Yetim gülerse dünya güler

Kanat, Gülnur, Togcan, Aysana, Kudayberdi, Boğdan, Temirlan, Kıztumas, Ulbolsın... Bu isimlerin hiçbirini tanımıyorsunuz değil mi? Bunlar, Türkiye'nin İHH aracılığıyla desteklediği Kazakistan'daki 660 yetim çocuktan sadece birkaçı

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 12 Nisan 2016 07:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Yetim gülerse dünya güler

Köy meydanındaki Kamet Ata Camii'nin önünde toplanmış onlarca çocuk... Kimi annesine sarılmış, kimi ellerini birbirine sürterek ısınma telaşında...

Burası Almatı'ya 55 kilometre uzaklıktaki Uzinagash (Uzunağaç) Köyü. İHH İnsani Yardım Vakfı'nın düzenlediği "yetim günleri" programı için buradayız. Türkiye'deki hayırseverler tarafından gönderilen hediyeler bu çocuklara dağıtılacak.

Yetimlerin gözlerinde hep kendilerine has bir hüzün olur. Küçücük ruhlarında taşıdıkları büyük acı adeta yüzlerine yansır. Çekik gözlü, ürkek bakışlı onlarca yetim çocukta aynı görüntü hakim.

Sözün az, işaretin çok olduğu komut sistemi ile çocuklar büyükleri tarafından sıraya sokuluyor. Kimine battaniye, kimine elbise, kimine de gıda kolisi veriliyor. Hediyesini alan her çocuk yarı bele kadar eğilip "rahmet" diyerek uzaklaşıyor. Aynı tablo bir sonraki Kargaly, Şamalgan, Beket Ata, Jetigen köylerinde de tekrarlanıyor.

17 NUMARALI YETİMHANE

Bir sonraki gün Almatı şehir merkezinde "17 Numaralı Yetimhane"yi ziyaret edeceğiz.

Asırlık dev çınar ağaçlarının arasından uzanan yoldan geçip büyük bir binaya ulaşıyoruz. Komünist rejimin bakiyesi buz gibi bir yapı... 2000'li yılların modası dört düğmeli ceketin sınırlarını zorlayan iri kıyım bir beyefendi binadan daha soğuk bir edayla tek kişilik karşılama töreni düzenliyor bize... Askeri disiplin şeklinde tek sıra haline geçip onu takip ederek okuldan içeri giriyoruz.

Labirent şeklindeki yapı içinde bilmem kaç basamak geçip bir salona varıyoruz. Büyük bir alkış tufanı kopuyor, soğuk duştan çıkıp saunaya girmiş gibi oluyoruz... Sahneye fırlayan bir bayan öğretmen orkestra şefi gibi iki elini iki yana açıp birtakım hareketler yaptıktan sonra iki elinin işaret parmağını dudaklarında birleştiriyor. Ortalık bir anda sus pus oluyor.

Milli sazlardan Dombra ile başlayan serenat, ardından küçük bir gösteri... Çocuklar maharetlerini sergileme, ben ise iki gündür gülemeyen küçük suratların derdini öğrenme telaşındayım. Öğreniyorum da... Hem de o bayan öğretmenden:

"Bakın beyefendi, buradaki çocuklar misafirin yanında gülemez. Bizim geleneklerimizde çocuk misafirin olduğu odaya girmez, sofraya oturamaz. Çünkü ayıptır..."

Binlerce kilometreden sadece buradaki çocukların yüzünü güldürmek için geldiğimizi söyleyince, o öğretmen yeniden sahneye çıkıyor, iyi de ediyor. Yine bir işaretiyle ortalık yeniden cıvıl cıvıl oluyor. Buz gibi binada çocukların kahkahalarıyla yüreğimiz ısınıyor. O gün 70 çocuğa eşofman hediye ediliyor. Dört bin beş yüz kilometre öteden gelen yeni giysilerini denemek için giyen çocuklar öğretmenlerin ısrarına rağmen dudak büküyor, naz yapıp üzerinden çıkarmıyor. Varsın olsun diyor herkes...

Program sonunda 8'nci sınıf öğrencisi Aybala, konuşma yapmak istediğini söylüyor. Ona da peki diyorlar...

Aysana titrek bir sesle şöyle diyor:

"Buradaki 70 kardeşim adına size teşekkür etmek istiyorum. Bizim için en güzel hediye, sizin bizi hatırlamış olmanız. Eliniz boş gelseydiniz bile bizi çok mutlu etmiş olurdunuz. Bizi unutmayın yeter."

Bir haftalık program boyunca Kazakistan'ın Almatı, Çimkent, Taldıkorgan ve Türkistan bölgelerinde "unutulmaması gereken" 660 yetimi daha ziyaret ediyoruz.

MANEVİ BORCUMUZ VAR

Program bitiyor, İstanbul'a dönüş yolundayız... "Burada bu kadar yetim var iken taa Kazakistan'da ne işiniz vardı?" diyen olabilir!

Tarihi kaynaklarımız, Çinliler ile Türkler arasında Talas Irmağı yakınında 751 yılında yaşanan savaşta Abbasilerin Türklere destek verdiğini ve bu zafer sonrasındaki süreçte Türklerin İslamiyet'le şereflendiğini yazar. Dolayısıyla bugün Kazakistan sınırları içinde kalan ata diyarı bu topraklara manevi borcumuz var.

Dahası, biz Türklerin manevi rehberlerinden Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin rahle-i tedrisinden geçmiş bu insanların torunlarına küçük bir hediye vermişiz, çok mu?

YETER Kİ YETİM OLSUN

İHH İnsani Yardım Vakfı'nın altıncı kez düzenlediği "Yetim Dayanışma Günleri" ile Burkina Faso'dan Filipinler'e, Bosna Hersek'ten Myanmar'a kadar 45 ülke ziyaret edilerek 204.000'i aşkın yetime ulaşılacak. 1 Mart'ta başlayan ve 31 Mayıs'a kadar sürecek ziyaretler sırasında eğitim, sağlık, kültürel destek, sosyal yardım ve kalkınma projeleri ile 273'ü Türkiye'de olmak üzere toplam 636 proje icra edilecek. Biri Türkiye'de Suriyeli yetim çocuklar için, 3 tanesi Bangladeş'te ve biri de Tayland/Patani'de toplam 5 yeni yetimhanenin de açılışı yapılacak. 12 bine yakını Türkiye'nin 75 farklı şehrinde olmak üzere dünyanın 56 ülkesinde 80 bin yetim çocuğu Yetim Sponsorluk Sistemi ile sürekli destek kapsamına alan İHH, 100'ü aşkı ülkede 800 bin yetimi dönemsel, 27 yetimhanede 2.200'ü aşkın yetimi ise tahsillerinin sonuna kadar destekleyecek.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber