İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Hakimler karar verirken 'sözleşmeyi' dahi okumamışlar

İstanbul'daki "tapu iptal ve tescil" davasında "skandal" bir karara imza atan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi'nin skandalları bitmiyor. Binlerce sayfadan oluşan klasörleri incelemeden, dosyayı sıraya almadan ve duruşma tesis edip tarafları dinlemeden 21 günde hüküm veren hakimler davadaki en önemli delil olan taraflar arasındaki15 maddelik sözleşmenin sadece 1. maddesini okuyup geri kalanına bakmadı.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 10 Aralık 2018 07:55, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Hakimler karar verirken 'sözleşmeyi' dahi okumamışlar

İstanbul'da açılan binlerce sayfa belgeden oluşan 'tapu iptal ve tescil' davasında duygusal bir karara imza atan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'nin skandalları bitmiyor. Binlerce sayfadan oluşan klasörleri incelemeden, dosyayı sıraya almadan ve duruşma tesis edip tarafları dinlemeden 21 günde hüküm kuran hakimler, davadaki en önemli delil olan taraflar arasındaki sözleşmeyi bile okumadığı ortaya çıktı.

İstanbul'da açılan binlerce sayfa belgeden oluşan 'tapu iptal ve tescil' davasında tartışmalı bir karara imza atan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'nin bir skandalı daha ortaya çıktı. Hukuk Dairesi tarafından hukuk katliamına dönüştürülen dava Albayrak Turizm şirketi ile ortağı arasındaki bir gayrimenkul konusunda çıkan ihtilafla başladı.

Albayrak Turizm şirketi ortağı ile 1989 yılında imzaladığı sözleşme gereği bahse konu arazi üzerine kat karşılığı binayı inşa ederek teslimini yaptı. Teslimi akabinde 26 yıldır sorunsuz olarak kullanılan bina, 1999 depremi sonrası değişen yeni deprem yönetmeliğine göre paydaşlarının ortak kararı ile tadil edildi. Bina depreme dayanıklı hale getirildi. Fakat tadilat masrafı konusunda ortaklar arasında ihtilaf çıktı. Binanın ortağı, tadilat masraflarını ödemeye yanaşmayınca Albayrak Turizm 'ortaklığın giderilmesi davası' açtı.

YEREL MAHKEME 15 AY İNCELEDİ

Mahkeme sürecinde ihtilaf bilirkişi tarafından incelenerek rapor hazırlandı. Raporda ortaklığın 'bölünerek' giderilemeyeceği, 'satılarak' giderilmesi gerektiğine ilişkin görüş yer aldı. Bunun üzerine tapu sahipleri 26 yıl önce teslim aldıkları, kiraya verip ücretini aldıkları malı sanki hiç teslim almamış gibi 'tapu iptali ve tescil' davası açtı. Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, 15 aylık incelemenin ardından Temmuz 2018'de dosyayı karara bağladı. Mahkeme, davacı ortağın binayı teslim alıp kullandığı, 26 yıl boyunca haklarının tamamını aldığını belirterek davanın zaman aşımından reddine hükmetti. Davacı taraf dosyayı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne taşıdı. Pes dedirten hukuk skandalı da bundan sonra yaşandı.

SIRAYA ALMADAN KARAR VERDİLER

Dosyaya bakan Hukuk Dairesi, istinaf mahkemelerinin inceleme usulünün dışına çıkarak skandal bir karara imza attı. Yargıçlar dosyayı hiç sıraya almadan, duruşma tesis edip tarafları dinlemeden, binlerce sayfalık dosyada gerekli tahkikatı yapmadan, 15 maddelik sözleşmenin sadece birinci maddesini okuyup diğer 14 maddeyi yok sayarak hüküm kurdu ve kararı kaldırdı.

ANA DELİLİ YOK SAYDILAR

Kararını verirken davanın tarafları arasında 1989'da imzalanan sözleşmenin birinci maddesinde geçen "İnşaat 10 ay içinde kat mülkiyeti kurulup iskan alınacak, anahtar teslimi yapılacaktır" ifadelerini esas alan mahkeme, 'iskan alınmamasının sözleşmeye aykırı bir durum olduğu' yorumunu yaptı. Bu karar, mahkeme heyetinin davanın ana delili olan taraflar arasındaki sözleşmeyi bile zahmet edip okumadığını, hükmünü tek bir maddeye dayanarak verdiğini ortaya koydu.

Oysa sözleşmenin 7. maddesinde binaya ruhsata bağlanmadan, iskan alınmadan ilaveler yapılabileceği açıkça imza altına alındı. Davacı ortağın da imza attığı sözleşmenin ilgili maddesinde şu ifadeler kullanıldı: "Ruhsata bağlanmadan yapılacak ilaveler ve inşaat masrafları müteahhite ait olmak üzere yüzde 50'şer olmak üzere taksim edilecektir." Sözleşmenin 14. maddesinde de yine 2 kat ruhsatı olan binanın 4 kat inşa edileceği açıkça ortaya konuldu. Fakat bu maddelere rağmen mahkeme kararda ısrar etti. Davacı tarafın taksim mukavelesi ile 4 katlı, imara aykırı ve fakat sözleşmeye uygun olan, bu yüzden iskana bağlanamayan binanın paylaşıldığını kabul etmesine rağmen, binayı teslim almadığı yönündeki savunmasının mahkeme tarafından isabetli görülmesi kötü niyetli olarak yorumlandı.

Mahkemenin bir kez bile okumadığı sözleşmenin bizzat kendisi, davacı tarafın haklarını tam olarak aldığının ispatı.

DAVACIYA HAKKI TAM OLARAK VERİLDİ

Sözleşmenin 3. maddesinde "Müteahhit dükkan ve iş yerlerini 10 ay müddetle teslim edilmezse mal sahiplerine her geçen ay için 20 milyon TL ödemeyi kabul eder" ifadesi yer alıyor. Bu madde gereğince iddia edildiği gibi haklar teslim edilmemiş olsa Albayrak Turizm'in davacı tarafa 1989 yılından beri milyonlarca lira tazminat ödemesi gerekiyor. Böyle bir gecikme yaşanmadığı için ödenen tek kuruş tazminat olmadığı gibi, 26 yıldır kullandığı halde binayı teslim almadığını iddia eden ortaklar tarafından yargıya taşınan bir tazminat talebi yok.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber