Üniversitelerde 'Müşavir' kadrosu olmalı!

Üniversitelerin idari teşkilatının etkin, verimli ve uyumlu bir şekilde yönetilebilmesi için Bakanlıklarda olduğu Üniversitelerde "MÜŞAVİR" kadrosu olmalı !

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 24 Eylül 2018 14:03, Son Güncelleme : 18 Eylül 2018 14:39
Üniversitelerde 'Müşavir' kadrosu olmalı!

ÜNİVERSİTELERDE MÜŞAVİR KADROSU YER ALMIYOR

Bilindiği üzere, 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esaslarına Dair Kanunun 27 nci maddesine göre, "Bakanlıklarda özel önem ve öncelik taşıyan konularda Bakanlık Makamına yardımcı olmak üzere özel yeteneği olanlardan bakanlık müşaviri bulunabilir." hükmü yer almaktadır.

Ayrıca, aynı maddenin devamında "Bakanlık müşavirlerinin gerekli olup olmadığı ve sayısı, otuzu geçmeyecek şekilde kuruluş kanunlarında gösterilir." ifadesi yer almıştır.

Üniversitelerin idari teşkilatının kuruluş ve görev esaslarını düzenleyen "124 sayılı Yükseköğretim Üst Kuruluşları İle Yükseköğretim Kurumları İdari Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede", Bakanlıklarda olduğu gibi Rektöre bağlı Müşavir kadrosu olmasına yönelik bir düzenleme yer almamaktadır.

Bu sebeple, Üniversitelerde idari teşkilatın başı olan "Genel Sekreter" ve ana hizmet birimi olarak nitelendirebileceğimiz "Daire Başkanlığı" kadrosu atananlar, görevleri sırasında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 132 nci maddesinin değişik 4 üncü fıkrası kapsamında "Aylıktan Kesme" veya "Kademe İlerlemesinin Durdurulması" cezası almadıkları müddetçe bir alt göreve atanamıyorlar.

Hatta, özlük hakkı olarak eş değer kadrolar arasında yapılan kurum içi atamalar bile "Kamu Yararı" gözetilmediği gerekçesiyle Bölge İdare Mahkemeleri tarafından iptal edilmektedir.

KAMUDA GÖREVDEN ALMALARA GETİRİLEN DÜZENLEMEDE ÜNİVERSİTELER YER ALMADI !

15 Nisan 2015 tarihli ve 29327 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6639 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 23 üncü maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 18 inci maddeyle kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan yöneticilerin görevden alınma ve bunların belirlenen kadrolara atanmaları ile ilgili usul ve esaslar düzenlenmiştir.

Söz konusu madde ile getirilen düzenleme; Başbakanlık, Bakanlıklar, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Başkan ve Üyeleri hariç olmak üzere 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanuna ekli III sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda görevli yöneticileri kapsamaktadır.

Üniversiteler, Anayasanın 130 uncu maddesinde, kamu tüzel kişiliğine haiz ve bilimsel özerkliğe sahip kurumlar olarak belirlenmiştir. Gerek 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda gerek 2809 sayılı Yükseköğretim Teşkilat Kanununda üniversitelerin bağlı olduğu kurum tanımlanmamıştır.

Bu bakımdan, kamuda yöneticilerin görevden alınmasını ve belirlenen yeni kadrolara atanmasını getiren bu önemli düzenleme üniversitelerde uygulanamamaktadır.

REKTÖRLÜK MÜŞAVİRİ KADROSU NEDEN OLMALI ?

- "124 sayılı Yükseköğretim Üst Kuruluşları İle Yükseköğretim Kurumları İdari Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin 26 ncı maddesine göre idari teşkilatın amir birimi Genel Sekreterlik ve diğer ana hizmet birimi olarak sıralanan Daire Başkanlıkları, üniversitenin hem akademik hem de idari anlamda gelişmesinde en stratejik noktalardır. Bu hizmet birimlerinin başında olan bir yöneticinin, üniversitenin gelişim hızına ayak uyduramaması, üst yönetim (rektör, rektör yardımcıları) tarafından verilen işlerde gecikmelerin/aksaklıkların yaşanması ve hizmet alanı ile ilgili kurum içinden/kurum dışından şikayetlerin artması ister istemez bir görev değişikliğini gündeme getirmektedir.

- Bu yıl itibarıyla baktığımızda İstanbul Üniversitesinin 2017 yılı bütçe ödeneği, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığını geride bırakmıştır. Bu açıdan da, bakanlıkların üstünde bir mali yapıyı yöneten üniversitede; göreve yeni gelen bir Rektör veya görevde olan mevcut Rektör, geleceğe dönük hedef ve politikalarına ayak uyduramayan, üretmeyen, uyumsuz bir yönetici ile ne kadar göreve devam edebilir !

Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan ÇETİNSAYA döneminde 2012 yılında kamuoyuyla paylaşılan ve hala da çıkması beklenen YÖK Yasa Taslağının 64 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında; "Genel sekreterin görev süresi rektörün görev süresinin sona ermesiyle kendiliğinden sona erer. Söz konusu kadroya atanmış olanlardan görev süresi sona erenler ile görev süresi sona ermeden görevden alınanlar boş kadro şartı aranmaksızın araştırmacı kadrolarına halen bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılır. Bu fıkra kapsamında atanacakların araştırmacı kadroları, başka bir işleme gerek kalmaksızın atama işleminin yapılmış sayıldığı tarih itibarıyla ihdas edilerek yükseköğretim kurumlarının kadro cetvellerinin ilgili bölümlerine eklenmiş sayılır. Bu fıkra ile ihdas edilmiş sayılan araştırmacı kadroları, herhangi bir sebeple boşalması halinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Atanma şartlarını kaybetmeleri nedeniyle görevlerine son verilenler hariç olmak üzere, en az iki yıl görev yaptıktan sonra görev süresi dolmadan görevden alınanlara, atanmış sayıldıkları araştırmacı kadrosuna bağlı olarak mali haklar kapsamında döner sermaye ek ödemesi hariç, yapılmakta olan her türlü ödemeler toplamının net tutarının, görevden alındıkları kadroya bağlı olarak mali haklar kapsamında döner sermaye ek ödemesi hariç en son ayda aldığı her türlü ödemeler toplamının net tutarından az olması halinde aradaki fark, her halükarda görev süresini geçmemek üzere ve fark kapanıncaya kadar herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın ödenir." hükmü yer almıştı.

Sonuç olarak, 2012 yılında kamuoyuyla paylaşılan yasa taslağında sadece "Genel Sekreter" kadroları için koyulan bu özel düzenleme, bizim bahsettiğimiz konuyu/sorunu destekler ve yetkililerin de durumdan haberdar olduğunu gösterir niteliktedir. Fakat, taslak çalışma dört yıldır yerinde saydığı için sorun aynı şekilde devam etmektedir...

Yavuz Selim KAPLAN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber