Kadrolaşma suçlaması Arınç'ı ağlattı

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 14 Kasım 2006 10:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

CHP'nin bütçe görüşmelerinde kendisine yönelttiği kadrolaşma suçlaması Meclis Başkanı Bülent Arınç'ı ağlattı.

Bülent Arınç, dün Meclis bütçesinin sunuşunu yaptı. İddialara Meclis personeliyle ilgili detaylı bilgilerle cevap veren Arınç, kadrolaşma yapmadığı için partisi tarafından suçlandığını belirtti. Ehliyet ve liyakate önem verdiğini anlatan Meclis Başkanı, sadece TBMM Genel Sekreterliği için 100'e yakın özgeçmiş verildiğini vurguladı. Arınç, CHP, MHP ya da ANAP döneminde göreve başlayan bürokratlarla çalıştığını ifade ederek, "Bu arkadaşlarla iftihar ediyorum, bu arkamdaki arkadaşlara teşekkür borcum var. Kadrolaşma yapmadım. Her attığım imzada bir Allah'tan korkuyorum bir de doğru mu yanlış mı ona bakıyorum." dedi. Bu sırada duygulanan Arınç, konuşmakta zorluk çekti.

Bu kişileri yüksek mevkilere atayarak taltif ettiğini anlatan Arınç, TBMM'ye hademe olarak girip müdür yardımcısı pozisyonuna yükselen Oğuz Bilgehan'ın durumunu anlatırken de duygulandı. Arınç, "Oğuz Bilgehan, 1980 yılında cumhuriyet senatosunda hademe olarak göreve başlamış. Bu Meclis'e hademe olarak hizmet eden birinin elini öperim. O insanı müdür yapmak benim boynumun borcudur. Bir insan hademe olarak başlasa, önüne genel sekreterlik olsa, helal olsun çalıştı derler." diye konuştu.

Kendisine yöneltilen kadrolaşma suçlamalarını hazmedemediğini vurgulayan Arınç, halen 414 kadronun boş olduğunu bildirdi. Bülent Arınç, "Laikliği tartıştın, sırası mıydı, rejim incindi, bunları sineye çekerim; ama yapmadığım şeyleri söylerseniz karpuz kabuğunu aklıma düşürürsünüz. Ama ben yolumdan dönmem. Temiz bir Meclis bırakmak istiyorum." ifadelerini kullandı.

Eve dönenlerden biri benim

Meclis'te çalışan bir personelin kitabında Said Nursi'yi övmesini özgürlükler kapsamında değerlendiren Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Bir kişi, 1980 öncesinde büyük bir örgütün içinde eylemleri nedeniyle 9 yıl 8 ay mahkum olmuş, sonra çıkan aflar sonucu çıkmış, bir kurumda çalışmaya başlamış. O kurumda çalışırken, bir milletvekili danışman olarak istemiş. Benim önüme, bu kişinin Meclis'le ilişkisinin kesilmesi için yazı geldi. Başka kurumda çalışırken 'eyvallah' deyip, Meclis'e geldiğinde mi yasaklayacaksınız? Hukuk müşavirine talimat verdim, daha önce iptal ettiklerimizin de Meclis'te çalışacaklarını söyledim. Özgürlüklerden yanayım. Bir insan ömrü boyunca suç işlemez. Benimle birlikte şu anda çalışanlar, memuriyete mani hiçbir suçu ve kaydı olmayanlardır. 'Böyle yazı yazmış, şöyle fikrini söylemiş...' Ben onların elini öperim, saygı duyarım. Ben düşünen, okuyan, yazan insanı severim."

CHP'lilerin, 12 Eylül dönemini anlatan Eve Dönüş filmini hatırlatmaları üzerine ise, "Filmi izlemeyi düşünüyorum. Çünkü eve dönenlerden biri benim." karşılığını verdi. Kendisine "Meclis'i hükümetin kuklası yaptınız" suçlamasını yapan Anavatan Partisi Grup Başkan Vekili Süleyman Sarıbaş'a da aynı sertlikte karşılık verdi. Sarıbaş'ın konuştuktan sonra kaçıp gittiğini savunan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Buraya siyaseten iki yolla gelinir. Bir partinin içinde çalışarak ben bu kategorideyim. Bürokrat olabilir. Onların Parlamento'ya girmesi bir kazançtır. Bunun dışında onlarca yol var. Sarıbaş bu iki yolla gelmemiştir. Bizi hazmedemiyor dedi. Ben her şeyi hazmedemem, kapasitem kendisi kadar geniş değil."

Polise rağmen, TBMM'ye silah sokan vekile sitem

Dokunulmazlıkların kaldırılması konusu görüşülürken milletvekillerinin de hata yaptığını anlatan Arınç, bu konuda partilerin bir araya gelerek karar vermesini istedi. Vekillerin yaptığı yanlışlardan örnek veren TBMM Başkanı, Meclis'e silah sokmanın yasak olduğunu; ancak bazı vekillerin bu konuda ısrar ettiğini belirtti. Arınç, Meclis'e silah sokan bir milletvekiliyle polisler arasında yaşanan ilginç olayı şöyle anlattı: "Ben polisimin arkasındayım. Örselenmesine razı değilim. Talimatı ben veriyorum, silah var mı yok mu diyecekler, arayacaklar. Bulundurma, taşıma ruhsatı varsa sokmayacaklar. Her gün 50 tutanak geliyor elime. Milletvekilinin misafirleri Dikmen Kapısı'ndan geliyor. Dört ziyaretçi silah taşıdığı için içeri alınmıyor. Milletvekili 'Alın silahları bana verin.' diyor; buralarına sokuyor. 'Gelin lan benden alın' diyor. Pes... Kendisine de partisine de yazı yazacağım. Kahroluyorum. 'Kes lan, ver tabancaları bana.' diyor."

Sezer'e cevap: Adam olmanın birden fazla yolu var

Meclis Başkanı Bülent Arınç, açıklamaları sırasında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, "Laik olmak, adam olmaktır" yönündeki sözlerine de atıfta bulundu. Türkiye'nin laiklikle 1937'de tanıştığını anlatan Arınç, "Sayın Cumhurbaşkanı buyurmuşlar 'laik olmak adam olmaktır'. Kaynağı Atatürk ise buna bir şey söylemem. Bir zamanlar 'Solcu olmak adam olmaktır' diye bir söz vardı. Demek ki adam olmanın birden fazla yolları var." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber