İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

SGK'nın 13 yıl sonra emekli memura borç çıkarması işlemi hak ihlali midir?

Anayasa Mahkemesi, emekli memurun 13 yıl sonra ek göstergeden kaynaklı olarak geriye dönük borç çıkarılması işlemini hak ihlali bulmadı!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 30 Ocak 2020 10:55, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
SGK'nın 13 yıl sonra emekli memura borç çıkarması işlemi hak ihlali midir?

Bilindiği üzere, 25 Mart 2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 07 Aralık 2017 tarihli kararında özetle; "Mühendis unvanına sahip olmakla beraber 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uyarınca Teknik Hizmetler Sınıfında kimyager kadrosunda görev yapanların ek gösterge rakamlarının tespitinde, tahsil durumlarının değil, kadro unvanının esas alınması gerektiği" hüküm altına alınarak bu karardan evvel mahkemelerce alınan farklı nitelikteki kararlar birleştirilerek ek göstergenin tespitinde "kadro unvanının" esas alınması kurala bağlandı.

Bu karardan sonra, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarından (TCDD) Makine Mühendisliği mezunu ancak "Teknik Amir" kadrosunda görev yapan ve 1995 yılında 3600 ek gösterge üzerinden emekli olan kişiye Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından "13 yıl sonra" 01 Ağustos 2008 tarihinden geçmişe dönük beş yıllık 16.679,63 TL borç çıkartılmıştır.

Kişinin bu konu hakkında ilk derece mahkemelerinde ve Danıştay nezdinde davaları aleyhine sonuçlanmış ve karar onanmıştır. Mahkemeler, kişinin Mühendis kadrosuna atanmadan 3600 ek gösterge üzerinden özlük haklarının düzenlenmesi ve emekliye sevk edilmesinin Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararına aykırılık teşkil ettiğini ve buna bağlı olarak geçmişe dönük yapılan borç çıkarma işlemini hukuka uygun bulmuştur.

Davacı 13 yıl sonra emekli aylığı ile ilgili olarak yapılan bu işlem için Anayasa Mahkemesi nezdinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi konuyu iki açıdan incelemiştir. Birincisi davacının ek göstergesinin değiştirilerek emekli aylığının azaltılması, ikincisi ise geçmişe dönük borcun istenmesidir.

Anayasa Mahkemesi, her iki konuda da yapılan idari işlemin Anayasa'da belirtilen mülkiyet hakkını ihlal etmediğini oyçokluğuyla karar altına almıştır. 15 üyeden bireysel başvuruya konu olan durumu hak ihlali görmezken, 7'i üye ise karşı oy kullanmıştır.

Anayasa Mahkemesi kararında özetle şu gerekçeleri ifade etmiştir:

1- Öncelikle Anayasa Mahkemesi intibak işlemlerinde ek göstergenin öğrenimle elde edilen unvana göre mi yoksa işgal edilen kadro unvanına göre mi belirleneceği hususunun Anayasa Mahkemesinin görevi olmadığı ve derece mahkemelerinin kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik bulunmadığı sürece Anayasa Mahkemesinin bu yorumlara müdahale etmesinin bireysel başvurunun amacına aykırı olduğunun altını çizmiştir. İlave olarak somut olayda da ek göstergenin Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulunun kararı çerçevesinde düzeltilmesinde bariz bir takdir hatası görülmemiştir.

2- İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararlarının, bir kanun hükmüne ilişkin var olan yorum farklılıklarının giderilerek tek bir yorumun geçerli kılınmasına yönelik olup, İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararlarıyla yeni bir kural ihdas edilmediği, içtihat üretme konumunda bulunan yargı organlarının herhangi bir kanun hükmüne ilişkin yorumlarının derdest olan veya henüz mahkemeler önünde dava konusu edilmeyen tüm uyuşmazlıklara uygulanmasının işin doğasında olduğu ve bu bağlamda emekli aylığının 13 yıl sonra azaltılması ve geçmişe dönük borç çıkartılması işleminin kanuni bir dayanağının bulunduğu ifade edilmiştir.

3- Geçmişe dönük borcun istenmesi açısından ise, somut olaydaki iade işleminin 5434 sayılı Kanunun 121 inci maddesine dayalı olarak (2003-2008) beş yıllık olarak istendiği, dolayısıyla 13 yıl sonra kişi borcu istenmesine dair işlemin de aynı şekilde kanuni bir dayanağının olduğu ve derece mahkemelerinin bu konuda hukuka uygunluk denetimini yaptığı belirtilmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararının tamamına ulaşmak için TIKLAYINIZ.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber