Rektörlere etik dışı atama imkanı tanıyan kadrolara düzenleme şart!

ÜNİVERSİTELERDE SINAVSIZ KADROLARA YAPILAN ATAMALAR MERCEK ALTINA ALINMALI !

Pamukkale Üniversitesi Rektörünün eşini Enstitü Sekreteri olarak ataması ile ortaya çıkan etik dışı atamaların ardı arkası kesilmiyor. Memurlar.net olarak bazı üniversitelerde yapılan etiğe aykırı bu sınavsız akraba atamalarını son günlerde gündeme getirmeye devam ediyoruz.

Esasen bu konunun yarattığı sorunları Memurlar.net olarak yaklaşık bir yıl evvel "Üniversitelere Görevde Yükselmeye Aykırı Hülle Atamalar Engellenmeli" başlıklı haberimizde gündeme taşımıştık. Maalesef bu haberimiz konunun taraflarını rahatsız etmediği için bundan dolayı önerilerimizde hiç dikkate alınmadı. Dolayısıyla bu sorun giderek büyüdü ve rektörlere eşlerini, kardeşlerini yönetici kadrolarına atayacak kadar rahatlığı verdi.

Peki üniversitelerde Rektörler bu kadrolara nasıl atama yapıyor? Hangi şartlar atanmak için yetiyor ? Bunlardan biraz size bilgi verelim.

Üniversitelerde akademik ve idari birimlerin yönetim kadrosu olan; Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Daire Başkanlıkları, Fakülte Sekreteri, Yüksekokul Sekreteri ve Enstitü Sekreteri kadrolarına atamalar rektör tarafından yapılmaktadır. Rektörlerin bu atamalar yasal demesine dayanak ise 12 Nisan 2014 tarihli ve 28970 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Yükseköğretim Üst Kuruluşları İle Yükseköğretim Kurumları Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği"dir.

Söz konusu yönetmeliğin 20 nci maddesinin (d) fıkrasında; "Şube müdüründen daha üst görevlere, en az dört yıllık yükseköğrenim mezunu olmak kaydıyla, genel hükümlere göre sınavsız atama yapılır." hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 52 nci maddesinin (b) fıkrasında; "Üst kuruluşların ve üniversitelerin genel sekreterlerinin üniversite lisans diplomasına, fakülte sekreterleri ile enstitü ve yüksekokul sekreterlerinin yükseköğretim diplomasına sahip olmaları şarttır." İfadesi bulunmaktadır.

Söz konusu yönetmelik ve ilgili kanun hükmüne birlikte baktığımızda; üniversitelerde Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Daire Başkanlıkları, Fakülte Sekreteri, Yüksekokul Sekreteri ve Enstitü Sekreteri kadrolarının görevde yükselme sınavına tabi olmadığı, bu kadrolara genel hükümlere göre "sınavsız" atamanın yapılabileceği, genel hükümlerden kastedilen hususların ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 68/B maddesinde aranan hizmet süresi ile 2547 sayılı Kanunun 52 nci maddesinde belirtilen diploma şartı olduğu anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla, kadro derecesine bağlı olarak değişmekle birlikte 8-10 yıl kamu hizmetine sahip olanlar sınav şartı olmaksızın üniversitelerde yukarıda bahsettiğimiz kadrolara Rektörün onayı ile atanmaktadırlar. Bu kadroların sınav şartı olmaması kolaylığı ile birlikte maddi çekiciliği de maaşlarının 4 binin üzerinde olmasından kaynaklanmaktadır.

REKTÖRLERİN ETİK DIŞI ATAMALARINI ENGELLEMEK İÇİN SINAV ŞARTI GETİRİLSİN !

Sınav şartı olmayan bu kıyak yönetici kadrolarına iş bilgi düzeyi olmayan, yükseköğretimin idari teşkilatında hiç görev almamış insanlar, sadece akrabalık değil "farklı mecralardan" da ikili ilişkiler kullanarak kısa yoldan yönetici oldular.

Ayrıca, geçen yıl ki haberimizde daha detaylı anlattığımız bir diğer husus ise bu kadroların bir basamak olarak kullanılmasıdır. Yönetmeliği göre yazılı ve sözlü sınav şartı olan Şube Müdürü kadrolarına atamalar bu sınavsız kadrolar aracılığıyla hülle ile kullanılarak yapılmıştır. Bu atamalar yükseköğretim kurumlarında liyakati tamamen yok etmiş ve görevde yükselme sınavları bypass edilmiştir.

Rektörlerin yaptığı bu etik dışı atamaları engellemek ve liyakati sağlamaktan sorumlu kurum Yükseköğretim Kuruludur. Sınavsız atama imkanı sağlayan yönetmeliği hazırlayan kurum YÖK'tür.

YÖK Başkanımızın Pamukkale Üniversitesi Rektörünün yaptığı etik dışı atamayı sona erdirmesi son derece önemli bir harekettir. Buradan hareketle "Yükseköğretim Üst Kuruluşları İle Yükseköğretim Kurumları Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği"nde düzenlemeye gidilmesi konusunda kendisinin vesile olması büyük önem arz etmektedir. Zira bilim yuvası olan/olması gereken üniversitelerimizin son günlerde bu haberlerle anılması hiç hoş bir durum değildir.