Profesör, derste '367 şartı gerekmez dediği' halde, ekranda ?367 şart? diyor!

Haber Giriş : 09 Nisan 2007 10:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Derste başka ekranda başka şart!

Anayasa hukuku Profesörü Yüzbaşıoğlu bile, derste '367 şartı gerekmez dediği' halde, ekranda ?367 şart? diyor! Ak Parti ise 367'yi dayatmasını aşma planları yapıyor.

Taha Kıvanç'ın köşe yazısı

Erdoğan'ın rakamları?

Tayyip Erdoğan'ın siyasette ilginç bir 'işlevi' daha var: Önüne çıkartılan engeller sayesinde partisinin daha başarılı olmasını sağlıyor...

2002 seçiminde '312' ile aday olmasını engellediler de ne oldu: Ak Parti tek başına iktidara geldi ve 'siyasî yasağı'nı kaldırarak Tayyip Erdoğan'ı başbakanlık makamına taşıdı. Şimdi de '367' ile cumhurbaşkanlığına giden yolda önünü kesmek istiyorlar; bunda da başarıya ulaşırlarsa, Ak Parti yeniden tek başına iktidar olup Tayyip Erdoğan'ı Çankaya'ya çıkarabilir?

Erdoğan'ın en yakınındaki isimlerden Akif Beki, 'Erdoğan'ın Harfleri' isimli kitabını yeniden yayınlarsa, herhalde '367' rakamının anlamını da deşifre edecektir?

Yoksa sizler '367' ile ne kast edildiğini bilmiyor musunuz?

Önce Sabih Kanadoğlu attı bu rakamı ortaya: Anayasa ve TBMM İçtüzüğü'ne göre cumhurbaşkanı seçecek Meclis'te 367 milletvekilinin bizzat hazır bulunması gerekiyormuş; bundan daha az sayıyla toplanan Meclis cumhurbaşkanı seçimine geçemezmiş? YÖK Rektörler Komitesi'nin toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, Prof. Erdoğan Teziç de o görüşe destek verdi. CHP lideri Deniz Baykal da, başta küçümsediği görüşe kendini ısındırdı, şimdilerde o da ?367 olmadan asla? diyenler cephesinde?

Sabih Kanadoğlu ve Deniz Baykal başbakanlık yolunu Tayyip Erdoğan'ın önünde açan engelin de mimarıydılar; açın gazete koleksiyonlarına bakın, bu dediğimin doğru olduğunu göreceksiniz. Bu defa da tezlerinde ısrarlı olurlarsa, tarih bu iki ismi, ?Tayyip Erdoğan'ı başbakanlık ile cumhurbaşkanlığına, Ak Parti'yi de iki kez iktidara taşıyan kişiler? olarak kaydedecektir.

İlk olayda, Ak Parti iktidar olunca Tayyip Erdoğan'ın önündeki engelin kendiliğinden kalkmadığını, Tayyip Bey'i başbakanlığa taşıyan yolun CHP lideri Deniz Baykal'ın da el vermesiyle aşıldığını unutmayalım. Muhtemelen bu defa da tarih tekerrür edecek ve genel seçim sonrası yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde, Erdoğan'ın o makama gelmesini yine Baykal sağlayacak?

Senaryoya göre, 367 milletvekili olmadan yapılacak seçimin sonucu iptal talebiyle CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürülecek; beklenen, mahkemenin gerekçeyi kabul edip seçim sonucunu geçersiz sayacağı? Böyle bir durumda, anayasa, mevcut cumhurbaşkanının görevine devam etmesini ve Meclis'in de kendini feshederek 45 gün içerisinde seçime gidilmesini öngörüyor?

Böyle bir ortamda gidilecek seçimde insanımız nasıl tepki verir sizce? Ben, yapılacak ilk seçimde Ak Parti'nin hak etmediği kadar yüksek bir oy alarak yeniden tek başına iktidar çıkacağını sanıyorum; cumhurbaşkanını seçerken başkalarına muhtaç olmayacakları kadar büyük bir çoğunlukla?

Ak Partililer 367 engelini aşmak için de hazırlık yapıyorlar aslında. Bağımsızlar, ANAP, DYP, hatta CHP'den bazı milletvekillerinden toplantıya katılma sözü aldıkları söyleniyor; bu yolla 370 kadar milletvekili seçimin yapılacağı gün Meclis'e gelecekmiş?

Hatta söz verenlerin sonradan cayması durumunda da uygulamaya koyacakları bir formülleri varmış: Başkan tarafından sayım yapılmadan çoğunluk olduğu söylenerek açılacakmış Meclis? Grubu bulunan partilerin sayım isteme hakkı var; ancak en az 20 milletvekiliyle sayım sırasında Meclis'te temsil edilmeleri şartıyla? 20 CHP'li ve 354 milletvekilinden oluşan Ak Parti Grubu istenen sayının (367) üzerinde bir çoğunluk yapıyor?

Sözün kısası şu: Kanadoğlu-Teziç-Baykal cephesi 367 planlarından bir sonuç alacağa benzemiyor?

Belki de Carl von Clausewitz ve Sun Tzu'dan fazlaca etkilendiğim içindir; ben Ak Parti yönetiminin yerinde olsam Meclis'te çoğunluk arama zahmetine hiç katlanmaz, ilk raundu Kanadoğlu-Teziç-Baykal cephesinin kazanmasını sağlayacak biçimde kaybetmeyi göze alırdım? Tabii, politikacılar benim gibi değiller; hele ustaysalar kaybetmeyi hiç düşünmez, ayaklarını her zaman sağlam yere basarlar?

Ne olursa olsun, ?367 de 367? diye ısrar eden cephe daha şimdiden kaybetmeye başladı. Bir örnek vereyim: Hukukçuların olduğu bir ortamda, birlikte tv izlenirken, Kıbrıs'taki bir üniversitede anayasa hukuku dersi veren Prof. Necmi Yüzbaşıoğlu'nun ?367 şart? diyen görüntüsü ekranda beliriverdi. Genç bir hukukçu, ?Aaa? dedi, ?Necmi Hoca derslerde bize söylediğinin tam tersini savunuyor??

Genç adamın gözündeki buğuyu Necmi Yüzbaşıoğlu'nun görmesini isterdim?

Bir dostum, ?Yahu, bu adamlar sırf seni okusalardı, Türkiye'nin artık bu tür ayak oyunlarına müsait olmaktan uzaklaştığını anlar ve ona göre davranırlardı? dedi. Okuyup okumamaları kendi bilecekleri bir iş de, bazısına dilim döndüğünce yüz yüze de anlattım bütün bunları, esas o vakit kaybına yanıyorum ben?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber