Ekonomisi çöken Avrupa faşistleşti

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri yüksek işsizliğe ve sosyal hakların kısıtlanmasına neden olacak kadar derinleşen ekonomik krize çareyi faşistleşen siyasi propagandada arıyor. AB'nin ekonomisini en iyi ortaya koyan ölçüt ise birliğe üye olmak isteyen ülkelere şart koştuğu Maastricht Kriterleri'ne kendi bütçelerinin bile artık uygun olmaması

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 17 Mart 2017 09:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Ekonomisi çöken Avrupa faşistleşti

Cahit Saraçoğlu

Kendisine üye olacak ülkeler için Maastricht Kriterleri getiren Avrupa Birliği'nde 2008'den itibaren başlayan ekonomik çöküntü, bu ülkelerde ırkçı eğilimleri artırmaya başladı. Almanya ve Hollanda'da Türk siyasetçilere yönelik son günlerdeki sert ve özgürlükleri sınırlayıcı tavırların altında da ekonomik sıkıntıların getirdiği travma yatıyor. AB ülkelerinin ekonomik durumunu en iyi ortaya koyan ölçüt ise kendisine üye olmak isteyen ülkelere şart koştuğu Maastricht Kriterleri'ne bugün artık kendi bütçelerinin de uymadığı gözler önüne serildi.

2016'DA TÜRKİYE AB'NİN ÖNÜNE GEÇTİ

2016 Eylül itibariyle Türkiye'nin durumu ise bütün AB ülkelerinin üzerine çıktı. Küresel krizin teğet geçtiği Türkiye'nin bu krize ve bölgesindeki olumsuz gelişmelere rağmen yaklaşık 7 yıldır kesintisiz büyüyen ekonomisi de AB üyelerini strese sokuyor. Bu kapsamda Türkiye ile AB arasındaki yüksek ekonomik entegrasyonun 2015 yılında da geliştiği ve Türkiye'nin AB'nin 5. büyük ticaret ortağı olacak noktaya geldiği de gözden kaçmıyor. Verilere bakıldığında Türkiye devlet borcunun GSYH oranını ve bütçe açığı kriterlerini AB ülkelerine göre tuttururken, enflasyon ile uzun vadeli faiz kriterini tutturamamış görünüyor. Ancak, bütün dünyada, ekonomik krizden dolayı para basan ülkeler bu dönemde, kamu borçlarının yükselmesine karşılık Türkiye'nin bu alanda sağladığı başarı önemli oldu.

EKONOMİLERİ İÇLER ACISI

2013 yılı sonundan itibaren AB'de Maastrich kriterlerinin geldiği durum ise bu ülkelerin içler acısı halini gözler önüne seriyor. Türkiye'nin genel borç stoğunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 35'lerde olurken, bu oran bir tek Letonya'da yüzde 41, Litvanya'da yüzde 40, Lüksemburg'da yüzde 23,3 oldu. Ama Almanya'da yüzde 80,4, Avusturya'da yüzde 74,2, Belçika'da yüzde 100,3, Hollanda'da yüzde 74,5, Fransa'da yüzde 92,7, İngiltere'de yüzde 93,6 gibi yüksek seviyelere çıktı.

AB'NİN SÖMÜRÜCÜLÜĞÜ DURMAK ZORUNDA KALDI!

Ekonomik sıkıntı içerisinde olan AB ülkeleri ise 2008 yılına kadar sürdürdükleri sömürücü düzenlerini de kaybettiler. Ulusal pazar kurma, koruma, başka ülkelerin pazarına girme, işgal etme, yer altı ve yer üstü zenginliklerine el koymanın bir aracı olarak geliştirme eylemlerini artık rahatlıkla yerine getiremiyorlar. Globalleşip bir dünya imparatorluk sistemi haline gelme hayalleri sona eren AB, bu kez kendi el ürünü olan ırkçılıkla karşı karşıya geldi. Çünkü kapitalizm globalleştikçe tabir yarindeyse ırkçılıkta giderek global bir boyut kazanıyor. Bu yapısallık nedeni ile ırkçılık en çokta global sermayenin anamalı kapitalist ülkelerde hortladı ve hızla büyüyor.

MAASTRICT'TE NELER VAR?

Maastricht Kriterleri, AB'ye üye olarak avro bölgesine girmek isteyen ülkeler için belirlenmiş ekonomik kriterden oluşuyor. Bu kriterlere göre, toplulukta en düşük enflasyona sahip (yani en iyi performansı gösteren) üç ülkenin yıllık enflasyon oranları ortalaması ile ilgili üye ülke enflasyon oranı arasındaki fark 1,5 puanı geçmemelidir. Üye ülkenin devlet borçlarının GSYH'sine oranı yüzde 60'ı geçmemelidir. Üye ülkenin bütçe açığının GSYH'sine oranı yüzde 3'ü geçmemelidir. Son iki yılda üye ülke parası diğer üye ülke parası karşısında devalüe olmamalıdır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber