Hâlâ 'Kürt kim?' diyen vali var

Haber Giriş : 10 Temmuz 2006 07:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kretschmer, Türkiye'de gelişmeler olduğunu, ama önemli sorunların da bulunduğunu söyledi

AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hansjörg Kretschmer, komisyonun Türkiye Masası yetkilileriyle birlikte bir süre önce Van ve Hakkâri'de gerçekleştirdiği temasların ardından Milliyet'e yaptığı değerlendirmede, "Hâlâ 'hepimiz Türküz, Kürt kim ki' diyen valiler, kaymakamlar olduğunu görmek üzücü" dedi.

Kretschmer Van, Hakkâri ve Şemdinli'de 26-29 Haziran arasında valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, savcılar, baro yetkilileri ve sivil toplum örgütleriyle toplantılar yaptı. Kretschmer izlenimlerini şöyle aktardı:

SİSTEMATİK İŞKENCE YOK: Bu ziyareti demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, temel özgürlükler ve azınlıkların korunması gibi siyasi kriterler açısından ne kadar yol alındığını görmek için yaptık. Çıkarılan reform yasalarının uygulanmasında belirli ilerleme sağlanmış. Tutuklu ve gözaltındakilere muamele, avukata ulaşım, tutukluluk sürelerine riayet konularında tüm Türkiye'de ilerleme sağlandı. Sistematik işkence artık yok.

KONTROL NOKTALARI ARTMIŞ: Hükümetin Kürt sorununun çözümü ve Kürt kökenli vatandaşlarının Türkiye'nin ilerleme ve refahına katılımını sağlamak için çok şey yapması gerekir. Öncelikle bu sorun sadece güvenlik stratejisiyle çözülemez. Hep söylediğimiz gibi, terörü hiçbir şekilde çözüm olarak görmüyoruz. Tam tersine, terör daha fazla ve daha sıkı güvenlik önlemi alınmasına neden oluyor. Bölgede bu kez daha fazla kontrol noktası gördük.

ASIL TALEP KİMLİK: Burada sadece aydınlar değil, sokaktaki sıradan insanlar bile hükümetten paketler değil, öncelikle kimliklerinin, kültürlerinin tanınmasını istiyorlar. Kimliklerinin, dillerinin tanınması konusunda ısrar eden bu insanlar, Türkiye'de Türk bayrağı altında yaşamayı istiyor. Eğer bu sağlanabilirse Türkiye, Kürt sorununun çözümünde çağ atlayacaktır.

KUŞKULAR DOĞRU ÇIKTI: Van ve Şemdinli'deki görüşmelerde, Şemdinli olaylarını da konuştuk. Buraya gelmeden kafamızda oluşan şüphelerin doğru olduğunu tespit ettik. Kendi kendimize, "Yargı ne kadar bağımsız" diye soruyorduk. Bu şüphemiz teyit edildi. Burada da Savcı Ferhat Sarıkaya'nın mesleğinden ihracı yargı bağımsızlığını etkileyen, meşru gerekçesi olmayan bir karar olarak değerlendiriliyor.

milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber