Sezer'le, Rektörler hangi konuları konuşacak

Sezer'e üniversite brifingi

BUGÜN saat 16.00'da YÖK üyeleri ve rektörler Çankaya'ya çıkıyor. Sayın Sezer'e brifing verilecek. YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç açış konuşmasında, Kasım 2005'te Ankara'da yapılan "Uluslararası Yükseköğretim Sorunları Konferansı" hakkında bilgi verecek, bir "Yükseköğretim Reform Stratejisi" oluşturmak için yaptıkları çalışmaları anlatacak.

Sonra, Prof. İlhan Tekeli, 45 dakika süreyle asıl 'brifing'i verecek: Dünyada üniversiteler nasıl değişiyor, bizde durum nedir, bir reformun temel prensipleri ne olmalı?

Sonunda Cumhurbaşkanı'nın kısa bir değerlendirme yapması bekleniyor.

Prof. Teziç, hazırladıkları metnin reform için bir "taslak" olmadığını ama ileride buna dayalı bir taslak hazırlayabileceklerini söyledi.

Brifingin içeriğini sorduğumda Prof. Teziç, Cumhurbaşkanı'na sunmadan önce, içerik hakkında açıklama yapmayı uygun bulmadığını söyledi:

- Brifing bittikten sonra, muhtemelen saat 18.30 civarında, ekleriyle birlikte 250 sayfa tutan strateji metnini YÖK'ün internet sitesinde açıklayacağız. Üniversitelerden ve ilgili herkesten görüş bildirmelerini isteyeceğiz.

Bu görüşler incelenerek nihai strateji metni oluşturulacak.

İnternetten yayımlanacak

Brifingin içeriği hakkında YÖK üyelerine de bilgi verilmedi. Geçen cuma Galatasaray Üniversitesi'nde yapılan YÖK toplantısında üyelere sadece brifing programı anlatıldı. Halbuki sunuş YÖK adına yapılacağı için, temel prensiplerinin YÖK üyeleriyle görüşülmesi daha uygun olurdu.

YÖK toplantısında bu "Strateji Belgesi"nin Cumhurbaşkanı'ndan sonra, YÖK Başkanı tarafından Başbakan'a da sunulması konuşulduğu halde bir karar alınmadı! Demek ki hükümet de internetten öğrenecek!

İleride hükümetten istenecek bir reformun temelini oluşturacak belge için, YÖK "Hükümet de internetten öğrensin" diye mi düşünüyor! Bu şık olmayacağı gibi, amaç "üzüm yemek" ise rasyonel de değildir! Çünkü tasarıyı oluşturup Meclis'ten geçirmek hükümetin yetkisindedir.

Her neyse, bu reform stratejisi girişimiyle Prof. Teziç yönetimi çok olumlu bir adım atmaktadır.

İki bakış açısı

Geçen kasım ayında Ankara'da yapılan uluslararası bilimsel konferansta konuşmacılar çağımızda küreselleşmenin bütün üniversiteleri reforma zorladığını, rektörlerin seçimle belirlenmesinin eskimiş, verimsiz bir model olduğunu, Türkiye'de YÖK'e ve Cumhurbaşkanı'na tanınan yetkilerin çağdaş hiçbir ülkede bulunmadığını, mütevelli heyeti türü yönetimlerin daha başarılı olduğunu belirttiler! Başarılı üniversitelerin dayandığı ilkeleri anlattılar; liberal ilkelerdi bunlar:

"Çeşitlilik, rekabetçilik, esneklik, özerklik, hesap verirlik, ekip çalışması, kaynak yaratma için piyasa ile yakın ilişkiler, verimlilik..."

Bizdeki sistem ise tam tersine, katı, merkeziyetçi, hiyerarşik ve hantaldır. Rekabet ve verimliliği değil "yandaş kadrolaşmalarını" teşvik etmektedir.

Konferanstaki konuşmasında Prof. İlhan Tekeli, 'liberal' ilkelerin çok önemli olduğunu ama "eşitlik, kamusallık, yurttaşlık, piyasaya bağımlı olmama" gibi 'Cumhuriyetçi' değerleri unutmamak gerektiğini söylemişti.

Prof. Tekeli'nin Köşk'te bugün yapacağı sunuşta da liberal felsefenin ilkelerini anlatırken cumhuriyetçi felsefenin 'kamusallık' ilkelerini vurgulayacağını tahmin etmek zor değil.