İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Belediyelerde 'yerel sarmal' sorunu

Belediyelerde ve bağlı idarelerde yaşanan ve liyakat-kariyer sorunları her yerel seçim sonrasında aynı tablonun tekerrür etmesine yol açmakta ve bu da belediyelerin sürdürülebilir bir gelişme gösterememesine neden olmaktadır. Bu durum ise, yerelin sürekli olarak hizmet üretmede "yerel bir sarmal" içerisinde kalmasını sağlamaktadır.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 20 Ocak 2020 11:12, Son Güncelleme : 20 Ocak 2020 11:14
Belediyelerde 'yerel sarmal' sorunu

Memurlar.net olarak daha önce "Kamu Yönetiminde Dunning-Kruger sendromu yaygınlaşıyor" başlıklı bir haber yayınlayarak kamuda giderek hakim hale gelen liyakat ilkesi ile çelişen kararlar, "Cahil Cesareti" şekliyle tanımlanan Dunning-Kruger Sendromu ile açıklanmaya çalışılmıştı. Söz konusu haberin yayınlanmasından sonra yerel yönetimlerde gerek mevzuat değişikliklerinde gerekse de uygulamada liyakat ve kariyer ilkeleri ile örtüşmeyen birçok olay yine memurlar.net aracılığıyla haberleştirilmiştir.

Bu haberimizde de Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisinde yayınlanan "Belediyelerde ve Bağlı İdarelerde Liyakat ve Kariyer İlkelerinin Geçerliliği Çerçevesinde Bir Durum Analizi: Yerel Sarmal" başlıklı bir araştırma makalesinden bahsedeceğiz. Tarsus Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Orhan Veli ALICI tarafından yapılan bir araştırma neticesinde Dunning-Kruger Sendromunun yerel yönetimlerde önemli düzeyde karşılık bulduğu, her yerel seçim akabinde o ana dek belediyelerce yapılan çalışmaların ve teşkilatlanmanın sona erdirildiği ve kurumsal hafızanın önemli derecede tahrip edildiği hususları bir alan araştırması ile teyit edilmiştir.

Mesleğe özel yarışma sınavı ile giren ve belediyelerle bağlı idarelerde çalışan müfettiş ve iç denetçilerle yapılan bir anket ile Sayıştay Raporlarına dayanan söz konusu tespitler hayli dikkat çekmektedir.

Makalede 2017 yılı Sayıştay Raporlarına göre yerel yönetimlerde personel atamaları konusunda tespit edilen bulgular şu şekildedir:

-İstisnai kadro olan Özel Kalem Müdürünün kısa bir süre sonra aranan şartları sağlamamasına rağmen mevzuata aykırı olarak zabıta memuru olarak atanması,

-Özel kalem müdürlüğü kadrosuna 10 farklı kişinin 12 defa atanması, açıktan yapılan atamalardan 4 tanesi için Bakanlık izni beklenilmeden atama yapılması,

- Özel Kalem Müdürlüğüne 3 yılda 7 kişinin atanması ve atanan kişilerin, bir süre sonra sınavsız olarak sınavla girilebilecek memur kadrolarına naklen atanmaları,

-Dolu olan Özel Kalem Müdürlüğü kadrosuna başka bir memurun görevlendirilmesi ve harcama yetkililiğini kullanması,

-Görevde yükselmeye tabi kadrolara sınavsız atama yapılması,

-Mevzuatta öngörülen şartları taşımayan personelin daire başkanlığı ve şube müdürlüğü kadrolarına atanması,

- Sivil savunma uzmanlığı kadrosuna yapılan atamanın mevzuat hükümlerine aykırı olarak yapılması,

-Özel Kalem Müdürlüğü kadrosundan diğer kadrolara yapılan atamaların mevzuat hükümlerine aykırı olması,

- Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğe aykırı olarak atama yapılması,

- Görevde yükselmeye tabi kadrolara sınavsız atama yapılması,

- Belediyede bulunan bazı dolu müdür ve daire başkanlığı kadrolarına hukuka aykırı olarak tedviren atamaların yapılması,

- Özel Kalem Müdürlüğüne İçişleri Bakanlığından izin alınmadan atama yapılması,

- Mevzuattaki şartları taşımayan personelin şirket yönetim kurullarında görevlendirilmesi,

-Belediye zabıtasının başka görevlerde çalıştırılması,

- Belediye Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin mevzuata aykırı olması ve mesleki yeterlilik standardına uygun olmayan personel çalıştırılması,

- Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanlığı Görev ve Çalışma Yönetmeliği'nin tabi olduğu üst hukuk normlarına aykırı hükümler içermesi ve bu yönetmelik uyarınca yine mevzuata aykırı olarak müfettiş atanması,

-Uzman kadrosuna yapılan atamanın mevzuata aykırı olması,

-Norm kadroda olmayan unvanlarda personel çalıştırılması.

Sayıştay Raporlarına dayanan bu tespitlere istinaden yapılan anket ve alan araştırması neticesinde de yüksek güvenilirlikte olan aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

-Yönetici personelin seçiminde liyakat ve kariyer ilkelerinin yeterince dikkate alınmadığı,

-Liyakat ve kariyer ilkelerini tesis edici sınavların yapılmadığı, yönetici personelin seçiminde söz konusu ilkelerin uygulanmasında idareyi yükümlülük altına alacak düzenlemelerin bulunmadığı,

-Yapılan atamalarda yerel güçler ve politik bağlantılar ile belediye başkanının şahsi kanaatinin belirleyici olduğu, ancak kısmen de olsa özel ihtisas gerektiren elzem konularda yönetici personel seçiminde bu ilkelerin dikkate alındığı,

-Alt düzeyde çalışan personelin yetkin olması halinde söz konusu birimlerin yönetici kadrolarına yapılan atamalarda liyakat ilkesinin yeterince dikkate alınmadığı,

-Yerel seçimler akabinde seçimi kazanan başkanın ve/veya siyasi partinin değişmesi halinde belediyenin yönetici kadrolarının önemli bir kısmının değiştiği, sonrasında ise yerel mevzuata yeterince hakim olamayan, daha önce yerel yönetimlerde çalışmamış kamu görevlilerinin belediyelere yönetici olarak naklen atandığı, bu surette kurumsal hafızanın tahrip edildiği, stratejik plan gibi esaslı amaçların belirlenmesinde öncelikler ve gereksinimler noktasında belirsizliklere ve telafisi zamansal anlamda güç gecikmelere sebebiyet verildiği,

-Seçim sonrasında belediye teşkilatının dizaynı ve yönetici kadro değişim sürecinin hayli vakit aldığı, buna bağlı olarak da bir süre yerel hizmetlerin sunulmasında iyileştirmeye gidilemediği,

-Liyakat ve kariyer ilkelerine aykırı olarak yapılan atamalar sebebiyle belediye içerisinde görev alan yetkin personelin çalışma şevkinin kırıldığı, iş süreçlerine katkılarının azaldığı, başka idarelere geçiş noktasında arayışa geçtikleri, yeterince yetkin olmayanların ise üst düzey kadrolara atanması neticesinde yine yeterince mesleki yetkinliği olmayan alt düzey çalışanların da yerel güç ve politik bağlantı arayışlarına girerek yükselmeyi denedikleri,

- Söz konusu atamalar sebebiyle hiyerarşik silsile içerisinde aşağıdan yukarıya bilgi akışının aksadığı, mahiyetinin ve önem düzeyinin değiştiği, rutin işlerin aksadığı, bu durumun alt düzeydeki çalışanların performansını ve motivasyonunu düşürdüğü, böylece yerel hizmetlerin yeterince etkili ve verimli sunulamadığı,

hususları tespit edilmiştir.

Söz konusu çalışmada ayrıca belediyelerde ve bağlı idarelerde yaşanan ve liyakat-kariyer ilkeleri ile özdeşleşmeyen personel ve yönetici istihdamının yaygınlığı ve her yerel seçim sonrasında aynı tablonun tekerrür etmesi sorunsalı büyük ölçüde belediyelerin sürdürülebilir bir gelişme gösterememesine, yerel hizmetlerin iyileştirilerek sunulamamasına, dolayısıyla da büyük ölçüde yerelin sürekli olarak hizmet üretmede "yerel bir sarmal" içerisinde kalmasına yol açtığı da tespit edilmiştir. Bütün bu hususların ise Dunning-Kruger Sendromunun liyakat ve kariyer ilkelerinin uygulanması anlamında belediyelerde ve bağlı idarelerde önemli düzeyde karşılık bulduğunu göstermiştir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber