştir (9).

Düşük karbonhidratlı diyet ile birlikte omega-3, C vitamin, E vitamini, lütein, zeaksantin tüketen kişilerde MD riskinin daha düşük olduğu gösterilmiştir (10).

D vitamini

2007'de yayınlanan bir araştırmada D vitmini seviyesi ne kadar süşük ise maküler dejenerasyon riskinin de o kadar yüksek olduğunu göstermiştir(11). 2011 yapılan benzer bir çalışmada da aynı durum teyit edilmiştir (12)

Maküler dejenerasyondan korunma

- Taş devri diyeti

- 25 OH D vit seviyesi 40-100ng/mL olacak şekilde D vitamini takviyesi. Bu seviyeye ulaştıktan sonda günde 5000 (beş bin) ünite D vitamini alınması uygundur.

- Yeterli omega-3 takviyesi almak, diyette O0mega-6 miktarını düşürmek

- Günde 1-2 tane köy yumurtası yemek

- Ipanak, lahanagillerden zengin beslenmek

- Yeterli kırmızı biber ve/veya ısot tüketmek

- Günde en az 2 litre su içilmeli.

- Günde 3-5 dakika kültür fizik yapılmalı ve yarım saat yürünmeli.

- Derin nefes alınmalı.

- Açlık kan insülin düzeyleri 5 ünitenin altında olacak şekilde unlu-şekerli gıdaları azaltma.

- İltihabın göstergesi olan CRP 0.3mg/dL'nin altında tutulmalı.

Maküler dejenerasyonda tedavisinde beslenme

Yukarıdakilere ek olarak

- EPA+DHA toplamı 2500-3000 mg olacak şekilde balık yağı almak

- Günde 1 çorba kaşığı kuş üzümü, 1 tatlı kaşığı yaban mersini yemek

www.beslenmebulteni.com

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber