Teknoparklar milli teknoloji hamlesinin kalbi olacak

- Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği Başkanı Faruk İnaltekin, teknoparkların, Türkiye'nin milli ve yerli teknoloji hamlesinin kalbi olacağını belirterek, "Teknoparkların atacağı tüm adımlar ve buraya yapılacak bütün yatırımlar, bu hamleyi destekleyecek unsurlar olarak karşımıza çıkacak." dedi.

İnaltekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, milli teknoloji hamlesiyle hedeflenen ekonomik kalkınma için Türkiye'nin özgün ürünler üretmesi gerektiğini belirtti.

Teknoparkların, milli teknoloji hamlesinin merkezindeki yapılar olduğuna işaret eden İnaltekin, "Girişimci adayları, küçük girişimciler burada. Olgun firmalar, yatırımcılar, mentorler, danışmanlar ve diğer destek yapıları da burada. Bütünüyle milli teknoloji hamlesini gerçekleştirecek oyuncular burada. Dolayısıyla teknoparkların atacağı tüm adımlar ve buraya yapılacak bütün yatırımlar, bu hamleyi destekleyecek unsurlar olarak karşımıza çıkacak. Teknoparklar milli teknoloji hamlesinin kalbi olacak." ifadelerini kullandı.

Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren firmaların Türkiye'nin teknolojik gelişimine katkıda bulunabilmesi için öncelikle kendilerine koydukları vizyonun önemli olduğuna vurgu yapan İnaltekin, şöyle devam etti:

"Burada iki unsur var. Birincisi girişimcilerimizin kendilerine koydukları vizyon. Diğeri de bizim gibi her türlü paydaşın ve devletin verdiği destekler. Girişimcilerimiz ürün geliştirme anlamında, yani teknik anlamda çok iyi durumda. Devletin de çok güzel destekleri var fakat 'Ar-Ge bitti, ürünlerimi üreteyim, pazarlıyayım' noktasına geldiği zaman, hem girişimcinin vizyonu hem de destekler anlamında sorunlarımız olabiliyor."

- Teknoparklardan girişimcilere ticarileşme desteği

Bilkent Cyperpark'ın da Genel Müdürü olan İnaltekin, "Girişimciler teknik olarak çok iyi bir ürün yaptıkları zaman otomatik olarak bu ürünün satılacağını zannediyorlar. Bu yanlış bir düşünce. Aynı düşünce kamu destek programlarını veren çatı kuruluşlarda da var. Ar-Ge'yi tamamlayacak destekler mevcut. Aşamalı destek programlarımız da var, bunun 4. aşaması ticarileşme ama bu alanda atılan somut adımlar eksik kalıyor. Bu anlamda ciddi bir şekilde bu girişimcileri desteklememiz gerekiyor." dedi.

İnaltekin, firmalara özellikle ticarileşme anlamında destek verilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:

"Teknoparklar olarak bizim misyonumuz, her girişimci özelinde doğru hedef pazar neresi, bu hedef pazara girişte doğru adımı nasıl atılır, hatta web sayfasına kadar nasıl daha güzel yapabiliriz gibi çalışmara destek olmak. Bunları kendi imkanlarımızın yanında devletin desteğiyle yapmaya çalışıyoruz. Hızlandırıcı dediğimiz mekanizmalarla girişimcilerin pazara girmelerini sağlıyoruz. Yatırımcılarla ya da potansiyel müşterileriyle bir araya gelmeleri için faaliyetler düzenliyoruz. Yani bir girişimcinin bir kuruma kendi başına gitmesiyle bizim çatımızın altında gitmesi çok farklı oluyor."

- "Teknoloji alanında ticari diplomasi oluşturmalıyız"

Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Rahmi Aktepe de "Teknoloji geliştirme bölgelerimizde çok iyi niyetli çalışmalar olmakla birlikte henüz istediğimiz seviyede değil. Buralarda bir ekosistem oluşturarak özellikle yazılım ve bilişim alanında gelişim sağlamak zorundayız. 2023 için konulan hedeflerin yakalanması ancak bu anlayışla mümkün olabilir." diye konuştu.

Girişimcilerin ürettikleri ürünleri markalaştırmalarının uzun bir süreç olduğuna işaret eden Aktepe, "Markalaşmak kolay bir şey değil. Burada kamu kurumlarının ağırlıklı olarak yerli ürünleri tercih etmesi önemli. Bunun yanında ticari diplomasinizin de gelişmesi gerekiyor. Siz çok iyi bir ürün yapsanız dahi bunun markalaşması, üst düzey yöneticilerimize ve bu anlamda lobilere ihtiyacımız var. Bu alanda bir ticari diplomasi oluşturmalıyız." dedi.

Aktepe, gelişmiş ülkelerin teknoloji alanındaki rekabetine değinirken de şunları söyledi:

"Bu alanda gelişmiş ülkeler bu büyük pastadan pay almak istiyor. Zaman zaman bu anlamda etik kuralların dışına çıktıklarını da görüyoruz. Belki de bunu dünyadaki dijital dönüşümün sancıları olarak görmeliyiz. Çünkü dijital dönüşümden bahsettiğimiz zaman bir devrimden bahsediyoruz. Bunu aşmak için de uluslararası standartlara ihtiyacımız var. Bu noktada da uluslararası standartlar konulurken de masada olmalıyız."